Hegel ve Adorno'da sanatın tinselliği

dc.contributor.advisorCengiz, Erdal
dc.contributor.authorKaya, Ekin
dc.contributor.departmentFelsefetr_TR
dc.date.accessioned2023-12-14T12:02:48Z
dc.date.available2023-12-14T12:02:48Z
dc.date.issued2023
dc.description.abstractBu çalışma, Hegel ve Adorno estetiğinde 'tin' kavramını incelemektedir. Hegel ve Adorno'da sanat, tin'in taşıyıcısı olan alandır. Tin, iki filozof için de hakikatin kendisi olarak görülmektedir. Hakikat estetiği olan iki estetik de tinin taşıyıcı olmak bakımından özgürlük kavramıyla bağlantılıdır. Bu tez, Hegel'in idealist estetiğinin ve Adorno'nun diyalektik estetiğinin karşıt konumlanmasına dayanır. Sanatta tin kavramı ve dolayısıyla hakikat kavramı, özgürlük kavramıyla bağlantılıdır. Fakat tin, hakikat ve özgürlük kavramları iki filozofta karşıt düzlemde yer almaktadır. Hegel'nin sanat anlayışında sanatın tini, yani hakikati, mutlak tin, mutlak hakikattir. Sanat, Hegel'de, Mutlağın, İdea'nın, Tinin duyusal görünüşü olarak vardır. Hegel'de sanat, Kavram'ın kendisi olan İdea'nın, Tinin duyusal olanla özdeşliğidir. Estetik deneyim, Hegel'de tam da tin ve duyusallığın, öznellik ve nesnelliğin özdeşliği olarak hakikatin, deneyimini sunar. Fakat Adorno'da tam tersine tin, kavrama karşıt, belirlenemez, bilinemez ve doğaya ait bir model olarak sadece sanat yapıtında açığa çıkan öğedir. Bu anlamda, Adorno için sanat yapıtında estetik deneyimin uğrağı olarak tin, kavramın baskısından, tahakkümününden kurtuluş olmak bakımından özgürlük deneyimidir. Adorno'da sanat, Aydınlanma'nın diyalektiğinin tekrarlandığı alandır. Sanat, Hegel'de de olduğu gibi, doğal güzellikten uzaklaştırılmış, tinselleştirilmiştir. Oysa sanat etkinliği kendi içinde tinselleşmeye sürecine tabi ama aynı zamanda tam da doğal bir dürtüye dayanmasından dolayı, tinselleşme sürecine karşı durur. Dolayısıyla kendi içinde hem rasyonalitenin hem de mimesisin diyalektiği olmaktadır. Fakat Adorno'da diyalektik hareket Hegel'deki gibi, özdeşlikle, sentezle sonuçlanan diyalektik değildir. Ona göre, tam da kavramın ve doğal, duyusal olanın özdeşsizliği olarak sanat, özgürleştiricidir. Oysa Hegel'de öznellik ve nesnelliğin özdeşliği olarak hakikatin duyumsal deneyimini vermek bakımından özgürleştiricidir.tr_TR
dc.description.ozetThis study examines the concept of 'spirit' in the aesthetics of Hegel and Adorno. In Hegel and Adorno, art is the field that carries the spirit. Spirit is seen as the truth itself for both philosophers. Both aesthetics, which are the aesthetics of truth, are related to the concept of freedom in terms of being the carrier of the spirit. This thesis is based on the oppositional positioning of Hegel's idealist aesthetics and Adorno's dialectical aesthetics.The concept of spirit in art, and therefore the concept of truth, is related to the concept of freedom. But the concepts of spirit, truth and freedom are on the opposite plane in the two philosophers. In Hegel's understanding of art, the spirit of art, that is, its truth, is absolute spirit, absolute truth. In Hegel, art exists as the sensuous appearance of the Absolute, Idea, Spirit. In Hegel, aesthetic experience presents the experience of truth as the very identity of spirit and sensuousness, of subjectivity and objectivity. However, in Adorno, on the contrary, spirit is the element that emerges only in the work of art as an anti-concept, undefinable, unknowable and natural model. In this sense, for Adorno, spirit as the moment of aesthetic experience in the work of art is the experience of freedom in terms of being liberated from the oppression and domination of the concept. For Adorno, art is the area where the dialectic of the Enlightenment is repeated. As in Hegel, art has been alienated from natural beauty and spiritualized. However, artistic activity is subject to the process of spiritualization in itself, but at the same time, it stands against the process of spiritualization precisely because, it is based on a natural impulse. Therefore, it is a dialectic of both rationality and mimesis in itself.But the dialectical movement in Adorno is not the dialectic that results in identity, synthesis, as in Hegel. For him, art, precisely as the identity of the concept and the natural, sensuous, is liberating. However, in Hegel, it is liberating in terms of giving the sensory experience of truth as the identity of subjectivity and objectivity.tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/20.500.12575/89933
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherSosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.subjectsanattr_TR
dc.subjecthakikattr_TR
dc.subjectözgürlüktr_TR
dc.titleHegel ve Adorno'da sanatın tinselliğitr_TR
dc.title.alternativeSpirituality of art in Hegel and Adornotr_TR
dc.typedoctoralThesistr_TR

Files

Original bundle
Now showing 1 - 1 of 1
No Thumbnail Available
Name:
810836.pdf
Size:
1.5 MB
Format:
Adobe Portable Document Format
Description:
License bundle
Now showing 1 - 1 of 1
No Thumbnail Available
Name:
license.txt
Size:
1.62 KB
Format:
Item-specific license agreed upon to submission
Description: