Cilt:08 Sayı:01 (2021)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 8 of 8
  • Item
    Book Review: The Art of Possible Over the Art of Actuality
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Atasoy, Emrah; İletişim Fakültesi
  • Item
    Kadın Odaklı Reklamcılığa Feminist Bir Eleştiri: Dove “Benim Saçım Ezberlerin Ötesinde” Örneği
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Özdemir, Burcu Dabak; İletişim Fakültesi
    Bu çalışma, “kadın odaklı reklamcılık” olarak Türkçe’ye çevrilmiş “femvertising” reklamcılığının gerçekten feminist bir söylem üretip üretmediği üzerine odaklanmaktadır. Bu odak doğrultusunda amaçlı örneklem yoluyla seçilen Dove “Benim Saçım Ezberlerin Ötesinde” reklam filmi feminist eleştirel söylem analizi ile yorumlanarak yapı söküme uğratılmıştır. Çalışmanın kuramsal ayağı post-feminist kültür literatüründen oluşturulmuştur. Çalışmada öncellikle post-feminizm ve femvertising kavramlarının ürettiği söylemlerdeki ortak noktalar tespit edilmiş ve 4 temel noktada ortaklaştıkları görülmüştür: 1) “kendini sev/bedenini sev” söylemi, 2) “tercihler önemlidir” söylemi, 3) “farklılıklarını sahiplen, kendine güven” söylemi, 4) “kendini iyi hissetmek için satın al” söylemi. Bu dört temel söylem feminist bağlama yerleştirilerek analizin bağlamı belirlenmiştir. Analizin sonucunda “kendini sev” söyleminin beden politikalarını ve güzellik olgusunu yeniden ürettiği, “tercihler önemlidir” söyleminin bireyciliği kuvvetlendirdiği, “farklılıklarını sahiplen, kendine güven” söyleminin toplumsal cinsiyet rejimi ile ilgili konuları politika ve ideoloji dışı gösterdiği, farklıklar ve bireycilik vurgusuyla kadın kolektifinin önünü kestiği, satın alma motivasyonunun tüketim feminizmini doğurduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Item
    Başka Bir Sinema Deneyimi: ‘Başka Sinema’ Seyircilerine Yönelik Bir Alan Araştırması
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) İpek, Bilge; İletişim Fakültesi
    Bu çalışma, sanat sineması seyircisi olarak kodlanan Başka Sinema seyircisinin deneyimlerine odaklanmıştır. Pierre Bourdieu sosyolojisinin habitus, alan, kültürel sermaye ve oyun kavramları çalışmanın kuramsal çerçevesini oluşturmakta ve bu çerçeve Başka Sinema seyircilerinin deneyimlerinin analizinde ufuk açıcı bir tartışma alanı sağlamaktadır. Bourdieu, “beğeni”lerin birleştirici bir “alan” yarattığına vurgular ve benzer “habitus”a sahip eyleyicilerin ortak pratikler gerçekleştirdiğini ifade eder. Bu bağlamda, bir sanat sineması seyircisi olarak ortak bir alanda bir araya gelen Başka Sinema seyircilerinin seyir deneyimlerinde bir ortaklık olup olmadığı bu çalışmanın temel sorunsalını oluşturmaktadır. Mülakat ve katılımlı gözlem yöntemi ile elde edilen veriler tematik analiz yöntemi ile oluşturulmuş dört başlık altında incelenmiştir. Elde edilen verilerin analizinde habitus, alan, kültürel sermaye ve oyun kavramlarının Başka Sinema alanında nasıl yer bulduğuna bakılmış ve ortaya çıkan temalar bu kavramlar çerçevesinde oluşturulmuştur. Yarı yapılandırılmış görüşme formu ile yirmi kişiyle yapılmış mülakatlar sonucunda elde edilen verilerde seyircilerin kültürel sermaye edinmeleri noktasında ‘miras edinilmiş kültürel sermaye’ye rastlanmamıştır. Bu bağlamda, Bourdieu çerçevesinden farklı bulgular ortaya çıkmıştır. Ancak eyleyicilerin pratikleri noktasında bireysel pratiklerin birleşerek kitlesel bir ortaklık yarattığı sonucuna varılarak kuramsal çerçeve ile uyumluluk sağlanmıştır.
  • Item
    Dijital Medya Platformu İncelemelerinde Emek Tartışmaları: Ekonomi Politik Bir Değerlendirme
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Aksoy, Serhan; Saraç, Duygu Çeliker; İletişim Fakültesi
    Son yıllarda akademik yazında dijital medya platformları kullanıcıları üzerinden süregiden bir tartışma söz konusudur. Anaakım incelemeler Facebook, Instagram, Twitter gibi platformların kullanıcının hangi ihtiyaçlarına cevap verdiği sorusuna yanıt ararken eleştirel incelemeler, Marx’ın emek süreci teorisini kullanıcı üzerinden yeniden okuma ve anlamlandırma çabası içindedir. Maddi olmayan emek ya da bilgi emeği kavramsallaştırmalarında billurlaşan eleştirel incelemeler, kullanıcıyı üretken emek ilan ederek, yani son kertede “üreten tüketim” analizine dönüşerek, Marx’ın meta, emek, üretim ve tüketim üzerine söylediklerinden koparılmaktadır. Bu makale, dijital medya platformu incelemelerinde eleştirel yönelimlerden yükselen tanımlamaların ve yorumların ekonomi politik yaklaşımla bağlarını yeniden inşa etmesinin gerekliliği üzerinde durmaktadır.
  • Item
    Süreğen Medya Platformları: İzleyici Etkinliğinin Dönüşümü ve Toplumsal Etkileri
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Özgün, Aras; Treske, Andreas; İletişim Fakültesi
    Süreğen medya platformları, günümüzde anlatısal metinler için televizyon ve sinemayı ikame edecek yeni bir dolaşım/dağıtım biçimi olarak ortaya çıkıyor. Fakat bu dolaşım biçimine has izleme etkinliğinin zamansal ve mekansal koşulları ve ön plana çıkardığı anlatısal aygıtlar, onu geçmişteki sinema ve televizyon izleyiciliğinden farklı şekilde yapılandırıyor. Süreğen medya platformları, taşınabilir medya teknolojilerinin de yardımıyla, izleyici etkinliğini zamansal ve mekansal kısıtlarından kurtarıp sürekli, her yerde ve her zaman ulaşılabilir hale getiriyor. Bu sadece sinema ve televizyon izleyiciliğinin kurucu niteliği olan kamusallığın uzağında, yalıtılmış, sterilize bir iletişim tecrübesi yaratmakla kalmıyor, ilk bakışta kişisel ve kişiye özel gibi görünen bu yeni iletişim süreci esasında algoritmik süreçler aracılığıyla düzenlenerek platform kapitalizminin kontrol aygıtlarından birine dönüşüyor. Bu yazıda amacımız süreğen medya platformlarının dayattığı bu yeni izleyici etkinliğinin içinde kurulduğu koşulları kuramsal düzeyde analiz etmek ve bu koşulların kamusal yaşama etkisini sorgulamaya girişmek.
  • Item
    Popüler Basında Covid-19 Haberleri: Yeni Tip Koronavirüs Eski Tip Banal Milliyetçilik
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Sarı, Engin; İletişim Fakültesi
    Bu makalede, Türkiye popüler basınında Kovid-19 hastalığı ve salgını hakkındaki haberler, Teun van Dijik’ın eleştirel söylem çözümlemesi modeli ile incelenmektedir. Makalenin problematiği, popüler basının Kovid-19 haberciliğinin, yeni olay ve gelişmelerin bilgisini üretip yaymaktan ve okuyucularını bu yeni küresel fenomen ve kriz konusunda bilgilendirmekten çok yerleşik habercilik pratikleri ve ideolojik yönelimleri yeniden ürettiği üzerine kuruludur. Bu problematik, iki teorik izlekten oluşan bir çerçeve içinde tartışılmıştır. Bunlardan birincisi haber teorisidir ve buna göre ana akım haberciliğin, üretim pratikleri ve söylemsel niteliği itibariyle, içermesi gereken yeni bilgiyi dışladığı öne sürülmüştür. İkinci teorik izlek milliyetçi ideolojiyi merkeze alır ve Kovid-19 konusundaki haberciliğin, okuyucularını etkin ve politik bir vatandaşlığın ihtiyaç duyduğu bilgilerle donatmak yerine, banal bir milliyetçiliğin retorik olarak üretiminden ibaret olduğu argümanını destekler. Bu kuramsal çerçeveyle, popüler basının bir örneği olarak Sabah gazetesinin, Türkiye’de ilk Kovid-19 hastasının tespit edildiğinin duyurulduğu tarihten itibaren bir aylık dönemindeki tüm Kovid-19 konulu haberleri, eleştirel söylem çözümlemesi modeli ile incelenmiştir. Toplamda 400 sayfayı bulan haberlerin içinden, makalenin sorunsalını tartışmaya imkan veren örnekler seçilerek, van Dijk’ın makro ve mikro yapılarını betimleyen bir tablo aracılığıyla derlenen bulgular, modeldeki retorik analizi odağa alarak incelenmiştir. Buna göre haberlerin, kovid-19 fenomenini, millet olmanın belli türde vurgulanması ve milliyetçiliğin bir bayrak gibi dalgalandırılması için bir vesileye indirgendiği gözlenmiştir. Bu doğrultuda, popüler basında Kovid-19 haberlerinin, okuyucusuna kapitalist ulusal toplumların karşı karşıya kaldığı toplumsal ve ekonomik kriz karşısında yeni politikaları geliştirmek için gerekli yeni bilgileri sunmaktan çok, banal bir şekilde, “biz” (bizim milletimiz) ve “onları” (Batılı öteki milletleri) tanımlama ve konumlandırma retoriğinden ibaret hale geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
  • Item
    Doğu’dan Yükselen Işık: Envar-ı Şarkiyye Vilayet Gazetesi
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Yıldırım, Besim; İletişim Fakültesi
    Envar-ı Şarkiyye, Osmanlı modernleşmesinin taşra ayaklarından biri olarak Vilayetler Kanunu’nun ilanından sonra, 5 Temmuz 1867’de vilayet gazetesi namıyla Erzurum’da yayın hayatına başlamıştır. Bu tarihte yayınlanması ona, Anadolu topraklarında Türkçe yayımlanan ilk gazete olma unvanını kazandırmıştır. Anadolu basınının öncüsü sayılmasına ve dönemin sosyal, siyasal ve kültürel yaşamına ilişkin önemli verileri barındırmasına rağmen Envar-ı Şarkiyye’nin akademik çevrelerde az bilinmesi ve hak ettiği önemi görmemesi ciddi bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışma, Türkiye’nin -bilhassa da Doğu’nun- fikir hayatında önemli bir yeri olan Envar-ı Şarkiyye’nin yayımlanışının 153. yıldönümünde hatırasını anmayı ve tozlu raflarda bekleyen bilgileri gün yüzüne çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu amaç çerçevesinde çalışmada, Envar-ı Şarkiyye hakkında literatürde yer alan bilgiler derlenmiş, elde edilen 38 orijinal nüsha ve 13 çeviri sayı üzerinden, betimleyici bir yaklaşımla içeriği incelenmiştir. Yapılan incelemede yayımlandığı bölgenin haber ve sorunlarına öncelik verdiği görülen Envar-ı Şarkiyye’nin vilayetteki güncel olayları ve sorunları ele aldığı, ayrıca merkez ve diğer vilayetlerin gazetelerinden alıntılar da yaparak halkı bilgilendirme ve eğitme işlevi gördüğü tespit edilmiştir.
  • Item
    İletişim Programlarının Kimliği: Üniversiteler ve Alanlar Arası Akademik Hareketlilik
    (Ankara Üniversitesi, 2021-05-20) Boz, Nevfel; Gür, Bekir S.; İletişim Fakültesi
    İletişim programlarının akademik kimliğine ışık tutmayı amaçlayan bu çalışma kapsamında, öğretim üyelerinin doktora alanları ile doktora yaptıkları ve çalıştıkları üniversiteler karşılaştırılmıştır. Böylece, alanlar ile üniversiteler arası hareketlilik ilk defa analiz edilmiştir. Ayrıca iletişime ilişkin olarak daha önceki çalışmalarda değinilmeyen, akademik içten beslenmeye (inbreeding) ilişkin mevcut durum ortaya çıkarılmıştır. Araştırmanın hedef kitlesi, Türkiye’deki tüm iletişim programlarında çalışan öğretim üyeleridir. Araştırma verileri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Akademik arama motoru yardımıyla elde edilmiştir. Türkiye’de 67 üniversitede bulunan 72 yüksekokul ve fakültelerdeki tüm iletişim programlarında çalışan 1173 öğretim üyesi (598 doktor öğretim üyesi, 262 doçent, 313 profesör) çalışmaya dâhil edilmiştir. Veriler, nicel içerik analiziyle çözümlenmiştir. Çalışmada, 1992 yılından önce kurulan (I. Dalga) üniversitelerin (İstanbul, Marmara, Anadolu, Ankara, Ege, Selçuk ve Gazi), ülkenin her tarafındaki iletişim programlarını besledikleri tespit edilmiştir. 1992 yılından sonra kurulan (II. Dalga) üniversitelerin de doktora mezunu vererek hem kendilerini hem de bazı vakıf üniversitelerini besledikleri görülmüştür. Alan bazında yapılan analizlerde, iletişim programlarında çalışan öğretim üyelerinin beşte dördünün iletişim alanında doktoraya sahip olduğu tespit edilmiştir. Türkiye geneli iletişim programlarında çalışanların %29’u doktora yaptıkları kurumda çalışırken, birinci dalga üniversitelerdeki iletişim programlarında bu oran %67-%88 arasında bulunmuştur. Sonuçta, yeni programların iletişimci olmayanlara, eski programların ise kendi mezunları olmayanlara karşı nispeten kapalı bulunduğu tespit edilmiştir.