Cilt:68 Sayı:03 (2019)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 6 of 6
  • Item
    İsviçre Borçlar Kanunu Genel Hükümler Tasarısı’nda (OR. 2020) İfa Engellerinin Şartları
    (Ankara Üniversitesi, 2019-12-22) Akçaal, Mehmet; Hukuk Fakültesi
    Günümüzde borçlar hukuku alanında ziyadesiyle önemli gelişmeler ve değişiklikler yaşanmaktadır. Bunlardan biri de, çoğunluğu İsviçre Üniversitelerinde çalışan akademisyenler tarafından hazırlanan ve beş yıllık bir çalışmanın eseri olan İsviçre Borçlar Kanunu Genel Hükümler Tasarısı (OR. 2020)’dır. Akademisyenleri böyle bir Tasarı hazırlamaya teşvik eden güç ise, hukukî meselelerine çözüm yolu arayanlar için mevcut hukukun artık yeterince deva olamamasıdır. Çalışma konusu Tasarı kapsamdaki en önemli değişikliklerden biri de ifa engelleri alanında, özellikle de şartlarında öngörülmektedir. Bu sebeple, çalışma kapsamında ifa engellerinin şartları, borçlunun sorumluluktan kurtulması ile yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk konuları incelenmiştir. Yani, çalışmanın konusu, Tasarı m. 118-122 hükümleridir. Bahse konu çalışma, Türk Hukuku bakımından da son derece faydalıdır. Zira, mehaz Kanun için teklif edilen böyle köklü bir değişiklik, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun müstakbel seyri ve akıbeti bakımından da ziyadesiyle önemlidir. Zira, Türk Borçlar Kanunu, İsviçre Borçlar Kanunu’ndan ayrı düşünülemez. Çünkü, gelecekte Türk Borçlar Kanunu’nda bir değişikliğe (revizyona) gidildiği takdirde, kaynak olarak yine İsviçre Borçlar Kanunu’ndan istifade edilecektir.
  • Item
    Türk- İsviçre Hukukunda Yapı Alacaklısı İpoteğine İlişkin Başlıca Sorunlar ve Çözüm Önerileri
    (Ankara Üniversitesi, 2019-12-22) Oral, Tuğçe; Hukuk Fakültesi
    Makalede, öncelikle, yapı alacaklısı ipoteği kavramı ve bunun tescilini isteme hakkının hukuki niteliği üzerinde durulmuştur. Ardından, özellikle İsviçre’de 1.1.2012’de yürürlüğe konulan ZGB hükümlerindeki değişiklikler ve Almanya’da 1.1.2018 tarihinde BGB’de yürürlüğe konulan değişiklikler göz önüne alınmak suretiyle yapı alacaklısı kavramı incelenmiştir. Yapı alacaklısı kavramının yanında, yapı alacaklısı ipoteğinin muhatabının kim olduğu da irdelenmiştir. Bunun yanında, yapı alacaklısı ipoteğinin tescilinin talep edilebilmesi için gereken şartlar ele alınmıştır. Son olarak, yapı alacaklısı ipoteğinin diğer sınırlı ayni haklar karşısındaki sırası ve taşınmaz üzerinde kurulmuş olan diğer rehin haklarına nazaran önceliği üzerinde durulmuştur.
  • Item
    Protection of Refugees’ Rights Arising out of the International Protection Procedure from the view of Turkish Constitutional Court’s Individual Application Decisions
    (Ankara Üniversitesi, 2019-12-22) Yılmaz, Sibel; Hukuk Fakültesi
    Türkiye, özellikle doğusundaki komşu ülkelerin siyasi koşullarından ötürü, her zaman sığınma alan bir ülke olmuştur. Şu anda, kendi topraklarında 3,5 milyondan fazla Suriyeli ile mülteciler için başlıca sığınma ülkesi olan Türkiye'de, bu mültecilere uluslararası koruma sağlanması hayati önem taşımaktadır. İç hukukta ikincil nitelikte bir koruma mekanizması olan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, bu bağlamda kritik bir öneme sahip olabilir. Yasal düzenlemelerin yanı sıra, özellikle bu mekanizma ile mültecilere de uygulanabilecek anayasal haklar gerçekleştirilebilir. Bu çerçevede, bu makalenin iki amacı vardır: İlk amaç, Anayasa Mahkemesi’nin içtihadında yerini alan geri göndermeme ilkesi ile bağlantılı olarak mülteci korumasını ele almaktır. Bu kapsamda, makale Anayasanın 17’nci maddesine göre (“kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı”) verilen tedbir kararları ile 17’nci madde, 19’uncu madde (“kişi hürriyeti ve güvenliği) ve 40’ıncı maddesine (temel hak ve hürriyetlerin korunması”) göre verilen nihai bireysel başvuru kararlarını incelemektedir. Bu incelemeye paralel olarak makalenin ikinci amacı, Türk sığınma sistemi uygulamasındaki, özellikle bu kararlarda belirtilen, eksikliklerini ortaya koymaktır.
  • Item
    7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Uyarınca Görev
    (Ankara Üniversitesi, 2019-12-22) Mutlay, Faruk; Işık, Melih; Hukuk Fakültesi
    7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun “görev” başlıklı 5. maddesi, 3 bentten oluşmaktadır. Çalışmamızda da Kanundaki düzenleme doğrultusunda iş mahkemelerinin görevi üç ana başlık altında incelenmiştir. Buna göre öncelikli olarak, “bireysel iş kanunlarına ve Türk Borçlar Kanununa tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasındaki uyuşmazlıklar”, ikinci olarak “idari para cezalarına itiraz ile Sosyal Güvenlik Kurumunun ve Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu uyuşmazlıklar” ve üçüncü olarak da “diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu uyuşmazlıklar” çerçevesinde iş mahkemelerinin görevi ele alınmıştır. Konu ele alınırken, 7036 sayılı yeni İş Mahkemeleri Kanunu ile 5521 sayılı Kanun arasında kıyaslamalar yapılmış, yenilik getiren düzenlemeler belirlenerek bunların isabetli olup olmadığı değerlendirilmiştir. Ayrıca yeni Kanun’daki eksiklikler de belirlenmeye çalışılarak, olması gereken hukuk bakımından görüşlerimiz açıklanmıştır.
  • Item
    Türk İş Hukukunda Avrupa Birliği Yönergeleri Çerçevesinde Denkleştirme Uygulaması
    (Ankara Üniversitesi, 2019-12-22) Mülayim, Baki; Hukuk Fakültesi
    Çalışma hayatında yaşanan gelişmeler, esnekleşme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu ihtiyaç, iş hukukunda yeni kavramların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kavramlardan biri de denkleştirmedir. Avrupa Birliği, esnekleşmeye dair uygulamalara yönergelerinde yer vermiştir. Avrupa Birliğinde çalışma süreleri organizasyonunun belirli yönlerini düzenleyen ilk yönerge, 93/104/EC. sayılı Yönergedir. 2003/88/EC. Sayılı Yönerge, 93/104/EC. ve 2000/34/EC. sayılı Yönergelerini birleştirerek yürürlükten kaldırmıştır. 4857 sayılı İş Kanunumuz ile 93/104/EC. sayılı yönergeye uyum anlamında düzenlemeler yapılmıştır. Denkleştirme sayesinde çalışma süreleri esnekleştirilmektedir. İş Kanunumuzda esnekleşme, iki açıdan söz konusu olmaktadır. Biri çalışma süresinin haftanın çalışılan günlerine eşit dağıtılması kuralının ortadan kaldırılmasıdır. Diğeri, ise kanunda belirtilen referans dönemlerinde ortalama haftalık çalışma saatlerinin yasal haftalık çalışma süresini ve günde on bir saati geçemediği denkleştirmedir. Bu şekilde işveren, fazla çalışma ücreti ödemeksizin işçileri çalıştırabilir. Çalışmamızda öncelikle 2003/88/EC. sayılı Yönerge hakkında açıklamalarda bulunulacaktır. 4857 sayılı İş Kanunumuzda denkleştirme uygulaması ve konu hakkındaki yargı kararlarına da çalışmamızda yer verilmiştir.
  • Item
    Türk Ceza Kanununda Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek veya Gizlemek Suçu: TCK. m. 205
    (Ankara Üniversitesi, 2019-12-22) Memiş, Pınar; Hukuk Fakültesi
    Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, TCK’nun 205. maddesinde düzenlenen topluma karşı suçlar içerisinde kamunun güveni aleyhine işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olan resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, sırf hareket suçudur. Hareketlerden biri ya da hepsi gerçekleştirildiğinde suç tamamlanır. Özgü suç niteliği bulunmayan bu suçta fail herkes olabilir. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmiştir. Yargıtay uygulamasında da tartışılan bu suç tipinin manevi unsuru genel kasttır.