Sayı:45 (2023)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 11 of 11
  • Item
    Kitap incelemesi: İnsan toplumlarının temelinde: Antropolojinin bize öğrettikleri. Maurice Godelier (2007). Au fondement des sociétés humaines. Ce que nous apprend l’anthropologie. Albin Michel, 292 s. ISBN: 9782226179036.
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Aktürk, Emre
    Bu çalışmada, 1934 doğumlu Fransız Antropolog Maurice Godelier'in "İnsan Toplumlarının Temelinde Antropolojinin Bize Öğrettikleri" isimli kitabı değerlendirilmektedir. Orijinal haliyle 2007 yılında Fransa’da yayımlanmış olan kitap, 2022 yılında Türkçeye çevrilmiştir. Aslına bakılırsa bu çalışma, Godelier’in neredeyse kırk yıllık entelektüel yolculuğunun bir tür panoraması olarak da okunabilir. Bu çalışma temelde birkaç bakımdan önemlidir: Öncelikle bu kitapta, Godelier’in Antropolojiye ve genel olarak Sosyal Bilimlere dair fikirlerinin açık ve bütünlüklü bir şekilde sunulmaktadır. Peki Godelier ve fikirlerini, diğer antropolog ya da etnologlardan ayıran nedir? Godelier’i, hem eğitim alanlarının genişliği ve hem de entelektüel yolculuğu esnasında karşılaştığı ve birlikte çalıştığı isimler (Fernand Braudel ve Claude Lévi-Strauss gibi) önemli kılmaktadır. Öte yandan Godelier’i diğer antropologlardan ayıran diğer temel faktör ise, onun hakim yargı ya da doğrulara meydan okuyabilme cesareti gösterilebilmesidir. Sonuç olarak Godelier, bu metniyle, yalnızca antropoloji nedir, nasıl yapılır ve antropolog kimdir gibi sorularının yanında, tüm bir sosyal bilimlerin varlığının ne denli önemli olduğunu ve her geçen gün disiplinlerarası çalışmaya olan ihtiyacın ne denli arttığını ortaya koymaktadır.
  • Item
    Bir kültürel anlatı olarak otlu peynir
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Levendoğlu, Mehmet Fuat
    Van ilinin marka değerlerinden biri olan otlu peynir, tescillenmiş yöresel bir besindir. Otlu peyniri özel kılan niteliklerin ve kültürel değerlerin anlatılardan yola çıkarak nasıl inşa edildiğini ele alan bu makalede, otlu peynir etrafında şekillenen yaşam tarzlarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmada, katılımcıların anlatılarından yola çıkarak Van’da bu peynire atfedilen anlamlar, ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ayrıca konu hakkında yapılmış bilimsel çalışmalar gözden geçirilerek otlu peynir tarihsel bir bağlam içerisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede; geleneksel beslenme uygulamaları ve günümüzde yaşanan kültürel değişim ve dönüşümlerin yarattığı durumların tespit edilmeye ve otlu peynir etrafında şekillenen pratiklerin bir gelenek olarak günümüzde nasıl inşa edildiği, yerellik inşası ve aidiyet kavramları çerçevesinde otlu peynirin bir maddi kültür öğesi olarak anlamlandırılışı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Van’da üretilen otlu peynire katılan ve bazıları endemik türde olan otlar, peynire kattığı koku, tat ve besin değeri açısından otlu peyniri diğer peynirlerden ayırır. Dünyadaki bazı peynirlerin üretiminde olduğu gibi, otlu peynirin de çiğ süt ile yapılması muhafaza aşamasında birtakım riskler ortaya çıkarmakta ve bu riskleri önlemek adına süregelen muhafaza pratikleri de kendi içerisinde önemli hale gelmektedir. Çalışmada, bir yandan otlu peynirin üretimi, olgunlaştırılması ve muhafaza yöntemi göz önünde bulundurularak, yöre insanının anlatıları ışığında otlu peynirin tüketimi ve ekonomik değeri üzerinden şekillenen bir kültürel hikâye oluşturulurken, bir yandan da yöredeki beslenme alışkanlıkları ve pratikleri içindeki ayrıcalıklı değeri ele alınmıştır. Farklı coğrafyalarda üretilen otlu peynir benzeri peynirler ile olan benzerlik ve farklılıklarının, katılımcılar tarafından ifade ediliş tarzları üzerinde ayrıca durulmuş ve tüm bu özgüllükleri içerisinde yöredeki insanların yaşantıları açısından otlu peynir etrafında gelişen pratiklerin sürekliliği ve değişimi tartışılmıştır.
  • Item
    Nysa ad Maeandrum’un son dönem sakinlerine dair yeni antropolojik bulgular
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Köroğlu, Tolga; Öztaner , Serdar Hakan
    Nysa ad Maeandrum kenti, günümüz Aydın ili Sultanhisar ilçesinde yer alan ve Hellenistik Dönem’den Bizans Dönemi’ne kadar ikamet edilen antik bir yerleşim alanıdır. 2022 yılında yapılan kazı çalışmaları esnasında ortaya çıkarılan Cadde 8B üzerinde Bizans Dönemi’ne ait mezarlar ile karşılaşılmıştır. Açığa çıkarılan 8 mezar içerisinden 11 bireye ait iskelet kalıntıları tespit edilmiştir. İskelet kalıntıları üzerinde yapılan çalışmada bireylere ait demografi elde edildikten sonra sağlık yapıları ve yaşam tarzlarına ait birtakım veriler elde edilmiştir. Çalışmada kafatası üzerinde saptanan ekstra kemikçikler ve inka kemikçikleri gibi bazı varyasyon kaynaklı kemik oluşumları ile karşılaşılmıştır. Bireylere ait bazı kemiklerde periostal reaksiyonlar, porotik yapılar, Schmorl nodülleri ve Harris çizgileri gibi patolojik oluşumların yanı sıra hypoplasia, çürük ve aşınma gibi diş hastalıklarıyla karşılaşılmıştır. Ayrıca bir çocuk bireyin kafatasında ve bir kadın bireyin dişlerinde kültürel kaynaklı olduğu düşünülen deformasyonlarla karşılaşılmıştır.
  • Item
    Havuzdere (Yalova) Orta Çağ toplumu bebek ve çocuk iskeletlerinde ağız ve diş sağlığı
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Kural, Ece Eren; Özer, İsmail
    İskelet toplumlarında erişkin olmayan bireylerde gözlenen diş ve çene hastalıklarının değerlendirilmesi, bebek ve çocukların sağlık ve beslenme yapısı hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu çalışmada, Havuzdere Orta Çağ toplumundaki bebek ve çocukların ağız ve diş sağlığı, beslenme yapısı, genel sağlık yapısı ve yaşam biçimlerinin anlaşılması amacıyla diş ve çene patolojileri incelenmiştir. Çalışmada Havuzdere toplumu bebek ve çocuklarına ait toplam 105 bireyin (89 çocuk ve 16 bebek) 2143 adet dişi (706 süt ve 1437 daimî diş) incelenmiştir. Diş ve çene patolojileri analizleri sonucunda, bebek ve çocuklarda diş çürüğü %9,6, diş aşınması %40,3, diş taşı %12, hipoplazi %30,3, alveol kemik kaybı %3, apse %0,2 ve antemortem diş kaybı %0,1 oranında gözlenmiştir. Çalışma kapsamında elde edilen bilgiler, Havuzdere toplumunda bebek ve çocukların erken yaşta anne sütünden kesildiğini, genellikle karbonhidrat ağırlıklı beslendiklerini ve gelişim dönemlerinde çevresel ve fizyolojik strese maruz kaldıklarını göstermektedir.
  • Item
    Posthümanizm ve yeni bir ayrımcılık biçimi olarak robotlara yönelik türcülük
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Gültekin, Mücahit
    Bir ayrımcılık biçimi olarak türcülük ilk kez Richard Ryder tarafından 1970 yılında kullanılmış, Peter Singer’ın 1975 yılında yayımladığı Hayvan Özgürleşmesi kitabında kapsamlı bir şekilde açıklandıktan sonra özellikle hayvan hakları hareketinin temel kavramlarından biri haline gelmiştir. “Bir kişinin kendi biyolojik türünün çıkarları lehine ve diğer biyolojik türlerin çıkarları aleyhine, önyargılı ya da yanlı davranması” olarak tanımlanan türcülük kavramı son zamanlarda yapay zekâ ve robotları da kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmaya çalışılmaktadır. Türcülüğün genişletilmiş tanımına felsefi temel sağlayan posthümanizm kavramı ise ilk kez 1977 yılında Ihab Hassan tarafından kullanılmıştır. Posthümanizm, hümanizmin insan merkezci varlık hiyerarşisine itiraz etmekte ve yatay bir ontolojiyi savunmaktadır. Posthümanizme göre insan merkezci varlık tasavvuru diğer varlıkları insanın çıkarına olacak bir şekilde sömürgeleştirmektedir. Kimi uzmanların küresel ısınma gibi çevresel sorunların insan faaliyetleri sebebiyle olduğuna gönderme yapan Antroposen’e (İnsan Çağı) girmiş olduğumuzu duyurmaları hümanizm eleştirilerine kanıt olarak yorumlanmaktadır. Diğer taraftan yapay zekâ ve robotik alanındaki gelişmeler önümüzdeki yıllarda hayatın hemen her alanında insan-sosyal robot etkileşiminin artacağını göstermektedir. Özellikle son yıllarda insansı robotların üretilmesi, insan robot etkileşiminin etik ve hukuki temelde tartışılmasını beraberinde getirmiştir. Bazı uzmanlar insanların robotlara karşı “türcü” davranabileceğini belirtmekte; bunun da yapay zekâ ve robotik alanındaki gelişmeleri negatif etkileyebileceğini ifade etmektedir. Türcülüğün bu genişletilmiş tanımı insanı yapay zekâ ve robotlara karşı etik ve hukuki açıdan yükümlülük altına sokabilecektir. Bu makalede posthümanizm ve türcülük kavramları hakkında bilgi vermek, türcülüğün yapay zekâ ve robotları da kapsayacak şekilde genişletilmesini posthümanizm temelinde tartışmak amaçlanmıştır
  • Item
    Türkiye omurgalı paleontoloji çalışmaları tarihçesi
    (Ankara Üniversitesi, 2024) Kahya, Özge
    Bu makale ile Türkiye’de günümüze kadar omurgalı paleontolojisi üzerine yapılmış çalışmaların tarihçesi ele alınmıştır. Osmanlı döneminden başlayarak özellikle Cumhuriyet döneminde hız kazanan çalışmalar Atatürk’ün isteği üzerine açılan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji bölümüyle de zirve noktasına ulaşmıştır. Bu çalışmada antropologların omurgalı paleontolojisinin gelişmesindeki katkıları ortaya konulmuştur. Ayrıca geçmişte yapılmış ve günümüzde yapılmakta olan kazı çalışmalarından da bahsedilmiştir. Türkiye’nin ilk tabiat tarihi müzesi olan Maden Tetkik ve Arama’nın açılması ve ülkemizdeki paleontolojik çalışmalara katkısı da ele alınmıştır. Sonuç olarak omurgalı paleontolojinin gelişmesi ve bu alanda araştırmalar yapan bilim insanlarının artması için neler yapabileceği tartışılmıştır.
  • Item
    Huzurevinde ve ev ortamında yaşayan yaşlılarda beden kitle endisi (BKE) değerleri: Hatay örneği
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Duyar, Derya Atamtürk; Can, Ali Rıza; Şahin, Ayşegül; Bıçak, Sadet; Duyar, İzzet
    Bu çalışmada, Hatay ilinde doğmuş ve bu ilde yaşayan iki grup (ev ortamında yaşayanlar ile huzurevinde kalanlar) yaşlı nüfusta beden kitle endisi (BKE) değerleri karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir. Çalışma Hatay’da benzer sosyoekonomik koşullara sahip, evde yaşayan 242 (114 erkek, 128 kadın), huzurevinde yaşayan 83 (57 erkek, 26 kadın) 65 yaş ve üstü bireyler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Yaşlılarla görüşülerek onların sosyal ve demografik özelliklerini ve genel sağlık durumlarını belirlemek amacıyla anket uygulanmıştır. Buna ek olarak bireylerden, standart ölçüm tekniklerine uyularak boy uzunluğu ve vücut ağırlığı olmak üzere iki antropometrik ölçü alınmıştır. Bu ölçülerden yola çıkarak BKE değerleri hesaplanmış ve malnütrisyon durumları (zayıflık, fazla kiloluluk ve obezite) değerlendirilmiştir. Araştırmamızın bulguları hem huzurevinde hem de kendi evinde yaşayan yaşlı bireylerin Türkiye genelinde saptanandan daha az zayıflık, fazla kiloluluk ve obezite sorunuyla karşı karşıya olduklarını göstermiştir. Bu durum her iki grubun da düşük sosyoekonomik gruba mensup olmalarıyla ilişkilendirilebilir. Fazla kiloluluk oranı huzurevinde ve evde yaşayanlarda %34,4 oranında iken, obezite huzurevinde yaşayanlarda %38,4, evde yaşayanlarda ise %43,0 olarak bulunmuştur. Ayrıca huzurevinde yaşayan yaşlılarda kronik hastalıkların daha yüksek oranda olduğu ve daha düşük fiziksel aktivitede bulundukları tespit edilmiştir. Genel sağlık durumu ve hareketlilik açısından daha dezavantajlı oldukları görülen huzurevi sakinlerinin, evde yaşayanlara göre daha az kilolu olmaları, günlük diyetin ve sağlık durumunun görece daha kontrol altında olmasıyla açıklanabilir
  • Item
    Imagined families, contested childhoods: Doing gender as subversive deviances of children’s agency
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Yılmaz, Ozan Can
    Recent ethnographies of childhood have shown that the current politics of family and children led to new epistemological frameworks and intersectional methodologies. These scholarly works have broadened the scope of ethnographic inquiry beyond the household or caregiver level to encompass a wider socio-political and economic context. They consider the interruptions of state regulations and political economy on the welfare of children in examining the gendered parental practices of child-rearing. This critical review, first, seeks to explicate scholarly work on the intersectionality of gendered parenting and the embodiment of gender, which unveils the peculiarities and intricate nature of childrearing practices in the Turkish context. Second, it distinguishes itself by drawing attention to children’s agency as a locus of deviation and resistance vis-à-vis the moralizing ideologies and regulative discourses.
  • Item
    Ölü gömme gelenekleri ışığında kimliklendirme: Güç, statü ve cinsiyet
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Yılmaz, Derya
    Bu çalışmanın konusunu, ölü gömme gelenekleri ışığında Anadolu’da güç, cinsiyet ve statünün nasıl belirleneceği oluşturmaktadır. Neolitik Çağ’dan Demir Çağı sonuna kadarki zaman diliminde Anadolu’da Neolitik kafatası kültü; mezar türü ve buluntuları açısından Erken Tunç Çağı basit toprak mezar, oda mezarları, kralî nitelikli mezarlarda merasim, şiddet izleri içeren toplu gömme gibi farklı mezar grupları; Demir Çağı’nda kaya mezarları ve tümülüsler örneklem olarak incelenmiştir. Bunlar olasılık dışı örnekleme yöntemlerinden amaçlı (kastî) örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Bu çerçevede Anadolu’da ölü gömme gelenekleriyle ilgili literatür ve biyoarkeolojik çalışmalar ile sosyal antropoloji açısından güç, statü ve cinsiyetin belirlenmesi ile ilgili literatür araştırılmıştır. Çalışmanın amacı, ölü gömme gelenekleri ışığında bireyin kimliklendirme sürecinde cinsiyet, güç ve statünün belirlenmesine yönelik bir yaklaşım geliştirmektir. Ölü gömme geleneklerinin geçmiş toplulukları anlamada ve bireyi kimliklendirmede önemi kafatası kültü, mezar türleri, saygınlık nesneleri, toplu gömme (şiddet izleri), gömme merasimine dair kanıtlar, biyoarkeoloji, arkeotanatoloji, osteobiyografi ve aDNA analizleri ışığında değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, kimliklerin belirlenmesinde mezar buluntularının doğru okunması büyük önem taşımaktadır. Her mezar veya birey farklı özellikler taşımaktadır. Mezarın ait olduğu kültürün de iyi anlaşılması, mezar buluntularını manâlandırma sürecinde önemlidir. Bireyi kimliklendirmede aynı kültürdeki mezar türü, konum ve buluntuların karşılaştırılması yardımcı olmaktadır. Ayrıca, etnografik veriler, ilksel topluluklardaki benzer uygulamalar ışığında, bazı uygulamaların anlaşılmasında önemli bir kaynaktır. Bireyin kimliklendirilmesinde, bir mezarda gömme öncesi, gömme esnası ve sonrasındaki sürecin iyi anlaşılabilmesi için başta arkeoloji bilimleri ve antropoloji olmak üzere disiplinlerarası bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
  • Item
    Fethi kabirde iş güvenliği
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Çınar, Tuba Türk; Çeker, Deren
    Defnedilmiş bir cesedin mezarının hukukî nedenlerle açılması ve/ veya mezardan çıkarılması işlemleri fethi kabir (mezar açma) olarak adlandırılmaktadır. Fethi kabir işlemlerinde cesetten ve/veya vücut sıvılarından, cesedin üzerindeki kumaştan, cesedin bitişiğindeki mezardan, cesedin bulunduğu konumundan, mezarın açılma yollarından vb. kaynaklanan birçok risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörleri mezar açmada görevli uzman ekibin sağlığını ve güvenliğini tehdit etmekte, iş kazaları ve meslek hastalıkları oluşturabilmektedir. Çalışmamızda mezar açmada iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmek, fethi kabir ortamlarında sağlık ve güvenliği sağlayabilmek amacıyla fethi kabirde bulunabilecek risk faktörleri belirlenmiş ve sonuçta iş güvenliği tedbirleri ve ajan tespit sistemleri önerilmiştir.
  • Item
    Adli odontolojide bir diş hekimi: Prof. Dr. Sema Aka
    (Ankara Üniversitesi, 2023) Öztan, Meltem; Şahinoğlu, Serap