Spatial configurations in women's gothic fiction: Ann Radcliffe's The Mysteries of Udolpho, Charlotte Brontë's Jane Eyre and Daphne du Maurier's Rebecca
No Thumbnail Available
Date
2024
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
Abstract
Bu tez, Ann Radcliffe’in The Mysteries of Udolpho, Charlotte Brontë’nin Jane Eyre ve
Daphne du Maurier’in Rebecca adlı üç romanı feminist bir çerçeve içinde analiz ederek
gotik mekânların kadın yazarların romanlarında nasıl tasvir edildiğini araştırmayı
amaçlamaktadır. Çalışma, Bakhtin’in zaman ve mekânın birbirine bağlılığını vurgulayan
kronotop teorisinden yola çıkarak, gotik kurgudaki tutarlı varlığı nedeniyle türün temel
unsuru olan şatonun ve onunla bağlantılı mekânların bu eserlerdeki kadın kahramanların
özerkliğine nasıl katkıda bulunduğunu incelemektedir. Farklı tarihsel dönemlerde yazılan
bu üç eser, Bakhtin’in zaman içinde gelişebilen ve evrilebilen kronotopların dinamik
doğası ile paralellik göstererek, kendi zamanlarının kültürel ve sosyal bağlamlarından
etkilenmiştir. Radcliffe’in türe katkılarıyla ortaya çıkan kadın gotik kurgusu alanında,
şato kronotopu kayda değer bir dönüşüm geçirmiştir. Radcliffe’in Udolpho adlı şatosunda
tehditkâr, görkemli ve karmaşık bir mimari varlık olarak tasvir edilen yapı, zaman içinde
giderek daha gerçekçi ve çağdaş tasvirlere doğru kaymıştır. Gotik şatonun domestikleşen,
bu sebeple de daha basit hale gelen iç tasarımının kadın kahramanları açık alanlarda
özgürlük arayışına teşvik ettiği Jane Eyre ve Rebecca adlı romanlarda görülmektedir. Bu
evrimin, kadın kahramanların bu mekânlarda gezinebilmek için kullandıkları stratejilerini
de etkilediklerini gözlenmektedir. Bu çalışma, gotik şatonun kadın karakterleri itaatkâr
rollerle sınırlayan ve sözde mutlu evliliklere razı eden bir korku mekânı olarak algılayan
geleneksel yorumların aksine, Bakhtin’in teorik çerçevesi üzerinden incelendiğinde,
kadının güç kazanma alanları olarak ortaya çıktığını savunmaktadır. Şato, mimari
tasarımıyla kadın kahramanları hem fiziksel hem de zihinsel olarak güçlendirir, onları
araştırmaya ve baskıcı erkek egemen ortamlarda önceden tanımlanmış rollerine meydan
okumak için motive eder. Seçilen eserlerdeki kadın kahramanlar bu mekânlar ile
etkileşime girerken, daha karmaşık kimlikleri ortaya çıkarmak için ataerkil
kısıtlamalardan kurtularak kendilerine verilen rollerin ötesine geçerler. Sonuç olarak bu tez, gotik şatonun yalnızca bir arka plan olarak değil, kadın gotik yazınında feminist
söylemin ilerlemesinde önemli bir unsur olarak yeniden yorumlamaktadır.
This dissertation aims to investigate the portrayal of the gothic setting in female gothic
fiction by analysing three specific literary works, namely The Mysteries of Udolpho, Jane
Eyre, and Rebecca, within a feminist framework. Drawing on Bakhtin’s chronotope
theory, which emphasizes the interconnectedness of time and space, it seeks to explore
how the castle as the core element in the genre due to its consistent presence, and its
related spaces contribute to the protagonists’ autonomy in these works. Written in
different historical periods, these works have been influenced by the cultural and social
contexts of their respective times, reflecting Bakhtin’s concept of the dynamic nature of
chronotopes that can evolve over time. Within the realm of women’s gothic fiction, the
castle chronotope, which originated from Radcliffe’s contributions to the genre, has
undergone a notable transformation. Initially depicted as a menacing, grand, and intricate
architectural entity, as can be seen in Radcliffe’s castle Udolpho, it has gradually shifted
towards more realistic and contemporary depictions over time. This domesticated form
of the gothic castle can be seen in Jane Eyre and Rebecca, where its less intricate design
prompts the protagonists to seek freedom in open spaces. This evolution has also
impacted the strategies employed by protagonists to navigate these environments, as
evidenced by their diverse interactions with the evolving castle structures in the selected
works. This dissertation argues that contrary to traditional interpretations that perceive
the gothic castle as a place of fear that limits female characters to submissive roles and
consents to supposedly happy marriages, when examined through Bakhtin's theoretical
framework, the gothic castle emerges as spaces of female empowerment. The castle, with
its architectural design, both physically and mentally empowers the protagonists,
motivating them to pursue knowledge and challenge their predefined roles within
oppressive male-dominated settings. As the female protagonists in the selected works
traverse and engage with these changing spaces, they transcend their assigned roles,
breaking free from patriarchal restrictions to reveal more intricate identities.
Consequently, the dissertation reinscribes the gothic castle not merely as a backdrop but
as a significant element in advancing feminist discourse within women’s gothic literature.
Description
Keywords
Kadın Gotik Yazını, Ann Radcliffe, The Mysteries of Udolpho, Charlotte Bronte, Jane Eyre, Daphne du Maurier, Rebecca, Mikhail Bakhtin, kronotop, uzam ve zaman, kadınların güçlenmesi, gotik mekan, şato