Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    New user? Click here to register. Have you forgotten your password?
Repository logo
  • Communities & Collections
  • All of DSpace
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    New user? Click here to register. Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "AYKUT, Altan (Tez Danışmanı)"

Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    A. N. Ostrovski'nin "Fırtına" ve "Çeyizsiz Gelin" adlı eserleri ile edebi kişiliği / A. N. Ostrovsky?s works ?The Storm? and ?Fiancée without Fortune? and literary personality
    (Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı) ERDOĞAN, Sibel (Yazar); AYKUT, Altan (Tez Danışmanı)
    Rus Halk Tiyatrosu'nun kurucusu, realizm akımının en büyük temsilcilerinden biri olan Aleksandr Nikolayeviç Ostrovski (1823-1885) yılları arasında yaşamıştır. Moskova'da doğmuş olan Ostrovski liseyi bitirdikten sonra babasının zoruyla Hukuk Fakültesi'ne girmiş, daha sonra ise üniversiteyi bırakıp mahkeme kâtipliğine başlamıştır.50'li yıllarda dramaturg zamanın önemli bir edebiyat dergisinde yazamaya başlamış, kendini tamamen edebiyata ve tiyatroya vermiştir. Dramaturg Rus yaşamının tüm özelliklerini anlaşılır ve açık bir dille eserlerinde yansıtmıştır. Eserlerinde özellikle toplumsal sorunları ve insanlar arasındaki çıkar ilişkilerini ele almıştır. Sadelik onun eserlerini oluştururken değişmez bir tarzıdır. Ona göre sanatçı ne bir diplomat, ne de politikacıdır.1850 yılında tüccar sınıfını realist bir şekilde anlatan ilk komedisi ?Bu Aile İşi Aramızda Hallederiz? basılmıştır. Ostrovski tüccar sınıfının yanında asilzade ve memur sınıfına da eserlerinde yer vermiştir. O, aslında bu komedi türündeki eserleriyle Rus Halkı'nı komik bir dille eleştirmiştir. 1853 yılında 'Yapamayacağın İşe Kalkışma', 1854 yılında 'Fakirlik Ayıp Değil' adlı eserlerini yazmıştır. 1859 yılında ise en önemli eserlerinden biri olan 'Fırtına'yı yazmıştır. Bu eserde Ostrovski fırtınayı bir sembol olarak kullanmış ve despotluğun insanlar üzerindeki yıkıcı etkisine değinmiştir. 'Fırtına' eseriyle benzerlik gösteren 'Çeyizsiz Gelin' adlı eserini de 1878 yılında tamamlamıştır.Ostrovski'nin bütün eserleri Moskova'daki Malıy Tiyatrosu ve Petersburg'daki Aleksandrinski Tiyatrosu'nda sahnelenmiş ve dramaturgun Rus Tiyatrosu'na çok büyük katkıları olmuştur.Abstract Alexander Nikolayevich Ostorovski, one of the greatest represantetives of the realist movement, lived between 1823-1885. Born in Moscow, he worked as a clerk of court after leaving law school which he attended unwillingly because of his father.In the fifties, he began writing at an important literary review of the dramaturg period and completely confided himself in literature and theatre (drama). His works feature all the characteristics of the Dramaturg Russian life in a quite qualified and plain language. His writing mainly addresses social conflicts and self beneficiary relationships of mankind. Simplicity is always what makes his works precious and becomes a manner he always writes with. According to Ostorovski, an artist is never a diplomat nor a politician.In 1850, ?Svoi Lyudi, Soçtyomsa? (It's a Family Affair?We'll Settle It Ourselves) , which depicts the trading class in a realist manner, was published. Ostorovski not only wrote about the trading class, but also about aristocrats and white-collors. In fact, he mainly criticizes the Russian folk with humor with his works of comedy. In 1853, (Yourself In Another Man's Sledge) was published, right before (Poverty is no crime) in 1854. In 1859, he wrote one of his greatest works, (The Storm), in which he uses the term ?storm? as a metaphore in order to show how despotism causes destructive damages on people. He finished writing another piece resembling The Storm in many ways, (Without Dowry) in 1878.All works of Ostrovski were put on stage in Maliy Theatre in Moscow and Alexanderysnky Theatre in St. Petersburg and these made great contributions to (Dramaturg Russian Theatre.)
  • No Thumbnail Available
    Item
    A. S. Puşkin`in eserlerinde romantizm
    (Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı) AYKUT, Altan (Tez Danışmanı); FETAHOVIC, Zuhra (Yazar)
    Bu araştırma ile eşsiz bir edebi hazineye sahip A.S.Puşkin'in romantik eserlerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Puşkin'in romantik şiirinin gelişimi içinde, ilk lise şiirlerinden en güzel lirik şiirlere; poemı "Ruslan ve Ludmila", ("Ruslan i Ludmila," 1822), Güney poemlerine "Kafkas Esiri" ("Kavkazski plennik", 1822), "Bahçesaray Çeşmesi", ("Bahçisarayski Fontan",1824), "Haydut Kardeşler" ("Bratya Razboiniki", 1827) "Çingeneler," ("Tsıganı", 1827) ve şiirsel romanı "Yevgeni Onegin"e (1831) kadar olan çok geniş bir yelpaze, bu kapsam içindedir. Belirtilen romantik eserler, Puşkin'in en zengin çalışmaları ve en güzel eserleri olarak kabul edilmektedir. A.S.Puşkin ilk olarak şiirlerinde K.N.Batyuşkov ve V.A.Jukovski gibi önceki kuşak Rus romantik şiirlerini ve 17,18 yüzyıl Fransız şairlerini örnek almıştır. Fakat daha sonra Puşkin'in şiir çizgisi yeni bir yön ve bambaşka bir ton kazanmıştır. Oysa Puşkin'dende, uzaklaşması beklenebilirdi. Puşkin bu beklentilerin aksine yöneldi ve sıradan Rus insanın, aktüel yaşam sorunları, halk kültürü,folklorü ve geleneğini kendine konu edinmiştir. Bu tavrı, Puşkin'in Rus edebiyatı'ndaki yeni ve reformist rolünü ortaya koymaktadır. A.S.Puşkin'in romantik edebi eserlerinde, döneminin halk sözleri sıcak ve özel kelimelerle anlatılmakta ve zengin halk edebiyatının en güzel örnekleri verilmektedir. Puşkin'in romantik eserleri Rus halk edebiyatından yansıyan sıcaklık ve soylulukla doludur ve tüm Slav halkının coşku dolu ruhları mükemmel bir şekilde ifade edilmektedir. A.S.Puşkin'in soyluluğu, onun şair-öğretmen ve şair-peygamber rolüyle belirginleşmektedir. O orjinal eserleriyle, genç Rus edebiyatçılarına yol göstermiş 178reflected from the Russian people literature and also full of with the spirit and enthusiasm of all the Slavic people. A.S.Pushkins nobility becomes evidential with his poet -teacher and poet prophet role. Pushkin with his first original works had been a guide and a support to the young Russian literates thoroughly. A.S.Pushkin had been a piece of cultural and spiritual world of Russian public and had created a deep seated impact over the Slavic culture. His works, translated into too many languages, reflect an awareness of Russian nationalism and also a international vision, going out of the national boundaries. Abstract This study aims at the investigation of romantic works of A.S.Pushkin's formidable literary resources The development of Pushkin's romantic poems starting from high school poems to his best lyric poems are as follows : "Ruslan and Ludmilla") ("Ruslan i Ludmila;"1822), Southern poems of: "The Prisoner of the Caucasus" ("Kavskazski plennik",1822), "The Fontain of the Bakhehisaray" ("Bahçisarayski Fontanel 822) "The Bandit Brothers" ("Bratya Razboiniki", 1 827), "The Gypsies" ("Tsıganı",1827) and poetic novel "Eugene Onegin" ("Yevgeni Onegin"1831). All these romantic works are accepted as Pushkin's richest and most beautiful works. A.S.Pushkin in his first poems influenced by and has taken as an example, the Russian romantic poets K.N.Batushkov and V.A.Jukovski and also 17 and 18 century French poets, But later his poetic line has changed to a new direction and tone. However, it should be expected that even Pushkin could have entered the routine line of the traditional romantism and diverted off the realities of life But he stood in the opposit direction of these expectations and has chosen the ordinary Russian man, actual life problems, public culture, folklore and traditions as his subjects for his work. This attitude, has given him a reformist and fresh role in the Russian literature. In Pushkins romantic literary work the public language was usedtold in warm and special words, the rich peoples literature was also given with the most beautiful examples. Pushkins romantic works are full of warmth and nobility 180reflected from the Russian people literature and also full of with the spirit and enthusiasm of all the Slavic people. A.S.Pushkins nobility becomes evidential with his poet -teacher and poet prophet role. Pushkin with his first original works had been a guide and a support to the young Russian literates thoroughly. A.S.Pushkin had been a piece of cultural and spiritual world of Russian public and had created a deep seated impact over the Slavic culture. His works, translated into too many languages, reflect an awareness of Russian nationalism and also a international vision, going out of the national boundaries.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Konstantin Paustovski`nin öykü sanatı
    (Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatı Anabilim Dalı) ÜÇGÜL, Sevinç (Yazar); AYKUT, Altan (Tez Danışmanı)
    Abstract This work is a scientific study of the creation and aesthetic world view of the great Russian writer Konstantin Paustovsky who is one of the representatives of the early beginings of romantism in Russian literature in the first half of 20-th century. It is known that the main method and style of Russian literature of that time was social realism in the frame of which, K. Paustovsky reflected his own sense of contemporary direction to neo- romantism. Konstantin Paustovsky, Russia's most powerful artist in short stories is known and studied not only in Russia but all over the world, however, there are no scientific studies of his works in Turkey. This is the main reason of this study. We liked to show our understanding of the richness and potential of his creation. This is his aesthetic theories and the particularities of his style, that sometimes is reportorial, sometimes psychological, sometimes dominantly realistic, and sometimes predominantly romantic. We made a chronology of his works considering the move of his aesthetic world view from the realistic tradition to the neo-romantist. We determined three main periods. I period - from the beginning till the years 30 th. II period -till the years 50 th HI period -the last ears of his life Looking at his creation generally we have also tried to look in some detail at the main subjects of his short stories, that representa humanistic exploring of individual lives within the social and moral web. Considering the subjects of his short stories we found main subjects: 1. LOVE 2. NATURE 3. ARTISTS 4. WAR The history of the autors view can be described as a history of cultural epochs expressing themselves as multi-faceted forms, with a parallel development of subjects where in every artistic form there lies a significant story. Analising Artistic style of this writer we concluded that the most visible feat of his style are metaphor, allegory, personification, individual style of the hero's langauge that seemed in tune with contemporary romantism, sentimentalism, and symbolism.
  • No Thumbnail Available
    Item
    LYUDMİLA PETRUŞEVSKAYA VE HİKAYELERİ
    (ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI) BAYDAR EROĞLU, Tuğba (Yazar); AYKUT, Altan (Tez Danışmanı)
    Rus kadın yazar Lyudmila Petruşevskaya perestroyka sonrası Rus edebiyatının nasıl değiştiğini öğrenmek açısından önemli bir isimdir. Onun fantastik ve post-modern eserleri Rus kent insanının parasızlık ve sevgisizlik içinde birbirleriyle ve günlük yaşamla olan mücadelesini anlatır. Tezimin amacı bu modern düz yazı ustasını hayatı ve hikayeleri ile tanıtmaktır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    N. V. Gogol'ün hikaye ve romanlarında hiciv sanatı
    (Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatı Anabilim Dalı) AYKUT, Altan (Tez Danışmanı); GÜNAL, Zeynep (Yazar)
  • No Thumbnail Available
    Item
    V.G.KOROLENKO’NUN ÖYKÜ SANATI
    (ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI ANABİLİM DALI (RUS DİLİ VE EDEBİYATI)) ÖKSÜZ, Gamze (Yazar); AYKUT, Altan (Tez Danışmanı)
    Tezimizin konusu Vladimir Galaktionoviç Korolenko’nun (1853-1921) öykü sanatıdır. Bu amaçla yazarın belli başlı kısa öykü ve belgesellerini inceleyip Korolenko’yu yaşamı ve yapıtları bazında Türk okuruna tanıtmaya çalıştık. Sanat hayatı 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başına rastlayan Korolenko’nun Rus edebiyatındaki yeri büyüktür. Yazar, özellikle kısa öykü ve belgesel öykü tarzındaki çalışmalarıyla Rusya’nın en ücra köşelerindeki sıradan insanları ve onların yaşam tarzını okuyucuya tanıtmayı başarmıştır. Aile yapısı gereği Rus, Ukrayna ve Polonya olmak üzere üç kültürü bir arada yaşayan Korolenko, lise yıllarında yakınlaştığı devrimci grubun hareketleri dolayısıyla 1876 yılında tutuklanmış ve çeşitli aralıklarla altı yılını sürgünde, hapishanede ya da gözaltında geçirmiştir. Korolenko yetenekli bir gözlemci ve aktif bir toplum adamı olarak, yapıtlarında yaşadığı dönemdeki ülke sorunlarını ve insanların bu sorunlarla mücadelesini ortaya koymuştur. Bunu yaparken her zaman aktif olarak mücadeleye katılan halkın ve köylülerin yanında olmuş, onların daha iyi ve adil bir yaşam için gösterdikleri çabayı desteklemiştir. Korolenko öykülerinde gerçek olay ve kişileri ele almış, cesur insanların dünyasını ortaya çıkarmıştır. Onun günlüklerinde, yakınlarına yazdığı mektuplarda ve not defterlerinde binlerce karakter vardır. Bunlar yazarın gerçek hayatta karşılaştığı ve gözlemlediği kimselerdir. Bu yönüyle yazar realist bir çizgidedir. Korolenko’nun edebî dili son derece sade, canlı ve akıcıdır. Karakterlerinin konuşma tarzları kendilerine özgü oluşlarıyla ve halk dilinin güzelliğini yansıtmalarıyla farklılık oluşturur. Öykülerine kattığı ilginç motiflerle Rusya’nın çok çeşitli ve bilinmedik yönlerini tüm zenginliğiyle ortaya koymuştur. Gerek sürgün yaşamı boyunca, gerekse sürgünden sonra yaptığı çeşitli yolculuklarda halk yaşamıyla ilgili görüp öğrendiklerini yalın bir dille ama tüm renkleriyle ustaca sergilemiştir. Korolenko Rus halk yaşamının bilinmeyen yönlerini yapıtları aracılığıyla tanıtmıştır.
  • No Thumbnail Available
    Item
    VİKTOR PETROVİÇ ASTAFYEV’İN ÖYKÜLERİNDE “KÖY” TEMASI
    (ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI ANABİLİM DALI(RUS DİLİ VE EDEBİYATI)) ÇELİK, Reyhan (Yazar); AYKUT, Altan (Tez Danışmanı)
    Tezimizde, Rus edebiyatında 20.yüzy ıl köy nesir dönemi yazarlar ından olan 'Viktor Petroviç Astafyev'in öykülerinde köy temas ı' konusunu inceledik. Bu incelemeye başlamadan önce yazar ın öykülerini genel olarak de ğerlendirdik. Bu değerlendirmenin ardından amacımız doğrultusunda öyküler aras ından seçme yaptık ve dört öykü üzerinde çalışmaya karar verdik. Bunlar, 'Son Veda', 'Çar-Balık', 'Yaşlı Meşe' ve 'Geçit' adlı öykülerdir. Bu öykülerden 'Ya şı Meşe' ve 'Geçit' Astafyev'in edebiyat dünyas ında adını duyuran, 'Çar-Balık' ve 'Son Veda' ise yazarlığını kanıtlayan eserlerdir. Bu nedenle adı geçen dört öyküyü tezimizde incelemeye karar verdik. Yazarla ve adı geçen öyküleriyle ilgili çal ışmamızı dört ana ba şlıkta topladık. İlk olarak yazarın yaşamı ve edebiyattaki yerini inceledik. İkinci ana başlıkta, Avrupa'da ve Rusya'daki gerçekçilik ak ımından hareket ederek 20. yy. köy nesri yazarlar ının hangi süreçte bir araya geldiklerini gördük. Ard ından, Astafyev'in öykülerinde köy insan ına ve bütün olarak doğaya nasıl baktığına dikkat çektik. Son olarak da Astafyev'in bunlar ı dile getirirken nasıl bir anlatım tekniği ve üslup özellikleri sergiledi ğini ortaya çıkarmaya çalıştık. 1924 yılında Sibirya köylerinden Ofsiyanka'da do ğan Astafyev'in ya şamı oldukça zorlu geçmiştir. Çok küçük ya şlarda annesini kaybetmesi, ardından gelen yetimhane yaşamı ve çok genç yaşlarda zorlu çalışma yaşamına atılmasından dolayı Astafyev, her zaman tek başına ayakta durmak zorunda kalmıştır. Savaş yıllarında cepheye giderek savaşmış ve bir çok yaralar almıştır. Savaş bitiminde ailesini geçindirmek için tren garlarında, dökümhanelerde çalışmış ve ailesinin geçimini sağlamıştır. Astafyev'in ele ald ığımız uzun öykülerini incelerken, ö ykülerdeki temel temalar ın Sibirya insanı ve Sibirya doğası olduğunu gördük. Yazar Sibirya'y ı zemin olarak ele alsa da anlatmak istediği dü şünceler tüm insanl ığı ilgilendirir. Bunlar, insanın insanlarla ve doğayla ilişkisi, vatan sevgisi, iyilik ve kötülük, ya şam ve ölüm, aile birli ği gibi konulardır. Astafyev'e göre insan, do ğayla barışık halde yaşadığı sürece kendi varl ığını sürdürebilir. E ğer insan, doğadaki canlıları sonsuza kadar var olacak ve zevk için öldürülebilecek canl ılar olarak görürse do ğanın dengesi mutlaka bir gün bozulacakt ır. Doğanın dengesinin bozulması da gelecek nesillerin varlığının devamını tehlikeye atacaktır. Bununla birlikte, insanların birbirleriyle dostça, iyi günlerde oldu ğu gibi kötü günlerde de bir arada olmalar ı gerektiği dü şüncesi yazar ın öykülerindeki genel dü şüncelerdendir. Eserlerindeki başarılarından dolayı Astafyev'e birçok ed ebiyat ödülü verilmi ştir. Bunun yanında eserleri de birçok dile çevrilmiş ve birçok ülkede yay ınlanmıştır.

DSpace software copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback