Cilt:79 Sayı:02 (2024)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Politik Reklam Aracı Olarak Youtube: Türkiye’de 2015 Genel Seçimlerinde Siyasi Parti Reklam Videolarının Çok Modlu Söylem Analizi(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Şahin, Tolga; Akgül, Selma Koç; Pazarbaşı, BetülDijital medya siyasal iletişim alanında yaygın olarak tercih edilmekte, politik reklamlara ilişkin analizler önem kazanmaktadır. Bu çalışma; 2015 Genel Seçim döneminde siyasi partilerin YouTube üzerinden paylaşıma sundukları reklam videolarında kolektif kültür ve inançla ilgili hangi egemen söylem ve sembollere yer verdiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Analiz kapsamında, Türkiye’de Haziran – Kasım 2015 tarihilerinde gerçekleştirilen siyasal seçim kampanya sürecinde TBMM’de grubu bulunan 4 siyasi partinin YouTube’a yüklemiş oldukları ve en çok izlenen reklam videoları, Van Dijk’in eleştirel ideolojik çözümleme kategorileri; Arthur Asa Berger’in çok modlu söylem çözümlemesi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular, her siyasi partinin seçim videolarında konjonktüre uygun bir temayı çeşitli sembol, mitler, renk ve müzikle harmanlayarak seçmen kitlesinin beğenisine sunduklarını ortaya koymuştur.Item Kamu Yayın Kuruluşları Faaliyet Raporlarının Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Değerlendirmesi: Türkiye ve Seçilmiş Ülkeler(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Akdogan, Nalan; Demir, UğurEkonomik ve politik hedefleriyle kamu kurumları toplum için önemli bir yere sahiptir ve ekonomideki ağırlıklarının artması beklenmektedir. Kamu kuruluşlarındaki temsil maliyetinin ekonomik işleyişe zarar vermemesi için kurumsal yönetim kapsamında yer alan şeffaflık ve hesap verebilirlik vazgeçilmezdir. Çalışmada kamu kurumlarının yayınladığı faaliyet raporları ile ulaşılan şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyini ölçmek amacıyla KİT’lerde Açıklık Ölçeği oluşturulmuştur. Ölçek, örnek olarak alınan kamu yayın kuruluşları ABC, BBC ve TRT faaliyet raporlarına uygulanmıştır. ABC ve BBC’nin şeffaflık ve hesap verebilirlik düzeyleri yüksekken TRT’nin düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda, TRT’nin OECD tarafından yayınlanan KİT’ler için Kurumsal Yönetim Kılavuzu ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartları kapsamında raporlaması gereken unsurlar tespit edilmeye çalışılmıştırItem The European Green Deal in Terms of Impacts on International Trade(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Köse, Senem OdamanEnvironment and climate change in the world gained importance at the end of the 20th century and the cooperation of countries in this area gradually increased. Especially the framework protocols signed under the umbrella of the United Nations (UN) made the subject a remarkable area in the international arena. The European Union (EU) became the first actor in the world to take concrete steps in this field with the European Green Deal. The Green Deal has introduced new regulations in a wide range of policy areas. The behaviors adopted by the EU, which maintains its role as a normative power in the international arena, draws paths that include behavioral patterns as implemented. The field of environment and climate change is also an area where the EU is active at the global level, and the effects of the determined rules expected to be seen at the global level. At this point, the trade relations will be a significant channel in the dissemination of the understanding and rules adopted by the EU. The fact that the EU has put provisions on the subject in the preferential trade agreements it has signed is the most substantial indicator of this situationItem Korkuyu Politikleştirmek, Öfkeyi Örgütlemek: Fransa’da (Reconquête) ve Türkiye’de (Zafer Partisi) Aşırı Sağ(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Koca, Bayram; Saç, SelmanBir süredir özellikle Avrupa’nın gündemini meşgul eden göçmen-mülteci meselesi Suriye Savaşı’ndan sonra daha geniş bir coğrafyanın sorunu haline geldi. Bu durumun, ilk elden sonucu dışlayıcı politik bir dil üzerinden (yabancı düşmanı) gücünü konsolide eden politik aktörlerin toplumsal ve siyasi etkilerini arttırmış olmalarıdır. Bu bağlamda göçmen karşıtlığını temel mesele haline getiren aşırı sağ aktörlerin daha fazla görünür olduğu, seslerini daha gür çıkarttığı ve iktidar politikalarını etkilemeye başladıkları bir konjonktürden bahsedilebilir. Uzun bir süredir aşırı sağ aktörlere ev sahipliği yapan Fransa ve ülkedeki yabancıların (mültecilerin) ilk kez politik bir meseleye dönüşmeye başladığı Türkiye, bu çerçevede önemli iki ülke konumundadır. Bu çalışmada Reconquête ve Zafer Partisi, özellikle göçmen meselesine yaklaşımları üzerinden karşılaştırmalı olarak tartışılacaktır. Bu çalışma, aralarındaki bazı farklılıklara rağmen, Reconquête ve Zafer Partisi’nin Fransa ve Türkiye’deki ekonomik, toplumsal ve siyasal birçok sorunun kaynağı olarak göçmenleri gördüğünün ve böylece onları “günah keçisi” haline getirdiğinin altını çizmektedir.Item Yönetim Kurulu Üye Yapısının Şirket Performansıyla İlişkisi: BİST 100’e İlişkin Ampirik Kanıtı(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Savaşkan, ElifRekabetçi küreselleşen bir dünyada şirketlerin maddi ve maddi olmayan kaynaklarını kullanmak için politikalarını esnek ve verimli bir şekilde ayarlamaları gerekmektedir. İyi bir kurumsal yönetim, şirketlerin uzun vadeli büyümesinin temelini oluşturmaktadır. Şirketlerin kurumsal yönetim anlayışını benimsemesi kar maksimizasyonunun artması demektir. Günümüzde yoğun rekabet ortamında şirketlerin uzun vadede faaliyetlerinin sürdürülebilirliği yönetim kurulu üyelerinin esas görevidir. Yapılan bu çalışma, BİST 100 endeksinde olan şirketlerin yönetim kurulu ve bağımsız yönetim kurulu üye sayısını şirket performansı açısından değerlendirmesini amaçlamaktadır. Çalışmanın modelinde finansal performans ölçütleri olan karlılık oranlarından faydalanılmıştır. Çalışmanın metodolojisi, BİST 100 endeksindeki şirketlerin 2010-2021 yıllarına ait verileri Pearson korelasyon ve regresyon analizi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, yönetim kurulu üye yapısının şirket performansına yönelik ilişkisinde aktif karlılık oranı (ROA) ile negatif yönlü ve anlamlı bir ilişkisi; özsermaye karlılığı (ROE) ile ise herhangi bir anlamlı ilişki olmadığı sonucuna ulaşılırken, yönetim kurulu üye yapısının şirket performansına yönelik etkisinde aktif karlılık oranı (ROA) üzerinde negatif yönlü ve anlamlı bir etkisi olduğu; özsermaye karlılığı (ROE) üzerinde ise bir etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır.Item Post-Modernist Kuramın Neo-Muhafazakar Aparatı: Araçsal Orta Çağ(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, 2024) Reyhan , Cenk; Doğar , M. Oğuzhan; Saday, Barış“Karanlık ortaçağ” metaforu post-modernizmin de etkisiyle bugün, birçok tarihçi tarafından bir yanılsama olarak görülmektedir ve yoğun eleştiri altındadır. Dahası, alegorik bir “aydınlık ortaçağ ütopyası” dahi sunulmaktadır. Ortaçağın “karanlığına” yönelik eleştiriler, üç madde altında gruplandırılabilir. İlki, tarihteki sürekliliklere atıfta bulunarak Rönesans’ın aslında ortaçağdan kopuşu değil, ortaçağın sonucunu teşkil etmekte olduğunu iddia eder. İkinci eleştirinin kaynağı olan Avrupa-merkezcilik karşıtı teorilere göre ise ortaçağ karanlıksa bile bu Avrupa için geçerlidir, dünyanın geri kalanı için değil. Son olarak ve diğer iki argümanı da kapsayan bir diğer itiraz ise ortaçağın karanlığı ya da geriliği paradigmasının Aydınlanma felsefesinin ve hümanizmaya dönüşün getirdiği bir önyargı olduğudur. Bu üç eleştiri başlığından hareketle, bu çalışma, modernitenin distopik bir geleceğe hizmet ettiğini savunan yukarıdaki “araçsallaştırıcı” iddiaları tartışacak. Batı - ortaçağ öğretim-kültür sisteminin, dogmanın ve skolastik düşünce tarzının öznel ortaçağ güzellemeleri (çoğunlukla mikro monografiler) üzerinden meşrulaştırılmasının, romantizm tepkiselliğinin ve ardından gelen post-modernizmin bir sonucu olduğunu değerlendirmekteyizItem Gözetim Kapitalizminin Yeni Yerel Yönetimleri(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2024) Çağatay , Nur Banu; Güven, AhmetDevletlerin gözetim şekli ve kapitalizmin piyasayı kullanma biçimi sürekli değişmektedir. Bu değişimler zamanın ihtiyaçlarına ve olanaklarına göre gerçekleşmektedir. Örneğin 18.yy’ın gözetleme aracı Panoptikon iken, bugünün gözetleme aracı telefonlardır. Panoptikon’un gözlemcileri kulelerinde nöbet tutanlar ise, bugünün gözlemcileri sokak duvarlarına asılmış kameralardır. Kapitalizm piyasayı üretim araçlarının mülkiyetiyle kullanırken, bugün anlam üretiminin mülkiyetini de içererek kullanmaktadır. Tek başına devletlerin kapitalist süreçlerinden bahsetmek yerine gözetim kapitalizmiyle kendisini devletin sınırlandırılmış görevlerinin ve eylemlerinin dışına çıkarmaya çalışan bir devlet yapısından bahsedilecektir. Çünkü, şirketlerle birlikte güçlenirken aynı zamanda klasik devlet olmayı bir kenara bırakarak kendisinin ve kurumlarının da birer şirket olma yolunda ilerlediğini tartışmak daha anlamlı durmaktadır. Bu izlekte makale, belirgin örnekler olduğu düşünülen devletlerin şirketlerle birlikte gerçekleştirdikleri eylemleri, yerel yönetimleri ve lider pozisyonda olan şirketlerle kurdukları ilişkileri tartışmaktadır. Makale, devletlerin gözetim kapitalizminin veri tabanlı birikiminden hareketle, kendi kurumlarını -yerel yönetimleri/belediyeleri- sürece dâhil ederek onları da nasıl şirketleştirmeye yönelttiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Hizmet verenlerin değişimine yönelik hizmet alanlar olarak vatandaşların da nasıl birer datadaş’a dönüştürüldüğünü ve haklarını ‘rıza’ adı altında nasıl takas ettiklerini görünür kılmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken, Çin, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Türkiye gibi ülkelerin yerel yönetimlerinin, gözetim kapitalizmi sürecinde edindikleri roller üzerinden örnekler sunulmaktadırItem Güvence Denetimi ve Hukuki Altyapısı(Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 2025) Gökhan Aydoğan; Ertugay, EmrahŞirketlerin üretmiş olduğu bilgilerin bilgi kullanıcıları için güvenilir olmasını sağlamaya yönelik hukuki araçlardan en önemlisi “denetim”dir. Denetimin farklı türleri olmakla birlikte bunlar arasında “güvence denetimi”; finansal ve finansal olmayan özel nitelikli bilgilerin tarafsız, bağımsız ve uzman kişiler tarafından bu alana ilişkin oluşturulan belirli standartlar çerçevesinde incelenip “doğrulama hizmeti” veya “doğrudan denetim” yoluyla “makul” veya “sınırlı” olmak üzere iki tür güvence düzeyine ulaşılmasına yönelik bir faaliyettir. Söz konusu faaliyet, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu bünyesindeki Uluslararası Bağımsız Denetim ve Güvence Denetimi Standartları Kurulu tarafından hazırlanan ve Türkiye de dâhil birçok ülkede model olarak kullanılarak yürürlüğe konulan belirli standartların kapsadığı konularda yürütülebilmektedir. Türkiye’de özellikle son dönemde daha da önem kazanmış olan konkordato süreçleri, sürdürülebilirlik raporlamaları ve sermaye piyasası araçlarının halka arzı için hazırlanan izahnamelerde yer alan birtakım bilgiler hakkında güvence denetiminin gerçekleştirilmesi bu konuda yürürlüğe konulan standartları önemli kılmaktadır. Bu çalışmada güvence denetiminin kavramsal çerçevesi ve terminolojisi, hukuki altyapısı, yürürlükte olan güvence denetimi standartları ve güvence denetiminin Türkiye’deki kullanım alanları ele alınmıştır. Aynı zamanda bu faaliyetin yürütülmesine temel teşkil eden güvence denetimi sözleşmesi; sözleşmenin tarafları, şekli ve hukuki niteliği bağlamında incelenmiştir