Cumhuriyet dönemi ceza infaz sisteminde hapishaneler ve mahpuslar (1923-1950)
No Thumbnail Available
Date
2023
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Ankara Üniversitesi
Abstract
Bugün anladığımız şekliyle modern hapishaneler ilk kez Batı Avrupa ve Kuzey Amerika'da ortaya çıktı. Suçluları cezalandırmakla kalmayıp aynı zamanda ıslah etmeyi amaçlayan yeni bir infaz anlayışının ürünü olarak hemen hepsi bundan 250 yıl önce kurulmaya ve yaygınlaşmaya başladı. Batılılaşma hareketinin etkisiyle Osmanlı Devleti de on dokuzuncu yüzyıldan itibaren mahbesleri hapishanelere dönüştürmeye, buralarda geçerli infaz koşullarını düzeltmeye ve böylece, değişmekte olan ceza infaz sistemine uygun bir hapishaneler teşkilatı yaratmaya çalıştı. Ancak, içinde bulunduğu siyasi ve mali istikrarsızlık ortamı, bu konuda yürütülen çalışmaların sık sık aksamasına, yer yer ötelenmesine yol açtı. Bununla beraber hapishanelere yönelik reform programı, Cumhuriyet kadrolarının devreye girdiği sonraki süreçte en baştan ele alınarak sürdürüldü. 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ile hapis cezaları ve bunlara dair infaz usulleri belirlendi. Hapishaneler merkez ve taşra teşkilatı 1929 yılında Dâhiliye Vekâleti'nden alınarak Adliye Vekâleti'ne devredildi. Ayrıca, hapishanelerin işleyişine açıklık getiren kanunlar ve tüzükler çıkartıldı. Tüm bu idari ve hukuki düzenlemeleri, birçoğu Cumhuriyetin 10. yılından sonra hızlanan inşaat faaliyetleri izledi. 1930-1950 arasında 41 hapishane yapıldı, yüzlercesi onarıldı. Bütçe olanakları daha fazlasına izin vermediği için Osmanlı Devleti'nden miras kalan yapı stoku zorunlu olarak kullanılmaya devam etti. Bu durum, 1936'da hayata geçen Tedricî (Dereceli) Serbesti Sistemi'nin uygulanmasını güçleştirdi. Koğuş hapsi denilen topluluk esaslı infaz biçimi, mahpusların disiplin altına alınmasını, çalıştırılmasını ve eğitilmesini engelleyen yapısıyla birlikte varlığını ve geçerliliğini korudu.
Modern prisons as we know them today first appeared in Western Europe and North America. Almost all of them as a new penalty style that aims not only punish guilty ones but also discipline them began to be established and spread two hundred and fifty years ago. Under the influence of the westernization movement, the Ottoman Empire tried to create an organisation of prisons which are suitable for changing penalty system and transform the old prisons (mahbes) into new ones where improve the current penal conditions since the nineteenth century. However, the political and financial instability environment caused frequent interruption and postpone that change from time to time. With this, the reform program for prisons was continued by being handled from the very beginning in the next period when the Republican cadres got involved. The Turkish Penal Code, which entered in force in 1926, determined prison sentences and their enforcement procedures. The central and provincial organization of the prisons was taken from the Ministry of Internal Affairs and transferred to the Ministry of Justice in 1929. In addition, laws and regulations were enacted that clarified the functioning of prisons. All these administrative and legal regulations were followed by construction activities, many of which accelerated after the 10th year of the Republic. 41 prisons were built between 1930 and 1950, hundreds of them were repaired. Since the budgetary possibilities did not allow for more, the building stock inherited from the Ottoman Empire continued to be used compulsorily. This situation made it difficult to implement the Gradual Freedom System (Tedricî Serbesti Sistemi), which was put into practice in 1936. The community-based form of enforcement, called ward confinement, remained in existence and valid with its structure that prevented the inmates from being disciplined, employed and educated.
Description
Keywords
Ceza infaz hukuku, Türk inkılap tarihi, ceza infaz sistemi