Cilt:26 Sayı:03 (2018)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 8 of 8
  • Item
    Intıhar haberlerinin Türkiye’ de ki sunum şekli : internetteki intihar haberleri üzerine bir içerik analizi
    (Ankara Üniversitesi, 2019) İlhan, Rifat Serav; Ruh Sağlığı ve Hastalıkları; Tıp Fakültesi
    İntihar hakkında kitlesel medya yayınlarının toplumda intihar eğilimini etkileyebildiği bildirilmiştir. İntihar haberlerinde duyarlı ve bilgilendirici bir dil kullanımına dair birçok kılavuz yayınlanmıştır. Bu çalışmanın amacı, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kılavuzu doğrultusunda Türkiye’de internet ortamında yayınlanan intihar haberlerinin sunum şeklini araştırmaktadır. YÖNTEM: 2016-2017 yılları arasında Türkiye’de yayın yapan internet sitelerinden ulaşılan intihar haberleri taranmış, 115 adet intihar haberine ulaşılmıştır. Haberlerde yer alan kişiler yaş, cinsiyet, intihar yöntemi açısından incelenmiştir. Haberlerin başlık ve içerikleri, DSÖ’nün kılavuzunda belirtilen yönergelerin uygulanıp uygulanmaması açısından araştırmacılar tarafından ayrı ayrı değerlendirilmiş, çapraz kontrol ile tek ortak sonuca ulaşılmıştır. BULGULAR: Değerlendirilen intihar haberlerinden sosyodemografik bilgilerine ulaşılabilen bireylerin %30,7’si (n=35) kadın, %69,2’si (n=79) erkektir. Haberlerin %78,2’sinde (n=90) intihar yöntemi, %70,4’ünde (n=81) intiharın gerçekleştiği mekan belirtilmiştir. Haberlerin %93,9’unun (n=108) başlığında intihar kelimesi geçmektedir, %48,7’sinde (n=56) intiharın tek nedene indirgendiği, normalleştirildiği veya sansasyonel hale getirildiği saptanmıştır. Haberlerin %99,1’inde (n=114) toplumu intihar konusunda bilgilendirici herhangi bir ifade kullanılmadığı saptanmıştır. SONUÇ: Türkiye’de belirtilen tarih aralığında internette yer alan intihar haberlerinin büyük kısmının, DSÖ’nün önerileri dikkate alınmadan hazırlandığı saptanmıştır. Yayınların intihar eğilimine olan etkisi düşünüldüğünde, mevcut kılavuzlarda belirtilen önerilerin uygulanması veya Türkiye’de intihar haberlerinin sunumuna ilişkin bir kılavuzun oluşturulmasının gerekli olduğu görülmektedir
  • Item
    Histerosalpingografi (hsg) sonrası gelişen Vajinismus: olgu sunumu
    (Ankara Üniversitesi, 2019) Ünlübilgin, Eylem; Other; Other
    Klinik pratikte yaşam boyu vajinismus ile sık karşılaşılması nedeniyle edinsel vajinismusun prevalansı ve etiyolojisi ile ilgili bilimsel çalışmalar sınırlıdır. Bu olgu bildiriminde histerosalpingografi (HSG) sonrası cinsel birleşmeden kaçınma yakınması ile başvuran hastanın değerlendirme ve izlem süreci sunulacaktır. Tedavi sürecinde cinsel birleşme girişimlerinden kaçınmayla ilgili psikoterapinin yanı sıra anksiyöz duygudurumuna yönelik antidepresan tedavisi düzenlenmiştir. İki aylık izlem sonrası hasta tekrar cinsel birleşme yaşayabilmiş, cinsel birleşme ve jinekolojik muayene olmayla ilgili kaygıları azalmıştır. Bu olgu ağrılı jinekolojik girişimin cinsel işlev üzerine olumsuz etkisinin multidisipliner yaklaşımla kısa sürede tedavisine bir örnek oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler:
  • Item
    Examination of Problem Solving Skills Among University Students with Childhood Trauma Experiences
    (Ankara Üniversitesi, 2018) Demirbaş, Hatice; Other; Other
    Problem solving skills are an important subject to handle with childhood trauma experiences. The aim of this study was to examine problem solving skills with childhood trauma experiences among university students. Methods: Participants consist of 647 students from a Faculty of Education. The Problem Solving Inventory, Childhood Trauma Questionnaire (CTQ) and Sociodemographic Form were administered to the students to collect data. Childhood Trauma Questionnaire scores were calculated as the low and high level of childhood trauma experiences. The independent samples t-test was used to assessment data. Results: There were statistically significant differences between the means of Problem Solving subscale scores (impulsive style, reflective style, avoidant style, monitoring style, confidence style and planfulness style) of the students with the low and high level of childhood trauma (physical, emotional and sexual). Also, the students with both high level of childhood trauma experiences (n=47) and history of suicidal behavior use avoidant style (t=-2.978, p<0.004) and reflective style (t=-2.289, p<0.026) as problem solving skills. Conclusions: The results showed that the students with high childhood trauma experiences are different according to problem solving skills from the students with low childhood trauma experiences. Therefore, improving the problem solving skills in risk groups who are high childhood traumatic experiences is important to well being, to protect from health-damaging and life-threatening behavior.
  • Item
    Majör Depresyonlu Hastalarda İçselleştirilmiş Damgalanmanın İlişkili Olduğu Faktörler ve İşlevsellik Üzerine Olan Etkisi
    (Ankara Üniversitesi, 2018) Berksun, Oğuz Erkan; Tıp; Tıp Fakültesi
    Bu araştırmanın amacı, majör depresyon tanısı konulmuş hastalarda içselleştirilmiş damgalanmanın ilişkili olduğu faktörleri bulabilmek ve bu ilişkinin boyutunu ortaya koyabilmektir. Ayrıca hastaların işlevselliği ile içselleştirilmiş damgalanmanın boyutu arasındaki ilişki de çalışmamızda incelenecektir. YÖNTEM: Araştırmanın örneklemi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Erişkin Psikiyatrisi Polikliniği’ne başvuran, DSM-V’e göre majör depresyon tanısı konulmuş çalışmaya katılmayı kabul eden 76 hastadan oluşmaktadır. Hastalara araştırmacı tarafından düzenlenmiş sosyodemografik veri formu ile içselleştirilmiş damgalanmanın boyutunu ölçmek amacıyla Ruhsal Hastalıklarda İçselleştirilmiş Damgalanma Ölçeği (RHİDÖ), depresyon ve anksiyete belirtilerinin düzeyini belirlemek amacıyla Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HAM-D) ve Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HAM-A), işlevselliği değerlendirmek amacıyla da Kısa İşlevsellik Değerlendirme Ölçeği (KİDÖ) uygulanmıştır. Analizler SPSS 20 kullanılarak yapılmıştır. Sonuçlar, gruplar arası fark ve korelasyon analizleri yapılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: RHİDÖ puanları cinsiyet açısından değerlendirildiğinde kadın ve erkekler arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır (p:0,251). Yaş ile RHİDÖ puanları arasında anlamlı pozitif bir ilişki bulunmuştur (r:0,444, p<0,01). Eğitim durumu ile RHİDÖ puanları arasında anlamlı negatif bir ilişki bulunmuştur (r:-0,485, p<0,01). HAM-D puanları ile RHİDÖ puanları arasında anlamlı pozitif bir ilişki bulunmuştur (r:0,667, p<0,01). HAM-A puanları ile RHİDÖ puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p=0,455). RHİDÖ puanları medeni durum bakımından değerlendirildiğinde boşanmış/dul olanların evli ve bekar olanlardan anlamlı olarak daha yüksek RHİDÖ puanı aldığı bulunmuştur (p<0,01). Evliler ve bekarlar arasında anlamlı fark bulunamamıştır (p=0,196). RHİDÖ puanları çalışma durumu bakımından değerlendirildiğinde emeklilerin, çalışmayanlardan ve ücretli çalışanlardan anlamlı olarak daha yüksek RHİDÖ puanı aldığı bulunmuştur (p<0,01). Çalışmayanlar ve ücretli çalışanlar arasında anlamlı fark bulunamamıştır (p=0,222). KİDÖ puanları ile RHİDÖ puanları arasında anlamlı pozitif bir ilişki bulunmuştur (r:0,507, p<0,01). SONUÇ: Majör depresyon tanısıyla takip edilen hastalarda kadın ve erkekler arasında içselleştirilmiş damgalanmada anlamlı farklılık bulunamamıştır. Yaşlılarda RHİDÖ puanlarının daha yüksek bulunmasından dolayı yaşlı hastaları içselleştirilmiş damgalanma açısından değerlendirmek klinik açıdan önemli olabilir. RHİDÖ puanları ile bireyin eğitim düzeyi arasında negatif bir ilişki bulunmasından dolayı eğitim içselleştirilmiş damgalanmanın azaltılmasında anahtar rol oynayabilir. Depresyonun şiddeti ile RHİDÖ puanları arasındaki pozitif ilişki, depresyonun tedavisinin içselleştirilmiş damgalanmanın azalmasına katkıda bulunacağına işaret etmektedir. Depresyona komorbid olarak eşlik eden anksiyete, içselleştirilmiş damgalanmanın boyutunu etkilememektedir. Boşanmış/dul olanlarda içselleştirilmiş damgalanma, evli ve bekarlara kıyasla daha fazladır. Emeklilerde içselleştirilmiş damgalanma, çalışmayanlara ve ücretli çalışanlara kıyasla daha fazladır. İçselleştirilmiş damgalanma arttıkça bireyin işlevselliği azalmaktadır. Bireyin işlevselliğini arttırmak için içselleştirilmiş damgalanmanın azaltılmasına yönelik müdahaleler büyük önem taşımaktadır.
  • Item
    Behçet Hastalığı Olanlarda Uyku Kalitesinin ve Uyku Kalitesi ile Hastalık Aktivitesi Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2018) Herdi, Oğuzhan; Ruh Sağlığı ve Hastalıkları; Tıp Fakültesi
    Giriş:Behçet hastalığı vaskülit ile seyreden kronik otoimmün bir hastalıktır. Hastalık yineleme (relaps) ve iyilik dönemleri (remisyon) ile seyretmektedir ve tüm organları tutabilmektedir. Behçet hastalığında aynı zamanda psikiyatrik belirtilerin de sık gözlendiği çalışmalarda ortaya konmuştur ve psikiyatrik belirtilerin hastalık şiddeti ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Çalışmamızın amacı Behçet Hastalığı olanlarda uyku kalitesinin değerlendirilmesi ve uyku kalitesi ile hastalık aktivitesi arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Yöntem: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mulidisipliner Behçet polikliniğine başvuran 49 hastaya Sosyodemografik veri formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği (PUKÖ), Hastane Anksiyete Depresyon (HAD) ve Behçet Hastalığı Aktivite Formu (BHAF) verilmiştir. Tanımlayıcı analizler, korelasyon analizleri ve Students t-testi yapılmıştır.
  • Item
    Alzheimer Hastalarında Uyku Kalitesi ve Uykululuk Halinin Değerlendirilmesi
    (Ankara Üniversitesi, 2018) Kızılpınar, Selma Çilem; Sağlık Bilimleri; Tıp Fakültesi
    Uyku bozuklukları Alzheimer tipi Demans (ATD) gibi nörodejeneratif hastalıklarda sık görülmektedir. Özellikle hastalığın orta-ileri evresinde uyku bozukluklarının arttığı bildirilmektedir. Bu hastalarda uyku bozuklukları bireyin yaşam kalitesini, bilişsel işlevlerini düşürebilir, duygudurumunu ve bakım verenin yükünü olumsuz etkileyebilir. Bu çalışmada Geriatrik Psikiyatri Birimi polikliniğine ayaktan başvuran ve DSM-IV tanı ölçütlerine göre ATD tanısı alan 50 hastada uyku kalitesi ve uykululuk hali ile bunlarla ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Hastalara ve/veya yakınlarına sosyodemografik veri formu, Standardize Mini-Mental Test (SMMT), Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ), Epworth Uykululuk Ölçeği (EUÖ), Zarit Bakıcı Yükü Ölçeği (ZBYÖ) ile İşlevsel Faaliyetler Anketi (İFA) uygulanmıştır. Hastaların çoğunun (%62) uyku sorunu yaşadığı görülmüştür. Hastaların sadece EUÖ puanları ile İFA puanları ve yaş arasında anlamlı pozitif korelasyon bulunmuş, ancak diğer ölçek puanları ve demans süresi ile EUÖ ve PUKİ puanları arasında anlamlı korelasyon saptanmamıştır. Kadın ve erkek hastalar arasında PUKİ ve EUÖ toplam puanları açısından anlamlı fark saptanmamıştır. Sonuç olarak, bu çalışma ATD hastalarında uyku bozukluklarının düşük işlevsellikle ilişkili olduğunu, ancak bakım veren yükünü etkilemediğini göstermiştir. İleride yapılacak çalışmalarda daha büyük örneklemlerde sağlıklı yaşlılarla kıyaslanarak çalışılması ve uyku bozuklukları için bu hasta grubuna özgü ölçüm araçlarının geliştirilmesi önerilir.
  • Item
    Konuşmaktan Korkmayın!
    (Ankara Üniversitesi, 2018) Türk, Umut; Other; Other
  • Item
    Türkiye’de Psikiyatri Yazınının Başlangıcı ve Avni Mahmud Bey’in Eseri: Muhtasar Emrâz-ı Akliye
    (Ankara Ünversitesi, 2018) Can, Kazım Cihan; Ruh Sağlığı ve Hastalıkları; Tıp Fakültesi