Duisburg Nachlass Refleksiyonları'nın Kant'ın felsefesi çerçevesinde tahlili
No Thumbnail Available
Date
2024
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Ankara Üniversitesi
Abstract
Kant`ın düşünsel gelişiminin Saf Aklın Eleştirisi'nin yayınlanmasından önceki evresi, onun entelektüel biyografisinde on bir yıllık süreci kapsayan bir dönem olan "Sessiz Yıllar" olarak nitelendirilmiştir. Kant`ın düşünsel gelişiminin izini sürmemiz açısından onun bu dönemde çeşitli konular üzerine yazdığı "Refleksiyonlar" ("Reflexionen") şeklinde adlandırılan yazılarına bakmak büyük önem taşır. Belirtilen notların en önemli hususlarından biri, Kant`ın bu refleksiyonları eleştiri öncesi dönemde kaleme alışı ve böylece eleştiri öncesi döneme ait metafizik öğelerin refleksiyonlarda içerilmesidir. Diğer taraftan, Kant`ın Duisburg Nachlass refleksiyonlarında empirik bilginin temellendirilmesine yönelik çabaları ve bu doğrultuda ortaya koyduğu felsefi tavır, ister – istemez onu belli bir bağlamda eleştirel düşünce dediğimiz çerçeveye yaklaştırmaktadır. Bu doğrultuda sessiz yıllar döneminde ortaya çıkan "Refleksiyonlar"ı Saf Aklın Eleştirisi bağlamında mı yoksa Kant'ın eski metafizik çalışmalarında yarım bıraktığı problemlere, (yine eski metafizik sisteminin temel ilkelerini yeni felsefi çerçevede tekrar ele alıp) bir çözüm olarak mı sunduğu tezin tartışma konusudur. Refleksiyonların bu çifte yönlü yorumu, Kant`ın "Sessiz Yıllar" döneminde yazdığı Duisburg Nachlass refleksiyonlarıyla Kant'ın hem eleştiri öncesi hem de eleştiri dönemini içeren felsefesi arasındaki bağın nasıl kurulacağına/kurulması gerektiğine dair sorunları gündeme getirmektedir. Bu sebepten dolayı tezin merkezi problemi ve amacı, Duisburg Nachlass`ın, Kant'ın felsefesi çerçevesinde geriye (eleştiri öncesi istikameti temel alarak) ve ileriye dönük (eleştirel düşünceye yönelik istikameti temel alarak) incelenmesinin mümkünlüğü üzerinedir. Duisburg Nachlass refleksiyonlarını eleştiri istikametinde (ileriye dönük) okuyan yorumcuların temel iddiası, Kant`ın bu refleksiyonlarda kategorilerin (transandantal) dedüksiyonunun ilk taslağını ortaya koymasıdır; çünkü refleksiyonları eleştiri istikametinde değerlendiren yorumculara göre Kant, burada anlama yetisinin kavramlarını imgelem yetisinin aracılığı olmadan tam algıdan türetmektedir (Adickes, 1897; Haering, 1910; Carl, 1989b; Brandt, 1991; Klemme, 1996; Hinsch, Mohr, 1994;) Duisburg Nachlass`ı eleştiri öncesi – geriye dönük okumayı tercih eden yorumsal yaklaşımın esas temsilcisi olan Laywine ise, refleksiyonlarda yer alan eleştiri öncesi öğelerin felsefi işlevine dikkat çekerek eleştiri istikametinde okuma şeklinin refleksiyonlar için en uygun yorum olmadığını iddia etmektedir. Laywine göre bizim, refleksiyonları empirik bilginin koşullarının belirlenimi çerçevesinde değerlendirmemizle beraber, Kant`ın eleştiri öncesine ait felsefi dünya görüşünü göz önünde bulundurmamız şarttır; bu sebeple o, Duisburg Nachlass'ı Kant`ın 1750`lerin ortasına kadar giden metafizik düşüncelerinin çerçevesinde ele almaktadır (Laywine, 2020:). Sonuç olarak ele alınan çalışmada, Kant`ın Saf Aklın Eleştirisi`nde "Kategorilerin Dedüksiyon"u kısmına ilişkin "gerekçelendirme/haklılaştırma" problemi temel ölçüt olarak ele alınarak, Duisburg Nachlass refleksiyonlarının her iki iddianın (kategorilerin dedüksiyonu ve eleştiri öncesi metafizik sistemin çerçevesinde değerlendirmelere yönelik) yorumsal çerçevede kabul edilirliğinin mümkünlüğü tartışılmıştır. Duisburg Nachlass refleksiyonlarının, Saf Aklın Eleştirisi'ne ait olan olan "Transandantal Analitik" kısmının sadece ilk modeli olarak ele alınmakla beraber, tam anlamıyla/doğrudan geriye yönelik okuma çerçevesinde incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Fakat bununla beraber, Carl`ın örneğinde eleştirel düşünce çerçevesinde Duisburg Nachlass`ın nesnel ve öznel dedüksiyonun taslağı bağlamında ele alınacağı düşüncesi kabul edilmemiştir. Çünkü "Ben"in bir model olarak nesnelerin belirlenimindeki kavramsal rolü, kategorilerin nesnel geçerliliğini gerekçelendirmenin/ispatlamanın zorunluluğunu ve önemini açıklamadığı kanaatine varılmıştır. Böylece Duisburg Nachlass refleksiyonlarında Kant`ın, Saf Aklın Eleştirisi'nin "Kategorilerin Dedüksiyon"u kısmında ifade ettiği düşüncenin öznel koşulları olan kategorilerin nesnel geçerliliğinin (tecrübenin nesnel koşulları bağlamında, A 89/B122) ispat edilmesi gerektiği tespitine varmadığı düşüncesi ortaya konulmuştur. Belirtilenlerden yola çıkılarak, kategorilerin nesnel geçerliliği ispatlanmadığı/gerekçelenmediği sürece Kant`ın Saf Aklın Eleştirisi`nde vurguladığı gibi onların sadece fanteziden (ein bloßes Hirngespinst) (B124) başka bir şey olmadığı sonucuna her zaman varabilmenin mümkünlüğü kanaatine gelinmiştir. Anahtar Kelimeler: Ekspozisyon, tam algı, düşünen özne, Tanrı, nesne.
Description
Keywords
Kant, Felsefe