Browsing by Author "Poyraz, Bedriye"
Now showing 1 - 16 of 16
Results Per Page
Sort Options
Item Bilim mühendislik ve teknolojide kadın akademisyenler ağı Ankara Üniversitesi raporu(Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri, 2013) Poyraz, Bedriye; İletişim Fakültesi; Ulusoy,SerayTürkiye’de bilim, mühendislik ve teknoloji alanında kadın akademisyenlerin oranının diğer Avrupa ülkelerine göre daha yüksek olduğu bilinmektedir. Özellikle temel bilim ve mühendislik alanlarında Türkiye, gerçekten dikkat çekici kadın akademisyen temsil oranlarına sahiptir. Fakat buna rağmen, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, çeşitli yaşam alanlarında ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmakta ve hangi mekanizmalarla ve ne ölçüde yeniden üretilmekte olduğunun ya da ne tür gelişmelerle karşı karşıya bulunulduğunun araştırılması önem taşımaktadır. Türkiye’deki üniversitelerin kadın akademisyen oranlarının dikkatle analiz edilmesi, fırsat eşitliğini sağlamak ve pekiştirmek için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Projenin en önemli hedefi, üniversitede temel bilim, mühendislik ve teknoloji alanlarındaki toplumsal cinsiyet farklılaşmalarına ilişkin verilerin toplanması, kadın akademisyenler ağının kurulması ve bu alanda Türkiye çapında bir veri tabanının oluşturulmasıdır. 6. Çerçeve Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve 2006-2008 yıllarında gerçekleştirilen “UNICAFE” projesinde (FP6- Survey of University Career of Female Scientists at Life Sciences versus Technical Universities/Proposal Contract No: 0366959), İstanbul Teknik Üniversitesi proje ortağı olarak Türkiye’yi temsil etmiştir. Proje sonuçları, Türkiye’nin, kadın akademisyenlerin durumu bağlamında diğer katılımcı ülkeler (Macaristan, Avusturya, Finlandiya, Estonya, İtalya) arasında özel bir örnek oluşturduğunu göstermiştir. 2010 yılında UNICAFE projesinin yöntemleri kullanılarak ülke çapında yeni bir proje önerisi geliştirme fikri doğmuştur. Bu yeni projenin amacı, Türkiye’de bilim, mühendislik ve teknoloji alanlarındaki toplumsal cinsiyet verileriyle kadın akademisyenlerin kariyer deneyimleri konusundaki bilgi birikimini zenginleştirmektir. Bu doğrultuda, söz konusu alanlarda çalışan kadın akademisyenlerin kariyer deneyimlerini görünür kılmak; araştırma kariyerlerinde toplumsal cinsiyet deneyimlerindeki farklılaşmalara ve kritik noktalara- üniversitedeki kadın temsil oranlarının az olduğu alanlarda, özellikle yönetim kademelerinde, üniversite bütçesinden yararlanabilmede, hareketlilik ve çalışma hayatı dengesindeki ayrışmaları saptamak ve bu noktalara dikkat çekmek hedeflenmektedir. Toplanan verilerin ışığında proje sonunda bir sentez raporu ile Türkiye’de bilim, mühendislik ve teknoloji alanında toplumsal cinsiyet farklarına ve kadın akademisyenlerin durumlarına ilişkin 4 genel profilin çıkarılması, projede yer alan üniversiteler arasında bir ağ kurularak deneyimlerin paylaşılması ve elde edilen sonuçların görünür kılınması için bir veri tabanının oluşturulması hedeflenmiştir. Bu ağ aracılığıyla bilim, mühendislik ve teknolojide kadın-erkek eşitliği konusunda yapılacak olan karşılaştırmalı analizlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması, üniversitelerarası etkileşimle iyi uygulamaların paylaşılarak ülke çapında yaygınlaştırılması, üniversitede kadınlarla erkekler arasında eşitliğin geliştirilmesi ve toplumsal cinsiyet bakış açısının politikalara yerleştirilebilmesi (gender mainstreaming) için sonuçların karar vericilere ulaştırılması ve çözümlere ulaşmada kolaylaştırıcı bir rol üstlenilmesi amaçlanmıştır. Üniversite yönetimlerinin, kadın ve erkek akademisyenler arasındaki eşitliği sağlamak ve üniversitenin temel politikaları arasına toplumsal cinsiyet eşitliğini yerleştirebilmek yönünde bilgilendirilmesiyle, bu yöndeki farkındalığın geliştirmesi ve bu bağlamda üniversiteler arasında işbirliği yapılması beklenmektedir.Item “Cesaret et hatırla!”: Dersim 1938 TertelesiPoyraz, BedriyeItem Enformel sektör işçilerinin medya algısı: Siteler örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Bulut, Gökhan; Poyraz, Bedriye; GazetecilikThe main subject of this work is to analyse the media perception of informal sector workers and to make efforts to grasp the ways they give meanings to the patterns of news.Informal sector workers as a part of the working class, which can be also understood through the conceptualization of "the ones who sell their labour", are working under unhealthy conditions and without safety. In general the whole sector and in particular Ankara Siteler Furniture workers seem to position themselves far from and sometimes opposite to the dominant meanings inside the news texts when commenting on the news.The subject of perception has hardly taken place under the heading of media studies. Moreover, a study on the perception of worker class is almost an untouched area. In this point of view, this study also concentrates on the subject of perception inside the media studies.Item Geçmişe 'şimdi'den bakmak: Diriliş "Ertuğrul" ve Payitaht "Abdülhamid" dizilerinin izleyici alımlaması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Özdemir, Muhammed Burak; Poyraz, Bedriye; GazetecilikBu tez çalışması, Diriliş 'Ertuğrul' (2014-2019) ve Payitaht 'Abdülhamid' (2017-2021) isimli TRT 1 ekranlarından yayınlanmış Osmanlı tarihi konulu dönem dizilerinin izler kitle tarafından nasıl alımlandığını incelemektedir. Osmanlı'nın ilk ve son dönemlerini iktidarın politik söylemiyle paralel bir anlatı yapısı üzerinden dindar ve milliyetçi motiflerle güzelleyerek anlatan her iki yapım, iktidar güdümlü yeni bir milli kimlik anlayışını ve bu kimliğin yaslandığı tarih kurgusunu yaygınlaştırmak adına işlevsel kılınmışlardır. Bu çalışma dizilerin söz konusu etkinliğini tüketim tarafına odaklanarak değerlendirmektedir. İzleyicilerin dizileri anlamlandırma siyaseti, kültürel çalışmaların nitel izleyici analizi perspektifinden ele alınmaktadır. Bu amaçla gözlem kabiliyetini destekleyecek iki farklı saha çalışması yöntemi kullanılmıştır 1) Üç farklı şehirde, izleyici grubunun devlet güdümlü popüler tarih anlatılarını nasıl anlamlandırdıklarını anlamayı amaçlayan odak grup görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. 7 farklı odak grup görüşmesinde 5'erli gruplardan oluşan toplam 35 kişiyle en kısası bir saat otuz dakika süren görüşmeler yapılmıştır. İzleyiciler dizilerin sıkı müdavimleri olduklarını ifade etmiş kişiler arasından seçilmiştir. 2) Toplam 200 kişiden oluşan ve dizileri düzenli olarak seyrettiklerini söyleyen izleyici grubuna gönüllülük esasına dayanan bir anket uygulanmıştır. Bazı anket soruları açık uçlu sorularla yapılandırılmıştır. Buradaki amaç izleyicilerin sorulara rutin cevaplar vermelerini engellemek ve ilgili soru hakkında verdikleri yanıtları odak grup görüşmesinde verilen yanıtlarla kıyaslamaktır. Böylelikle daha geniş başka bir veri havuzu oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışma, egemen ideoloji, güncel politika ve popüler kültür kesişiminde tedavüle sokularak diziler aracılığıyla resmi tarih kurgusu şeklinde sunulan Osmanlı imgesinin izler kitle tarafından farklı vurgulara sahip milliyetçilik ortak paydasında nasıl müzakere edildiğini ve yeniden üretildiğini ortaya koymaktadır.Item İletişimsel bellekten toplumsal belleğe yazılı tanıklıklar: 12 Eylül ile yüzleşmek(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Toker, Hülya Göğelçin; Poyraz, Bedriye; GazetecilikBu tezde, 12 Eylül askeri darbesini deneyimlemiş olan tanıkların yazdığı anı kitapları hermeneutik analiz ile incelenmiştir. 12 Eylül öncesinde aktif siyaset içinde yer alan gruplar ülkücüler, Kürtler ve solcular olarak üç temel gruba ayrılmıştır. Hatırlanan ve paylaşılan anılar aracılığı ile farklı siyasal grupların belleğine ulaşılmaya çalışılmıştır. Tanıklıklar, bellek çalışmalarının "tanıklık", "hatırlama", "yüzleşme", "affetme" ve "mağduriyet" kavramları çerçevesinde incelenmiştir. Ortak hatırlayışlar üzerinden, 12 Eylül ile nasıl yüzleşilmesi gerektiği ve neyle hesaplaşılabileceği üzerinde durulmuştur.Item Medyada temsil ve gerçeklik: Ağrı İsyanı'nın Türk basınına yansıması (1929-1930)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kızılyıldız, Dilan; Poyraz, Bedriye; GazetecilikAnaakım yaklaşımlara göre medya, toplumsal gerçekliği olduğu gibi yansıtma potansiyeline sahip olsa da eleştirel yaklaşımlar bu tezi çeşitli şekillerde çürütmüştür. Bu paradigmaya göre gerçeğin aynası olmak bir yana medya, gerçekliği inşa etme, kurgulama işlevine sahip bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Medya, toplumsal olgulara dair geliştirdiği söylem biçimleriyle gerçekliğe dair bir imge yaratmakta, bir inşa sürecine dahil olmaktadır. Dilin anlamlandırma pratiklerinden faydalanarak olgulara dair inşa ettiği gerçekliği mutlak bir hakikat olarak sunmaktadır. Bu çalışmada, yazılı basının 1926-1930 yılları arasında gerçekleşmiş olan Ağrı İsyanına dair nasıl bir gerçeklik inşa ettiğinin, nasıl bir söylem ürettiğinin ve nihayetinde Kürt sorununa dair nasıl bir algı oluşturduğunun açığa çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmada Cumhuriyet, Akşam, Vakit, Son Posta ve Milliyet gazetelerinin Haziran- Eylül 1930 tarih aralığında yayımlanmış haberleri incelenmiştir. Haber metinleri Teun A. van Dijk'ın eleştirel söylem analizi metodu kullanılarak analiz edilmiştir. Söz konusu dönemde yazılı basının isyanı ilk ve temel olarak hırsızlık vakaları olarak çerçevelediği görülmektedir. İsyancılar ise eşkıya, şaki, haydut gibi sıfatlarla anılmaktadır. Buna ek olarak isyanın dış güçler tarafından organize edildiği, irticai bir faaliyet olduğu ve nihayetinde bir Kürt isyanı olduğu ifade edilmektedir. Fakat bu temaların da eşkıyalık, haydutluk vurgusuyla verilmekte olduğu görülmüştür. İsyan ve isyancıların sürekli olarak olumsuz temsiliyle karşılaşılırken hükümet ve ordunun olumlu temsilleriyle karşılaşılmaktadır. Basın, Ağrı İsyanına dair inşa ettiği bu gerçekliği sürekli olarak yeniden üretmiş ve hegemonik bir söyleme dönüştürmüştür.Item Otizm deneyimine sahip ebeveynlerin otizme dair haberleri alımlaması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Aygün, Esin; Poyraz, Bedriye; GazetecilikBu tezde otistik çocuklar ve ebeveynlerinin medya kullanımları ve algıları ile ebeveynlerin otizm ve otistik çocuklara dair haberleri nasıl alımladıkları haberleri okurken ve tartışırken hangi söylemlerle nasıl ilişkilendikleri, haber anlatılarıyla ilgili neler düşündükleri sorgulanmıştır. Bu doğrultuda habercilikte yeni bir yönelime işaret eden hak haberciliğinin çerçevesi kullanılarak otizm ve otistik çocuklarla ilgili haberlerde sorunlar olup olmadığı, ne tür sorunlar olduğu, otizmin medyada temsiliyle ilgili literatürde ortaya çıkarılan bulgularla hangi yönlerden paralellik gösterdiği ya da hangi noktalarda literatürden farklılaştığını ortaya koyabilmek için otizmle ilgili haberler toplanarak analiz edilmiştir. Hak haberciliğinin çerçevesinden yararlanılması otizm ve otistik çocukların da hak temelli bir perspektiften ele alınarak otizmin nöroçeşitlilik yaklaşımının benimsenmesini gerektirmiştir. Araştırmanın otistik çocuklar ve ebeveynlerinin medya kullanımları ve algılarının araştırıldığı ikinci kısım ile otizm deneyimine sahip ebeveynlerin medyada yer alan otizm haberlerine dair okumalarını içeren üçüncü kısım otizmle ilgili Ankara'da yer alan iki sivil toplum kuruluşunda gerçekleştirilen katılımcı gözlem ile derinlemesine görüşmelere dayanmaktadır. Buna göre araştırmanın ikinci kısmında otistik çocuklar ve ebeveynlerinin medya kullanımlarında ve tanımlarında otizm deneyiminin nasıl bir rol oynadığı yine bu alandaki literatürle birlikte değerlendirilmektedir. Otizme dair haberlerin alımlanmasını içeren araştırmanın üçüncü kısmında ise otizm deneyimine sahip ebeveynlerin haber metinlerindeki otizm söylemini nasıl açımladıkları, bu haberler karşısında neler hissettikleri ve ne tür okumalar yaptıkları, bu okumaları yaparken nerede konumlandıkları ile okumalarında hangi unsurların rol oynadığı değerlendirilmektir. Tezde teorik ve metodolojik olarak Kültürel Çalışmalar geleneği içindeki izleyici ve alımlama yaklaşımları ile Stuart Hall'ın hegemonik okuma, müzakereci okuma ve muhalif/eleştirel okuma ayrımından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda haberlerde otistik çocuklarla ilgili birçok hak ihlali saptanırken, ebeveynlerin medya kullanımı ve algısı ile otizme dair haberlerin alımlamasının otizm deneyimine, toplumsal cinsiyete ve otizm alanına aktif bir biçimde katılımına göre şekillendiği görülmüştür.Item Özelleştirme sürecinde Tüpraş işçi eylemlerinin yazılı basına yansıması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Epikman, Mehmet; Poyraz, Bedriye; GazetecilikIn economically advanced countries, the welfare state practices began to dissolve after the great economic depression of the 1970's, paving way to the "New Right Wing" ideology to emerge. The New Right Wing ideology argues that the state should change it's status as producer of economy into that of a role of the supervisor. This role change is done through privatization. Privatization began in Turkey during the 1980's to change the economy into an open market policy. Thus the selling of Public Ecomonic Enterprises began. TUPRAS had been landing first place in the ISO reports of "The Biggest 500 Companies in Turkey", since 2001 and it was privatized in 2005 as a result of this privatization policy in Turkey. During the course of privatization, The Petrol- Is Syndicate tried to create public opinion against the privatization of TUPRAS through certain actions. These anti- privatization campains highly interested the media and they were used as feature stories every now and again. The news stories on privatization and the reflection of workers protests in the newspapers; Birgün, Cumhuriyet, Hürriyet and Vakit creates the subject of this thesis.The work has been produced in four chapters. The first chapter examines the history of capitalism while the second chapter deals with the analysis of one of neo- liberalism's most important results; privatization. The third chapter of the thesis gives information regarding TUPRAS's technical and managing facts. Also the privatization process of TUPRAS and the workers' protests in reaction to it are also examined here. The final chapter of the thesis works in three levels; Empirical Study, Visual Analysis and Text Analysis.Item Post-truth fenomeni çerçevesinde yeni medya ve yalan haber(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Sönmez, İlkay Ceren; Poyraz, Bedriye; GazetecilikPost-truth fenomeni günümüzde oldukça etkin bir fenomendir. Bu etkinlik yeni medya ile birlikte daha aktif hale gelmiştir. Post-truth fenomenini anlamak için hakikate odaklanmak önemlidir. Bu sayede fenomenin yeni medyaya etkisi de görülebilir. Bu çalışmada post-truth fenomeni çerçevesinde hakikat, yeni medya ve yalan haber ilişkisi konu edilmektedir. Ekonomik, sosyal ve siyasal bağlamda etkisini her geçen gün arttıran post-truth fenomeni, yeni medya ile etkin hale gelmiş gibi sunulmaktadır. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi bu kavramın sorgulanmasında etkilidir; fakat hakikatin tarihi bağlamında bu fenomen, bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca geleneksel ve yeni medya ile ilişkisi derinlemesine incelenmelidir. Dolayısıyla bu kavramın yeni medya ve habercilik açısından doğru tanımlanması, derinlemesine incelenmesi ve eş görüldüğü yalan haber (fake news) ile ilişkisi doğru bir şekilde açıklanmalıdır. Bu teorik çalışma bahsedilen inceleme, açıklama ve tanımlama problemine odaklanmaktadır.Item Sosyal medyada kadınların kendini ifade etme olanağı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Yılmaz, Eda Özcan; Poyraz, Bedriye; Gazetecilikİnternet ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin iletişim araçlarına da yansımasıyla ortaya çıkan sosyal medya liberal görüş tarafından katılımcı, demokratik ve özgür bir alan olarak ifade edilmektedir. Fakat eleştirel görüş tarafından, sosyal medyanın baskıya, denetime ve gözetime daha fazla olanak sağlayabileceği savunulmaktadır. Her iki düşünceye de eşit mesafede duran üçüncü yolcular ise sosyal medyanın olanaklarının sınırlılıklarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Medyanın; kitlelerin duygu ve düşüncelerini belirleme noktasında etkili olduğu söylenebilir. Bu bakımdan kadınların da medyada yer alış biçimleri önemlidir. Geleneksel ve yeni medyadaki kadın temsili toplumsal cinsiyet algısının da şekillenmesine sebep olmaktadır. Bu çalışma sosyal medyanın kadınlar için özgürleştirici bir mecra yaratıp yaratmadığını sosyal medya kullanıcısı kadınlar özelinde yapılan anket çalışmasıyla inceleyecek ve değerlendirmeye çalışacaktır. Anahtar Kelimeler: İnternet, Sosyal Medya, İfade Özgürlüğü, KadınItem Tarihsel maddeci bir bellek teorisinin imkânı: Kolektif bellek'te Fatsa'yı aramak(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Çelik, Gizem Ekin; Poyraz, Bedriye; GazetecilikTarihsel maddeci bir bellek teorisinin olanağı üzerine düşünmeyi hedefleyen, kolektif bellek literatürüne eleştirel bir yaklaşım iddiasında olan bu çalışmada amaç alanın yapısına ve organizasyonuna dair kökensel bir sorgulamayı "Fatsa" üzerinden yapmaktır. Tarihsel maddeci bir kolektif bellek teorisi çerçevesinin kavramsal-metodolojik hatlarını, itirazlarını nasıl somut bir tarihsel kesitte kavranabileceği sorusu bu çalışmanın literatüre somut müdahale hattını oluşturur. Postmodernizmin ve onun ideolojik çıktısı olan kimlik politikaları ve travma çalışmalarının derinlemesine eleştirisi bu arka planın öğelerini netlikle ortaya koyabilmek için gereklidir. Bu eleştiri, kolektif bellek çalışmalarını kimlik, temsil gibi soyut fenomenlerle açıklayan anaakım literatürün de eleştirisidir. Kolektif bellek'te Fatsa'nın yerini odağına alarak kuran bu tez çalışmasında, hem kolektif bellek alanın mevcut genel eğilimine dair hem de kolektif belleğin sınıf kapasitesine ve politik potansiyeline dair eleştirel bir söz söyleme iddiası bulunmaktadır. Fatsa'nın Türkiye'nin toplumsal belleğindeki yerini, geçmişte ve bugünde Fatsa'nın imlediği mirasın ne anlama gelebileceğini ve Fatsa'nın farklı adlandırma / anma biçimlerinin karşılık geldiği ideolojik, iktisadi ve toplumsal izleğin çerçevesini çizmektir. Fatsa'nın her bir hatırlama formu ve bu hatırlamanın ait olduğu ideolojik hat birikim rejimindeki kırılmaların doğrudan ya da dolaylı ilişkileri içerisinde gözetilmiştir.Item Televizyonda yayınlanan dini programlarda kadının temsili(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Ayan, Vahdet Mesut; Poyraz, Bedriye; GazetecilikIn this thesis, womans representation that is shown by religious tv shows, is tried to be solved based on religious texts. With texts of three monotheistic religions, connection of medias ideology and representation process is analyed with critical perspective. The main reason of following this kind of way is to base on a scientific foundation as analyze subjects historical and sociologic relations. Generally in this thesis work, we will discuss to legimination of womans role in the male-dominated society via the religions and how to this stuation is established by the media programs once again. In the first part of this work, while we will analyze for aproach of woman in the in monotheistic religions as second part between mediatic ideology and representation relastionships will be analyzed. Last as third part within the issued subjects in the first and second parts , we will analyze for how to religious tv shows represent woman by the using spesific themes and during our analyze , critical expression analyze way will be used.Item Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin kimlik meselesi odağında incelenmesi: İngiliz basınında Türkiye - Avrupa birliği ilişkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Arslanoğlu, Serkan; Poyraz, Bedriye; GazetecilikAfter the World War II had ended; European nations, not to have war again by economic reasons, made common usage of industrial raw materials and by this way they created economic development and deploy. Rebuilding itself under the specific circumstances of each period, the idea ?Europe? made the state nations turn into a form in which they assign some of their tasks and responsibilities to supranational foundations, dating from the 1950's. The idea ?Europe?, which aimed to join together in political and cultural dimensions in addition to economic axis with the 1992 Maastricht Treaty, started to be represented with the European Union. More than 50 years, European nations have been signing agreements that aim to unite under a unique roof of Europe. In a time not planned, Turkey has come to the point to be determined its membership and future. Turkey?s integration process to Europe should be evaluated by the memory and agreements of the idea ?Europe? .This study, which enclose the evaluation of the founder principles of the idea ?Europe? and EU policies, discussed the integration process of Turkey and accomplished in the empirical study on the British written media.Item Türkiye`de basının kamuoyu oluşturması, örnek olay: Hrant Dink`in hedef haline gelen bir siyasal figüre dönüştürülmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Göktaş, Kemal; Poyraz, Bedriye; GazetecilikThe purpose of this study is to look at the forming of a public opinion by the press in Turkey as was the case in Hrant Dink who was a victim of assassination. At the same time in the study public opinion and other related concepts which are the topic of political science were examined in respect to theories of communication. The theories on various types of communication were used in examining how the media formed a public opinion. The intervention of the state in the process of the constitution of public opinion in Turkey was examined and different examples of the attitude taken by the press in the face of this intervention were revealed. The framework of the language used in the news and comments published in the newspapers, one of the most important tools in the public arena, in connection with Hrant Dink was examined. The effects of the perception of the public opinion on the fact that Hrant Dink was a member of the Armenian minority were examined. In the study the news published in the leading newspapers in Turkish Media were examined, and the relation of the other newspapers, which do not rate as leasing newspapers, on the subject were studied.Item Yapısal yanlılık perspektifinden medyada yoksulluk; haberlerde yoksulluğun temsili(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Yıldırım Aykurt, Aylin; Poyraz, Bedriye; GazetecilikThis thesis aims to analyze the representation of poverty (which had a fast increase in paralell with globalisation) in the news media from a perspective that was defined as structural bias by Hackett.In the study, firstly poverty and related concepts, the reasons of poverty and the effect of globalisation on poverty has been analyzed and the level and dimensions of poverty in Turkiye has been put forward. Implementation section analyzes how media workers evaluate poverty and its representation in the news media through scanning a representative sample of newspapers.Item Yeni medyada nefret söylemi: Hayko Cepkin örneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Eke, Zeynep; Poyraz, Bedriye; GazetecilikNefret söylemi genel olarak bir toplumdaki dezavantajlı kişi ya da gruplara yönelen ve içerisinde aşağılama, ötekileştirme, ırkçılık gibi nefret biçimleri taşıyan bir ayrımcılık pratiğidir. Nefret söylemi içinde yeşerdiği toplumsal yapının kültürel kodlarını taşımaktadır. İktidarın ideolojik aygıtlarından biri olarak medya da nefret söyleminin üretildiği ve pekiştirildiği bir mecradır. Teknolojik gelişmelerle birlikte hayatımıza giren yeni medya ise nefret söyleminin üretilmesine ve dolaşıma sokulmasına olanak sağlamaktadır. Toplumdaki dezavantajlı kişi ya da toplumsal gruplar yeni medya ortamlarında etnik kimlikleri, inançları ya da cinsel yönelimleri gibi özelliklerinden dolayı nefret söyleminin hedefi olmaktadırlar. Bu tez çalışmasında yeni medya ortamının video paylaşım ağlarından biri olan Youtube'da Hayko Cepkin örneği üzerinden üretilen ve dolaşıma sokulan nefret söylemi incelenmiştir. Bu amaçla Youtube'da yer alan Hayko Cepkin videolarına yapılan kullanıcı yorumları arasından nefret ifadeleri içeren örnekler seçilmiştir. 1 Ocak- 30 Haziran 2022 zaman aralığında incelenen Youtube kullanıcı yorumlarında, Hayko Cepkin'e yönelik üretilmiş nefret söylemi içeren yorumlar arasından seçilen örnekler Teun van Dijk'in Eleştirel Söylem Analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, Hayko Cepkin'in başta etnik kimliği olmak üzere çok sayıda ötekileştirici, düşmanlaştırıcı ve aşağılayıcı nefret ifadelerine hedef olduğu ortaya konmuştur.