Cilt:27 Sayı:01 (2019)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 5 of 5
  • Item
    Ruhsal yönden risk altında olan kadınların kendini toparlama gücü ile yaşam doyumu arasındaki ilişki
    (Ankara Üniversitesi, 2019) Sarıkaya, Nihan Altan; Other; Other
    Yaşamda meydana gelen çeşitli engellenmelerin, zorlanmaların ya da olumsuz değişimlerin bireylerin kendini toparlama güçlerini etkileyerek, yaşamdan aldıkları doyumu zamanla azaltacağı düşünülmektedir. Bu araştırma ruhsal yönden risk altında olan kadınların kendini toparlama gücü ile yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla ilişki arayıcı olarak gerçekleştirildi. Temmuz-Ağustos 2017 tarihleri arasında, internet üzerinden ‘Online Anket Sistemi’ kullanılarak, sosyal paylaşım sitelerinde uygulandı. Araştırmanın örneklemini araştırmaya katılmayı kabul eden ve ‘Risk Faktörlerini Belirleme Listesinden’ en az birini işaretleyen, ruhsal yönden risk altında olan 317 kadın oluşturmuştur. Veriler, ‘Kişisel Bilgi Formu’, ‘Kendini Toparlama Gücü Ölçeği’, ‘Yaşam Doyumu Ölçeği’ ve ‘Risk Faktörlerini Belirleme Listesi’ ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde; yüzdelik dağılımlar, ortalamalar, standart sapma, tek yönlü varyans analizi, Pearson Korelasyon testi ile değerlendirildi. Katılımcıların %55,8’inin 26-40 yaş aralığında olduğu ve kendini toparlama gücü ile yaşam doyumları arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulundu. Çalışma, kendini toparlama gücü ölçeğinden alınan puanlar yükseldikçe yaşam doyumu ölçeğinden alınan puanlarında yükseldiğini ortaya koymuştur.
  • Item
    Psikodramanın “karşılaşma, eşleme, gerçeklik ve artı gerçeklik” temel kavramları ile küçük prens kitabının incelenmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2019) İbanoğlu, Ece; Other; Other
    Küçük prens kitabı, Psikodrama yönteminin incelenebilecek sembolik ögeler barındıran alegorik çocuk romanı türünde bir kitap olması ve protagonist çalışmasına uygun bir hikâye örüntüsü içermesi sebebiyle seçilmiştir. Kitap, “karşılaşma, eşleme, gerçeklik ve artı-gerçeklik,” ögeleri açısından incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma kapsamında betimsel veri analizi kullanılmış, veriler kitap incelemesi tarama modeli ile elde edilmiş ve tematik çerçeveye uygun olarak yorumlanmıştır. Küçük prens kitabının sahne olarak kabul edildiği bu çalışmada, araştırmayı yapan yazar grubun ortak düşüncesi(GOD), grup yöneticisi olarak kabul edilmiştir. Pilot ise grup halkasında ısınan birey, diğer bir deyişle, o oturumun protagonisti yerine kullanılmıştır. Sahne; pilotun altı yaşından getirdiği, yetişkinlere dair bir yaşantı paylaşımıyla başlar ve protagonistin grup halkasındaki bir üyeyi, altı yaşındaki hali olarak eşlemesiyle devam eder. Küçük prens artık sahnededir. Protagonistin yaptığı eşleme ile, gezegenlere yolculuk başlar. Her gezegen protagonist için ayrı birer karşılaşmalardır. Pilot bu karşılaşmalardaki farkındalıkları kazandıktan sonra küçük prens ile vedalaşır ve grup halkasına oturur. Son bölümlerde ise sahnelemiş olduğu oyunla ilgili paylaşımlarını yansıtan metinler yer almaktadır. Çalışmada gözlemlenen ve yorumlanan veriler yazarın metinde aktardığı ile sınırlıdır. Ayrıca çalışmanın nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmesi sebebiyle grup üyelerinin yorum ve incelemesi, rol kuramı temelli ve dört ana tema üzerinden sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda çalışmamız, edebi kitap üzerinde psikodrama çalışmasının betimsel analiz kullanılarak yapılan ilk çalışma olma özelliği taşımaktadır.
  • Item
    Sık görülen ruhsal hastalıklarının tedavisinde ankara üniversitesi tıp fakültesi psikosomatik servisi uygulamaları: tanımlayıcı bir çalışma
    (Ankara Üniversitesi, 2019) Herdi, Oğuzhan; Ruh Sağlığı ve Hastalıkları; Tıp Fakültesi
    Sık görülen ruhsal hastalıklar olan depresyon ve anksiyete bozuklukları toplumun %2-6’sını etkilemektedir. Sık görülen ruhsal bozuklukların tedavisinde anemi, tiroid bozuklukları genel tıbbi durumların santral sinir sistemi hastalıklarının ise klinik uygulamada akılda tutulması önemlidir. Bu çalışmada sık görülen ruhsal hasatlıklar tanısıyla izlemde olan ancak tedaviye yanıtın yetersiz olması veya yanıtın olmaması nedeniyle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Psikosomatik servisinde yatırılarak tedavileri düzenlenmiş hastaların dosya verileri geriye dönük olarak incelenmiştir. Çalışmanın amacı tedaviye yanıtsız bu hasta grubunun sosyo-demografik ve klinik özelliklerinin belirlenmesidir. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikosomatik servisine depresyon, anksiyete bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, somatofom bozukluklar gibi sık görülen ruhsal hastalık tanılarıyla Eylül 2017- Haziran 2018 tarihleri arasında kabul edilen hastalar (n=60) çalışmaya alınmıştır. Hastalar 12’şerli gruplar halinde yatırılarak 2 aylık kat programı içerisinde yer alan aktiviteler ve grup ve bireysel terapiler ve ilaç tedavileri uygulanarak takip edilmiştir. Sosyodemografik veriler, anamnezden elde edilen klinik belirtiler, serum vitamin B12 ve TSH düzeyi ve kranial MR raporları analizler için kullanılmıştır. İstatiksel analizler için SPSS 21.0 kullanılmış olup p<0,05 anlamlı kabul edilmiştir. Depresif belirtiler en sık gözlenen belirti grubudur. Taciz öyküsü ile kadın cinsiyet arasında, geçmişte şiddete maruz kalmak ve depresif belirtiler arasında, ailede ruhsal hastalık varlığı ile anksiyöz belirtiler arasında anlamlı ilişki tespit edilmiş olup diğer klinik veriler ve sosyodemografik veriler arasında anlamlı ilişki tespit edilmemiştir(sırasıyla p=0,025; 0,021; 0,012). Laboratuar verileri ile diğer değişkenler arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiş olup fronta beyaz cevherde hiperintensite varlığı toplam belirti sayısı ile ilişkili bulunmuştur (p=0,022). Sonuç olarak psikiyatrik hasta grubunu sadece ruhsal anlamda değil hem biyolojik yani organik hem de sosyal anlamda bütüncül bir şekilde değerlendirmek hekimlik nosyonunun bir parçası haline gelmelidir. Ancak bu şekilde bir yaklaşımla hastaların tedavisi bütüncül olarak yapılmış olacaktır.
  • Item
    İntıhar haberlerinin Türkiye’ de ki sunum şekli : internetteki intihar haberleri üzerine bir içerik analizi
    (Ankara Üniversitesi, 2019) İlhan, Rifat Serav; Ruh Sağlığı ve Hastalıkları; Tıp Fakültesi
    Amaç: İntihar hakkında kitlesel medya yayınlarının toplumda intihar eğilimini etkileyebildiği bildirilmiştir. İntihar haberlerinde duyarlı ve bilgilendirici bir dil kullanımına dair birçok kılavuz yayınlanmıştır. Bu çalışmanın amacı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün kılavuzu doğrultusunda Türkiye’de internet ortamında yayınlanan intihar haberlerinin sunum şeklini araştırmaktadır. Yöntem: Çalışmada 2016-2017 yılları arasında Türkiye’ de internet üzerinden ulaşılan intihar haberleri taranmış, 115 adet intihar haberine ulaşılmıştır. Haberlerde yer alan kişiler yaş, cinsiyet, intihar yöntemi açısından incelenmiştir. Haberlerin başlık ve içerikleri, DSÖ’nün kılavuzunda belirtilen yönergelerin uygulanıp uygulanmaması açısından araştırmacılar tarafından ayrı ayrı değerlendirilmiş, çapraz kontrol ile tek ortak sonuca ulaşılmıştır. Bulgular: Değerlendirilen intihar haberlerinden sosyodemografik bilgilerine ulaşılabilen bireylerin %30,7(n=35)’si kadın, %69,2(n=79)’si erkektir. %35,3(n=35)’ü 12-22 yaş arasında, %64,6(n=64)’sı 22 yaşından büyüktür. Haberlerin %78,2(n=90)’sinde intihar yöntemi, %70,4(n=81)’inde intiharın gerçekleştiği mekan belirtilmiştir. Haberlerin %93,9(n=108)’unun başlığında intihar kelimesi geçmektedir, %48,7(n=56)’sinde intiharın tek nedene indirgendiği, normalleştirildiği veya sansasyonel hale getirildiği saptanmıştır. Haberlerin %99,1(n=114)’inde toplumu intihar konusunda bilgilendirici herhangi bir ifade kullanılmadığı saptanmıştır. Sonuç: Türkiye’de belirtilen tarih aralığında internette yer alan intihar haberlerinin büyük kısmının, DSÖ’nün önerileri dikkate alınmadan hazırlandığı saptanmıştır. Yayınların intihar eğilimine olan etkisi düşünüldüğünde, mevcut kılavuzlarda belirtilen önerilerin uygulanması veya Türkiye’de intihar haberlerinin sunumuna ilişkin bir kılavuzun oluşturulmasının gerekli olduğu görülmektedir.
  • Item
    Histerosalpingografi (hsg) sonrası gelişen vajinismus: olgu sunumu
    (Ankara Üniversitesi, 2019) Tetik, Sinan; Other; Other
    Klinik pratikte yaşam boyu vajinismus ile sık karşılaşılması nedeniyle edinsel vajinismusun prevalansı ve etiyolojisi ile ilgili bilimsel çalışmalar sınırlıdır. Bu olgu bildiriminde histerosalpingografi (HSG) sonrası cinsel birleşmeden kaçınma yakınması ile başvuran hastanın değerlendirme ve izlem süreci sunulacaktır. Tedavi sürecinde cinsel birleşme girişimlerinden kaçınmayla ilgili psikoterapinin yanı sıra anksiyöz duygudurumuna yönelik antidepresan tedavisi düzenlenmiştir. İki aylık izlem sonrası hasta tekrar cinsel birleşme yaşayabilmiş, cinsel birleşme ve jinekolojik muayene olmayla ilgili kaygıları azalmıştır. Bu olgu ağrılı jinekolojik girişimin cinsel işlev üzerine olumsuz etkisinin multidisipliner yaklaşımla kısa sürede tedavisine bir örnek oluşturmaktadır