Türkiye'de tıp etiği ve hukuk açısından tıbbi hata kavramı

No Thumbnail Available

Date

2010

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Abstract

Tıbbi hataların ilkel tıp uygulamaları dönemlerinde de olduğunu varsaymak mümkündür. Günümüz bilimsel tıp uygulamaları sırasında oldukça sık görüldüğü gerçeğini yapılan araştırmalardan biliyoruz. 1992 yılında 44. Dünya Hekimler Birliği Genel Kurulunda hastaların tıbbi uygulamalar sırasında zarar gördükleri, bu zararların giderilebilmesi için ülkelerin yasal düzenlemeler yapması ve hekimlerin de bu yönde yol gösterici olması gerektiği üzerinde görüş birliğine varılmıştır. Gelişmiş ülkelerde ?tıbbi hata?, ?malpraktis? ve ?komplikasyon? gibi kavramlar üzerinde yıllardır kapsamlı şekilde çalışılmaktadır. Ülkemizde bu kavramların ancak yakın bir zamanda tartışılmaya başlandığı; 2002 yılında hazırlanan ?malpraktis yasa tasarısı? ile ?mesleki sorumluluk sigortası? bağlamında tartışılıyor olduğu vurgulanmalıdır. Türkiye'de son yıllarda gerçekleştirilen birtakım hukuk ve etik çalışmalarına rağmen; kavramların tanımları ve anlam yükleri açısından henüz ortak bir dil oluşturulamamıştır. Bu tez çalışmasıyla Türkiye'de hekimler ve hukukçuların tıbbi hata, malpraktis ve komplikasyon gibi temel kavramlara nasıl bir tanım getirdikleri; hasta güvenliği, hataların hastalarla paylaşılması, malpraktis konulu dava süreçlerinde yaşanan sorunlar, tıbbi hataların ortaya çıkmasında ulusal sağlık politikalarının etkileri? gibi konunun tartışmalı başlıkları hakkındaki görüş ve tutumlarını araştırarak, elde ettiğimiz sonuçları tıp hukuku ve etiği yönleriyle tartışmayı amaçladık. Tez çalışmamızda niceliksel ve niteliksel olmak üzere iki araştırma yürütülmüştür. Niceliksel araştırma olarak; Antalya il sınırları içinde 230 hukukçu ve 205 hekime 13 soruluk bir anket uygulanmıştır. Konuyla ilgili çalışmaları olan hekimler ve hukukçulardan oluşan 15 anahtar kişiyle yüz yüze görüşmeler yapılması ve verilen yanıtların analiz edilip değerlendirilmesi de niteliksel araştırmayı oluşturmuştur. Niceliksel araştırmanın sonucunda Türkiye'de malpraktis ve tıbbi hata kavramlarının büyük oranda doğru tanımlanamadığı, komplikasyon kavramının daha yüksek oranda doğru tanımlanabildiği görülmüştür. Niteliksel araştırmanın sonucuna göre ise; Türkiye'de malpraktis ve tıbbi hata kavramlarının daha yüksek oranda doğru tanımlandığı, komplikasyon kavramının anahtar kişilerin tümü tarafından doğru tanımlandığı bulunmuştur. Niceliksel ve niteliksel araştırmaya katılanlar sağlık alanında yaşanan hataların önemli boyutta olduğunu, hataların en çok sağlık sisteminin yetersizliklerinden kaynaklandığını, hekimlerin yapılan hataları hastalarıyla paylaşmadıklarını, tıbbi hata iddiası ile açılan davaların hukuki sürecinin sağlıklı işlemediğini, tıbbi hata uygulamalarını en aza indirebilmek için sağlıkçıların çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Niceliksel araştırmaya katılanlar hekimin kendisinin ya da başka bir sağlık çalışanının tıbbi hatasını hastasından çok meslektaşları ile paylaşması gerektiğini, hatanın hastaya söylenmesinin dava açma eğilimini arttıracağını, hukuki yaptırımların arttırılmasının yaşanan tıbbi uygulama hatalarını azaltacağı görüşündedirler. Anahtar kişiler genel olarak hekimin kendisinin ya da başka bir sağlık çalışanının tıbbi hatasını öncelikle hastası ile paylaşması gerektiğini, hatanın hastaya söylenmesi durumunda hastanın dava açma eğilimini azaltacağı, hukuki yaptırımların arttırılmasıyla yaşanan tıbbi uygulama hatalarının değişmeyeceği görüşündedirler. Niceliksel ve niteliksel araştırmaların bulguları yerli, yabancı araştırma ve çalışmalarla karşılaştırılmıştır. Ulaşılan sonuçlar ulusal ve uluslararası etik normlar açısından tartışılmaya çalışılmıştır.Abstract It is possible to assume that the medical errors existed since the time of first medical applications. Research showed that the medical errors are still frequent in today?s modern medical practice era. In the 44th Meeting of The World Medical Association, it was emphasized that the patients are suffering harms due to the medical errors, and nationwide legal regulations should be legislated to compensate the emerging detrimental effects. They also reached to a consensus on the opinion that the physicians should be the guiding force to achieve this goal. There are extensive studies on the concepts of ?medical errors?, ?malpractice? and ?complications?. It must be underlined that discussions on these concepts are relatively new in Turkey; ?malpractice draft bill? was prepared in 2002 and it included the discussions within the borders of ?occupational responsibility insurance?. Although there are emerging studies on the subject based on legal and ethical perspectives in Turkey, there is not a common language to signify the definition and the content of these concepts yet. Some basic purposes of this thesis project is to; introduce the definitions of basic concepts such as medical error, malpractice and complications among Turkish physicians and lawyers; patient safety; disclosure of the errors; possible problems during the legal process about malpractice law suits; effects of national health policies on error disclosure; etc. We aim to investigate all aspects of medical errors in Turkey and to discuss the outcomes in terms of medical law and ethics. The Project covers two parallel studies; quantitative and qualitative. For quantitative part, a 13 question survey was implemented to 230 lawyers and 205 physicians. In addition, a total of 15 individuals were selected among these lawyers and physicians, all of which had previously studied on the subject. Face to face interviews were hold with 15 key individuals and their answers were analyzed to finalize the qualitative part of the project. Quantitative study showed that the definitions of malpractice and medical error are not properly done in Turkey while the concept of complication is better understood. Qualitative part of the study demonstrated that all of the participants had the correctly defined for complication while the proper answers for malpractice and medical error concepts were relatively high compared to the quantitative survey outcomes. The attendees of both qualitative and quantitative studies believe that; the frequency of medical errors are significantly high; the errors are mostly because of inadequacy of the medical system; physicians do not disclose the errors to the patients; the legal process is still not well defined for malpractice claims; there is need for improvements in working conditions in healthcare services in order to prevent the medical malpractice cases. The attendees of the quantitative study emphasized that the physicians should share the errors with colleagues rather than the patients; patient will tend to take legal action in case of disclosure and the medical errors will tend to decrease if adequate legal precautions are defined. On the other hand, 15 key individuals have generally agreed that the medical error should be disclosed to the patient prior to sharing with the colleagues; the aim of patients? for taking legal action may drop if the error is disclosed with them, and the rate of medical errors will not be affected even though the legal sanctions are increased. The outcomes of qualitative and quantitative studies were compared with the other studies in the literature. The findings were discussed in detail based on the national and international ethical norms.

Description

Keywords

Bilim

Citation