Cilt:62 Sayı:01 (2022)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:62 Sayı:01 (2022) by Author "Dilbilimi"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item THE SEMANTIC ASPECTS OF TURKISH DIMENSION ADJECTIVES “BÜYÜK (BIG)” AND “KÜÇÜK (SMALL)(Ankara Üniversitesi, 2021) Akkok, Elif Arıca; Dilbilimi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiLiteral ve imgesel anlamlar bir sürerliliğin iki ucunu oluşturmaktadır ve bu iki anlam türü arasında keskin bir ayrımdan söz etmek mümkün değildir (Dirven, 2002; Gibbs & Colston, 2012; Radden, 2002). Böylesi bir sürerlilik, farklı imgesellik düzeylerini de içermektedir. Radden (2002) bu sürerliliği literal-metonimi-metafor sürerliliği olarak adlandırırken; Dirven (2002) sürerliliği kavramsal yakınlık ve kavramsal uzaklık karamlarına vurgu yaparak açıklamıştır. Bu çalışma, Türkçe büyük ve küçük sıfatlarının anlamsal görünümlerini Türk Ulusal Derlemini (TUD) kullanarak, Dirven (2002)’nin önerdiği literal-imgesel anlam derecelenmesine dayalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaca ulaşmak için, öncelikle sıfatların nitelediği ad türleri ve deneyimsel alanlar belirlenmiş; ardından literal-imgesel anlam sürerliliği üzerindeki anlamsal kategoriler sunulmuştur. Çalışmanın sonuçları, büyük+ad kurulumlarının sıklıkla soyut adları nitelediği ve DEĞERLENDIRME deneyimsel alanıyla kullanıldığını; küçük+ad kurulumlarının ise en fazla canlı varlıkları nitelediği ve FIZIKSEL BOYUT deneyimsel alanıyla kullanıldığını göstermiştir. Her iki sıfata ait anlamsal kategoriler de literal-imgesel sürerliliği üzerinde literal, metonimi öncesi, metonimi, metonimi sonrası ve metaforik anlamlar olmak üzere beş başlık altında toplanmıştır.Item THE UTERINE NIGHT AND THE KRISTEVAN BLACK SUN OF MELANCHOLY IN KEATS’ ENDYMION(Ankara Üniversitesi, 2022) Albayrak, Gökhan; Dilbilimi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma Kristeva’nın yorumladığı haliyle melankoli kavramının John Keats’in Enydmion adlı şiirsel romansına nasıl nüfuz ettiğine eğilmektedir. Melankolik Endymion simgesel alandan uzaklaşır ve adlandırılamaz olana doğru çekilir. Keats’in bu şiirsel romansı melankolik bir kahraman etrafında örülür. Endymion Kristeva’nın tabiriyle annesel Şeyle simbiyotik bir ilişkiye gömülmüş bir karakter olarak ortaya çıkar. Bu gömülmenin sonucu olarak da romans kahramanı, dilbilimsel göstergelerin imlemediği, simgeselleştirmeye direnen asembolik bir alana çekilir. Bu alan gecenin eski rahmi diye tarif edilir bu şiirsel romansta. Bu leyli rahim, simgesel tarih öncesine konumlandırılan, adlandırılamaz annesel Şeye işaret eder. Bu geceye ait rahim mecazı, melankolik karakterin sükûnet mağarasına çekilme arzusunda da ortaya çıkar. Bu sessizlik mağarası, dilsiz çocuğun annesel Şeyle birbirine karıştığı söz öncesi bir alanı betimler; huzuru çağrıştırdığı gibi, karakterin çaresizlikle ve huzursuzlukla tanımladığı ve içine sıkışıp kaldığı bir deliği imler. Bu dil öncesi mağara karanlıkta görünmeyen ışıktır melankolik Endymion için. Karanlıkta görünmeyen ışık mecazı, melankolinin nuru siyahını, Kristeva’nın deyişiyle kara güneşi anımsatır. Rahmin parıldayan gecesinde Endymion sadece kendi ayna imgesiyle bakışan bir Narkissos değildir. Aynı zamanda, bu doğurgan, üretken ve esirgeyen kadim gecenin ezeli rahminde düşen değil düşünen, sadece gören değil görüş de bildiren birisidir. Bu geceye ait rahim ona psişik bir içsellik sağlar ve içgörü bahşeder.