Kültürel çevre korumada bir yöntem olarak ekomüzeler: Elazığ, Harput örneği
No Thumbnail Available
Date
2023
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Ankara Üniversitesi
Abstract
Bir toplumun geçmişi ile bugünü arasında köprü niteliği taşıyan tarihi ve kültürel çevreler, büyük bir birikimin sonucu oluşan çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Toplumların tarihi süreç içinde geçirdikleri kültürel, sosyal ve ekonomik dönüşümler, yaşam biçimleri, somut ve somut olmayan kültürel miras değerleri, doğa ile kurdukları ilişkiler bu birikimin yansımalarıdır. Tarihi ve kültürel çevreler, yaşayan bir organizma gibi tarihi süreçlerden etkilenirler, değişirler ve dönüşürler. Bu değişimin ve dönüşümün izlerinin, tanıklarının, geçmişe dair somut ve somut olmayan yansımalarının bozulmadan bugüne aktarılması söz konusu bu mekanların kimliklerinin sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Hızlı ve niteliksiz kentleşme, nüfus artışı, tarihi koruma bilincinin eksikliği, tarihi-kültürel çevrelerde gerçekleştirilen uygulamalardaki yasal ve yönetsel boşluklar gibi sorunlar bu alanların kimliksizleşmesine ve hatta yok olmasına neden olmaktadır. Kimliğini koruyabilen, tarihi ve kültürel birikimini yansıtabilen kentsel çevrelerde yaşam hakkı, geçmiş deneyimlerini sahiplenerek geleceğine yön vermek isteyen her toplum için yaşamsal öneme sahiptir. Bu bağlamda; tarihi ve kültürel çevrelerin korunması, dönüştürülmesi ve devamlılığının sağlanması toplumsal kollektif hafıza açısından da yerine getirilmesi gereken bir sorumluluktur. Ekomüzeler; bulunduğu coğrafyanın yerel kimliğini, miras değerlerini, doğal ve kültürel özelliklerini sahiplenen ve bu bağlamda koruyan bir yaklaşıma sahiptir. Geleneksel müzecilik anlayışına karşı 1970'lerde ortaya çıkan ekomüze kavramı; somut ve somut olmayan kültürel miras değerlerinin bütüncül bir şekilde korunmasına ve bu miras değerlerinin yerelin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamak amacı ile değerlendirilmesine odaklanmaktadır. Koruma, yönetim-işleyiş sürecine yerelin demokratik katılımı ve sürdürülebilir kalkınma perspektifinde şekillenen ekomüze ideali, ziyaretçilere sunulan nesillerden beri süregelen yaşam biçimlerini deneyimleme olanağı ile de "yaşayan bir müze" karakteri göstermektedir. Bu araştırmanın amacı; tarihi ve kültürel çevrelerde uygulanabilecek ideal bir ekomüze modeli çerçevesi oluşturarak, söz konusu çevrelerdeki somut ve somut olmayan kültürel miras değerleri ile doğal ve kültürel peyzaj özelliklerini bütüncül bir yaklaşımla korumak ve gelecek nesillere aktarımını sağlamaktır. Bu kapsamda, Harput kentsel ve arkeolojik sit alanı özelinde oluşturulan ve benzer nitelikteki tarihi-kültürel çevreler için de uygulama olanağı sunan, bütüncül koruma yaklaşımı temelinde şekillenen bir ekomüze modeli geliştirilmiştir. Modelin uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği açısında çok kriterli karar verme yöntemleri kullanılarak üretilen stratejik planlama hedefleri çerçevesinde çalışma alanına yönelik öneriler sunulmuştur.
Historical and cultural environments, which are bridge between the past and the present of a society, have a multi-layered structure that is the result of a great accumulation. The cultural, social and economic transformations that societies have undergone in the historical process, their lifestyles, tangible and intangible cultural heritage values, and their relations with nature are the reflections of this accumulation. Historical and cultural environments are affected, changed and transformed by historical processes like a living organism. It is important for the sustainability of the identities of these places to transfer the traces, witnesses, and tangible and intangible reflections of this change and transformation to the present without any deterioration. Problems such as rapid and unqualified urbanization, population growth, lack of awareness of historical preservation, legal and administrative gaps in practices in historical-cultural environments cause these areas to become unidentified and even disappear. The right to life in urban environments that can preserve its identity and reflect its historical and cultural background is of vital importance for any society that wants to shape its future by embracing its past experiences. In this context; the protection, transformation and continuity of historical and cultural environments is also a responsibility that must be fulfilled in terms of social collective memory. Ecomuseums; has an approach that embraces and preserves the local identity, heritage values, natural and cultural characteristics of the geography in which it is located. The concept of ecomuseum, which emerged in the 1970s against the traditional understanding of museology; focuses on the holistic protection of tangible and intangible cultural heritage values and the evaluation of these heritage values in order to contribute to the sustainable development of the local area. The ecomuseum ideal, shaped by the perspective of conservation, democratic participation of the local in the management-operation process and sustainable development, shows the character of a "living museum" with the opportunity to experience the life styles that have been going on for generations. The purpose of this research; to protect the tangible and intangible cultural heritage values and natural and cultural landscape features in the said environments with a holistic approach and to transfer them to the next generations by creating an ideal eco-museum model framework that can be applied in historical and cultural environments. In this context, an eco-museum model has been developed, shaped on the basis of a holistic conservation approach, which is created specifically for the Harput urban and archaeological site and offers the opportunity to apply for similar historical-cultural environments. In terms of the applicability and sustainability of the model, suggestions for the study area were presented within the framework of the strategic planning objectives produced by using multi-criteria decision-making methods.
Description
Keywords
harput, ekomüze, kültürel çevre