Cilt:25 Sayı:01 (2021)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 6 of 6
  • Item
    Fazlî ve manzum kasîde-i bürde tercümesi
    (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2021) Kaplan, Yunus; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Çok zengin bir tercüme geleneğine sahip olan klasik Türk edebiyatında özellikle Arapça ve Farsça kaleme alınmış olan sayısız eserin yüzyıllar boyunca Türkçeye tercümesi yapılmıştır. Bu eserler içerisinde bazıları, sahip oldukları muhtevalarıyla mütercimlerin ilgisine daha fazla mazhar olmuş ve farklı mütercimler tarafından defalarca Türkçeye tercüme edilmiştir. Bunlardan biri de Mısırlı sûfî şair İmam Bûsîrî’nin on üçüncü yüzyılda Arapça tanzim ettiği ve temelini Hz. Peygamber’e duyulan derin muhabbetin teşkil ettiği Kasîde-i Bürde’dir. Edebiyatımızda Kemal Paşazade, Leâlî, Ahmed-i Rıdvan, Şemseddin Sivâsî ve Nahîfî gibi onlarca şair tarafından manzum tercümesi yapılan bu esere rağbet göstererek Türkçeye nazmen tercüme edenlerden biri de Paşa Sarayı Hocası sanıyla bilinen Fazlî’dir. Bu çalışmada önce Kasîde-i Bürde hakkında bilgi verilmiş, ardından özellikle emsali olan tercümelere nazaran daha edebî bir hüviyete sahip oluşuyla dikkatleri çeken Fazlî’nin bu kasideye yazdığı 161 beyitten müteşekkil olan manzum tercümenin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulduktan sonra tespit edilen beş nüshasından hareketle çeviri yazılı metnine yer verilmiştir.
  • Item
    Çağdaş Özbek şairi Tahir Kahhar sanatının özellikleri
    (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2021) Heşimova, Terane; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    “Özbek şairi Tahir Kahhar sanatının sanatsal özellikleri” makalesinde çağdaş dönemde Türk dünyasının ünlü ismi, bilim insanı, çevirmen, Özbek şairi Tahir Kahhar sanatının sanatsal özellikleri, Azerbaycan edebiyatından yaptığı çeviriler araştırma objesinde dönüşmüştür. Araştırma sonuçu genel olarak şairin sanatı ve faaliyeti Türk dünyasına eşsiz hizmetleri açısından değerlendirilir. Belli olur ki, Özbek halkının özgür bilinçli şairi, ulusal geleneklere sadık kalmış, Özbek ulusal şiir geleneklerini konu, biçim ve içerik bakımından koruyarak gelecek kuşaklara aktarmıştır. Yazar ayrıca, Azerbaycan dilinden çevirilerin seçiminde ulusal meselelere de değinmiş, bununla da sanatsal ilişkilere yeni mazmun aşılamıştır. Makalenin kaleme alınmasında çoğunlukla şairin sanatı hakkında belgeler şairin kişisel arşivinden alınmıştır.
  • Item
    Ahmet Mithat Efendi’nin Felâtun Bey ile Râkım Efendi romanında islâm epistemolojisine mutlak bağlılık ve batı algısı
    (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2021) Eyan, Bilginç; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Felâtun Bey ile Râkım Efendi romanı, Ahmet Mithat Efendi’nin kendi döneminde Türk romanının temel problemlerinden biri olan Doğu-Batı sorunsalı doğrultusunda fikirlerini yansıtmak adına yazdığı eserlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ahmet Mithat Efendi, bu eserinde ideal olanı yansıtırken temel zemine İslam epistemolojisinin mutlaklığını ve geleneğe bağlılığı oturtmuştur. Bir terkip arayışından ziyade var olan epistemolojik değerlerin kesin biçimde muhafaza edilmesiyle ideal olana kavuşulacağını göstermeye çalışan yazar, bu durumun Batı karşısında da olumlu bir sonuç doğuracağı fikrini okuyucusuna sunar. Bu doğrultuda Ahmet Mithat Efendi’nin, Batı’yı temsilen romana Ziklas ailesi ile Josephino’yu ve hatta Batı’nın madde çukuruna saplanmış yönünü temsilen de Polini’yi yerleştirdiğini söylemek mümkündür. Yazar, bu kurgu neticesinde geleneğe ve İslâm epistemolojisine bağlılık ile yanlış Batılılaşmanın doğurduğu sonuçları Batılı kişilerce de değerlendirir ve bu durum romanda farklı perspektif üzerinden şekillenen bir Batı algısı da oluşturur. Bu çalışmada Ahmet Mithat Efendi’nin, ideal tip Râkım Efendi ve Ötekileşen tip Felâtun Bey’i İslam epistemolojisine bağlılık üzerinden kullanım şekli ve bu bağlılığın Batılılarca değerlendiriliş biçimi gösterilmeye çalışılmıştır.
  • Item
    Mehmed Bosnevî’nin manzum kırk hadis tercümesi
    (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2021) Efe, Zahide; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Klasik Türk edebiyatının dinî muhtevalı edebî türleri arasında yer alan kırk hadisler, Hz. Peygamber’e ait kırk adet hadis ve izahını muhtevî eserlerin genel adıdır. İlk olarak Arap edebiyatında mensur olarak karşımıza çıkan ve erbaûn hadis adını alan bu tür, Farsların İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte Fars edebiyatında manzum, mensur ve manzummensur şekillerde görülmeye başlanmış ve çihil hadis adını almıştır. Türk edebiyatında ise ilk örnekleri 14. yüzyıldan itibaren karşımıza çıkan kırk hadisler, önceleri mensur şekilde telif edilmiş ve zaman içinde evrilerek manzum veya manzum-mensur kırk hadisler ortaya çıkmıştır. İranlı ünlü âlim ve şair, Molla Câmî’nin Tercüme-i Hadîs-i Erbâîn’i Türk şairleri üzerinde oldukça tesirli olmuş ve birçok şair bu türe rağbet göstererek eserler kaleme almıştır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda Türk edebiyatında manzum seksen civarında kırk hadis yazıldığı tespit edilmiştir. Bu eserlerden biri de Mehmed Bosnevî tarafından kaleme alınan Manzum Kırk Hadis Tercümesi’dir. Şimdilik bilinen tek nüshası Bratislava Üniversitesi Kütüphanesi Tükçe Yazmaları arasında 399 numaralı risale mecmuasının içinde yer alan bu eser, manzum-mensur karışık bir mukaddime ile başlamaktadır. Şair, eserinde seçtiği hadislerin ravi zincirlerini ve bu hadisleri niçin seçtiğini belirtmeden kırk adet hadisi birer beyit ile Türkçeye tercüme etmiştir. Bu çalışmada öncelikle kırk hadis türü ile ilgili kısaca bilgi verilmiş, ardından Mehmed Bosnevî’nin Manzum Kırk Hadis Tercümesi’nin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durularak eserin çeviri yazılı metnine yer verilmiştir.
  • Item
    Sabahattin Ali’nin “Kırlangıçlar” öyküsü üzerine alegorik bir okuma
    (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2021) Durak, Zeynep; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Modern öykü düzlemine geçişi temsil etmesi bakımından önemli bir yere sahip olan Sabahattin Ali, 1927-1947 yılları esas alındığında toplumcugerçekçi bir yazar olarak görülür. Hikâyelerinde toplumun her tabakasından insan karşımıza çıksa da Sabahattin Ali’nin eleştirisini üzerlerinden verdiği belirli kurgu kişileri vardır. Olay ağırlıklı öykülerini köylü, işçi, aydın, bürokrat, ağa, doktor, mahkûm gibi tipler aracılığıyla bir çatışma zeminine oturtur. Toplumcu-gerçekçi anlayış ekseninde anılan ve eserleri bu anlayışa bağlı olarak incelenen yazar, yaşamında hisli ve samimi bir duyarlılığa sahiptir. Bu hissin görüldüğü öykülerinden biri 1933 yılında yazdığı, 1935 yılında Varlık Dergisi’nde yayımladığı “Kırlangıçlar”dır. Sabahattin Ali’nin öykülerindeki çatışmayı oluşturan karakterlerin genel görünümlerinden farklı olarak bağlamın içinde aşk-ayrılık, birey-sürü karşıtlığı görülen “Kırlangıçlar” adlı öyküsü, alegorik anlatım tarzıyla diğer öykülerinden ayrılmaktadır. Söz konusu öyküde birey ile toplum arasındaki uyumsuzluk, iki kırlangıç karakterize edilerek ifade edilmiştir. Doğrudan verilmeyen anlam kırlangıçların davranışları, sürü ile iletişimsizliği, birbirleriyle olan etkileşimi içerisinde kendisini göstermektedir. Ele alınan öykünün öncelikle yapısal unsurları incelenip çerçevesi belirlendikten sonra zaman geçişinin ve yazarın öyküyü kurgulayışının birbirine paralellik gösterdiği saptanmıştır. Bireyin sürüye karşı olan tutumu bağlamında “Kırlangıçlar” öyküsünün verili temsiller üzerinden alegorik bir okuması yapılmıştır.
  • Item
    Kenzü'l-Kübera yayınına bazı katkılar
    (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2021) Çakıcı, Bilal; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Şeyhoğlu Mustafa (ö. 817/1414?)’nın Kenzü’l-Küberâ ve Mehekkü’lUlemâ (Büyüklerin Hazinesi ve Âlimlerin Mihenk Taşı) adlı eseri, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’inden sonra yazılan, siyasetname türündeki bilinen ikinci eserdir. Bu eser, Eski Anadolu Türkçesinin dil özelliklerini yansıtması, Anadolu nesrinin gelişimine dair veriler sunması ve elde bulunan tek yazma nüshasının harekeli olması yönüyle Türk dili tarihi açısından önem taşımaktadır. Söz konusu eser; çeviri yazılı metni, metnin günümüz Türkçesine aktarımı, incelemesi ve tıpkıbasımıyla Kemal Yavuz tarafından yayımlanmıştır. Bu yayında Kenzü’l-Küberâ’nın yazma nüshasının 1b ve 2a sayfasındaki deformasyon sebebiyle bazı yerler okunamayarak boş bırakılmış, metnin bütününde ise kimi kelimeler yanlış okunmuş veya atlanmıştır. Bu yazıda öncelikle ilk yapraklardaki okunamayan yerler, metin tamiri yöntemleriyle okunmaya çalışılmış; metnin tamamı tarafımızca gözden geçirilerek dikkati çeken yanlış okumalar düzeltilmiş, eksiklikler ise tamamlanmıştır.