Cilt:24 Sayı:01 (2020)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 12 of 12
  • Item
    Günümüzde türkoloji öğretiminin içinde bulunduğu sorunlar IV
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Ata, Aysun; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
  • Item
    Kitâb-ı güzîde'nin konya nüshası üzerine okuma teklifleri
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Yapıcı, Ali İhsan; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    XI.-XIII. yüzyıllar arasında Anadolu merkezli Oğuz yazı diliyle ilgili çeşitli araştırmalar yapılmış; konu, öteden beri bu yazı dilinin ne zaman ve nerede oluştuğuna dair çeşitli görüşler etrafında tartışılagelmiştir. Bu soruna bağlı olarak ilim dünyasını uzun müddet meşgul eden konulardan biri de karışık dilli (=karışık lehçeli) eserler meselesidir. Bu sorunla ilgili de çeşitli görüşler ileri sürülmesine rağmen, konu henüz kesin bir şekilde açıklığa kavuşturulamamıştır. Çalışmamızın amacı tarihî metin okumalarının ne derece önemli olduğunu, bu hususta çok özenli ve dikkatli davranılması gerektiğini vurgulamaktır. Bu sebeple Oğuzcaya dayalı yazı dilinin nerede, ne zaman kurulduğu konusuna girilmeyecek; karışık dilli (=karışık lehçeli) eserler meselesi de ayrıntılı olarak ele alınmayacaktır. Bu çalışmada, Kitâb-ı Güzîde adlı eserin, 2014 yılında Serhat Küçük tarafından yayımlanan Konya nüshası ele alınacak, Küçük'ün metninde hatalı olarak okunduğunu düşündüğümüz kısımlarla ilgili okuma teklifleri sunulacaktır. Söz konusu eser, Ebû Nasr bin Tâhir bin Muhammed Es-Serahsî tarafından Harezm Türkçesiyle yazılmış ve XIV. yüzyılda Muhammed bin Bâlî tarafından Eski Anadolu Türkçesine aktarılmıştır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda bu eserin on altı nüshası tespit edilmiştir.
  • Item
    Doğu türkçesiyle yazılmış bir şiir seçkisi üzerine
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Uzunkaya, Uğur; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Doğu Türkçesi yahut da İslami Orta Asya Türk edebî dili olarak adlandırılan dönemin Türkçenin tarihsel gelişiminde 19. yüzyıla kadar varlığını sürdürdüğü bilinir. Bu dönemde farklı tür ve konularda birçok eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerden biri de Hollanda Groningen Üniversitesi Kütüphanesi, Özel Koleksiyonlar bölümünde Hs. 474 arşiv numarasıyla korunmakta olan 14. yüzyılın geç dönemi ile tarihlendirilen içerisinde biri Arapça diğer ikisi Türkçe üç eser barındıran bir mecmuanın üçüncü bölümünü oluşturan Doğu Türkçesiyle yazılmış bir şiir seçkisidir. Bu yazmada mevcut olan ve bu yazının da konusu oluşturan manzum parçalar dörtlükler şeklinde kaleme alınmıştır ve ilgili yazmanın 33a-57b varakları arasında bulunmaktadır. Bu şiir seçkisi başından ve sonundan eksiktir. Hatta kimi manzum parçalara tekabül eden yerlerde yazma hasarlıdır. Metnin bir başlığı bulunmamaktadır. Yazmada her manzum parçanın başında Arapçası ile li-ġayrihī ‘bir başkası tarafından’ ifadesi yer alır. Metin dil özellikleri itibariyle yer yer Batı Türkçesine ilişkin unsurları ihtiva etse de Doğu Türkçesinin en yaygın özelliklerini korumaktadır. Temelde iki bölümden oluşan bu yazıda metinden yansıyan örneklerle kısa bir dil incelemesi sunulacak ve bunu metnin yazı çevirimi ve Türkiye Türkçesine aktarması izleyecektir.
  • Item
    On hurufısm and ıts perıodızatıon
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Usluer, Fatih; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    This article discusses the content of a manuscript which is kept in Süleymaniye Library, Yazma Bağışlar, no. 2461. Based on this manuscript, Michael Reinhard Heß reached some conclusions on Hurufism in his article "Qualified heterodoxy in a 17th century Ḥurūfī muḳaddime." Unfortunately, the article features a number of mistakes. The main objective of this present article is to clarify some confusion about the manuscript, in particular, and Hurufism, in general. This article also examines the transformation of Hurufi ideas and offers a periodization of Hurufi history.
  • Item
    Sergüzeşt romanının tematik bağlamında mekânın poetiği
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Reyhanoğulları, Gökhan; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Tercümelerle başlayan Türk romanı, tarihsel süreç dikkate alındığında kurucu dönem olarak Tanzimat’ın getirdiği bütün kavramları barındırma çabası içinde bir gelişim çizgisi ortaya koymuştur. Teknik açıdan birçok kusur taşısa da öncelenen tema olduğundan, yazarlar toplumsal iletiyi öne çıkaracak şekilde hareket etmiştir. Başlangıçta romantik bir düzlemden yola çıkılsa da eğitici olmak, yol göstermek, uyarmak ve bütün aksaklıkları eleştirmek gibi amaçlar hedeflemişlerdir. Sergüzeşt, toplumsal bağlamda eleştirilmesi gereken en ciddi temayı ele alır. Daha önce çeşitli düzlemlerde işlenen esaret temasını, tam karşıt bir tavırla ve tamamen reddederek ele almıştır. Esaretin birey yaşamındaki yok edici tarafını işaret etmiştir. Bireyin ontik düzlemde yaşamsal bütün fonksiyonlarını ortadan kaldırdığını ve bunun her türlü ortamda tekrarlandığını vurgulamıştır. Dilber’in şahsında yaşanan bu dramın, mekâna bağlı olarak her çevrede yaşandığına dikkat çekilmiştir. Bu çalışma, Tanzimat romanının öncelediği tematik kavrayışa göre ele alınmıştır. Metnin tematik düzlemde öne çıkardığı kavramlar ve bu kavramları işaret eden, derinleştiren simgeler irdelenmiştir. Karakterlerin özellikle mekânlara göre bu tematik düzlemdeki yerleri ve konumları tespit edilmiştir. Karakterlerin tematik düzlemde mekâna olan aidiyetleri veya mekândan kopuşları değerlendirilmiştir
  • Item
    Türk ve dünya dillerindeki çeviri faaliyetlerinden hareketle geleceğin inşası için Türkçe çevirilerin önemi
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Kurtulmuş, Fatih; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Çeviri faaliyetleri medeniyetlerin oluşmasında ve gelişmesinde, kültürlerarası karşılıklı etkileşimde kuşkusuz büyük önem taşımaktadır. Bilimsel ilerlemeler açısından bakıldığında tarihte pek çok millet bu faaliyetler sayesinde kendi ana dillerinde düşünsel üretim yaparak büyük gelişmeler göstermiştir. Bu makalede tarihsel süreç içerisinde, Antik Yunan dillerinden Arapçaya, daha sonra Arapçadan Latinceye vb. gibi çeviriler hakkında kısa bilgi verilecektir. Ardından Türk Dili tarihinde yapılan çevirilerden bahsedilecektir (Budist Uygur metinlerinin çevirilerinden Cumhuriyet döneminde açılan çeviri bürosuna kadar). Sonrasında çeviri faaliyetlerinin mantıksal arka planı çerçevesinde karşılaştırması yapılıp tartışılacaktır. Türk Dili’nin ve Türkiye'nin geleceğinin inşası için çevirilerin ne kadar önemli olduğu vurgulanmaya çalışılacaktır. NOT: Bu makale 2015 yılında Kazakistan'da Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından düzenlenen VI. Uluslararası Türkoloji Kongresi'nde bildiri olarak sunulmuş olup daha sonra genişletilerek güncel halini almıştır. Herhangi bir yerde yayınlanmamıştır. Bildiri tam metin kitapçığı basılmamıştır.
  • Item
    Özbek hikayeciliğinde yeni kahraman ruhunun genel özellikleri
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Kancayeva, Paşacan; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Çalışmamız, modern Özbek edebiyatını, özellikle, hikaye anlatımının gelişimini, temalarının kapsamını ve kahramanların psikolojisini araştırmaktadır. Makalenin başında Özbek hikayeciliğinin gelişimine katkıda bulunan Abdulhamıd Sulaymonoğlu, Cholpon ve Abdurauf Fitrat gibi büyük yazarların eserleri hakkında kısaca söz edildi. Özellikle, Abdullah Kahhor'un hikaye anlatma becerileri vurgulandı. "Nar", "Hırsız", "Hasta" gibi eserlerinin dünya çapında hikayeler olduğu kaydedildi. Ayrıca, Shukur Kholmirzayev'in hikayelerinde "Özbek Karakteri", "Bulut Kapayan Ay", "Mavi Deniz", "Yeşil Niva", "Tarihte Olanmış", "Yazar", "Khorezm Canım" gibi hikayelerde yirminci yüzyılın ikinci yarısında Özbek hayatını geniş ve bedii yönden yüksek seviyede tasvir ettiği ve Özbeklerin karakterini, inançlarını ve ruhunu yansıttığı da çalışmada yer alır. Geçen yüzyılın 70-80'lerinde Said Ahmad, Odil Yakubov, Pirimkul Kadırov, Askad Mukhtar ve Mirmuhsin gibi yazarların sonraki yazarların eserlerine etkisi de incelendi. Özellikle, Askad Muhtar'ın "Chodırhayal", "Fena ve Beka", "Ben İnsana Hizmet Ederim" hikayeleri, Özbek milli hikayeciliğin gelişimine katkıda bulunur. Murad Muhammad Döst'un "Bozkırlarda" hikayesinde Özbek bozkır köylülerinin savaş sonrası hayatı iyi bir şekilde tasvir edildiği vurgulandı. Aynı zamanda, modern Özbek edebiyatında aktif olan Erkin Azam ve Hurshid Döstmuhammad'ın öykülerinin analizine özel önem verilmiştir. E.Azam'ın "Yazar" H.Döstmuhammed'in "Yalnızımsız" hikayesi, kahramanların ruhundaki çeşitli duygular örnekler ile gösterildi. Hikayelerde Özbek halkının günlük yaşamı, kahramanların iç dünyasında gerçekleşen değişikliklere verilen önem gösterildi. Bazı durumlarda E. Azam'ın "Yazar" öyküsü, diğer Özbek yazarı Sh. Holmirzayev'in"Yazar" , İngiliz yazarı S. Maem'in ve "Şair" öyküleri ile karşılaştırıldı. Genel olarak, makalede Özbek edebiyatının yeni nesil yazarları milli öykücülük gelişimine çeşitli yöntem, çeşitli şekillerdeki eserleri ile katkıda bulunduğu, kendi öykülerinde zamanımızın küresel zorluklarına dikkat çektiği araştırıldı.
  • Item
    Ahmet Hamdi Tanpınar ve sinizm
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Çıkla, Murat; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Erdemin en yüce mutluluk olduğunu ifade eden Yunanlı filozof Antisthenes (M.Ö. 444-365), insanın kendine yeter duruma gelebilmesi için güzellik, zenginlik, şan ve şöhret gibi unsurlardan kurtulması gerektiğini savunur. Sinizme göre erdemli olmanın yolu, doğaya uygun olan çabaları seçmek ve ona göre davranmaktan geçmektedir. Onlar için erdem, dünya nimetlerinden ve övgüden uzak duruş anlamına gelir. Siniklere göre mutlu olmak için erdem kendi başına yeterlidir ve ondan başka hiçbir şeye ihtiyaç yoktur. Bir sanatkâr olarak Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, anlatı ve şiir dünyasında sinizme yönelik bir dikkatin varlığı söz konusudur. Tanpınar, sinizme sadece şiirlerinde, hikâyelerinde ya da romanlarında yer vermekle kalmaz, günlük, mektup ve makalelerinde de sinik unsurlardan bahseder. Tanpınar’ın eserlerindeki sinik özellikler taşıyan karakterler, genellikle yerleşik düzene karşı bir yaşam biçimini tercih etmiş, yarı meczup, yarı derviş tabiatlı, pejmürde kılık-kıyafetli insanlardır. Onlar hayata, toplumsal kurallara, kültürel öğelere alaycı bir yaklaşımda bulunurlar. Makalemizin amacı, Tanpınar’ın eserlerindeki sinizme yönelik dikkatleri tespit edip, göstermektir.
  • Item
    Yeni Türk edebiyatı araştırma ve incelemelerinde sorunlar
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Çetin, Nurullah; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Tanzimat’tan günümüze kadar devam eden Yeni Türk Edebiyatı alanına ait, üniversite kurumu çerçevesinde bilimsel nitelikli olma iddiasıyla yapılan araştırma ve inceleme çalışmalarında bilimsel anlayışa aykırı bazı tutumlar görülmektedir. Bunların başlıcaları şunlardır: *Çoğu zaman özgün metin yerine yazarın dışında başkaları tarafından hazırlanan metinler kullanılmaktadır. *Edebî metinlerle ilgili inceleme çalışmalarında metinlerden derlenen malzeme belli alt başlıklar altında yığılmakta, ama bunlar özgün yorumlara tabi tutulmadan öylece bırakılmaktadır. *Bilimsel anlayışa uygun olarak açık, anlaşılır bir dil ve üslup kullanmak yerine sanatkârane bir üslup benimsenmekte, bu da çalışmanın nesnel ve bilimsel bir iş olmasını engelleyip, incelenen edebî metni sanatlı bir üsluba dayalı deneme türü için bir nesneye ve öznel bir yapıya dönüştürmektedir. *Yazarın sanatı ve metinle ilgili yapılan değerlendirmeler ve yorumlarda başka incelemecilerin yaptığı değerlendirme ve yorumlar bazen alıntı olarak, bazen de dolaylı olarak tekrarlanmaktadır. *”Sonuç” kısmında elde edilen özgün sonuçlar ve varılan kanaatler verilmesi gerekirken çoğu zaman yapılan çalışma özetlenmektedir.
  • Item
    Edebiyat sosyolojisi açısından “Memleket hikâyeleri"
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Bulduker, Gülten; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Sanat eserleri bir toplumun estetik algısını yansıtır. Resim, musikî, mimarî, heykel gibi güzel sanatlar arasında sayılan edebiyat da toplum hayatında önemli bir yere sahiptir ve hem kültürel bir değer hem de sosyal bir kurum olmasıyla edebiyat sosyolojisine zemin hazırlamıştır. Fakat bu yöntem, henüz kuramsal olarak gelişmeye muhtaçtır. Edebiyat, malzeme kaynağı olarak sosyolojinin hizmetine mi sunulacak yoksa sosyolojik imkânlarla edebî eser mi değerlendirecek sorusu tartışılmaktadır. Her iki alana da açık olan bu yöntemle bir devri aydınlatacak malzemeye ulaşmak ortak beklentidir. Ancak bir edebiyat araştırmacısı, ayrıca eserin taşıdığı edebî değerden de söz etmek durumundadır. Edebiyat araştırmalarında edebî eser temel kaynak olmakla birlikte, eserin doğru kavranması ve yorumlanmasını sağlayacak her türlü kaynak ve yöntem kullanılmalıdır. Metin tahlili, edebiyat araştırmalarında anlama ve yorumlamaya dayanan, ayrıca çeşitli eleştiri yöntemleriyle desteklenebilen bir metottur. Bu çalışmanın Giriş kısmında edebiyat sosyolojisi hakkında kısa bir bilgi verilmiş ve ardından Refik Halit Karay’ın Memleket Hikâyeleri (1919) başlıklı eserinde yer alan hikâyeleri, edebiyat sosyolojisinin imkânları doğrultusunda tahlil edilmeye çalışılmıştır.
  • Item
    Romanlarda ötekileştirilen kimlik: Dış Türkler
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Biricik, İbrahim; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    İnsan, yapısı itibariyle psikolojik ve fizyolojik derinliğe sahip bir varlıktır. Bu özelliğinden dolayı duygu ve düşünce dünyası zengin olan insan; sanatsal faaliyetlerin ve temel disiplinlerin merkezindedir. İnsanın duygu ve düşüncelerini, dilin bütün imkânlarından yararlanarak estetik ve etkili biçimde anlatma sanatı olan edebiyat ve bilhassa roman; insanla ve insanın içinde bulunduğu sosyal dünyayla ilgilenir. Öteki olgusu ise, bireyin “ben”lik/kimlik yapılanmasıyla ilgili psikolojik bir durumdur. Çünkü her benlik, etkilendiği bir başka benliğe göre kendi kimliğini yapılandırır. Toplumların ise tarihi süreçte oluşturdukları milli kimliklerini, “öteki” olarak görülen kimlikler şekillendirir. Mesela, Türk’e göre Meksikalı bir diğeri/başkasıyken; Yunan “öteki”dir. Ulus kimliğin inşâsında oluşturulan “biz” bilinci, ötekinin varlığı ile kuvvet bulur. Bu kuvvetin önüne geçilmezlik, sosyolojik ve tarihsel platformda ötekinin mağduriyetini barındırır. Bu mağduriyetler; sistematik asimile faaliyetleri, kültürel dez-entegrasyon ve sosyal dışlamalar ile derinleşir. Meydana gelen trajik durumlar ise romanın özündeki çatışma unsurunu barındırdığından tematik izleklerle romanlara konu olur. “Öteki” imajına odaklanarak ele alınan romanlardan Sevinç Çokum’un Hilal Görününce’sinde ve Cengiz Dağcı’nın Benim Gibi Biri’sinde Kırım Türklerinin; Alev Alatlı’nın Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?’sında Kıbrıs Türklerinin; Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi’sinde Kırgız Türklerinin kendi öz yurtlarında asimile faaliyetleri ve ötekilikleri dikkati çeker. Fakir Baykurt’un Yüksek Fırınları’nda ise ekonomik menşeli olup Almanya’ya göç eden Türklerin kültürel dez-entegrasyonuna vurgu yapılır. Beş romanda da ortak olan “Dış Türkler”in öteki görülme trajedisidir. Nitekim roman kahramanlarından ikisi ötekileştirmenin şiddeti ile öldürülürken; biri sürgüne gönderilir; biri intihar eder; diğeri ise asimile olur. İncelenen bu romanlar, 19. Ve 20. yüzyılda Türk dünyasının sosyolo-politik panoramasını da gözler önüne serer.
  • Item
    Nahçıvan ağızlarında arkaik pitik ve epbek kelimelerinin etimolojisi
    (Ankara Üniversitesi, 2020) Aliyeva, Nuray; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
    Nahçıvan bölgesinden toplanan metinlerden seçilen Azerbaycan yazı dili için arkaik sayılan pitik, epbek gibi kelimelerin ağızlarda yaşaması, dilin çok eskiye dayanan tarihinin göstergesidir. İlk anadilli eserlerimizde, eski destanlarımızda, folklor örneklerimizde, Türk dillerine ait lügatlerde, Türk dillerini araştıran araştırmacıların eserlerinde de bu kelimelerin geçmesi ve günümüzde Nahçıvanın farklı köylerinde kullanıldığı anlamda açıklanması şunu gösteriyor ki ağızlar dilin tarihini yaşatmaktadır. Çünkü bu kelimeler eski destanlarda, Azerbaycan dilinde yazılmış ilk mesnevi olan Destani Ahmet Harami'de Ali'nin Kıssa-i Yusuf eserinde de aynı anlamda kullanılmıştır. Arkaik kelimeleri tespit ederken onlara etimolojik yönden yaklaşmak önemlidir. Arkaik kelimeler adı değişmiş fakat kendisi günümüzde de mevcut olan eşya ve hadiseleri geçmişte ifade eden eski kelimelerdir.