Mizahın felsefesi: Edimsellik, kurmaca ve özdüşünümsellik

No Thumbnail Available

Date

2022

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Abstract

Bu tezde, mizahın bireyi özdüşünümselliğe yönlendirme ve dönüştürme işlevinin nasıl gerçekleştiğini ortaya koymayı amaçladım. Mizahın, yalnızca basit bir gülme, anlamı olmayan bir kahkaha ya da herhangi bir eğlenceli etkinlikten ibaret olmadığı, bireysel ve toplumsal temelleri olan ve gündelik yaşamdan filizlenen bir soyutlama biçimi ve bir düşünme etkinliği olduğunu göstermeye çalıştım. Bu etkinliğin yaşamdaki yerini, bireyin yaşamına nasıl ve ne tür yansımaları olduğunu ortaya koymak amacıyla Critchley, Eagleton, Bergson, Austin, Ricoeur ve Iser'in argümanlarını inceledim. Bireyler, mizahi içeriklerle karşılaştıklarında, duydukları ya da okuduklarını kullanarak kendi yaşamlarında pek çok performatif eylemi başlatabilir. Bu açıdan mizah, edimsel bir pratiktir (1). Edebiyat gibi mizah da kurmaca bir metindir, sonuçta yazılı ya da sözlü fark etmeksizin mizahi içeriğe maruz kaldığımızda bir metinsellikle karşı karşıyayızdır. Kurmaca metin oluşturma süreci ve bunun okur üzerindeki etkisi ile mizahi içeriğin üretim aşaması ve birey üzerindeki etkisi koşutluk göstermektedir. Bireyi özdüşünümsellik pratiğine sevk eden okuma edimi gibi mizah da kendini yeniden yaratım sürecinde deneyimlenen reflektif bir etkinliktir (2). Mizahi metin de tıpkı bir edebi metin gibi gündelik yaşamın sınırlarına itilmiş ve göz ardı edilmiş olasılıkları başka bir düzen içinde okurun ya da izleyici/dinleyicinin karşısına yeniden çıkarır. Düşünme sistemlerimiz bazı olasılıkları vurgular, bazı olasılıkları ise dışarıda tutar. Bu düzensiz olasılıklar, sistemin sınırlarına doğru itilmiş ve pasifize edilmiş durumlar haline gelmiştir. Mizahi metin aracılığıyla izleyici, dinleyici ya da okur, kendi yaşamında göz ardı edilmiş, gündelik rutinde fark edilmeyen, sınır çizgilerine itilmiş ya da olumsuzlanmış kısımları tekrar yaşamının merkezine alarak yeniden anlam oluşturma sürecine dahil olur (3). In this study, I aimed to reveal the way humor guides and transforms individuals through self-reflectivity. With an aim to position its main concern as transformative, I benefited from the theories of John Langshaw Austin, Paul Ricoeur and Wolfgang Iser and tried to reveal that humor does not only cause a simple explosion of laughter or only exist as a fun activity that has no background meaning. Above all, it has a particular role to play in life, embedded in the personal and social underpinnings and rooted in the activities of everyday life. I have analyzed the works of some thinkers having exclusive arguments on humor and laughter, such as Terry Eagleton, Henri Bergson and Simon Critchley. People can initiate many performative actions in their lives when they encounter humorous content. In this perspective, humor acts as a performative practice (1). Just like literature, humor is fictitious and has textuality in it. As we encounter humorous content, we also come across a fictional text. That is to say, creating a fictional literary text and a humorous text -from an author's perspective- has certain characteristics in common. Moreover, reader experiences are also parallel to each other. Just like reading that directs readers to a transformative process, humor is also a reflective activity that individuals experience as they recreate themselves (2). Just like literary texts, humorous texts recentralize the neglected possibilities residing in the borderlines of the existing thought system, bringing them to the understanding of the reader in a new form. These neglected possibilities are the components that are passivized by the system in time. A reader or listener of a humorous text engages in meaning by means of these newly presented and centralized possibilities (3).

Description

Keywords

mizah, mizahın felsefesi, özdüşünümsellik, mizah kuramları, mizahın anlamı, dil felsefesİ

Citation