Cilt:58 Sayı:02 (2018)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:58 Sayı:02 (2018) by Author "Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi"
Now showing 1 - 11 of 11
Results Per Page
Sort Options
Item 70'li Polonyalı yazarlarda popülizmin ve pop kültürün etkisiyle gelişen pop fraksiyon üzerine(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Mıkolajczyk, Dorota Anna; Other; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi1989 yılında komünist rejimin son bulmasının ardından Polonya demokrasiyle birlikte kurulan yeni bir düzeni kabullenerek yeni bir döneme girmiştir. Polonya'nın yeni düzeninde ortaya çıkan yepyeni özgürlükler “popülizmin” ve “pop kültürün” tırmanmasına sebep olmuştur. 70'li yazarlar Polonya'nın eski düzeninde doğup yeni düzeninde boy attıkları için “pop kültürün” ve “popülizmin” etkisinde kalmışlar ve Polonya edebiyatına “pop fraksiyon” eğilimi kazandırmışlardır.Item Baba-oğul-otorite üçgeninde “kırmızı saçlı kadın” ve “trans-atlantik”(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Yüce, Neşe Munise; Batı Dilleri ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBaba- oğul ilişkisi insan yaşamının en önemli ve belki de en zor ilişkisidir. Genelde babalar gerçekleştiremedikleri arzularını oğulları aracılığıyla yaşamak ister, bir anlamda oğullarını özel projeleri gibi görürler. Oğullarsa çoğu zaman, üzerlerinde kurulan veya kurulmak istenen otoriteye belli bir yaşa geldiklerinde karşı çıkarak, babalarının arzularından çok kendi arzu ve hayallerini gerçekleştirecekleri bir yaşam seçerler. Olaylar böyle gelişince de baba ve oğul arasında bir çatışma çıkması çoğu zaman kaçınılmaz olur. S. Freud, baba-oğul mücadelesinin tek sebebi olarak “ödipus kompleksini gösterir. S. Freud, “Totem ve Tabu” adlı kitabında bu mücadeleden söz eder ve baba-oğul mücadelesinin bilinçaltı dürtülerle geliştiğini öne sürer. Freud, baba-oğul mücadelesinin temelinde ödipal bir çatışma görür. Bu psikolojik motifin, bir başka deyişle, insanlığın varoluşundan bu yana devam eden bu sancılı motifin yani baba-oğul ilişkisinin edebiyatın en başat motiflerinden biri olduğu aşikârdır. Disiplinler arası bir düşünceyle yapılacak olan bu çalışmada biri Türk diğeri Polonyalı, ama dünya ölçeğinde ün kazanmış iki yazarın (Orhan Pamuk'un “Kırmızı Saçlı Kadın” ve Witold Gombrowicz'in “Trans- Atlantik”) romanlarında “babayı ve oğlu öldürme” arketipine değinilecektir. Yapılan çalışmada, bu “öldürme arzusu”nu” Erich Fromm'un ödipus kompleksine yaklaşımıyla, yani bu çatışmayı ataerkil bir toplumda oğulun baba otoritesine isyanının sembolü olarak ele almak amaçlanmaktadır. Polonya toplumu ve Türk toplumunun erkek otoritesine dayanan örgütlenme düzenini karşılaştırmak amacıyla yapılacak olan bu çalışmada, iki toplum arasında bu bağlamdaki ciddi benzerlikler ele alınan iki roman ölçeğinde gösterilmeye ve her iki romanın da “oğullarına değer vermeyen” toplumlar için bir meydan okuma olduğu kanıtlanmaya çalışılacaktır.Item Çiviyazılı belgelere göre Tiliura kenti'nin konumu (II)(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Bozgun, Şafak; Other; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiII.Muršili döneminde yeniden yerleşime açılan ve özellikle III.Hattušili ile önemli bir kent görünümü kazandırılan Tiliura, bir dönem Hatti-Kaška memleketlerinin ortak uç noktasında ve Azzi-Hayaša'ya geçiş güzergahındadır. Bazı imtiyazlarla yükümlülüklerin belirlendiği istisnai durum ve konumda olan Tiliura'nın bu özel statüsü onun (Hitit imparatorluk dönemi ile daha da önem kazanan) jeopolitik konumundan kaynaklanmaktadır. Araştırmamızda söz konusu sınır kentinin konumu ile yakın coğrafyası değerlendirilmektedir.Item I.Ulusal mimarlık döneminin ankara’da bir temsilcisi: harita umum müdürlüğü binası(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Sunay, Serkan; Sanat Tarihi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiTürkiye Cumhuriyetinin harita üretme ihtiyacına yönelik inşa edilmiş ve aynı zamanda bir okul vazifesi görmüş “Harita Umum Müdürlüğü” binası, halen sahip olduğu sanatsal ve mimari vasıflarıyla I. Ulusal Mimarlık Dönemi'nin başkentteki önemli bir temsilcisi olarak kabul edilmelidir. Bugüne kadar bina hakkında sanat ve mimarlık tarihi bakımından ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Bu makalede binanın inşa sürecini hazırlayan faktörler, ne zaman inşa edildiği, mimari ve sanatsal özellikleri aydınlatılmaya çalışılmış; Cumhuriyet arşivlerindeki belgeler taranarak edinilen bilgiler ışığında inşa süreci ve tarihi belirlenmiş; bina, plan, cephe karakteristikleri, sanatsal ve mimari vasıfları ile tanıtılarak ait olduğu I. Ulusal Mimarlık dönemi içerisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmak istenmiştir.Item Karain mağarası tayacian alet endüstrisi tekno-tipolojisi(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Aydın, Yavuz; Arkeoloji; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiÇalışmamız kapsamında Karain Mağarası'nın Alt Paleolitik seviyelerinden bulunmuş olan toplam 261 adet yontmataş aletin tekno-tipolojik analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılmış olan çalışmalara göre yontmataş alet topluluğunun Alt Paleolitik Dönem'in Tayacian kültür özelliklerini gösterdiği tespit edilmiştir. Karain çevresindeki radyolarit kaynakları Tayacian endüstrisinin yapımında yoğunlukla tercih edilmiştir. Ayrıca daha az oranlarda çakmaktaşının da kullanıldığı görülmüştür. Yontmataş aletler üzerinde tespit edilen teknolojik veriler sert vurgaçla doğrudan yongalama tekniğinin tercih edilmiş olduğunu göstermiştir. Levallois teknolojiyi yansıtan herhangi bir kanıt yoktur. Tipolojik gözlemlere göre birçok farklı yontmataş alet tipi tespit edilmiştir. Ayrıca aletler üzerinde yapılan çalışmalara göre baskın düzelti tipinin pulcuklu tip düzelti olduğu görülmüştür. Çalışma kapsamında elde edilen sonuçlar Karain Alt Paleolitik yontmataş alet endüstrisinin daha iyi anlaşılmasını sağlayan bir veri tabanı niteliğindedir.Item Kula’da bulunan bir grup karamanlıca mezar taşı üzerine tespitler(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Bozer, Rüstem; Sanat Tarihi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiEge bölgesinde Karamanlıca yazılı örnekler, şimdiki bilgilerimizle ilk kez Kula'da tespit edilmiştir. Bazı evlerin kitabelerindeki kısıtlı yazılardan başka bolca yazı mezar taşlarında yer alır. Bugün Kula Belediyesi deposunda korunan ve bir kısmının Eski Kilise'den getirildiğini tespit ettiğimiz örnekler bu yazının konusunu teşkil eder. 1817 ile 1883 yılları arasına tarihli bu mezar taşlarının bir kısmı birden fazla kişi için kullanılmış olup, bazılarında şiirsel ifadelere, bitkisel ve geometrik süslemelere ve mesleki sembollere rastlanmaktadır. Mermerden genel olarak dikdörtgen biçimindeki Karamanlıca yazılmış bu taşlardan çoğu kırık olsa da genellikle yazıları okunabilir durumdadır. Büyük harf kullanımının daha yaygın olduğu metinler, Kula'daki gayrimüslimler hakkında bazı bilgiler sunar.Item Rus dilinde zaman anlamlarının oluşumunda görünüş kategorisinin etkisi(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Dalkılıç, Leyla Çiğdem; Rus Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiRus dilinde zaman kategorisi konuşma anı ile eş zamanlı olarak şekillenmiştir. Buna göre eylemler geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman kavramları çerçevesinde anlam kazanmış ve bu anlamsal özellik çerçevesinde morfolojik yapılara sahip olmuştur. Ancak, konuşma anının çıkış noktası olmadığı ve dilde geçmiş, gelecek ve şimdiki zamana işaret eden zaman dilimleri gibi ayırıcı morfolojik bir yapıya sahip olmayan geniş zaman anlamı şimdiki ve gelecek zaman yapıları ile olmak üzere iki türlü dilde ifade bulabilmektedir. Hareketi geniş bir zaman dilimi çerçevesinde ortaya koyan eylemler anlamlarına göre hem bitmişlik hem de bitmemişlik görünüşlü fiiller ile ifade edilebilmektedir. Bu açıdan, Rus dilinde mutlak zaman ve göreceli zaman kavramlarının, diğer bir deyişle, gerçek hayatta veya gerçek hayat dışında yaşanan zamanın, dilde ne şekilde var olduğu ve morfolojik olarak hangi sembollerle ifade edildiği veya herhangi bir belirgin ve ayırıcı bir morfolojik yapıya sahip olmadan dilde nasıl ortaya çıktığı, konuşmacının dış dünya algısını kavrayabilmek açısından önemlidir. Bu çalışmada Rus dilinin zaman kategorisinin oluşumunda kendi içerisinde çeşitli iç anlamlara sahip olan görünüş kategorisinin zaman anlamlarının oluşumu üzerindeki etkileri incelenmektedir. Zaman ve görünüş kategorileri arasındaki bağı ortaya koyarken bu bağın zamansal anlamlar üzerindeki etkilerini ortaya koymak ve kişinin zaman kavramının oluşumundaki öznel dünya görüşünü anlamaya çalışmak bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.Item Rusça ve türkçedeki zarf-fiil yapılarındaki anlamsal özellikler ve zaman kavramı(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Dalkılıç, Leyla Çiğdem; Rus Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiTürkçede zarf-fiiller cümlede yüklemin anlamını çeşitli yönlerden etkileyen, fiilden bazı eklerle oluşturulan, şahıs ve zaman belirtmeyen zarf görevindeki kelimelerdir. Rusçada zarf-fiiller ise, şahıs, zaman ve kip kategorileri bulunmayan buna karşılık görünüş ve çatı kategorilerine sahip olan, zarf-fiilin kendi yapısından çok sözcük anlamına ve bağlamına göre çeşitli süreçsel özellikler yansıtan kelimelerdir. Her iki dil için zarf-fiil yapılarına ilişkin yapılan tanımlamalardan hem eylemlerin hem de zarfların özelliklerini barındırmaları açısından bu yapılara ilişkin iki dil arasında benzerlik olduğu görülmektedir. Buna karşılık, bu yapıların kullanım özellikleri daha detaylı incelendiğinde bu yapılara ilişkin her iki dilde farklılıklar bulunduğu görülmektedir. Bu farklılıklar yapısal, anlamsal ve işlevsel farklılıklar olmak üzere üç temel grupta toplanmaktadır. İki dil arasındaki farklılıkların ortaya çıktığı bir diğer alan da eylemler arası zaman ilişkilerde kendini göstermektedir. Zaman anlamı mutlak ve göreceli zaman kavramları çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu açıdan zarf-fiillerde zaman kavramının ortaya çıkması iki şekilde ele alınabilir. Birincisi, eylemin gerçekleştiği zaman dilimi içerisinde ifade edilmesi, ikincisi ise, konuşmacının olayı algılayış biçimi şeklinde kendini gösterebilmesidir. Bu bakımdan birleşik bir cümlede ifade bulan zarf-fiilli bir cümlede zamansal ilişkileri belirtmek için belirli bir zaman dilimi kullanılabileceği gibi, zamandan önce veya sonra bir görünüş de kullanılabilir. Bu çalışmada Rusça ve Türkçedeki zarf-fiil yapılarındaki anlamsal özellikler ve zaman kavramı ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı bu kavramlar çerçevesinde iki dil arasındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koyarak Rusçadaki zarf-fiil yapılarının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır.Item Sergey Dovlatov'un eserleri çerçevesinde rusçada örtmeceler(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Şahin, Zulfiya; Rus Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiToplumun dünya anlayışını ve kültürel değerlerini yansıtan bir olgu olarak dil sürekli gelişmekte ve yetkinleşmektedir. Dil gelişiminin her aşaması farklıdır ve bu aşamalar kendine özgü karakteristik özellikler barındırmaktadır. Yaşayan dillerin gelişiminin mevcut durumunun gözlemlenmesi sonucunda, dillerin örtmeceleştirilme sürecinde olduğu kanısına varılmaktadır. Rus dili bu eğilimde bir istisna değildir. Ortaya konan bu çalışmada, Rus dilindeki örtmece olgusunun hem dilbilimsel hem de edebî yönü Sergey Dovlatov'un eserlerinden alınan kesitler üzerinden incelenmektedir. Çağdaş Rus edebiyatının en çok okunan yazarlarından biri olan Sergey Dovlatov'un karakteristik özellikleri içerisinde en çok ön plana çıkan, eserlerinin içeriğinin demokratik nitelik taşımasıdır. Söz konusu demokratik içeriğin rahatlıkla meydana getirilebilmesinde, örtmece kullanımının payı göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Bu çalışmada örtmece olgusunun gerek teorik, gerekse işlevsel bakış açılarıyla analizi yapılmaktadır.Item Türkiye'de bilgi yoğun iş hizmetlerinin (BYİH) bölgesel uzmanlaşma örüntüsü(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Yılmaz, Mutlu; Coğrafya; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBilgi Yoğun İş Hizmetleri (BYİH), ekonomik kalkınma ve yenilikçiliğinin önemli itici gücü olarak algılanmaktadır. BYİH genel olarak, ekonomik güç, bilgi üretimi ve bilgi transferi ile ilgili olarak bölgesel ve ulusal ölçekte kalkınmanın en önemli alanlarından biridir ve bu nedenle BYİH'nin coğrafi yoğunluğunun bölgeler açısından kritik bir faktör olması beklenmektedir. Bu makale, bilgi-yoğun iş hizmetleri faaliyetleri kavramını tanıtmayı ve bölgesel kalkınmada BYİH'nin rolünü, özellikle bölgesel uzmanlaşma açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla detaylı sektör verilerinden yararlanılmıştır. BYİH faaliyetleri üretici hizmetlerin bir alt dalı olarak görülmekte ve 10 alt sektörde tanımlanmaktadır. Bu 10 alt sektör, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'ndan alınan 2009 ve 2015 yıllarına ait işyeri ve istihdam sayısı ile ciro verilerine göre analiz edilmektedir. Bu analizler Türkiye'deki 26 adet Düzey-2 bölgesi üzerinden yapılmıştır. Analiz için yerelleşme katsayısı (LQ) tekniği kullanılmaktadır. Sonuçlar, telekomünikasyon sektörü dışında tüm BYİH sektörlerinin büyük şehirlerde uzmanlaştığını göstermektedir. BYİH'nin bölgesel uzmanlaşma örüntüsünü ortaya koymak, bölgesel planlara ve politika yapıcılara yol göstermesi açısından önem taşımaktadır.Item Urdu roman sanatında ıslahatçı yaklaşımların izdüşümleri(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2018) Kişmir, Aykut; Other; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiUrdu edebiyatında, reform denince akla ilk olarak Sir Seyyid Ahmed Han'ın bir eğitim kurumu olarak açılmasını ön gördüğü Aligarh Kolej bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetler gelmektedir. Sosyokültürel ve siyasi yönden, halkı içine düştüğü çıkmazdan kurtarmak isteyen aydınlar, toplumu bilinçlendirmeye yönelik çeşitli çalışmalar başlatmışlardır. Sir Seyyid Ahmet Han ve arkadaşları, Aligarh Hareketi olarak bilinen eğitim ve edebiyat faaliyetleri ile toplumun ıslahına yönelik çalışmaları hızlandırmışlardır. Bu çalışmalar, Urdu edebiyatında önemli bir farklılık yaratmıştır. Dönemin edebiyatçıları, halkı bilinçlendirmek için eserlerinde anlaşılabilir bir dil kullanmaya özen göstermişlerdir. Bunlar içerisinde Dipti Nezir Ahmed'in çalışmaları da Urdu roman sanatının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu çalışmada Dipti Nezir Ahmed'in eğitici-öğretici yönü, Pirem Çand'ın betimleyici anlatımı çerçevesinde toplumcu-gerçekçi yönü Urdu edebiyatında öne çıkan edebiyat akımları çerçevesinde incelenecektir.