Cilt: 07 Sayı: 03 (2024)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Lise Öğrencilerinin Gözünden Deprem Olgusu: Kahramanmaraş Depreminin Duygusal ve Bilişsel Yansımaları Üzerine Nitel Bir Çalışma(Ankara Üniversiesi, 2024) Yavrutürk, Ali Rıza; Kobul , Fatma AltunBu araştırmada depremi yaşayan lise öğrencilerinde depremin duygusal ve bilişsel yansımalarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 6’sı kadın ve 8’i erkek olmak üzere toplam 14 öğrenciden oluşmaktadır. Çalışmada nitel araştırmalardaki olgu-bilim deseni temel alınmıştır. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş olan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırmada elde edilen nitel veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Yapılan içerik analizi sonucunda katılımcıların deprem olgusunu psikolojik ve maddi olmak üzere iki temada tanımladıkları görülmektedir. Katılımcıların depremde başta aile üyeleri ve akrabalar olmak üzere çoklu kayıp yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca katılımcıların deprem sürecinde korku, şaşkınlık, üzüntü, çaresizlik ve suçluluk gibi duyguları yaşamalarıyla birlikte deprem anını sürekli düşünme ve ölümü düşünme gibi bazı olumsuz düşüncelere sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak, katılımcıların deprem sonrası yaşanılan olumsuz duygu ve düşüncelere yönelik kaderci yaklaşım, kabullenme, sosyal destek ve iyimser yaklaşım ile baş etmeye çalıştıkları sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların iyimser bir yaklaşım ile deprem olgusuna yaklaşmaları dikkat çekici bir bulgu olarak değerlendirilmektedir. Elde edilen sonuçlar, depremde maddi ve manevi çoklu kayıp yaşayan öğrencilerin daha çok depremi psikolojik sonuçlar açısından değerlendirdiği, yaşadıkları olumsuz duygu ve düşüncelerle başa çıkmada ise özellikle sosyal destek sistemlerini etkili bulduklarını göstermiştir.Item Doğa Kaynaklı Afet Okuryazarlık Düzeyleri Açısından Özel Eğitim Okul Öğretmenleri(Ankara Üniversitesi, 2024) Üstündağ, Yılmaz; Hazar, Fatih; Hazar, Hale UyarBu çalışma, Bitlis’te görevli özel eğitim okullarındaki öğretmenlerin doğa kaynaklı afet okuryazarlık (DAO) düzeylerini belirlemek amacıyla yapıldı. Analitik kesitsel tipte olan bu araştırma, Ekim ve Aralık 2021 tarihleri arasında, Bitlis İl merkezi ve ilçelerindeki özel eğitim okullarında görevli 138 öğretmen ile yürütüldü. Veriler, Demografik Bilgiler, DAO Davranış Ölçeği, DAO Duyuşsal Eğilimler Ölçeği ve DAO Başarı Testi kullanılarak, kendini bildirim yöntemi ile toplandı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, varyans analizi, t-testi, Oneway Anova Dunnett HSD testleri kullanıldı (p<0.05). Özel eğitim okullarında görev yapmakta olan öğretmenlerin DAO davranış ölçeği puanı ile kurum afet planını bilme (p=0.0001), afetlere yönelik faaliyetlere katılma (p=0.004) ve acil toplanma yerini bilme (p=0.0001) durumu arasında, başarı durumu ile afetlere yönelik faaliyetlere katılmak isteme (p=0.021) ve acil toplanma yerini bilme (p=0.015) durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulundu. Bu çalışmada Bitlis’te görevli özel eğitim okullarındaki öğretmenlerin doğa kaynaklı afet bilgi düzeyleri çok yüksek iken davranış ve duyuşsal eğilimlerinin bilgi düzeylerine göre düşük olduğu ve öğretmenlerin bilgisini eyleme dökemediği sonucuna varıldı. Öğretmenlerin afet ile ilgili bilgilerini eyleme dönüştürmelerine yardım edecek uygulamaya dayalı afet, kurtarma ve ilkyardım vb. eğitimler verilmelidir.Item Deprem Olgusunu Psikoloji Bağlamında Ele Alan Lisansüstü Tezlerin Bibliyometrik ve Tematik Analizi(Ankara Üniversitesi, 2024) Dursun, AsiyeBu çalışmada, Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi’nde (YÖK), deprem konusunu psikolojik değişkenlerle ele alan tezlerin bibliyometrik ve tematik analiz yöntemi ile incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle, 24.09.2023 tarihine kadar YÖK Ulusal Tez Merkezi'ne yüklenen tezler, "deprem", "earthquake" anahtar sözcükleri ile taranmış ve 2650 teze ulaşılmıştır. İlgili tezler konu bağlamında psikoloji boyutu ile sınırlandırıldığında ise 50 lisansüstü teze erişilmiştir. Araştırmada, bibliyometrik analizle tezlerin; üniversite türü, il-üniversite adı, yıl, tez türü, danışman unvanı, enstitü, anabilim dalı, konu, örneklem grubu, tezin yöntemi incelenmiştir. Tezlerde ele alınan psikolojik değişkenlerin benzerlik ve farklılıklarını ele almak için tematik analiz kullanılmıştır. Bibliyometrik araştırmalar, yeni çalışmalara fikir sunma konusunda destek olmaktadır. Tematik araştırmalar ise var olan durumu ayrıntılı olarak değerlendirmektedir. Bibliyometrik analiz sonucunda; depremi psikolojik boyutta ele alan araştırmaların; farklı türde, farklı anabilim ve enstitülerde hazırlandığı görülmüştür. Oldukça farklı grupların örneklem olarak seçildiği ve en çok nicel desende araştırma yönteminin planlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Tematik analiz sonucunda ise, depremin psikososyal sonuçları ve depremin sonuçlarını etkileyen faktörler olmak üzere iki tema elde edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışma, deprem sürecinde bireylerin psikolojik yaşantılarını ele alan çalışmaları değerlendirmeye fırsat sunmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin deprem kuşağında bir ülke olduğu düşünüldüğünde, araştırma sonuçlarının deprem ile ilgili gerçekleştirilen farklı psikososyal çalışmalar için bakış açısı sağlayacağı söylenebilir.Item Sıcak Dalgalarının Toplum Sağlığına Etkileri(Ankara Üniversitesi, 2024) Çebi, Ezgi; Ocaktan , MineSıcak dalgalarının; sıklığı, boyutu, yoğunluğu ve süresi her geçen yıl artmaktadır ve bunun ana sebebinin insan kaynaklı küresel iklim değişikliği olduğu gözlemlenmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü sıcak dalgalarını “sıcaklığın en yüksek sıcaklık ortalamalarının 5°C veya daha üzerinde aşırı nemle birlikte en az 3 gün aralıksız devam etmesi” olarak tanımlamıştır. İnsanlarda termoregülasyon sisteminin dengeleyici mekanizmalarını aşan miktarlarda sıcağa ve neme maruz kalmak mevcut hastalıkların kötüleşmesine, güneş çarpması/ısı yorgunluğu/ısı krampı gibi ısı ilişkili hastalıklara ve ölümlere yol açabilir. İncelenen çalışmalar sonucunda sıcak dalgalarının ve buna bağlı ısı ilişkili hastalıkların, hastane başvurularının ve ölümlerin sıklığının yıllar içinde arttığı görülmüştür. Yaşın, ek hastalıkların ve çalışma koşullarının ısı ilişkili hastalıklar ve ölümlerle ilişkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca sıcak dalgasının riskleri ve hastaneye başvuru konusunda bilgi, tutum ve davranış eksikliğinin saptandığı ve yapılan bilgilendirici müdahale çalışmalarının etkili olduğunun gösterildiği çalışmalar mevcuttur. Bu derleme çalışmasında sıcak dalgalarının toplum sağlığına olumsuz etkilerini ve ısı ilişkili hastalıkların epidemiyolojisini çeşitli çalışmalardan örneklerle ele almak ve bu olumsuz sağlık sonuçlarını önlemek için öneriler sunmak amaçlanmıştır.Item Afet ve Acil Durumlarda Gönüllülüğü Etkileyen Sosyal Psikolojik Değişkenler(Ankara Üniversitesi, 2024) Tayınmak, İlknurAfet ve acil durumlar, bireylerin ve toplumların fiziksel sağlığını ve psikolojik iyilik halini olumsuz etkileyen durumlardır. Afet ve acil durumlara müdahale, resmi kurum ve kuruluşlara bağlı personeller tarafından yürütüldüğü gibi gönüllüler de bu sürecin önemli bir parçasıdır. Gönüllüler afet öncesi, afet sırası ve sonrasında insan kaynağı, materyal ihtiyaçların temini ve dağıtımı, sosyal ve psikolojik destek sağlamada aktif bir rol üstlenmektedir. Bu makalede genelde gönüllülüğü, spesifik olarak ise afet ve acil durumlarda gönüllülüğü etkileyen sosyal psikolojik değişkenleri ele almak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda sosyal kimlik, topluluk hissi, birlik ve dayanışma, sosyal adalet, sosyal eşitlik, empati, sosyalleşme ihtiyacı, benlik saygısı, bireysel gelişim kavramları ve kuramları ele alınmıştır. Bu kavramlar ve kuramlar, gönüllülük motivasyonunu etkileme potansiyeli çerçevesinde incelenmiş ve çeşitli araştırma bulguları sunulmuştur. Bu bağlamda “gönüllü kimliği”nin, Sivil Toplum Kuruluşu veya aynı topluluğun üyesi olma duygusunun, birlik ve dayanışma temelli destek motivasyonlarının gönüllüğü arttırıcı etkisi ele alınmıştır. Bunun yanı sıra yürütülen araştırmalar, bireylerin sosyal eşitlik ve adalet istencinin ve empati duygusunun da gönüllükle yakın ilişkili olduğunu göstermektedir. Gönüllülük aynı zamanda bireylerin benlik saygısını ve kişisel gelişim duygularını artırmaya yarayan bir deneyim sunmaktadır. Son olarak bu kuram ve kavramlardan yararlanarak afet ve acil durumlarda gönüllülük motivasyonunu artırmaya dair öneriler sunulmuştur. Bu kapsamda eğitim sisteminde hak, eşitlik ve adalet, birlik ve dayanışma kavramlarına daha fazla yer verilmesi, bireylerin gönüllülük faaliyetlerinin desteklenerek kişisel gelişim duygularının beslenmesi ve empati becerisinin arttırılması için çalışmalar yürütülmesi önerilmiştir. Bu derleme makalenin, Türkçe alan yazındaki eksikliği gidermenin yanı sıra afetlerde gönüllülüğü arttırmak için çeşitli çözüm yolları sunması açısından araştırma ve uygulamalara katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.Item Earthquake Risk Perception and Preparedness of a Sample of Residents Following a Major Earthquake in Türkiye in 2023(Ankara Üniversitesi, 2024) Görgün, Ceren Türkdoğan; Mclennan , JimThe aim of this study was to investigate these residents’ levels of earthquake risk perception and preparedness following the disastrous earthquake event on 6 February 2023 near Kahramanmaraş in Türkiye. The study involved a cross-sectional descriptive design. A sample of convenience comprising 411 residents of areas not impacted directly by the 6 February 2023 earthquakes completed an online survey over a three-month period March to May 2023. There was no indication of notably elevated levels of earthquake risk perception among those residents surveyed overall. Levels of physical, or material, preparedness for earthquakes were lower than desirable. Earthquake risk perception was negatively, though weakly, related to both physical and psychological preparedness. Physical preparedness was strongly and positively correlated with psychological preparedness. Having (a)past earthquake experience (b)read or viewed earthquake safety material, (c)attended earthquake safety meetings and (d)work experience related to emergencies were all associated with significantly higher levels of residents’ preparedness. Although the information was collected a short time after a disastrous earthquake event when overall levels of community awareness of the danger posed by earthquakes were likely to be high, the findings about the levels of a possible earthquake preparedness were not satisfactory. Possible implications for improving community earthquake preparedness are discussedItem Derslik ve Atölyelerde Elektrik Tehlikesinden Kaynaklanan Yangın Risklerinin Analizi(Ankara Üniversitesi, 2024) Çelik, Seçkin; Fandakli, Seda; Çelik, FazılYangınlar, kontrol altına alınamayan yıkıcı etkiye sahip olaylardır. Elektrik kablo ve tesisatlarının eski veya yetersiz olması, elektrikli cihazların yanlış kullanımı yangınların başlıca sebepleri arasındadır. Bu potansiyel sebepler ve oluşabilecek riskler değerlendirildiğinde, alınacak önlemlerle yıkıcı etkiler ortadan kaldırılabilir veya kabul edilebilir risk düzeyine indirilebilir. Bu bağlamda, halk eğitim kurumuna ait derslik ve atölyelerde mevcut tehlikelerin tespit edilmesi ve muhtemel risk skorlarına göre gerekli önlemlerin alınması amaçlanmıştır. Uygulama, 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında halk eğitime bağlı bir derslik ve dört atölyede gözlem ve kontrol listeleri ile tehlikelerin belirlenmesi yoluyla kesitsel ve tanımlayıcı-nicel bir çalışma olarak gerçekleştirilmiştir. Belirlenen tehlikeler, 5x5 L Matris risk analizi yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonucunda, elektrik tehlikelerine bağlı olarak yangın riski oluşturan toplam 18 riskin analizinde 7’sinin çok yüksek, 10’unun yüksek, 1’inin ise orta seviyede olduğu tespit edilmiştir. Eğitimin devam ettiği derslik ve atölyelerde elektrik tehlikelerinden kaynaklanan yangın risklerinin acil önlem gerektirdiği ortaya çıkmıştır. Düzeltici ve önleyici faaliyetler sonucu başlangıçta tespit edilen 18 adet riskin 8’i bertaraf edilmiş, 6’sı düşük ve 4’ü orta risk seviyesine indirilmiş olup faaliyetlerin emniyetli bir şekilde icra edilebilmesi için alınması gereken tedbirler ile ilgili önerilerde bulunulmuşturItem Investigation of Fires Occuring in Hospitals Between 2019-2023 in Türkiye: A Content Analysis(Ankara Üniversitesi, 2024) Güdük, ÖzdenFires are one of the most important dangers for hospital buildings. The aim of the study is to examine the hospital fires occurred between 2019-2023 in Türkiye. In the study, fires in public and private hospitals operating in Türkiye between 2019 and 2023 were examined. In this cross-sectional study, news about fires in hospitals in Türkiye were obtained from the archives of 7 national and 3 local news agencies using the search terms "fire" and "hospital" in Turkish. The content analysis was used to evaluate news texts. Out of a total of 76 hospital fires, 3 resulted in deaths caused by fire, leading to a total of 16 patient fatalities. Additionally, in all fires, a total of 99 individuals, including both patients and employees, required medical treatment due to the fire. In 19 of the fires, patients had to be evacuated due to exposure to either flames or smoke. The highest number of hospital fires occured in İstanbul. While the cause of 28 fires remains unknown, 27 fires were caused by electricity. Hospitals should prioritize fire prevention measures due to the potential losses and difficulties in evacuation. Regular checks of the hospital's electrical installations and devices should be carried out, as well as capacity assessments for new devices and expansions of the building. It is also recommended to keep emergency and disaster plans and teams updated for possible fire situations, increase employee knowledge, and conduct drills.Item Afetlerde Refakatsiz ve Kimliği Belirlenemeyen Çocukların Korunması Sürecinde Tıbbi Sosyal Hizmet Uzmanlarının Rol ve Görevleri: 6 Şubat Depremi Örneği(Ankara Üniversitesi, 2024) Ünlü, İpen İlknurTürkiye’de 6 Şubat 2023 tarihinde, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde iki yıkıcı deprem meydana gelmiş ve depremler 11 ilde büyük felaketlere neden olmuştur. Bu felaketlerde toplam 50 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, yaklaşık 4,8 milyondan fazla çocuk da depremden olumsuz etkilenmiştir. Bu süreçte depremin yıkıcı etkileri sonucunda acil müdahale ve tedavi gereksinimi olan kimliği belirlenemeyen ve refakatsiz 0-18 yaş grubundaki depremzede çocuklar sağlık kurumlarına getirilmişlerdir. Afet yönetim sürecinde, tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan refakatsiz ve kimliği belirlenemeyen çocukların çok disiplinli ve bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekmektedir. Multidisipliner ekiplerle yürütülen hastane afet yönetim sürecinde sosyal hizmet uzmanları, psikososyal müdahale ekiplerinin önemli bir parçasıdır. Bakım, gözetim ve korunma gereksinimi olan söz konusu çocuklara çeşitli psikososyal hizmetlerin sunulması, gereksinim duydukları kaynaklara erişimlerinin sağlanması, çocukların tedavi, bakım ve korunma süreçlerinde ilgili kuruluşlarla koordinasyonun sağlanmasında sosyal hizmet uzmanlarının mesleki çalışmaları, rol ve işlevleri oldukça önemlidir. Bu derleme çalışmasının amacı, 6 Şubat deprem afeti sonrası geride kalan refakatsiz ve kimliği belirlenemeyen çocukların korunma altına alınması sürecinde gerçekleştirilen saha uygulamalarına ilişkin deneyimlerin literatüre kazandırılması ve bu tür afet olaylarında kriz yönetiminin daha etkin ve verimli sağlanması açısından sosyal hizmet uzmanlarının rol ve işlevlerinin ortaya konulmasıdır. Bu çerçevede sosyal hizmet uzmanlarının savunucu, danışman, eğitmen, bağlantı kurucu, aracı, harekete geçirici, hızlandırıcı, kolaylaştırıcı, planlayıcı ve güçlendirici rollerinin yaşanan afet sonrası uygulamalarda ön plana çıktığı görülmüştür. Sonuç olarak bu çalışmada, afet yönetim sürecinde tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan refakatsiz ve kimliği belirlenemeyen çocukların korunmasına yönelik psikososyal destek hizmetlerin geliştirilmesi ile refakatsiz ve kimliği belirlenemeyen çocukların ailelerine erişiminin sağlanması noktasında aile birleşimini sağlayacak takip sistemlerinin kurulması önerilmektedir.Item Disaster Management and Social Work Students' Willingness to Work in Disaster: A Cross-Sectional Study(Ankara Üniversitesi, 2024) Baş, Kemal; Taşkın, MineThe negative effects of disasters can be reduced through disaster management strategies, joint practices, experiences, preparedness plans, and mitigation efforts. This study aims to determine the willingness of Emergency Aid and Disaster Management (EDM) and Social Work (SW) students studying in two different departments of a state university to work in disasters. This descriptive research was conducted by applying a face-to-face survey to 561 students. Relationships between variables were examined with chi-square test and logistic regression analysis. 85.2% (n=179) of EDM students are willing to work, 0.9% (n=2) are not willing, 56.6% (n=197) of SW students are willing to work. 6.6% are willing to work. (n=23) are not willing. Two variables were identified to determine the willingness of EDM students: gender (OR: 0.317, CI: 0.134-0.751) and membership in a disaster-related Non governmental organization (OR: 0.003, CI: 1.533-8.082). It was found that the variable explaining SW students' willingness was membership in a disaster-related NGO (OR: 0.378, CI: 1.770-7.789). For students to gain the desire to work in disasters, the needs of applied education should be met, and similar supportive initiatives should be encouraged in various areas of education.Item 2023 Kahramanmaraş Depremi Sonrası Etkilenen Bazı İllerde Hava Kalitesi Değerlerinin Karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi, 2024) Ergin, Yusuf; Demiray, Gamze; Ergin, Berna Büşra; Ekuklu, GalipBu çalışmanın amacı, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi sonrası depremden en çok etkilenen 5 ilde deprem sonrası ilk 3 aydaki hava kalitesi parametrelerinin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) limit değerleri ve 2022 yılının aynı aylarındaki değerleri ile karşılaştırılmasıdır. Tanımlayıcı tipteki araştırmada, depremden en fazla etkilenen 5 ile (Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya) ait 18 hava izleme istasyonunun hava kalitesi verileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na (ÇŞİDB) ait internet sitesinden 2022 ve 2023 yıllarına ait şubat, mart ve nisan ayları için elde edilmiştir. Hava kalitesi parametrelerinden partiküler madde 10 (PM 10), PM 2.5, SO2, NO, NO2, NOx, CO ve O3 değerleri her iki yılın aynı ayları arasında ve DSÖ günlük limit değerleri ile karşılaştırılmıştır. 6 Şubat depremi sonrası depremden etkilenen yerleşim birimlerinin hava kalitesi parametrelerinde büyük ve anlamlı değişikliklerin olduğu tespit edilmiştir. Birçok istasyonda hava kirleticilerinin ve partiküler madde miktarlarının bir önceki yıla göre arttığı saptanmıştır. Artış izlenen bazı istasyonlarda DSÖ limitlerinin de aşıldığı izlenmiştir.Item Adana ASKİ Seyhan Atıksu Arıtma Tesisi’nin L Tipi Matris Yöntemi ile Risk Değerlendirmesi(Ankara Üniversitesi, 2024) Dinçer, Merve; Erol, İlknurSu canlıların en temel ihtiyacıdır. Günümüzde kullanılamaz haldeki sular, atıksu arıtma tesislerinde birtakım işlemlere tabi tutularak kullanılabilir hale getirilmektedir. Atıksu arıtma tesisleri İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’ne göre, çok tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Bu tesislerde gerekli önlemler alınmadığında ciddi iş kazaları meydana gelebilir. Ayrıca, çalışanlarda çeşitli hastalıklar görülebilir. Çalışanlara güvenli çalışma ortamı sağlamak için, öncelikle tesislerdeki tehlikeler ve riskler belirlenmeli, daha sonra risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu çalışmada Adana ASKİ Seyhan Atıksu Arıtma tesisindeki tehlikeler ve riskler hem sağlık hem de güvenlik esaslı olarak belirlenmiştir. Çalışma ortamlarının ve donanımlarının güvenli olup olmadığının belirlenmesi, alınması gereken önlemlerin tespiti için L tipi matris yöntemi esas alınarak risk değerlendirmesi yapılmıştır. Tesiste tespit edilen yüksek düzeydeki riskler, yangın, elektrik çarpması, iş kazası, havuza düşme, zehirlenme, metan gazı patlamasıdır. Çürütücü tanklar, tesis geneli, atölyeler, trafo binası, gaz desülfürizasyon ünitesi, gaz jeneratörü ve boyler ünitesi, servis suyu pompa ünitesi yüksek düzeyde risk içeren bölümler ve ekipmanlar olarak belirlenmiştir. Birtakım düzeltici önleyici faaliyetler ile tesis içinde belirlenen yüksek düzey riskler ve orta düzey riskler, düşük düzey risklere dönüştürülmüştür.Item Sivrihisar Ulu Camii’de Yangın Risk Yönetimi(Ankara Üniversitesi, 2024) Kök , Melike; Halaç, Hicran HanımTarihi çevreler bir toplumun kültürel mirasını ve milli servetini oluşturan unsurlardır. Geçmiş ile gelecek arasında kültürel etkileşimi sağlayan sürdürülebilmesi ve korunması toplumun kimliği için önemli olan değerlerdir. Kentlerin büyümesi ve gelişmesiyle meydana gelen nüfus artışları kentlerde yapı yoğunluklarının artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla tarihi çevreler zaman içerisinde çeşitli yapı gruplarıyla çevrelenmektedir. Yapılaşmadaki artış ve nüfus artışları tarihi çevreler için çeşitli tehditler oluşturmaktadır. Ahşap yapı malzemesi kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar için en kritik tehdit yangındır. Bu çalışmada UNESCO Dünya Miras Listesi’nde ‘‘Anadolu’nun Ahşap Direkli ve Kirişli Camileri’’ adıyla bilinen, Türkiye’de bulunan beş adet camiden biri olan Sivrihisar Ulu Cami incelenmiştir. Yapının seçilmesinde UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alması, evrensel korumanın ve ortak kültürel miras olarak tescillenmesinin ve korunmasının teyidinin verilebilmesi hedeflerine katkı sunmak etkili olmuştur. Eskişehir, Sivrihisar Kentsel Sit Alanı içerisinde yer alan Anadolu’da az sayıda örneği bulunan ahşap direkli camilerden en büyüğü Sivrihisar Ulu Cami’de yangın konusu ele alınmıştır. Selçuklular Dönemi’nde inşa edilmiş olan cami günümüze kadar özgünlüğünü koruyabilmiştir ve 1.grup korunması gerekli eserler içerisinde yer almaktadır. Yapıda taşıyıcı sistemi ve kullanılan yapı malzemelerinden kaynaklı yangın yükünün fazla olması sebebiyle yangın risk yönetim planına ihtiyaç vardır. Bu çalışmada yapının yangın riskleri belirlenerek alınabilecek önlemler belirlenmiş ve öneriler sunulmuştur. Bunula birlikte yangın risk yönetim planına altlık oluşturması amaçlanmıştır. Yapı ve yakın çevresi analiz edilerek olası riskler belirlenmiştir. Yapı kendi içerisinde cami içerisindeki bölümler doğrultusunda, yapı malzemesi ve yapı elemanı ilişkisi içerisinde incelenmiştir. Belirlenen kriterler doğrultusunda önlem ve öneriler sunulmuştur. Burada en önemli konu güvenlik tedbirlerinin arttırılarak, yapının tarihi değerine saygılı bir biçimde yangın güvenlik sistemlerinin kurulmasıdır.Item İklim Göçünün Anlatılarını İnşa Etmek: Türk Haber Medyasında İklim Değişikliği ve Göç Söyleminin Analizi(Ankara Üniversitesi, 2024) Pazarbaşı, Betülİklim değişikliği dünya çapında etkilenen insanların ve iklim göçmenlerinin sayısını artırmakta, sınır ötesi göçün ana itici unsurlarından biri haline gelmektedir. İklim kaynaklı göç, gıda güvenliğini, geçim kaynaklarını ve insanların yaşadığı doğal ortamları doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebilecek değişen hava koşullarının etkilerinden kaynaklanmaktadır. İklim değişikliğinin bu etkileri, özellikle yoksulluk nedeniyle zaten savunmasız olan insanlar, topluluklar için yerleşik zorlukları daha da kötüleştirmektedir. Bu çalışma, Türkiye’deki çevrimiçi haber medyasının iklim göçü sorununu nasıl çerçevelediğini tartışmakta, iklim kaynaklı göç ile ilgili medya temsillerinin metinsel ve görsel eleştirel söylem analizini (CDA) gerçekleştirerek mevcut literatüre katkı koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada, farklı ideolojik görüşlere sahip üç haber portalında (cumhuriyet.com.tr, milliyet.com.tr ve yenicaggazetesi.com.tr) 01 Ocak 2022 ve 10 Ağustos 2023 tarihleri arasında yayımlanan ve “iklim kaynaklı göç” “iklim göçü” sözcükleri ile yapılan aramalar sonucunda elde edilen toplam 11 haber ile 82 görsel eleştirel olarak analiz edilmektedir. Bulgular, iklim kaynaklı göçle ilgili sosyal anlatıların oluşturulması ve yayılmasında medyanın öneminin altını bir kez daha çizmekte, Türk haber medyasında iklim değişikliği ve göçe ilişkin hâkim söylemin, iklim değişikliği nedeniyle oluşan kitlesel göçe odaklandığını, iklim kaynaklı göçün yaratmış olduğu belirsizlik, çatışma, istikrarsızlık ve güvenlikleştirmenin haber metinleri üzerinden afet, felaket ve kriz baskın söylemleri ile okuyucuya iletildiğini ortaya koymaktadır.Item Üniversite Öğrencilerinin Depreme İlişkin Farkındalığı ve Deprem Stresiyle Baş Etme Stratejilerinin İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2024) Yalçın, MelikeBu araştırma Afyon Kocatepe Üniversitesi Sandıklı Uygulamalı Bilimler Fakültesine bağlı sosyal hizmet ve çocuk gelişimi bölümü öğrencilerinin deprem farkındalığı ve deprem stresiyle baş etme stratejilerinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Nicel yöntem kullanılarak gerçekleştirilen araştırmada sosyodemografik form, Deprem Stresi ile Baş Etme Stratejileri Ölçeği ve Sürdürülebilir Deprem Farkındalığı Ölçeği kullanılmıştır. Deprem Stresi ile Baş Etme Stratejileri Ölçeği ’ne göre katılımcılar deprem stresiyle orta düzeyde baş etmektedir (X̄=35,50±.5,94). Deprem Stresi ile Baş Etme Stratejileri Ölçeğinin alt boyutlarından olumlu yeniden değerlendirmeyi (X̄=12,97±,3,63) daha çok kullanmaktadırlar. Katılımcıların (t[193]=1,07; p>,05) ve yakınlarının (t[193]= -,092; p>,05) depreme maruz kalması ile deprem stresiyle baş etmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Sürdürülebilir Deprem Farkındalığı Ölçeği ‘ne göre katılımcılar orta düzeyde deprem farkındalığına sahiptir (X̄=74,31±.13,09). Yakını depreme maruz kalmayan katılımcıların Sürdürülebilir Deprem Farkındalığı Ölçeği puan ortalaması (X̄=3,54±,57) yakını depreme maruz kalanların puan ortalamasından (X̄=3,31±,59) daha yüksektir ve istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermektedir (t[193]=,-2,355; p<,05). Bu araştırmanın sonuçları kapsamında başta üniversitelerde olmak üzere toplumun tüm kesimlerinde afetlere hazırlık ve bilinçlendirme çalışmalarının nitelik ve nicelik olarak arttırılması önerilerine yer verilmektedir.Item Quality of Life of Syrian Civil War Refugees in Turkey: A Comparison Between Refugees Living in Camps and Refugees Living Out-side Camps(Ankara Üniversitesi, 2024) Çavuş, Kadir; Şahinöz, SaimeThis study aimed to evaluate the quality of life of refugees according to their residential areas who want to reach a better life by leaving their living areas due to various human and natural induced disasters. In addition, another reason that forms the basis for this purpose is the belief that the quality of life of refugees will affect the development of the country in which they will live in the future, with their knowledge, skills and equipment. The Internationally valid “quality of life scale” developed by the World Health Organization was used in the research. The research was conducted in the container city outside the shelter center in Pendik district of Istanbul and in the Yayladağı container city, which is the shelter center in Hatay. To research; 313 people from the container city and 148 people from Istanbul were participated. The data were analyzed by SPSS 22 package program and AMOS 23 package program. Although there is no significant difference between inside and outside the camp in terms of the quality of life obtained as a result of the scale, a significant difference was detected between the environmental quality of life and the question about the quality of life, which was asked on a single question basis, between inside and outside the camp. Mean 2.98±0.61 points were obtained from environmental quality of life inside the camp, and mean 3.13±0.56 points were obtained outside the camp. In terms of perceived quality of life in a single question, mean 2.89±0.73 points were obtained from inside the camp and mean 3.20±0.80 points were obtained from outside the camp. The results of this study suggest that policies related to life in camps should be revised. For example, abolishing in-camp living or further improving the living conditions in the camps can be presented as an exemplary suggestion. It is also suggested that this suggestion should be taken into consideration in future mass migrations. The results obtained from this study are discussed in the light of the literature in order to shed light on future studies in this field and some suggestions are made.Item 10-11 Ağustos 2021 Batı Karadeniz Taşkınlarının Ani Taşkın Erken Uyarı Rehberi Sistemi (FFGS) İle Analizi(Ankara Üniversitesi, 2024) Kömüşcü, Ali Ümran; Aksoy, Mehmet; Turgu, Ertan; Ünal, EmelTürkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesi meteorolojik ve jeomorfolojik özellikleri taşkın oluşumuna elverişli koşullar içermektedir. Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz Bölümünde 10-11 Ağustos 2021 tarihlerinde yaşanan taşkın olayı beklenmedik düzeyde can kaybına ve yerleşim yerlerinde oldukça ciddi zararlara sebep olmuştur. Özellikle Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi, Sinop’un Ayancık ilçesi ve Bartın il merkezi taşkınlardan en fazla etkilenen yerleşim yerleri olmuştur. 24 saatte 400 mm’ye yakın yağışların gerçekleştiği bölgede, çeşitli süreler içerisinde 200 yıl ve üzeri tekerrürleri aşan maksimum yağışlar kaydedilmiştir. Bu çalışmada, 10-11 Ağustos 2021 tarihleri arasında Batı Karadeniz Bölümünün Kastamonu, Sinop ve Bartın illerinde meydana gelen taşkın olaylarının Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi (FFGS) ile değerlendirilmesi yapılmış ve sistemin bir erken uyarı sistemi olarak kullanılabileceği rolü üzerinde durulmuştur. FFGS Ani Taşkın Erken Uyarı Sistemi kapsamında ECMWF (European Centre for Medium Weather Forecasting) ve WRF (Weather Forecasting Research) modellerine ait yağış tahminleri kullanılarak üretilen ani taşkın tehlike ürünlerinin yaşanan taşkınların gerçekleştiği alanlardaki riski daha önceden ortaya koyduğu tespit edilmiştir. Özellikle ECMWF modeline göre de 10 Ağustos 09:00 UTC itibarı ile taşkın erken uyarıları oluşmuş ve 12:00 UTC’de uyarı seviyesi en üst seviyeye ulaşmıştır. FFGS 10-11 Ağustos 2021 Batı Karadeniz taşkınları ile ilgili olarak gerek lokasyon ve gerekse zaman olarak yüksek doğrulukta erken uyarı ürünleri üretmiştir. Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlar, FFGS’in bir erken uyarı aracı olarak alt havzalardaki taşkın tehlikesini belirlemede tahmincilere kılavuz görevi görebileceğini göstermiştir.Item Yeni Bir Eğitim Modeli Önerisi: Yeterlilik Bazlı Modüler Afet Hemşireliği Eğitimi(Ankara Üniversitesi, 2024) Arslan, Hediye; Çakır, Gökçe Naz; Demirkan, Selin; Baş, ZeynepAfetler bireyi, aileyi ve toplumu biyopsikososyal yönden olumsuz olarak etkileyen, dünyada ve ülkemizde gerçekleşme sıklığı giderek artan oldukça ciddi toplumsal olaylardır. Sağlık sektörü çalışanları içerisinde en geniş payı oluşturan hemşirelerin amacı afet öncesi, sırası ve sonrasındaki tüm basamaklarda etkin rol alarak nitelikli hemşirelik bakımını sürdürmektir. Bu nitelikli bakımın sağlanmasının temel koşulları ise hemşirelerin afet sürecindeki rol ve sorumluluklarının tanımlanması ve hemşirelere afet konusunda gerekli bilgi ve becerileri kazandıracak yeterlilik bazlı bir afet hemşireliği eğitiminin sağlanmasıdır. Bu nedenle afetlerde görev alacak hemşirelerin görev, yetki ve sorumluluklarının ortaya konulması ve afet hemşireliği alanına yönelik özelleştirilmiş bir eğitimden geçmeleri konusunda harekete geçilmesi gerekmektedir. Lisans düzeyinde verilen ve her hemşirenin potansiyel bir afet hemşiresi olarak mezun olacağı bir eğitim programı ile yetişmiş hemşireler, afetlerin önlenmesi ve hazırlığı, afet sırasında müdahale, afet sonrası rehabilitasyon süreçlerinde, toplumun ihtiyaç duyduğu bakım ve hizmeti etkin bir şekilde sağlayabilirler. Ülkemizde afet hemşireliğinin lisans düzeyinde standardize edilmiş bir eğitim uygulaması bulunmamasıyla birlikte, literatürde afet hemşireliği eğitimine rehberlik edecek yeterlilik bazlı model sayısı ise oldukça azdır. Bu nedenle bu makale, hemşirelerinin afet sürecindeki rol ve sorumlulukların tanımlanması ile ülkemizde afet hemşireliği eğitiminin lisans düzeyinde verilebilmesine yönelik yeterliliklere dayalı bir eğitim modeli önerisi geliştirilmesi amacıyla yazılmıştır.