Psikanalitik, fenomenolojik ve etik boyutlarıyla başkasının ölümü ve yas

No Thumbnail Available

Date

2025

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Abstract

Bu çalışmanın temel amacı, yas tutmayı bir duygulanım, bir deneyim ve bir duruş olarak ele alarak onun başkası ile ilişkiselliğini sorunsallaştırmak, buradan da hareketle onun her şeyden önce yas tutanın kendine dönük bir duygulanım, deneyim ve duruş olduğunu ortaya koymaktır. Bu amaca ulaşmak adına başkasının ölümü ve yas olguları psikanalitik, fenomenolojik ve etik boyutlarıyla incelenecektir. Bu inceleme sonucunda yasın kendi'den başkası'na yönelmekten ziyade kendi'den başkası dolayımıyla yine kendi'ye yönelen bir duygulanım, deneyim ve duruş olduğu gösterilecektir. Bu çok boyutlu incelemede, kendi ile başkası arasındaki ilişki başkasının ölümü nedeniyle sonuçlandığında yas tutan kişinin kendisini bu eyleme yönlendirmesinin sebepleri önce "nesne kaybı", sonra "ölüme-doğruluk" ve en nihayetinde "etik sorumluluk" kavramları çerçevesinde değerlendirilecektir. Tezin birinci bölümünde Sigmund Freud'un düşünceleri ışığında yas bir duygulanım olarak ele alınacaktır. Bu duygulanımın ortaya çıkış nedenleri, yöneldiği nesne ve dışavurum biçimleri incelenecek, bu inceleme neticesinde yasın ölen başkası için tecrübe edilen bir duygulanım olmaktan ziyade egonun bütünlüğünü korumak için tecrübe edilen bir duygulanım olduğu ortaya koyulacaktır. Tezin ikinci bölümünde, Martin Heidegger'in fenomenolojik ontoloji kuramı kapsamında ortaya attığı kavramlar ışığında yas bir deneyim olarak ele alınacaktır. Heidegger'in ölümün egzistansiyal-ontolojik yapısına ve Dasein'ın ölümle olan ilişkisi üzerinden varlık bilinci kazanmasına dair yaptığı çıkarımlar tartışılacak ve onun özellikle başkasının ölümünün deneyimlenebilirliği ve başkasının ölümünün Dasein'a kazandırdığı ölüm bilinci hakkında söyledikleri üzerinden yasın yöneldiği nesne sorunu tartışmaya açılacaktır. Bu tartışmanın neticesinde, yasın Dasein'ın başkasının ölümü üzerine duyduğu üzüntüden değil, onun başkasının ölümü üzerinden kendi ölüme-doğruluğunu kavraması üzerine duyduğu kaygıdan kaynaklandığı ortaya koyulacaktır. Tezin üçüncü ve son bölümünde, Emmanuel Levinas'ın etik kuramını temellendiren kavramları ışığında yas bir etik duruş ya da tutum olarak ele alınacaktır. Levinas'ın kendi ile başkası arasındaki başkası lehine asimetrik etik ilişki fikri temelinde ölüm, etik sorumluluğu yerine getirme imkanının ortadan kalkması anlamı taşır. Levinas'ın başkasının ölümünü başkasıyla yüzleşme imkanını yitirmek, bu vesileyle de başkasına borçlu kalmak olarak değerlendirmesi göz önünde bulundurularak yasın anlamı yeniden değerlendirilecektir. Bu değerlendirme sonucunda yas tutmanın başkasına dönük bir duygulanım değil, kendi'ye dönük bir etik sorumluluk bilinci olduğu sonucuna varılacaktır. Son olarak, elde edilen bulgular Jacques Derrida'nın aporetik yas kuramı ile ilişkilendirilecek ve başkasının yasının tumanın imkânsız olduğu, gerek duygulanım, gerek deneyim, gerekse de duruş olarak düşünüldüğünde yasın öznesinin de nesnesinin de yas tutanın kendisi olduğu sonucuna varılacaktır.

Description

Keywords

Batı felsefesi, Çağdaş felsefe, ölüm, yas

Citation