Cilt: 07 Sayı: 02 (2024)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Ege Denizi Depremi Sonrası Barınma Çözümleri: Acil, Geçici ve Kalıcı Barınma Yaklaşımları(Ankara Üniversitesi, 2024) Kartal, Murat Emre; Kaya, Çağla Melisa; Yavuz, Fıratİnsanlık tarihi boyunca deprem gibi geniş yüzölçümlerinde yaşanan afetler, barınma ihtiyacını karşılayan çok sayıda konuta aynı anda zarar vererek ani ve çok yüksek sayıda barınma ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bu açıdan Coğrafi Bilgi Sistemleri, son elli yılda bu acil ihtiyaçların hızlı mücadelesi için afet sonrası geçici ve kalıcı barınma çözümlerinde önemli bir araç haline gelmiştir. Bununla birlikte, afet sonrası müdahale çalışmalarının en önemli adımlarından biri, afetten etkilenen kişilerin acil barınma ihtiyaçlarını karşılamaktır. Afet sonrasında yapılan barınma çözümleri üç ana aşaması vardır; birinci aşama, afet nedeniyle konutları zarar gören kişilerin acil ihtiyaçlarının karşılanması, ikinci aşama, acil dönem ile kalıcı konutların yapımı arasında geçen zamanda, geçici barınma yöntemleriyle barınma ihtiyacının geçici olarak karşılanması (çadırlar ve konteynerler gibi geçici çözümler yaygın olarak kullanılmaktadır), üçüncü aşama ise, afetin etkilediği konutların yerine dayanıklı sürdürülebilir kalıcı konutların inşa edilmesidir. Bu makale, Ege Denizi Depremi sonrasında uygulanan barınma yaklaşımlarını ele almakta olup özellikle bölgede deprem nedeniyle ortaya çıkmış acil, geçici ve kalıcı barınma çözümleri incelenmiştir. Afetzedelerin acil barınma ihtiyaçları nasıl karşılandığı, geçici barınma sürecinde hangi yöntemlerin kullanıldığı, yıkılan konutların yerine nasıl kalıcı konutların inşa edildiği ayrıntılı bir şekilde irdelenmiştir. Çalışma, gelecekteki olası deprem afeti durumlarında daha etkili barınma çözümlerinin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçlamakta ve afetzedelerin ihtiyaçlarının nasıl daha etkili bir şekilde karşılanabileceği konusunda bir örnek sunmaktadır.Item Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Deprem Farkındalığının Belirlenmesi(Ankara Üniversitesi, 2024) Metin, Hatice Tetik; Gündoğdu, Esra KınayBu çalışmanın amacı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda okuyan öğrencilerin deprem konusundaki bilgi düzeylerini ve farkındalıklarını belirlemektir. Araştırma tanımlayıcı tipte olup, veriler çalışmacılar tarafından oluşturulan anket formu ile Haziran-Temmuz 2023 tarihlerinde bir devlet üniversitesinin sağlık hizmetleri meslek yüksekokulundaki öğrencilerinden toplandı. Araştırmanın evreni 500 öğrenci olup örneklemi ise gönüllü katılımcı olmayı kabul eden 355 öğrencidir. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 21.0 ± 3.76 (18-46)’dır. Öğrencilerin % 68.5’inin daha önce depreme maruz kaldığı ve %63.4’ünün yaşadığı şehrin deprem riski altında olduğu, %89.3’ünün kendisi ve çevresinin depreme hazırlıklı olmadığı, %72.4’ünün deprem acil durum çantası bulundurmadığı, %89.6’sının deprem öncesi deprem çantasını bulundurmanın önemini bildiği belirlenmiştir. Öğrencilerin %90.1’inin devrilebilecek eşyaların duvarlara sabitlenmesinin önemini, %82.8’sinin depremin yapılara/binalara etkilerini, %88.2’sinin depremin maddi zararlarını ve %94.4’ünün depremin manevi zararlarını bildiği belirlenmiştir. Öğrencilerin depreme yönelik eğitim alma durumları ile bireysel ve deprem farkındalık durumlarının karşılaştırılmasında; depremin yapılara etkileri, depremin maddi zararları hakkında bilgi sahibi olma, üniversite eğitiminin doğal afetlere karşı bilinçlendirmesi, yaşadıkları şehrin riski, ülkedeki fay hatlarının geçtiği yerleri bilme, siz ve çevrenizin afete hazır olma durumu, deprem acil çantası bulundurma, barınma yeri ve depreme karşı bilinçli olma hayat kurtarır oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu (p<0,05), depremin manevi zararları hakkında bilgi sahibi olma, daha önce depreme maruz kalma arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir (p>0,05). Öğrencilerin afete hazırlıklı olması ile deprem acil çantası bulundurma arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunduğu (p<0,05), deprem çantasını bulundurmanın önemi hakkında bilgi sahibi olma arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir (p>0,05). Çalışmamızda öğrencilerin depremin zararları, deprem öncesi ve sonrası yapılması gerekenler hakkında bilgi düzeylerinin ve farkındalıklarının yüksek olduğu belirlenmiştir.Item Yeni Nesil 112 Acil Çağrı Merkezleri Projesi ve Bileşenleri Üzerine Bir Değerlendirme(Ankara Ünivesirtesi, 2024) İnce, Celal; Bahadır , MahsumBu çalışmada; acil yardım hizmetlerine yönelik geliştirilen yeni sistem organizasyonu ve kurumsal çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkan, 2021 yılı itibariyle Türkiye’nin 81 ilinde hizmete alınarak tamamlanan Yeni Nesil 112 Acil Çağrı Merkezleri Projesinin ve proje bileşenlerinin Bitlis ili özelinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Bitlis 112 Acil Çağrı Merkezi çalışma evreni belirlenerek 112 acil çağrı merkezine yapılan aramalar, görev yapan personeller ve yönlendirilen müdahale araçları üzerinden bir değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda yeni sisteme, işleyişe ve çağrıların birinci muhatapları olmaları sebebiyle çağrı karşılama ve çağrı yönlendirme personellerine nitel araştırma yöntemi kullanılarak araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formundaki 30 adet soru yöneltilmiştir. Araştırma örneklemini oluşturan 44 personelden alınan cevaplar araştırmacı tarafından not edilmiş ve bulgular tematik olarak analiz edilmiştir. Acil yardım hizmetlerinin dünyadaki hızlı gelişime paralel olarak modern ve güncel tutulması amacıyla hizmete sunulan bu yeni sistemin avantajları ve eksik noktaları ele alınarak, bu hususta alınabilecek tedbirlere ve tavsiyelere yer verilmeye çalışılmıştır.Item Disinformation in Times of Disaster and Crisis(Ankara Üniversitesi, 2024) Dalaylı, FeyzaThis research is based on 3 consecutive disaster (pandemic, earthquake and flood) in Turkey. During these successive disasters, it has been observed that the traditional and social media handling of similar news has changed. The political stance, in particular, affects the way the news is reflected, causing the elements of disinformation to increase and the target audience to be affected by the views of the news encoder. Although the political stance displayed by the traditional media tools is clear, the political views and goals are not always clear because the news flow in the new media is carried out in the context of personal accounts. Within the scope of the research, 3 examples were selected for each disaster shared by the Turkish people on Twitter, one of the social media tools, during 3 disasters. Similar news in the traditional media was also examined and a comparison was made between the two media channels. The semiotic method was used in the study. The semiotic method was used in the study. One of the possible results of this study is the finding that disinformation elements change according to the way the news is presented in social media and traditional media. On the other hand, despite the fact that the news in social media is produced by people, it has been noticed that sometimes these news are more accurate than traditional media and that the disinformation desired to be created in the traditional media is tried to be prevented.Item Özel Gereksinimli Çocukların Aileleri İçin Afet Eğitim Programı(Ankara Üniversitesi, 2024) Örenoğlu, Sultan; Bekler, TolgaBu araştırmada, özel gereksinimli bireylerin ailelerine yönelik afet eğitim programının geliştirmesi, uygulaması ve değerlendirmesi hedeflenmiştir. Ailelerin afet ve afet durumunda özel gereksinimli çocuğuna yönelik eğitim ihtiyacını belirlemek amacıyla ihtiyaç belirleme çalışması yapılmıştır. İhtiyaç analizi iki aşamalı yürütülmüştür. İlk aşamada 48 ebeveyne açık uçlu soru uygulaması yapılmıştır. İkinci aşamada açık uçlu soru uygulamasından elde edilen bulgulardan yola çıkılarak bir anket oluşturulmuş ve anket 150 özel gereksinimli çocuğu bulunan ebeveyne uygulanmıştır. Belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda özel gereksinimli bireylerin ailelerine yönelik afet eğitim programının amaçları, içeriği ve etkinlikleri oluşturulmuştur. 54 ebeveyn geliştirilen eğitim programına göre eğitime alınmıştır. Eğitim programının etkililiğinin değerlendirilmesi iki aşamalı olarak yapılmıştır. İlk aşamada eğitime katılan 54 ebeveyne afet bilgi testi ön-test, son-test olarak uygulanmıştır. İkinci aşamada ise eğitim sonunda, eğitime ilişkin değerlendirme anketi uygulanmıştır. Araştırma sonuçları göstermiştir ki; ebeveynlerin ihtiyaç önceliği özelde afet türleri (deprem, sel gibi) ve bu afet türünde yapılması gerekenler değildir. Ebeveynler genel anlamda afet durumlarında ne yapılması, nasıl davranılmasına gerektiğine odaklanmıştır. Afet türlerinde (sel, yangın, deprem gibi) yapılması gerekenlerin ise öncelik sıralamasında ikinci sıraya düşmüştür. Ön-test, son-test uygulama sonuçları özel gereksinimli bireylerin ailelerine verilen eğitim sonucu katılımcı ailelerin bilgi düzeylerinin arttığını göstermiştir. Ebeveynlerin eğitim sonunda katıldıkları anket sonuçları verilen eğitimden memnun oldukları ancak eğitimin daha çok örnekli olması ve bir miktar daha uygulamaya dönük olması yönünde düşünceleri olduğunu göstermiştir.Item Hemşirelik Alanında 2012-2023 Yılları Arasında Yayınlanmış Afet Araştırmalarının Bibliyometrik Analizi(Ankara Üniversitesi, 2024) Emir, Sevda; Şıklaroğlu, Merve; Gözüm, SebahatBu çalışma, Ocak 2012-Temmuz 2023 tarihleri arasında hemşirelik alanında yayınlanan afetlerle ilgili araştırmaları incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma verileri Web of Science (WoS) veri tabanından elde edilmiştir. Hemşirelikte afetle ilgili yayınlanan araştırmalar “disaster”, “catastrophe”, “calamity”, “stunner”, “cataclysm”, “nursing”, “nursing care” anahtar kelimeleriyle taranmıştır. Analizlerde VOSviewer programı kullanılarak bibliyometrik analizler yapılmıştır. Çalışmamıza 270 araştırma dahil edilmiştir. Analiz sonucunda alandaki çalışmaların en çok 2021 yılında yayınlandığı belirlenmiştir. En üretken yazarın Abbas Ebadi ve en çok atıf alan yazarın De Los Santos olduğu görülmüştür. En çok üretkenlik gösteren ülke ABD ve en çok atıf alan ülke Filipinler’dir. Üretkenlik açısından Türkiye onuncu sırada yer alırken atıf alma sıralamasında on ikinci sıradadır. En çok üretkenlik gösteren kurumun Karolinska Institute ve en çok atıf alan kurumun ise Sultan Qaboos University olduğu bulunmuştur. Konuyla ilgili en çok üretkenlik gösteren ve en çok atıf alan dergi Journal of Nursing Management, en çok bibliyografik eşleşme alan eser Labrague (2020)’dir. Alanda en çok kullanılan anahtar kelimelerin Covid-19, hemşireler, hemşirelik, pandemi, afet, afetler, afet hemşireliği, nitel araştırma, akıl sağlığı, acil durum hazırlığı olduğu bulunmuştur. Çalışmamızın sonucunda, hemşirelik alanında afetle ilgili araştırmaların artmaya devam ettiği görülmüştür. Bu çalışmada elde edilen sonuçların, afetle ilgili hemşirelik alanındaki çalışmaların mevcut durumunun değerlendirilmesi, gelecekte yapılması planlanan çalışmalara rehberlik etmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Item Arşiv Belgelerine Göre 1894 Depremi Sonrası İstanbul Surları’nda Oluşan Hasarların Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2024) Yılmaz , Hüseyin Onur; Menküç, Abdurrahimİstanbul, tarih boyunca coğrafi konumu, iklimi ve doğal limanları nedeniyle birçok uygarlığın dinî ve siyasi merkezi olmuştur. II. yüzyılda Bizans Dönemi’nde savunma amaçlı inşa edilen ve şehri çevreleyen surlar, zaman içerisinde kentin nüfusunun artması nedeniyle daha geniş bir alana yayılmıştır. İstanbul Surları zaman içerisinde savaşlar ve afetler gibi çeşitli nedenlerle hasar görmüş, farklı dönemlerde onarılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Kuzey Anadolu Fay sisteminin batısında yer alan İstanbul şehir merkezini, tarih boyunca yıkıcı şekilde etkileyen çok sayıda büyük deprem meydana gelmiş ve burada yerleşen medeniyetleri pek çok açıdan etkilemiştir. Bu depremlerin en sonuncusu 1894 yılında gerçekleşen ve tahminî büyüklüğü 7.0 Ms olan depremdir. Binden fazla insanın hayatını kaybetmesine, yüzlerce kişinin yaralanmasına ve pek çok yapının yıkılmasına neden olan 1894 Depremi’nin hemen ardından Sultan II. Abdülhamid’in emri ile önce hasar tespit çalışmalarına başlanmış, ardından surlarda tamirat çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmada, 1894 Depremi’nin yaratmış olduğu genel hasarlar incelenmiş, dönemin Atina ve İstanbul rasathaneleri müdürlerinin ortaklaşa hazırlayıp Sultan II. Abdülhamid’e sunduğu rapor ele alınmış, deprem öncesi İstanbul Surları ile ilgili olarak Seraskerliğin yapmış olduğu keşif ve deprem sonrası Şehremaneti ile Seraskerliğin hazırladığı hasar tespit raporları karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.Item Bulanık Mantık Yöntemiyle Sera Gölü Çevresinin Heyelan Duyarlılık Analizi(Ankara Üniversitesi, 2024) Aydın, Olgu; Raja, NussaibahKaradeniz Bölgesi, etkili yağışlarla birlikte, jeomorfolojik ve litolojik koşulları, toprak özellikleri ve nemi, arazi kullanımı gibi faktörlerle kütle hareketlerinin, özellikle heyelanların sık meydana geldiği bir bölgedir. Heyelan duyarlılık değerlendirmesine yönelik çalışmalar, heyelanlara karşı gerekli önlemleri almak ve muhtemel can ve mal kaybının azaltılmasına yardımcı olmak açısından önemlidir. İleriye yönelik planlamalar yaparken, alanın heyelan duyarlılığı açısından değerlendirilmesi gereklilik haline gelmiştir. Çalışmanın amacı, Trabzon, Akçaabat ilçesi, Sera Gölü çevresinin yapay zekâ tabanlı Bulanık Mantık (Fuzzy Logic) yöntemiyle heyelan duyarlılık değerlendirmesini yapmaktır. Çalışmada eğim, bakı, yamaç şekli, göreceli rölyef, litoloji, nehire olan mesafe, topografik nemlilik indeksi kullanılmıştır. Bulanık Mantık (Fuzzy Logic) yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen Sera Gölü çevresi heyelan duyarlılık analizi başarılı bir sonuç vermiştir. R2 değeri %67 ile modeli açıklamıştır. RMSE ve MAE sonuçları “0” değerine yakındır. Heyelana duyarlı alanlar çalışma alanının önemli bir bölümüne karşılık gelmektedir. Çalışmanın sonuçları, heyelanlara karşı duyarlı olabilecek alanları göstermesi açısından heyelanların ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel hasarlarına karşı gerekli önlemleri almak ve ileriye yönelik planlamalar yapabilmek açısından önem arz etmektedir. Landslides are a frequent occurrence in the Black Sea Region, mainly due to factors such as geomorphological and lithological conditions, soil properties and humidity, land use, along with effective precipitation. Landslide susceptibility assessments are vital to ensure that necessary precautions are taken to mitigate against landslides so as to help reduce possible loss of life and property. In addition, landslide susceptibility assessments are also important for future land development plans. The aim of the study is to carry out a landslide susceptibility assessment using the artificial intelligence-based Fuzzy Logic method of Sera Lake around Trabzon, Akçaabat district. The variables used in our model are: slope, aspect, slope shape, relative relief, lithology, distance to the river and topographic humidity index. The landslide susceptibility analysis of the Sera Lake environment provided an R2 value of 0.67 and RMSE and MAE values close to “0”. This suggests that our method was quite good at evaluating landslide susceptibility in our study area. Landslide sensitive areas correspond to an important part of the study area. The results of the study are important in terms of taking necessary measures against economic, social, cultural and environmental damages of landslides and making future plans in order to show the areas that may be sensitive to landslides.Item Kahramanmaraş Depremlerine Yüklenen Anlamlar(Ankara Üniversitesi, 2024) Emre, Yusuf; Yalçın, YüsraDoğa kaynaklı afetler insan hayatını tehdit eden önemli sorunlardandır. Yaşamını sürdürebilmek adına insanların bu zorluklarla uyumlu yaşamayı öğrenmeleri önemlidir. Hayatı olumsuz etkileyen doğa kaynaklı afetlerden biri de depremlerdir. İnsanların bilgisi dışında meydana gelen bu depremlerin, onu bizzat deneyimleyen kişiler üzerinde az ya da çok etkileri olmaktadır. İnsanların deprem karşısında yaşadıkları, ona yükledikleri anlamlar ve bu zorlukla nasıl baş ettikleri merak konusudur. Bu çalışmada Kahramanmaraş depremini yaşayan kişilerin depreme yükledikleri anlamlar araştırılmıştır. Bireylerin depreme yükledikleri anlamların dini ya da din dışı referanslı olup olmadığı merak edilmiştir. Özellikle farklı yaş gruplarından katılımcıların bu konuda nasıl anlam ürettiğine odaklanılmıştır. Nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji yönteminden faydalanılmış, araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış mülakat ile toplanmıştır. Araştırma verileri betimsel analiz aracılığıyla önceden belirlenmiş kategori ve temalar üzerinden kodlanmıştır. Araştırmanın bulgularına göre yaşlı katılımcılar depreme birçok kategoride genç katılımcılara göre daha fazla dini anlam yükledikleri tespit edilmiştir. Gerek depremin sebebi gerekse de başa çıkma kategorisinde dini referanslar kullanarak ahiret hayatına atıf yaptıkları görülmüştür. Genç katılımcılar ise depreme daha natüralist anlamlar yüklemişlerdir. Natural disasters are one of the important problems that threaten human life. In order to survive, it is important that people learn to live in harmony with these challenges. One of the natural disasters that negatively affect life is earthquakes. These earthquakes, which occur without the knowledge of people, have more or less effects on the people who experience them personally. People’s experiences in the face of earthquakes, the meanings they attribute to it and how they cope with this difficulty are a matter of curiosity. In this study, the meanings attributed to the earthquake by people who experienced the Kahramanmaraş earthquake were investigated. It was wondered whether the meanings that individuals attributed to the earthquake had religious or non-religious references. In particular, the study focussed on how participants from different age groups produced meaning in this regard. Phenomenology method, one of the qualitative research designs, was utilized and the data of the study were collected through semistructured interviews. The research data were coded through predetermined categories and themes through descriptive analysis. According to the findings of the study, it was determined that older participants attributed more religious meaning to the earthquake than younger participants in many categories. It was observed that they referred to the afterlife by using religious references in both the cause of the earthquake and the coping category. Younger participants attributed more naturalistic meanings to the earthquake.Item İklim Değişikliği, Bilinçsiz Tarım ve Afet Yönetimi: Karapınar Obruklarına Bir Bakış(Ankara Üniversitesi, 2024) Çankal, Gülsen; Alkın, Ruhi Can1920’lerden 2000’li yılların başına kadar yılda ortalama bir veya iki kez görülen obruk oluşumunun son on yılda yıllık 40 olarak kaydedilmesi ve tespit edilen 2 bin 240 obruğun mevcudiyeti su kaynaklarının aşırı kullanımı ve sürdürülebilir olmayan çevre yönetimi pratiklerinin doğrudan bir sonucu olarak karşılık bulmaktadır. Bu doğrultuda obruklar, doğal bir olay olarak; iklim değişikliği ve bilinçsiz tarım uygulamaları gibi insan faaliyetleri dahilinde oluşum sıklığını artırması ve nihayetinde insanı etkileme potansiyeli nedeni ile sosyolojinin ilgi alanına dahil olmaktadır. Obrukların oluşumunun toplumlar üzerindeki etkilerini incelemek ve bu tür doğal afetlerle başa çıkmak için önleyici ve yönetici önlemler almak ise afet sosyoloji dahilinde önemli bir konum elde etmektedir. İklim değişikliği, bilinçsiz tarım uygulamaları ve yeraltı su kaynaklarının yanlış kullanımı gibi faktörler, obrukların oluşumunu tetikleyen etkenler olarak göz önüne alınmaktadır. Bu tür doğal afetlerin etkilerini minimize etmek ve toplumların afetlere daha iyi hazırlıklı olmalarını sağlamak için ise bir takım çeşitli önlemler alınmalıdır. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve bilinçli tarım uygulamaları bu tür afetlerin önlenmesine yardımcı olabilecek niteliktedir. İklim değişikliği ile mücadele için alınan kararlar ve sürdürülebilir tarım uygulamaları obruk oluşumunu azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Bu tür önleyici tedbirler ise yerel halkın bilinçlendirilmesi ve işbirliği içinde çalışmaları gerektirir. Ayrıca, yeraltı su kaynaklarının izlenmesi ve yönetilmesi, bu kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Konya’da obruk oluşumunun en önemli nedenlerinde arasında doğal kaynakların tükenmesi ve çevrenin sürdürülebilir bir şekilde kullanılmaItem A Retrospective Analysis of The Causes of Industrial Fires in Istanbul Occurring Between 2015 and 2020(Ankara Üniversitesi, 2024) Topyay ,ökçe; Büyüker, Sultan MehtapThis study was conducted to analyze the causes of industrial fires that occurred in Istanbul from 2015 to the first half of 2020. An official application was made to the Istanbul Metropolitan Municipality Fire Brigade Department, which has archive data on this subject, to conduct the research and a sample set was created by filtering industrial fires from the data pool obtained after the approval of the application. In the analysis phase of the 4600 industrial fire data reached, the distributions of the fires according to years, the intended use of the property where the fire took place, the cause of the fire and the district where the fire took place were examined using the Chi-square analysis method. SPSS 22 software package was used in the analysis and the level of significance was determined as 0.05. The examination of the results of the analysis indicated that the leading cause of industrial fires in Istanbul between 2015 and 2020 was electrical equipment with a rate of 44.8%. Electrical equipment was followed by hot work equipment, heating equipment, cigarettes, flammable and explosive chemicals, cooking equipment and arson, respectively. In the study, the reasons of the fires obtained as a result of the analysis of the data were examined, a comparison with the US industrial fire statistics was made and recommendations for improving data and preventing the recurrence of industrial fires were made. In addition, it was emphasized that robust statistics on the causes of fires played an important role in the development of fire prevention strategies and legislation.Item Impacts of Climate Change on Logistics and Supply Chains(Ankara Üniversitesi, 2024) Çevik, Veli AhmetWhile the global public is struggling with Covid-19 and the subsequent inflation, war and energy crisis, climate change has turned into a forgotten crisis. However, with the increasing number of disasters caused by extreme weather events in different continents of the world, climate change has started to attract attention all over the world. Extreme weather events such as global warming, floods and hurricanes, which are the result of global climate change, not only affect the lives of societies, but also affect logistics and supply chains. The first spots to see the effects of extreme weather conditions as a result of climate change are the production centers in different parts of the world and the international logistics sector, which ensures that the goods produced in these facilities reach the markets. By this study, the qualitative effects of climate change on supply chains were investigated and this research is expected to shed light on the effects of climate change on international logistics activities.Item Afet Yönetiminde Hemşirelerin Rolü(Ankara Üniversitesi, 2024) Gümüş, Dilek; Yılmaz, Zeynep; Tuncer, Mihriban; Aydın, EsmaAfetler fiziksel, ekonomik ve sosyal yönden toplumları etkileyen kriz durumudur. Aynı zamanda afetler bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal iyilik halini olumsuz etkilemektedir. Afet durumunda farklı yaş gruplarında farklı tepkiler görülmekle birlikte en sık yaralanma, sakatlanma, enfeksiyon ve ölüm gibi sağlık sorunları ile yaşanmaktadır. İlaveten afetlerden sonra travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete, öfke, depresyon, uyku ve yeme bozukluğu gibi psikolojik sorunlar da görülmektedir. Afetlerin özelliği gereği, ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkması, içinde bulunulan süreçte daha hızlı ve koordineli bir şekilde eyleme geçilmesini gerektirmektedir. Afet yönetimi; afet öncesi, afet sırası ve afet sonrasına yönelik hazırlanılan sistematik bir süreçtir. Hemşireler en büyük sağlık hizmeti sağlayıcı grubudur ve afet yönetiminin her aşamasında gerek afetten etkilenmiş bireylere gerekse de ailelerine bütüncül bakım yaklaşımını sergilerler. Bu nedenle afet hemşiresi alanında uzmanlaşmalı ve afet yönetiminin her aşamasında bulunmalıdır. Derlemenin amacı, hemşirelerin afet yönetiminde rolünü ve Türkiye’deki durumunu tartışmaktır. Türkiye’ye baktığımızda bu uzmanlık alanı gerek eğitim gerekse yasal düzenlemelerle yeterince gelişmemiştir. Afet eğitiminin lisans düzeyinde müfredatta farklılık göstermesi, bu konuda lisansüstü programların bulunmaması, ilgili yönetmelik ve kanunlarda görev, yetki ve sorumlulukların yeterince tanımlanmamış olması hemşirelerin bilgi ve beceri gelişimini olumsuz etkilemektedir.Item Göç ve Savaş Bağlamında Kadın Sağlığı(Ankara Üniversitesi, 2024) Tulumtaş, Öykü Su; Şimşek, ErhanSavaşlar önlenebilir bir halk sağlığı sorunu olarak gözükse de savaşlar ve beraberinde getirdiği şiddet, modern toplumda düşünülenin aksine azalmamış, tam aksine ciddi bir artış göstererek tüm insanlık için devasa bir sorun hâline gelmiştir. Savaş gibi şiddetin baskın olduğu hâllerde savunmasız gruplar daha fazla risk altındadır. Şiddetin etkileri arasında en fazla etkilenen gruplar; çocuklar, kadınlar ve yaşlılardır. Buna ek olarak erkeklere kıyasla daha dezavantajlı toplumsal statüye sahip olan kadınlar, fırsatların kullanımı, kaynakların dağıtımı ve hizmetlere erişim gibi alanlarda cinsiyet temelli ayrımcılığa daha fazla maruz kalmaktadır. Öte yandan dünyada bulunan tüm mültecilerin %47’si ile sığınmacı ve yerinden edilmiş olan kişilerin %50’si kadın ve kız çocuklarından oluşmaktadır. Bu durum; siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan toplumu ve bireyleri etkileyen göç olgusundan kadınların daha fazla etkilendiğini göstermektedir. Kadına yönelik şiddet çeşitli şekillerde olabilmektedir; istismar (fiziksel, cinsel veya duygusal), yasa dışı insan ticareti, taciz, seks işçiliğine zorlama, erken yaşta veya çocuk yaşta zorla evlilik gibi geleneksel yaklaşımlar, kadın sünneti, töre ve namus cinayetleri, savaş ortamlarında sistematik cinsel istismar ve silahlı çatışma. Tüm bunlardan hareketle kadınların; eğitim seviyelerinin yükseltilmesi ve sağlık hizmetlerinden verimli faydalanmalarına imkân tanınması gerekmekte, ayrıca ekonomik durumlarının iyileştirilip yoksulluklarının önlenmesi gerekmektedir. Bunun yanında kadın haklarına yönelik yasal düzenlemelerin gerçekleştirilip kadının halk içerisindeki statüsünün yükseltilmesi, ayrıca ülkelerde ve bölgelerdeki çatışmaların çözülüp barış ve huzur ortamı oluşturularak kadınların hem karar alıcı hem de uygulayıcı düzeyde katılımlarının sağlanması gerekmektedir. Derlememiz bu kapsamda halk sağlığı bakış açısıyla kadına şiddeti ve bunun sağlığa yansımalarını barındıracak olup çalışmada; savaş ve göç ekseninde kadın sağlığı ele alınacaktır. Although wars appear to be a preventable public health problem, contrary to what is believed in modern society, wars and the violence they bring have not diminished; on the contrary, they have increased significantly and have become a gigantic problem for humanity as a whole. In situations where violence such as war dominates, vulnerable groups are more at risk. Children, women and the elderly are the most vulnerable to the effects of violence. In addition, women, who have a more disadvantaged social status than men, are more likely to experience gender-based discrimination in areas such as access to opportunities, distribution of resources and access to services. On the other hand, 47 per cent of all refugees and 50 per cent of asylum seekers and displaced persons in the world are women and girls. This situation shows that women are more affected by the phenomenon of migration, which has political, social, cultural and economic consequences for societies and individuals. Violence against women can take many forms: abuse (physical, sexual or emotional), trafficking, harassment, forced sex work, traditional practices such as early or forced child marriage, female genital mutilation, honour killings, systematic sexual abuse in war zones and armed conflicts. On the basis of all this, it is necessary to increase the level of education of women and to enable them to benefit effectively from health services, as well as to improve their economic situation and prevent their poverty. In addition, legal provisions for women's rights should be implemented, women's status in the public sphere should be enhanced, conflicts in countries and regions should be resolved, and an environment of peace and tranquillity should be created to ensure women's participation at both the decision-making and implementation levels. In this context, our review will include violence against women and its implications for health from a public health perspective, and women's health will be discussed in the context of war and migration.Item Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Arama Kurtarma Teknisyenleri Tarafından Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2024) Polat, TuncayBu araştırma, Kahramanmaraş merkezli depremlerde arama kurtarma teknisyeni olarak görev yapan Afet ve Acil Durum (AFAD) personellerinin karşılaştıkları zorluklar ve sorunların kendi bakış açılarına göre değerlendirilmesi, mevcut eksikliklerin ve sorunların tespiti amacıyla yapılmıştır. Bir il Afet ve Acil Durum il müdürlüğünde görev yapan arama kurtarma personellerinin tamamı (14 kişi) araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmada veriler yüz yüze görüşmeler yapılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler betimsel analiz yönteminden yararlanılarak oluşturulmuştur. Bulgular, araştırmanın alt problemleri çerçevesinde tablolar ile sunulmuş ve katılımcılardan alıntılarla desteklenmiştir. Çalışma sonucunda; arama kurtarma teknisyeni (AKT) personellerinin afet yönetiminin her aşamasında koordinasyon ve iletişim kaynaklı ciddi sorunların olduğu belirlenmiştir. AKT personellerinin sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerle sorunlar yaşadığı, temel ihtiyaç eksikliklerinin performans düşüklüğüne neden olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca AKT personelleri yöneticilerinin afet konularında bilgi eksiklikleri olduğunu, arama-kurtarma alanında yetişmiş personel eksikliği vb. sorunların yaşandığını dile getirmişlerdir. Bu çalışmanın sonuçlarından hareketle belirlenen problemlerin çözümüne yönelik öneriler sunulmuş, böylece alanda yapılacak iyileştirmelere katkı sunulmaya çalışılmıştır.