Ankara Üniversitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi farklı bölümlerden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.
Recent Submissions
Düzeltme: Havuzdere (Yalova) Orta Çağ toplumu bebek ve çocuk iskeletlerinde ağız ve diş sağlığı
(Ankara Üniversitesi, 2023) Kural, Ece Eren; Özer , İsmail
Bu düzeltme, yukarıda künyesi verilmiş makalenin
sırasıyla 83 ve 86. sayfalarında yayımlanmış olan Tablo
6 ve Tablo 16’nın bilgilerini düzeltmektedir. Dizgi
sırasında oluşmuş bir hatadan ötürü çalışmaya ait
olmayan bulguları içermiş bu tablolar aşağıdaki şekliyle
düzeltilmektedir:
Tokat/Niksar (Yakın Çağ) erişkinlerinde sağlık sorunları
(Ankara Üniversitesi, 2023) Kırmızıoğlu, Pınar Gözlük; Köroglu, , Tolga; Açıkkol, Ayşen; Dağ, Ömer
2008 yılında Tokat ili, Niksar ilçesi, İsmet Paşa Mahallesi 60 ada,
1 parselde yer alan ahşap bir evin altında koridorlu düzenlemeler
nedeniyle galerili yeraltı yapısı olarak tanımlanan bir yapıda, Yakın Çağ
ile tarihlendirilen bireylere ait iskelet kalıntılarına rastlanmış ve aynı yıl
Tokat Müze Müdürlüğü başkanlığında bir kurtarma kazısı başlatılmıştır.
Bu alanda ele geçen toplam 69 erişkin bireyin paleodemografik dağılımına
bakıldığında, 18’i kadın (%26,09), 26’sı erkek (%37,68) ve 25’i de cinsiyeti
saptanamayan bireyler (%36,23) olarak değerlendirilmiştir. Bireylerin
genel sağlık durumları ve yaşam biçimleri hakkında bilgi edinebilmek
amacıyla incelenen materyalde yapılan paleopatolojik analiz sonucunda,
bu bireylerde metabolik hastalıklar (porotic hyperostosis, cribra orbitalia,
osteoporoz), enfeksiyonel oluşumlar (periostitis), travmalar, tümör (button
osteoma), dejeneretif eklem lezyonları (osteoartrit) ve Schmorl nodülü
gibi oluşumlar gözlenmiştir. Porotic hyperostosis ve cribra orbitalia demir
eksikliğine bağlı olarak gelişen anemi oluşumunu düşündürmektedir.
Erişkin bir bireye ait bir gövde omurunda gözlenen osteoporoz ileri yaşla
(45 yaş ve üzeri) ilişkilendirilmiştir. Bireylerde spesifik bir enfeksiyonel
hastalığa rastlanmamıştır. Periostitis oluşumu bireylerin özellikle alt bacak
kemiklerini etkilemiştir. Travmalar vücut kemiklerinde iyileşmiş kırıklar
şeklindedir, iki kafatasında künt bir cismin sorumlu olduğu düşünülen
depresyon (çöküntü) kırıklarına rastlanmıştır. Bir erkek bireyde
muhtemelen travmadan kaynaklı iyi huylu bir tümör oluşumu olan button
osteoma ile karşılaşılmıştır. Radius ve ulnada colles, yani düşme kırıkları
mevcuttur, yine claviculada gözlenen iyileşmiş kırık izleri de muhtemelen
düşmeden kaynaklıdır. Literatürde boksör kırığı olarak bilinen ve sol
5. metacarpal kemiğinde rastlanan iyileşmiş kırık oluşumunun, yumruk
sıkarak sert bir cisme vurma ya da elin bu bölgesine alınan bir darbe
ya da çarpma sonucu meydana gelmiş olabileceği düşünülmektedir.
Osteoartrit vücut kemiklerinde diz ve dirsek eklemlerini, kalça bölgesini,
omurları etkilemiştir. Osteoartrit ve Schmorl nodülü oluşumları geçim
kaynağı ağırlıklı olarak tarım olan bu bölgede yoğun tarımsal faaliyetleri
düşündürmektedir.
Pisidia Antiokheiası (Yalvaç, Isparta) Bizans Dönemi (11-12. yy) kuyu iskeletlerinin ağız ve diş sağlığı
(Ankara Üniversitesi, 2023) Eryılmaz, Derya; Demirel , Fatma Arzu
Bu makalede Pisidia Antiokheiası kazılarında (Yalvaç, Isparta) 2013
(33 ve 39) ve 2014 yıllarında (65 ve 75) bulunan 4 kuyudan çıkarılmış
iskeletlerin ağız ve diş sağlığı incelenmiştir. Bizans Dönemi’ne (11-12.
yy.) tarihlenen, 22 adet iskeletin 13’ü erişkin, 5’i erişkin yaşın altındaki
bireylere aittir, 4 bireyin ise yaşı belirlenememiştir. Toplam 306 adet dişin
%91,9’u (281 adet) daimi, %8,1’i (25 adet) süt dişlerinden oluşmaktadır.
Daimi dişlerin 28 adedi (%9,9) kadın, 108 adedi (%38,3) erkeklere aittir.
145 adedinin (%51,6) ise ait olduğu cinsiyet belirlenememiştir. Ağız ve
diş sağlığı, çürük, hipoplazi, diştaşı, alveol kemik kaybı, ante-mortem diş
kaybı (AMDK), apse gibi göstergeler dikkate alınarak değerlendirilmiş,
çağdaşı topluluklarla karşılaştırılmış ve topluluğun çağdaşlarına göre
durumu ortaya konulmuştur. Diş çürüğü %7,47; mine hipoplazisi %33,1;
diş taşı %42,7; alveol kaybı %45,2; AMDK %8,9, apse % 5,69 oranında
saptanmıştır. Patolojilerin diş tiplerine göre nasıl dağılım gösterdiği de
incelenmiş ve diş taşı ile alveol kaybı kesicilerde (incisive), mine hipoplazisi
köpek dişlerde (canine), AMDK ve apse de büyük azılarda (molar) en fazla
görülmüştür. Bu patolojilerin alt (mandibula) ve üst çenedeki (maxilla)
dağılımı gösterilmiştir. Cinsiyet grupları arasında gösterdiği dağılım
da saptanmıştır. Çürük, AMDK, apseye erkeklerde; hipoplazi, diş taşı,
alveol kaybına kadınlarda daha fazla rastlanmıştır. Mine hipoplazisi
maxillada, AMDK ise en çok mandibulada gözlemlenirken, diğer
patolojilerde belirgin bir fark bulunamamıştır. Patolojilerin diş tiplerine
göre dağılımında ise diş çürüğü küçük azılarda (premolar), mine hipoplazisi
köpek dişlerde, diş taşı ve alveol kaybı kesicilerde, apse ve AMDK
büyük azılarda en fazla görülmüştür. 25 adet süt dişinde ise herhangi bir
patolojiye rastlanmamıştır.
Turizm antropolojisinin ana hatları
(Ankara Üniversitesi, 2023) Çalışkan, Nurgül; Çokal, Zeynep; Bektaş, Yener
Giderek küreselleşen dünyada turizmin kültürler ve/veya alt kültürler arasında bir karşılaşmaya sahne olması, turizm ve antropolojiyi pragmatik yollarla bir araya getirmektedir. Buna karşın, ulusal literatürde turizm ve antropoloji arasındaki bağlantıların yeterince kurulmadığı dikkat çekmektedir. Literatürdeki eksikliğe bir yanıt olarak bu çalışma ile turizm antropolojisinin doğuşundan bu yana söylemindeki önemli dönüm noktalarının ve değişen doğasının gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, çalışmada öncelikle turizm ve antropoloji arasındaki ilişki irdelenmiş ve turizm antropolojisinin bir alt disiplin olarak nasıl meşruiyet kazandığı tartışılmıştır. Ardından, antropologların “misafirler” ve “ev sahiplerine” odaklanarak turizme yönelik sordukları sorular iki ana temaya (turizmin doğası ve etkileri) ayrılmış ve bu temalar altında tartışılan konuların bir özeti sunulmuştur. Böylece turizm antropolojisine ilişkin genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır.
“İslam sanatı” imgesinin inşası ve oluşum süreci hakkında bir değerlendirme
(Ankara Üniversitesi, 2023) Doğan, Oytun
İslam sanatı, bir gösterge olarak dini ve coğrafi sınırlamalarla belirlenen sanat üretimlerini tanımlamıştır. İslam sanat eserleri genel bir tanımlamayla şeriat hükmü altında yönetilen toplumların üretimleri olmuştur. Bu durum, tanımlayanının bakış açısını ve tanımlamanın gerçekleştiği toplumu adlandırma ve anlamlandırma amacı taşımıştır. Sanat, Batı’da bir bilim dalı olarak gelişimini seküler düşünce üzerinden inşa etmiştir. Bu nedenle sanatın kanon bilgisi Batı toplumunun kültürel ve siyasal olarak kendi içinde yaşadığı üslup değişimleriyle oluşmuştur. İslam sanatı, tüm Batı dışı toplumların sanat araştırmalarında olduğu gibi etnografya araştırmaları temelinde başlamıştır. Bu bağlamda araştırma nesneleri sanat eseri olarak değil bir kültürel üretim olarak görülmüştür. Bundan dolayı İslam sanat uzmanları sanat tarihi dışında antropoloji, din ve siyasi tarihte de uzman kişiler olmuştur. Araştırma bu yönelimle toplumsallaşan İslam sanatının kapsayıcılığının yol açtığı problemleri İslam sanat imgesinin oluşumunun incelenmesiyle değerlendirecektir. Bu incelemede, farklılıkların göz ardı edilerek tekleştirici bir terim olarak gelişen İslam sanatı imgesinin ideolojik arka planının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırma, Batılı müzelerin İslam toplumları üzerine gerçekleştirdikleri bilgi inşa sürecinde İslam sanatının bir gösterge olarak değerlendirilmesiyle sınırlandırılmıştır.