Browsing by Author "Demir, Erol"
Now showing 1 - 19 of 19
Results Per Page
Sort Options
Item Avrupa Birliği etki değerlendirmesi modelinin sürdürülebilir kalkınma bakımından incelenmesi ve Türkiye için öneriler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Akbulut, Fatih; Demir, ErolKalkınmanın yeniden yapılandırılmasında benimsenen ana yaklaşım olan Sürdürülebilir Kalkınma'nın hayata geçirilmesi hedefinin Avrupa Birliği ve Türkiye'de kamu politikalarının hazırlanmasında dikkate alınma düzeyini ele alan bu tezde, AB Komisyonu ve Türkiye'deki uygulama örnekleri üzerinden gidilerek, politika öneri metinlerinin hazırlanmasında etki değerlendirmesi tekniğinden faydalanılmasının sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının hayata geçirilmesi bakımından katkısının olup olmadığı incelenmiştir. Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımının nasıl geliştiği, Avrupa Birliği'nde sürdürülebilir kalkınmanın nasıl anlaşıldığı ve hayata geçirildiği, etki değerlendirmesinin ne olduğu ve çeşitleri, etki değerlendirmesinin sürdürülebilir kalkınmaya katkısının olup olmadığı, Avrupa Birliği Komisyonu etki değerlendirmesi modelinin nasıl çalıştığı, Türkiye'de Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımını hayata geçirmek için neler yapıldığı, Türkiye'de Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımını kamu politikalarına entegre etmek üzere bir ön etki değerlendirmesi yapılıp yapılmadığı sorularına yanıt aranmış, Avrupa Birliği modelinin Türkiye'ye neler kazandırabileceği tartışılmıştır.Çevresel, sosyal, ekonomik, uluslararası boyutları olan sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ortaya çıkışı ve küresel, ulusal, yerel düzeylerde eylem planlarıyla uygulamaya geçirilişinin ele alındığı birinci bölümde sürdürülebilir kalkınmanın yönetim yapılarında, karar alma süreçlerinde daha fazla yurttaş katılımı ve yerelleşme yönünde bir değişimi beraberinde getirdiği tespit edilmiştir. İkinci bölümde, kamu politikalarının belirlenmesinde koordinasyonu artırmak, kaynak israfını önlemek amacıyla hükümetlerin, katılımcı ve çok ortaklı bir yönetim anlayışını temsil eden yönetişim yaklaşımı çerçevesinde, gittikçe daha fazla kullanmaya başladıkları çeşitli etki değerlendirmesi teknikleri incelenmiş; Avrupa Birliği Etki Değerlendirmesi modelinin hem düzenlemelerin kalitesini artırmak hem de Sürdürülebilir Kalkınma yaklaşımını uygulamaya geçirmek amacıyla kullanılan bir araç olduğu anlaşılmıştır. Üçüncü bölümde, Türkiye'de sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının gelişimi ve etki değerlendirmesi tekniğinin kullanımı incelenmiştir. Türkiye'de kamu kurumları tarafından, daha çok ilk uygulama örneği olarak hazırlanmış, yedi adet Düzenleyici Etki Analizi Raporu değerlendirilmiştir. Etki değerlendirmelerinin genel olarak kalitesinin belirlenmesini amaçlamayan bu tez, daha çok sürdürülebilir kalkınma bakımından etki değerlendirmesi raporlarının kalitesini, belirlenmiş olan değerlendirme kriterlerine göre ölçmeyi amaçlamıştır. Türkiye'deki ilk uygulama niteliğindeki örnekler değerlendirildiğinde, etki değerlendirmesi süreci sayesinde kamu kurumları ve ilgili taraflar, paydaşlar arasında bir koordinasyon sağlandığı görülmüş; bunun ötesinde kamuda politika yapımında şeffaflık ve açıklık konusunda somut ilerleme kaydedilmiş olduğu izlenmiştir. Son olarak etki değerlendirmesi süreci sonunda devlet müdahalesi minimum düzeyde tutularak, toplum üzerindeki bürokratik yükün azaltılmak istendiği gözlenmiştir. Kamu kurumları ve paydaşlara danışma, açıklık, şeffaflık, bürokratik yükün azaltılması konularına önem verilmesine rağmen, DEA raporlarının içeriği bakımından rakamsal ifadelerin çok eksik kaldıkları tespit edilmiştir. Bu eksikliğin hem süreci yürütecek vasıfta personel eksikliğinden hem de doğru ve güncel verilere ulaşmanın zaman almasından ya da mümkün olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. AB örneğiyle kıyaslandığında Türkiye'de uygulanan etki değerlendirmesi modelinin hem sürdürülebilir kalkınma bakımından hem de sürecin genel kalitesi bakımından daha fazla geliştirilmeye ihtiyaç duyulduğu sonucuna ulaşılmıştır.Abstract The subject of this study is to which extend sustainable development which is the most broadly accepted approach in reconfiguration of development is taken into consideration in making public policies both in the EU and Turkey. Based on the case studies in Turkey and the European Commission, it?s examined whether using an impact assessment procedure during preparation of public policies has any positive contribution in order to put sustainable development concept into practice. In this context, this study seeks answers to some questions which are how sustainable development concept evolved, how it?s perceived and put into practice in the EU, what is impact assessment and how many different types of impact assessment is used, whether it?s useful for sustainable development, how the EU impact assessment system functions, what has been done so far in order to put sustainable development into practice in Turkey, whether an ex-ante impact assessment procedure is used in order to integrate sustainable development approach into public policies in Turkey, what could be the lessons for Turkey from the EU impact assessment experience.This study consists of an introduction, three main parts and conclusion. The first part highlights the evolution and practical implementation of sustainable development at global, national and local levels through action plans and strategies. It?s understood that sustainable development which has environmental, social, economical and international dimentions requires a shift towards participation and decentralization in administrative structures. The second part of the study examines different types of impact assessments that is used by the governments in order to improve the coordination in making public policies and to avoid waste of national resources within the framework of governance approach that represents participatory, multi-stakeholder administrative conception. It?s concluded in this part that impact assessment in the European Commission has become an important tool both to improve the quality of its regulations and to put sustainable development into practice. The third part explores the progress of sustainable development approach and the use of impact assessment technique in Turkey. Seven regulatory impact analysis reports, produced by Turkish public bodies mostly being pilot examples, evaluated as case studies.This study aims not to determin the overall quality but rather to measure the quality of impact assessment reports from sustainable development perspective based on the designated evaluation criteria. Upon evaluation of pilot examples of practices, it?s observed that a significant level of coordination has been achieved between public institutions, stakeholders and concerned parties. Moreover, it?s witnessed that there is a considerable progress in public policy making regarding transparancy and openness. Finally, it?s observed that there is a determination to keep public intervention limited through impact assessment in order to limit bureaucratic burden on the society. Although relatively a significant attention is given to consultation to public institutions and stakeholders, openness, transparency, limited bureaucratic burden, there is only a limited quantified explanation of the impacts in the impact assessment reports. It?s concluded that this drawback is due to both the lack of qualified personel required to undertake impact assessment procedure and the lack of curren, accurate, readily available data. Compared to the EU case, the impact assessment model used in Turkey needs to be improved from sustainable development perspective as well as for overall quality.Item Ezoterik toplulukların sosyolojisi: masonlar üzerine bir inceleme(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Sosyoloji Anabilim Dalı, 2019) Göktepe, Gülay Acar; Demir, Erol; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma bireylerin ezoterik topluluklara dahil olma güdülenmeleri ve toplulukla ilişkilenme süreçlerini konu edinmektedir. Çalışma konuyu, ezoterik topluluklardan Masonluk örneğinde irdelemeye çalışır. Toplum nazarında bilinmezliğiyle malul bir topluluk olduğu varsayılan Masonların Masonluk deneyimine odaklanılmaktadır. Türkiye‟de iki farklı Masonik örgütlenme tespit edilmiştir. Çalışmada bu örgütlenmelerden biri olan Özgür Masonlar Büyük Locası‟nın üyeleriyle yüz yüze odak grup görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Çalışmada Masonların deneyimlerini anlamaya dönük bir perspektif benimsenmiştir. Masonluk; Masonluğun ritüelik formlarını kapsayan içsel, kamusal yaşamlarını kapsayan dışsal özelliklerine göre ele alınıp değerlendirilmiştir. Masonlara ilişkin demografik verilere de ulaşılan çalışmada Masonların orta ve orta-üst gelir grubundan kişiler olduğu ancak cemaate girmek için ekonomik sermeyenin yeterli olmadığı kültürel sermayenin de en az ekonomik sermaye kadar önemli olduğu saptanmıştır. Masonluk ezoterik sır ve sosyal sırlarıyla (gizlilik), kendi içerisindeki çatışmalara rağmen, Masonlar tarafından bireyselliklerini ve kamusal yaşamda varlıklarını kendi benzerleriyle garantiye aldıkları bir güven ortamı olarak yaşanmaktadır. This study discuss the motivation of individuals to be involved in esoteric communities and the processes of engagement of individuals with the community. The study tries to examine the subject in the example of Freemasonry from esoteric communities. The focus is on the Freemasonry experience of the Masons who are assumed to be an unknown community in the society. Two different Masonic organizations in Turkey have been identified. In this study, face-to-face focus group meetings were held with the members of one of these organizations, the Özgür Masonlar Büyük Locası. In this study, a perspective which aims to understand the experiences of Masons, has been adopted. Masonry has been evaluated according to its internal features including the ritualistic forms of Freemasonry and external features including public life. In this study, demographic data about the Masons were also acquired and it was found that the Masons were middle and middle-upper income groups, but the economic capital was insufficient to enter the community, and cultural capital was at least as important as the economic capital. In spite of the conflicts within the esoteric secret and social secrets (privacy), Freemasonry is experienced by the Masons as an environment of trust in which they guarantee their individuality and existence in public life with people like themselvesItem Gecekondu alanlarının dönüşümü: Ankara Gültepe mahallesi örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Ersavaş, Özlem; Demir, Erol; SosyolojiMost concrete form of inequalities emerging along with the urbanization process in urban life and urban area has been the differentiation in urban locations. Different groups apart from each other according to their socio-economic, cultural and class specifications have established their habitat area at different fields in cities. This process has lead to competitiveness upon urban area also. In the process of urban area and sharing the urban sources, power relations and relation networks have played dominant roles. In the forming process of the urban area by upper classes that have economic and policy power, urban sources and investments have been condensate at the regions where top level residences endure. The competitive means of the lower society classes upon the urban area has been their relation networks. The fractions that use these relation networks as political pressure tool on state and local authorities have fought for their rights. At the same time, the residence places in a hierarchic manner at the urban areas have determined the resident hierarchy of the classes in urban life. The shantytowns that established at the oldest, old-fashioned and bad conditioned part of the city have been transformed to the breakdown regions that people live who are depreciated, have no right on system and their own life places and out of the relation networks.Via the transformation of these shantytowns, major differences have been aroused between actual shantytowns and the classic shantytowns emerged at the beginning of 1950?s.The shantytowns have been differentiated themselves and have not been seen as homogenous poor settlements.Item Göçün kırsal değişme ve tarımsal üretime etkisi: Çankırı ili köyleri üzerine bir araştırma(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Ünal, Hasan Emre; Demir, ErolBu çalışmada, coğrafik yapısı, ekolojik mevkii, ekonomik uğraşları açısından farklılıklar gösteren Çankırı ili Yapraklı ilçesi orman köylerinden Ayseki ve Kavak köyleri ile Kızılırmak ilçesi ova köylerinden Karadibek ve Karamürsel köylerindeki sosyo-ekonomik yapı ile tarımsal ve toplumsal yapı karşılaştırmalı olarak ele alınmış ve bu kapsamda 4 köyde yaz-kış ikamet eden toplam 200 hane reisi ile görüşülerek hanehalkı ve katılımcı değerlendirme formları uygulanmıştır. Bu şekilde orman ve ova köyleri arasında sahip oldukları yapısal özellikler bakımından farklılıkların olup olmadığı ortaya konmaya çalışılmıştır.Bulgulara göre, orman köyleri ile ova köyleri arasında bazı özellikler açısından farklılıkların olduğu görülmüştür. Farklılıkların daha çok ekonomik yapı ve tarımsal yapıda ortaya çıktığı söylenebilir. Ova köyleri lehine farklılık gösteren başlıklardan bazıları hane reislerinin yaşı ve eğitimi, hanelerin sahip olduğu arazi büyüklüğü, toprak verimliliği, ekip-biçilen ürün çeşitliliği, ortakçı veya kiracı olarak arazi işleme, ortalama yıllık gelir, kooperatife üyelik, kasaba veya şehire gitme sıklığıdır. Sosyal güvenlik kurumları, aile tipi, aileden göçler, arazi işletme şekli, çiftçilik dışında uğraşılan faaliyetler, konut tipi, ısınma şekli gibi başlıklarda ise iki köy tipi arasında benzerlikler söz konusudur. Köylerde önem arz eden önemli sorunlar da ise köy tipleri hem kendi içinde hem birbirleri ile farklılıklar göstermektedir.AbstractIn this study, Ayseki and Kavak forest villages of Yapraklı county, and Karadibek and Karamürsel lowland villages of Kızılırmak county, both are in Çankırı province, showing differences in geographical structure, ecological locality, economic activities are discussed in comparison in terms of socio-economic structure, social and agricultural structure. In this contexts, interviewing with a total number of 200 of the household heads, who were permanent residents, household and participant evaluation forms were applied. Thus, whether there are any differences in terms of structural features between the forest villages and lowland villages have been tried to reveal.According to the findings, some differences were noticed in some features between the forest villages and the lowland villages. It can be stated that differences have mostly emerged in agricultural structure and in economic structure. Some of the topics that differ in favor of lowland villages are age and education of household heads, land size owned by household, soil productivity, the cultivated product diversity, land processing as sharecroppers or tenant, average annual income, cooperative membership, the frequency of town or city visit. There are several similarities between two village-type such as social security institutions, family type, immigration from family, land management type, non-farm activities, type of housing, heating type such as headers. The significant issues that are important in the villages varies not only between two different village types but also solely in themselves.Item Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP'ın) çevresl etkileri ve çevre bilinci: Şanlıurfa ili Çamlıdere köyü örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Doğanoğlu, Mustafa; Demir, Erol; Gayrimenkul Geliştirme ve YönetimiWe face to GAP which is important for social economic development in South East Anatolia Region to remove development differences among regions in Turkey, as a project that has been built on dams. Targeting to overcome underdevelopment of Region by developing energy production and irrigated agriculture, GAP may bring some risks together with dams which were built on rivers, both for aquatic and terristorial ecosystem.Despite the fact that GAP is a multi sector project, its main target is to produce economic development with irrigated agriculture intended for Region. Nevertheless, along with irrigated agriculture ranging GAP in irrigated agriculture fields, some environmental problems are seen to increase.With irrigated agriculture, not resting agricultural earth and farmers? using much more chemical (fertilizer and pesticide) materials for treatment purposes to produce maximum feasibility in watery agricultural conditions, resulted an important increase in the proportion of usage of chemicals (fertilizer and pesticide) which have some negative results as means of environment. Another important environmental problem along with irrigatedd agriculture is also salinition in soil. İrrigated agriculture is mostly done by release irrigating method. This situation, because of the vaporization percentage is high causes to increase salt proportion in soil. Salinition in soil influences feasibility in the capacity of the soil negatively and causes that soil being unable to be cultivated day by day.In this research, with GAP it has been searched whether farmers being an active components of agriculture, develop environmental consciousness in the ontext of environmental problems which have been emerged in irrigated agriculture fields. Research is based on qualitative search technique and fulfilled in-depth interviews with 20 farmers and experts and 4 experts within.In result of data found in research shows that, about usage of chemicals (fertilizer and pesticide) which their influences are not directly observed and environmental relationship, farmers are not even in the phase information which is fore condition of consciousness. About salinity in soil in which their influences are observed directly, the result shows that farmers, this time, are in phase information; but their still insist on irrigation method which cause salinity, shows that they couldn?t develop environmental consciousness across emerged environmental problems.Keywords: SAP, environmental problems, environmental conciousnessItem Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP’ın) çevresel etkileri ve çevre bilinci: Şanlıurfa İli Çamlıdere Köyü örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Doğanoğlu, Mustafa; Demir, ErolTürkiye’de bölgeler arası gelişmişlik farklarını gidermek amacıyla Güneydoğu Anadolu\r\nBölgesi’nde sosyoekonomik gelişmeyi öngören GAP, barajlar üzerine inşa edilmiş bir proje olarak karşımıza çıkmaktadır. Enerji üretimi ve sulu tarımın geliştirilmesi yoluyla Bölge’nin azgelişmişliğinin giderilmesini hedefleyen GAP, akarsular üzerine inşa edilen barajlarla, gerek sucul, gerekse de karasal ekosistem için birtakım riskleri beraberinde getirebilmektedir. GAP, her ne kadar çok sektörlü bir proje olsa da, bölgesel açıdan asıl hedefi, sulu tarımla beraber ekonomik gelişmeyi sağlamaktır. Fakat GAP kapsamında sulu tarıma geçilmesiyle beraber sulu tarım alanlarında birtakım çevresel sorunların arttığı görülmektedir. Sulu tarımla beraber, tarım topraklarının nadasa bırakılmaması ve çiftçilerin, sulu tarım koşullarında birim alandan maksimum verim elde etmek amacıyla daha çok kimyasal (gübre ve ilaç) kullanma tutum ve davranışı içerisinde olması, çevresel açıdan birtakım olumsuz etkileri olan kimyasalların (gübre ve ilaç) kullanım oranında önemli artışlar meydana getirmiştir. Sulu tarımla beraber gelişen bir diğer önemli çevresel sorun da toprak tuzlanması sorunudur. Yörede sulu tarım, büyük ölçüde salma sulama yöntemiyle yapılmaktadır. Bu durum, buharlaşma oranının da yüksek olması nedeniyle topraktaki tuz oranının artmasına neden olmaktadır. Toprak tuzlanması, toprağın verim kapasitesini olumsuz etkilemekte ve zamanla toprağın ürün yetiştirilemez hale gelmesine neden olmaktadır. Bu araştırmada, GAP’la beraber, sulu tarım alanlarında gelişen çevresel sorunlar bağlamında tarımsal üretimin aktif bileşeni olan çiftçilerin çevre bilinci geliştirip geliştirmedikleri araştırılmıştır. Araştırma, nitel araştırma tekniğine dayalı olup, araştırma kapsamında 20 çiftçi ve 3 tarım uzmanı ve 1 çevre uzmanı olmak üzere, toplam 4 uzman ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler, etkileri doğrudan gözlemlenemeyen kimyasalların (gübre ve ilaç) kullanımı ve çevre ilişkisi konusunda çiftçilerin, bilinçlenmenin ön koşulu olan bilgilenme aşamasında bile olmadıklarını; etkileri doğrudan gözlemlenebilen toprak tuzlanması konusunda ise çiftçilerin, bilgilenme aşamasını tamamladıkları; fakat tuzlanmaya neden olan sulama yönteminde hala ısrar etmeleri çiftçilerin, gelişen çevresel sorunlar karşısında çevre bilinci geliştirmediklerini göstermektedir.\r\nItem Kamusal mekan, ayrışma ve kadın(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Kaya, Ayça; Demir, ErolBu çalısma, yüksek egitim görmüs çalısan ve çalısmayan kadınların kamusal mekândeneyimlerini, cinsiyet ayrısması olgusu çerçevesinde incelemekte ve bu ayrısmanınsosyolojik boyutlarını kesfetmeye çalısmaktadır. Arastırma, niteliksel verilere dayalı olup,çalısmada Ankara'da yasayan yüksek egitim görmüs kadınlar arasından profesyonelmeslekten kadınlarla yüksek egitim görmüs olmasına karsın çalısmayan orta sınıfkadınlarının kamusal mekân deneyimleri irdelenmektedir. Arastırmanın verileri, kartopuörneklemesi yoluyla seçilmis 18 kadın katılımcıyla yapılan derinlemesine mülakatlararacılıgıyla toplanmıstır.Arastırma verilerinin analizi, çalısan ve çalısmayan katılımcılar arasında kentsel kamusalmekânları kullanma ve görünürlük açısından önemli bir farklılıgın olmadıgını; alısverismerkezlerinin kadınlar için uygun kamusal mekânlar sundugunu; kamusal mekântercihlerinin konut alanına yakınlık, sınıfsal tercihler, fakat temel olarak güvenlik ve riskfaktörü temelinde belirlendigini; aile olgusu ve bunun mekâna yansıyan anlamının yerini,her iki cinsin ortak paylastıgı kamusal mekânların aldıgını; güvenlik ve risk faktörününkamusal mekânları güvenlikli ve güvenliksiz yerler olarak ayrıstırdıgını; erkekmekânlarının katılımcılar için olumsuz anlamlara geldigini; hane içi iliskiler,sorumluluklar ve isbölümünün ve tehlike algıları nedeniyle erkek gruplarının, son olarakbagımlı hareketliligin üniversite mezunu, meslek sahibi ve birçogunun yurt dısı deneyimiolan katılımcıların kamusal mekân kullanımlarının özgürlügünü engellediginigöstermektedir.Item Kentsel yenilemenin fiziksel ve sosyal görünümleri: Bursa Kamberler Kent Parkı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Sönmez, Kamil; Demir, Erol; OtherItem Konut piyasasının sistem dinamiği yaklaşımı ile incelenmesi: Ankara ili örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Tursun, Abdurrahman; Demir, Erol; Karaçay, Tuncay; Gayrimenkul Geliştirme ve YönetimiUlusal ve küresel düzeyde hızla gelişen ve etkin piyasalardan birçok yönü ile farklı özelliklere sahip olan gayrimenkul piyasalarının hemen her yerleşim yerinde pazar dinamikleri farklılık göstermektedir. Özellikle yatırım kararlarının alınabilmesi ve politika geliştirme süreçlerinde ihtiyaç duyulan gayrimenkul pazar analizleri, gayrimenkul sektörünün ekonomiye olumlu yönde katkı sunabilmesi açısından önem taşımaktadır. Bununla beraber gayrimenkul piyasalarının ve özel anlamda konut piyasasının oldukça dinamik ve öngörülmesi zor bir yapıya sahip olduğu bilinmektedir. Karmaşık sistemlerin incelenmesi daha fazla analitik araçların kullanılmasını gerekli kılmakta ve sistem dinamiği yaklaşımı bu tür karmaşık sistemleri inceleme olanağı tanımaktadır. Araştırmada Ankara İli konut piyasasına etki eden dinamiklerin belirlenmesi ve bu dinamiklerin modellenerek analiz edilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca sistem dinamiği yaklaşımının gayrimenkul bilimlerinde daha detaylı ve başarılı analizler yapma olanağı sunup, avantajlı bir araştırma yaklaşımı şeklinde ön plana çıktığının ortaya konulması çalışmanın diğer bir amacını oluşturmaktadır. Gayrimenkul çeşitleri bakımından konut ve fiziksel olarak da Ankara İli sınırları ile kapsamı sınırlandırılan çalışmada, 2013-2021 dönemine ilişkin satılan birinci el konut sayıları, nüfus ve hane sayıları, yapı ruhsatı sayıları, inşaat maliyet endeksi, yurt içi üretici fiyat endeksi, konut kredisi faiz oranları ve konut fiyat endeksi gibi veriler ile literatür çalışmalarından elde edilen bilgiler birlikte kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde; dinamik sistemleri analiz etmek için kullanılan ve model tabanlı bir metodoloji olan sistem dinamiği metodolojisi kullanılmıştır. Ankara konut piyasasının sistem dinamiği modeli oluşturularak modelin geçerliliği, yapısal ve davranışsal testlerle test edilmiş ve geçerliliği saptanmıştır. Oluşturulan model ile duyarlılığı yüksek olan değişkenler dikkate alınarak üç farklı senaryo altında konut piyasası incelenmiştir. 2030 yılına kadar Ankara İli'ndeki birinci el konut satış sayılarının ve fiyatlarının ne şekilde değişeceği belirlenmiş ve 2030 yılında satış sayılarının aylık 7.500 adet seviyelerine ulaşacağı muhtemel senaryo sonucu ile ortaya konulmuştur. Analizde birçok farklı parametre ve bu parametrelerin farklı seviyelerde gerçekleşme durumlarının incelenebildiği saptanmış olup, literatürle uyumlu olarak, sistem dinamiği yönteminin gayrimenkul bilimlerinde avantajlı bir araştırma metodu olarak değerlendirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.Item Örgütsel etkililiğin artırılmasına yönelik ihtiyaç değerleme çalışması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Aksoy, Kahraman; Demir, Erol; SosyolojiThe purpose of this study is to determine the organizational needs andto develop strategies in order to increase the organizational effectiveness.The relationship between some factors and the levels of organizationaleffectiveness are also examined.With this purpose, a questionnaire form prepared by the researcher isconducted to 93 personnel working in the Central Anatolia Blood Centre inJuly-August 2006. The data are analized by Independent Samples T Testand One Way ANOVA. For the need assessment process the statisticaldistiribution variables are used.For the individual level of effectiveness, a statistically significantrelationship found between effectiveness and gender. There is no statisticallysignificant relationship found between effectiveness and age, level ofeducation, working position, being a supervisor or not, supervising duty andworking time.For the group level of effectiveness, a statistically significantrelationship found between effectiveness and being a supervisor or not.There is no statistically significant relationship found between effectivenessand age, gender, level of education, working position, supervising duty andworking time.For the organizational level of effectiveness, there is no statisticallysignificant relationship found between effectiveness and age, gender, level ofeducation, working position, being a supervisor or not, supervising duty andworking time.120The organizational needs are defined through the needs assessmentprocess and possible strategical suggestions are developed in order toincrease organizational effectiveness.The findings of the study are discussed in referance to the relatedstudies in literature.121Item Sinemada dişil dilin imkânı: yakın dönem Türk sinemasında kadın yönetmenlerin filmlerine sosyolojik bir bakış(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Uğuz, Beril; Demir, Erol; SosyolojiKadınların sanat dünyasında görmezden gelinmeleri sorunsalı beraberinde sanat eserlerinde / sinema filmlerinde kadınların gözünden onlara ait gerçek yaşam deneyimlerine ulaşamamak sorununu da getirir. Bu tez kadın sanatçı tarihinin canlı tutulmasını amaçlarken, kadın yönetmenlere ait farklı ve özgün bir film dilinin imkânı ve inşasını incelemiş ve "kadın yönetmenlerin film dilinde ortaklaşan öğeler var mıdır? Sinemada kadın dili nasıl kurgulanır? Dişil sinemasal dil anlayışı nasıl tanımlanabilir?" gibi temel sorulardan hareket etmiştir. Feminist sanat, dişil dil ve feminist sinema yaklaşımlarından yola çıkılarak oluşturulan kavramsal çerçeve temelinde 2010-2020 yılları arası yakın dönem Türk sinemasında kadın yönetmenlere ait bağımsız, uzun metraj ve kurmaca türündeki filmler incelenmiştir. Kaygı (Ceylan Özgün Özçelik, 2016), Tereddüt (Yeşim Ustaoğlu, 2016), Yağmurlarda Yıkansam (Gülten Taranç, 2016), İşe Yarar Bir Şey (Pelin Esmer, 2017), Gözetleme Kulesi (Pelin Esmer, 2012), Ana Yurdu (Senem Tüzen, 2015) filmleri örneklem olarak seçilmiştir. Seçilen filmler görsel, işitsel ve içeriksel verilerin irdelendiği filmsel metin analizi ile feminist bir perspektif kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz sonucunda kadın yönetmenlere ait filmlerde kadın karakterin bakış ve bakış açısının sinematografik öğeler ile ön plana alındığı; duygulanımlarının mizansen araçları ile güçlendirilerek filmin merkezine alındığı; ana akım sinema uylaşımlarından farklılaşmaların olduğu; kadın karakterin toplumda yaşadığı sorunların, bireysel çatışmalarının ve deneyimlerinin görünür hale getirildiği; kadın karakterin güçlenmesine ve öznelliğine vurgu yapıldığı dikkat çeken öğeler arasında görülmüş ve dişil sinemasal dil pratiğine ilişkin bir tanım önerisi getirilmiştir.Item Sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmada sivil toplum kuruluşlarının rolü: Türkiye örneği ve bir model geliştirme önerisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004) Erdoğan, Özcan; Demir, Erol; OtherEvery people has got in a social responsibility against the society who lives in. In fact this sitiation is considered important by each country. This social responsibility is getting stronger. So, it is possible to see tracks and influences of the organization of civil society on their development progress. The Organizations of the Civil Society are establishment founded by people willingly to reach their common goal. The OCS's are active supplying services to the public which is in- sufficient. These are all non-profit organizations. The Organizations of the Civilian Society are defined in a different way like voluntary organizations, non governmental organizations and the third sector as in our country. But the most common definition is Non-Govermental Organizations (NGO s). Nowadays, Because terms such as development and human rights are regarded above every thing, Non-go vermental Organizations (NGO's) are the main actors of the voluntary sector which has been a third power in the ecomomic and social development efforts of the developing countries, along with public and private sector. In the historical progress, Volunteer Organizations are considered more important in the world which is getting smaller, with their vital roles they play and their influences on many social fields, they aren't only necessary for democratical development, but also become shared in power with governments in countries where they are active. Likewise It is possible to regard that century as the century of NGO's which are smiling-faced but active for the interest of the country they belong. As a result, Leading the US and EU countries nowadays modern states give a place in the social life to NGO's particularly from the presarvation of naturel environment to education, from struggle with poverty as far as health service beside public sector. 210What a pitty, In the historical progress, our country hasn't sufficiently evaluated the power of NGO's for social development and effectively mobilized the great energy the volunteers have for serving socia-economical needs. Once again, the activities of NGO's, scattered, organized in small units and mostly which have no sufficient source and financing to achieve their goal and have no communication with each other, no cooperation with their organization, haven't echod suffeciently and couldn't make the society excited longingly. Whereas, With the formation of legal establishment, If Governors and kaimakams who are responsible for not only public order and security but also for economically and socially development where they work, cooperate with NGO's, They will contribute their source to our country's needs and public service effectively and will cause our century's values such as participation, sustainable development to become popüler among the people in a more effective and permanent way We have a quite suitable atmosphere in our country. The Civil Administrative Officers as a representative of the state and as a man of the people in the provinces have succesfully realized many projects, very important in the culturel and socia- economical life in the cooperation with NGO's so far. Nowadays, one of two questions we face is that international Organizations have a tendency to help via NGO's and the other to make the NGO's smiling activities more appropriate for our country's national and international policy and strategy. Certainly, the orientation of the public and NGO's to the mobilization of total development we need culturelly and soci-economically is of very greate importance. hi our country, solving those questions without bearing additional trouble with a new approach will be possible by means of setting up "The Top Committee for Coordination and Cooperation of NGOs" to determine general strategy and policy and the formation of "The Committee for Coordination and Cooperation of NGO's in the Provincial and District Area." 211While the new organizations are bringing a new approach towards the International Funds and NGO's which are active in those fields in our country, they will lay the foundation of the mobilization of total development socially, culturally and economically; supplying consultancy and project support and eliminating suspicion and distrustfulness among themselves and the state's establishment concerning them if existed As the model offered above is making a new approach dominant in the relationship between those governed and being governed, It will cause a new exicement for social development with solidarity, which will help our country realize national and international policy more quickly and effectively. 212Item Sürdürülebilir kentsel gelişme bağlamında katılımcılık: Gaziantep Büyükşehir Belediyesi örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Varol, Tuğba; Demir, Erol; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiKentlerde nüfusun yığılmaya devam etmesi, mevcut tüketim alışkanlıklarının sürmesi, küresel süreçlere eklemlenme çabaları sonucu sınırsızca kaynakların tüketilmesi, artan çevresel kirlilik, doğal kaynakların bozulması, nüfusun belli yerlerde yoğunlaşması ile beraber gelen sosyal kutuplaşmalar, insanların çevrelerine yabancılaşması, yerleşmeler arası ve içi sosyal ve ekonomik adaletsizlik gibi nedenler kentlerin doğal ve yapay çevrelerinin sürdürülebilmesine olanak sağlayan, ekonomik ve sosyal gelişmeyi destekleyen ve gelecek kuşakların da haklarını gözeten bir sürdürülebilir kentsel gelişme planlamasını zorunluluk haline getirmiştir. Sürdürülebilir kentsel gelişme, kentsel ekosistemin korunması hedefinde ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak, çevresel sürdürülebilirliği gerçekleştirmek gibi temel ilkelerin yanında, etkin kentsel yönetim ve planlama politikalarını, katılımcı demokrasi süreçleriyle gerçekleştirmektir. Bu doğrultuda kent yöneticilerinin demokratik, katılımcı ve işbirlikçi anlayışla yürüttükleri faaliyetler, planlamalar, politikalar ve uygulamalar, sürdürülebilir kentsel gelişme hedefine ulaşılmasını sağlayacaktır. Bu çalışma, yerel yönetimlerin (belediyelerin) yaptıkları çalışmalar üzerinden gerçekleştirdikleri kentsel yönetişimin niteliği ve katılımcı karar alma süreçleri incelenerek sürdürülebilir kentsel gelişme hedefine ulaşmadaki etkinliğini ortaya koymaktır. Yapılan ampirik araştırma sayesinde, Türkiye'de sürdürülebilir kentsel gelişme amacında örnek çalışmalar ve uygulamalar yapan belediyelerden Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin, yerel sorunların çözümünde yürüttüğü kentsel yönetişimin niteliği ve karar alma süreçlerinin etkinliği incelenmiştir. The continuing accumulation of population in cities, the continuation of current consumption habits, limitless consumption of resources as the result of the endless efforts of articulation to global processes, increasing environmental pollution, deterioration of the natural resources, social polarizations incidental to concentration of population in certain places, alienation of people from their surroundings, social and economic injustices between settlements and inter-settlements have made a sustainable urban development plan obligatory which enables sustainable natural and artificial environments of the cities, supports economic and social development, and protects the rights of future generations. Sustainable urban development puts into practice effective urban management and planning policies through the processes of participatory democracy as well as the basic principles for the aim of the protection of the urban ecosystem, such as ensuring economic and social development, and achieving environmental sustainability. Accordingly, activities, plans, policies and practices carried out by city managers in a democratic, participatory and collaborative manner will ensure the achievement to the aim of the sustainable urban development. This study demonstrates the effectiveness of achieving sustainable urban development by examining the quality of urban governance and the participatory decision-making processes through the works which local governments (municipalities) have carried out. Through the empirical research, the quality of the urban governance and the effectiveness of the decision-making processes in the solution of the local problems are examined in the case of Gaziantep Metropolitan Municipality, one of the municipalities which makes exemplary studies and practices for the objective of sustainable urban development in Turkey.Item Tarihi kent dokusunun toplumsal dönüşümü: Ankara Kalesi örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Artar, Feray; Demir, Erol; SosyolojiThis study presents that because of urban renewal projects, it is possible to expect some changes similar to the encountered in gentrification process in Ankara Kalesi where a historical urban centre and immediate surroundings. There are some factors which prevent gentrification in the area but we can expect similar problems like displacement with support of urban renewal projects.Before projects, rumours of them have affected the residents and shopkeepers of Ankara Kalesi. They could imagine future of Ankara Kalesi and immediate surroundings. Homeowner residents (substantially they are shacks) have some hopes and expectations. They want to get some benefits from the alteration process because Ankara Kalesi will increase in value. On the other hand, tenant residents who are waiting for to buy a flat and move using the economic opportunities of the area (social welfares, low-cost housing, being centrally located etc.), worry about their future.In consequence, this study suggests that it could be possible to reduce gentrification impacts of urban renewal projects by means of a social impact assessment study.Item Tarım kredi kooperatiflerinin kooperatif işletmeciliği yönünden analizi: Ankara Bölge Birliği örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2003) Demir, Erol; Eraktan, Selahattin; Tarım BilimleriItem Türkiye'de ipotekli konut finansman sistemi ve vergilendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Göçmen Can, Mehtap; Demir, Erol; Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimiİpotekli konut finansman sistemi; konut satın almak isteyen kişinin konut kredisine karşılık bizzat konutun üzerine ipotek konularak konut finansmanının sağlandığı bir sistemdir. İkincil piyasalar, ipotekli konut kredisi veren kurumlara ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarından menkul kıymetleştirme ile elde ettikleri fonları konut finansmanında kullanma imkanı sağlamaktadır. Menkul kıymetleştirme ile, konut ediniminde konut üzerine konulan ipotek teminat işlevi dışında gayrimenkule menkul kıymet niteliği kazandırma işlevini de üstlenerek gayrimenkulü likit hale getirmekte ve bu yolla elde edilecek fonlarla konut finansmanının sağlanması bakımından önemli olmaktadır. Özellikle yatırım amaçlı olarak elde tutulan gayrimenkullerin gelir elde etmek amacıyla bir nevi ticari emtia olarak nitelendirilip menkul kıymetler arasına alınarak dönen varlıklar grubunda gösterilmesi finansal tabloların işletme ihtiyaçlarına uygun ve güvenilir nitelikte hazırlanmasında ve öz kaynakların verimli kullanımının sağlanmasında önemli bir görevi üstleneceği düşünülmektedir. Uzun vadeli geri ödeme planlarıyla düşük ve orta gelir grubunun konut ediniminde avantaj sunan mortgage sisteminin uygulanan vergi politikalarıyla konut sahipliğini teşvik edici nitelikte uygulanması bir yandan kişilerin konut sahipliğini artırırken diğer yandan da emlak vergi gelirlerinin artmasını sağlayacaktır. Türkiye'de bu sistemin analiz edilebilmesi diğer ülke uygulamalarını da incelemeyi gerekli kılmıştır. Genel olarak incelendiğinde; Amerika ve AB üyesi ülkelerde alınan mali ve politik önlemlerle, vergi politikaları ile ipotekli konut finansman sistemi işleyişinin kamu tarafından teşvik edildiği görülmektedir. Türkiye'de mortgage piyasalarında kamu bankalarının ağırlığının daha fazla olduğu ve kamu tarafından ipotekli konut kredisi faiz oranlarında indirime gidilmesi, damga vergisi, tapu harçları ve katma değer vergisinde yapılan indirimlerle ipotekli konut kredilerine olan talebi artırmak suretiyle konut sahipliğini artırmayı/konut edinimini teşvik ettiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan ipotekli menkul kıymetler araçlarına yatırım yapacak yatırımcılara vergi muafiyeti tanınması bu araçlara yatırımı ve ikincil piyasanın gelişimini, kredi hacminin artmasını sağlaması bakımından önemlidir. Vergilendirmenin, ipotekli konut kredisi talep eden tüketiciler ve fon arz eden yatırımcılar açısından bakıldığında ipotekli konut finansmanında önemli bir araç olduğu düşünülmektedir.Item Türkiyede eski eser kaçakçılığının önlenmesinde ortaya çıkan sorunlar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Akkuş, Zafer; Demir, Erol; ArkeolojiCultural and natural entities left from the ancient ages to the century that we live in and contribute to the formation of a country?s cultural identity are the biggest heritage that can be left to the next generations. As the cradle of civilizations, Turkey has a rich cultural heritage that has been smuggled within the country and abroad to make profit for social and economic reasons.The historical artifacts? being non-producible objects and having a commercial profitability; the collectors? higher purchasing power in the developed countries; the lack of coordination among institutions against smuggling and inadequate level of cultural consciousness of the individuals living in the society caused an increase in smuggling in historical artifacts.Though in the past 150 years, national and international legal and administrative regulations to prevent crime have been successful, due to the lacks of these regulations, in Turkey as a source country, smuggling in historical artifact still continues.The problems encountered during the prevention of smuggling in historical artifacts can be solved by improving and strengthening the current communication among government, society and citizens. The solution can only be possible by implementing cultural policies including universal values which are acceptable for everybody and which are not politicized. One should always remember that nations, formed by societies in which individuals can integrate the legal norms and cultural consciousness into their daily life, will play an effective role in preventing crime.Item Yeni Türk Sinemasında kadına yönelik sosyal kontrol kodlarının dönüşümü: Feminist açıdan bir inceleme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Uğuz, Beril; Demir, ErolSosyal kontrol mekanizması toplumda olduğu gibi, toplumun aynası olarak nitelendirilebilecek sinemada da kendisini göstermekte; sinema yoluyla kadına yönelik sosyal kontrol kodları, kadını baskılamaya ve sindirmeye yönelik bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma 1980 sonrası Post Yeşilçam/ Yeni Türk Sinemasında çekilmiş kadın filmlerinde kadını sınırlandırmaya yönelik sosyal kontrol kodlarını ortaya koymaktadır. Bu amaçla 1980 sonrası kadın filmlerinin bir listesi çıkarılmış ve bu filmler arasından üç adet film örneklem olarak seçilerek simgebilimsel yöntem ve feminist yaklaşım kullanılarak analize tabi tutulmuştur. 1980 sonrası Türk filmlerinde kadına yönelik sosyal kontrol çok farklı şekillerde gözlenmiştir. Yüz yüze ilişkilerin olduğu birincil grupların; resmi ve kurumsal ilişkilerin olduğu ikincil grupların uyguladığı sosyal kontrol, resmi ve resmi olmayan/ enformel sosyal kontrol, olumlu-olumsuz kontrol, grup kontrolü-kurumsal kontrol gibi neredeyse tüm sosyal kontrol biçimleri gözlenmiştir. Çağlar önce yapılandırılmış bu kurumlar bugün kadına yönelik kontrolü tartışmasız kılmaktadır. Yeni Türk Sinemasında kadın bir önceki dönem sinemasına göre tamamen engellenmez ve istediklerine ulaşır ama bu onun büyük bedeller ödemesine yol açar. Türk sinemasında kadını ikincilleştiren sosyal kontrol kodları zaman ve koşullara ayak uydurarak dönüşmekte ancak yok olmamaktadır. Türk Sineması ataerkil kodlardan ve erkek bakış açısından arınamamakta, tarih erkek bakış açısı ile bu sefer sinema sanatı yoluyla tekrarlanarak yazılmaktadır.Abstract Social control mechanism, just as in society, reflects itself in cinema which is said to be the mirror of the society. Social control codes of women, are presented via cinema as means to dominate and assimilate women. This study reveals the social control codes which restrict women, in women films in the New Turkish Cinema (in post-1980 period). For this purpose, women films after 1980 have been listed, from this list three of the films were selected as the sample of the research and the sample was analysed according to semiotics method and feminist approach. Social control of women in the Turkish Cinema after 1980, has been observed in various forms. Almost every kind of social control has been observed like the those applied by primary groups including one on one relationships, those applied by secondary groups including formal and institutional relationships, formal and informal social control, negative and positive social control or group control-institutional control. Control of women in present, is indisputably the result of these structures, that were built ages ago. Woman in the New Turkish Cinema is not completely blocked, she reaches her goals however she has to sacrifice greatly. Social control codes, derogating women's status, transform by adapting to time and conditions, but they don't disappear entirely. The Turkish Cinema could not be refined from men's point of view, yet the history is re-constructed in terms of men's perspective this time by the cinema.Item Yetişkin çevre eğitimi ile çevre mühendisleri arasındaki ilişkinin incelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Kesercioğlu, Gülçin; Demir, Erol; Gayrimenkul Geliştirme ve YönetimiMeasures are being taken against increasing and wide-reaching environmental problems among different disciplines. Some of these studies are carried out in the education discipline. It is expected that awareness of every individual in the society is created and as a result the society will have responsibility against environmental problems.Regarding the environmental education for adults it is endeavored to find radical solutions by bringing responsibility and the main socio-economik and politik causes of the environmental problems into forefront.