Cilt:19 Sayı:02 (2020)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item linguistic iandscape and the monolithic nature of the EU(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Yuskiv, Bohdan; Karpchuk, Nataliia; Siyasal Bilgiler FakültesiMultilingualism is one of the EU's integrity cornerstones. However, language policy is a matter for each Member State to seek to meet the EU's multilingualism requirements and to ensure the integration of its own society. The purpose of the article is to substantiate that effective communications based on multilingualism development contribute to strengthening the monolithic nature of European states unification within the EU structure. The system of generalized indices, cluster and factor analyses made it possible to prove that the higher the level of the linguistic landscape is, i.e., the higher the level of multilingualism, the higher the level of monolithic nature of the unification. In this article the factors that contribute to the development of the EU Member States linguistic landscape have been identified. Çokdillilik AB’nin bütünlük köşe taşlarından birisidir. Buna karşılık dil politikası her üye devletin AB’nin çokdillilik taleplerini karşılaması ve onları kendi toplumuyla bütünleşmesini sağlaması bakımından önem taşır. Bu makalenin amacı çokdillilik gelişimine dayalı etkin iletişimlerin yekpare doğası olan Avrupa devletlerinin AB yapısı altında birleşmelerinin güçlenmesine katkıda bulunmaktır. Genelleştirilmiş gösterge, küme ve faktör analizi sistemi dilbilimsel manzara ne kadar yüksek düzeyde olursa, yani çokdillilik yüksek düzeyde olursa, birleşmenin yekpare doğasının daha yüksek düzeyde olacağını kanıtlamayı mümkün kılmaktadır. Bu makalede AB üye devletlerinin dilbilimsel manzarasının gelişimine katkıda bulunan faktörler tanımlanmaktadır.Item Avrupa Birliği güvenlik stratejisinde Ortadoğu’nun yeri ve önemi(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Yolcu, Furkan Halit; Siyasal Bilgiler FakültesiBu çalışma Soğuk Savaş sonrasında coğrafi ve jeopolitik açıdan mimari değişiklikler geçiren AB savunma ve güvenlik politikasında, Ortadoğu’nun stratejik konumunu incelemektedir. Araştırmada AB’nin kurumsal düzeyde Ortadoğu ülkeleriyle kurduğu ilişkileri kategorize etmeye çalışmaktadır. Bununla birlikte Ortadoğu ülkelerinin AB savunma politikasında nasıl bir noktada olduğu coğrafi konum, güvenlik dokümanlarında yer alma, dış yardımlar, savunma ticareti, teknoloji transferi (savunma sanayii işbirlikleri), savunma ve AB enerji güvenliği/bağımlılığı parametreleri ile belirlenmeye çalışılmıştır. Bölge devletlerinin bu parametrelerden hangilerine aynı anda sahip olduğu ve bu benzerliklerin ne gibi sonuçlara yol açtığı da ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır. AB ülkelerinin Ortadoğu’da stratejik ve ekonomik ortaklıkları ayrı değerlendirilirken AB’nin güvenlik atmosferine hangi Ortadoğulu devletlerin dâhil edilip hangilerinin dışarıda bırakıldığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Bu çalışma Soğuk Savaş sonrasında coğrafi ve jeopolitik açıdan mimari değişiklikler geçiren AB savunma ve güvenlik politikasında, Ortadoğu’nun stratejik konumunu incelemektedir. Araştırmada AB’nin kurumsal düzeyde Ortadoğu ülkeleriyle kurduğu ilişkileri kategorize etmeye çalışmaktadır. Bununla birlikte Ortadoğu ülkelerinin AB savunma politikasında nasıl bir noktada olduğu coğrafi konum, güvenlik dokümanlarında yer alma, dış yardımlar, savunma ticareti, teknoloji transferi (savunma sanayii işbirlikleri), savunma ve AB enerji güvenliği/bağımlılığı parametreleri ile belirlenmeye çalışılmıştır. Bölge devletlerinin bu parametrelerden hangilerine aynı anda sahip olduğu ve bu benzerliklerin ne gibi sonuçlara yol açtığı da ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır. AB ülkelerinin Ortadoğu’da stratejik ve ekonomik ortaklıkları ayrı değerlendirilirken AB’nin güvenlik atmosferine hangi Ortadoğulu devletlerin dâhil edilip hangilerinin dışarıda bırakıldığı tespit edilmeye çalışılacaktır.Item Terrıtorial dimension of governance and its institutıonal effect on the geographical levels ın the European Union(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Yılmaz, Samet; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiTerritorial matters increasingly gain importance in the European Union (EU). The EU considers territory as a variable in specification and implementation of policies. So, the territorial dimension has been added to various policy areas, and governance has also been addressed on a territorial basis. In this framework, as a relatively new concept, territorial governance has entered into the EU’s agenda to improve the efficiency of governing processes and ensure territorial development. This study elaborates on the fundamentals of territorial governance. Its main purpose is to discuss the institutional effect of territorial governance on the geographical levels in the EU. Teritoryal meseleler, Avrupa Birliği (AB) içerisinde artan oranda önemli hâle gelmektedir. AB, politikaların belirlenmesinde ve uygulanmasında teritoryayı bir değişken olarak ele almaktadır. Bu bakımdan teritoryal boyut, çeşitli politika alanlarına eklemlenmiş ve yönetişim de teritoryal bir bağlamda ele alınmaya başlanmıştır. Bu çerçevede göreli olarak yeni bir kavram olan teritoryal yönetişim, yönetim süreçlerinin etkinliğinin arttırılması ve teritoryal gelişimin sağlanması amacıyla AB gündemine dâhil edilmiştir. Bu çalışma, teritoryal yönetişimin temel unsurlarını ele almaktadır. Çalışmanın temel amacı, teritoryal yönetişimin AB içerisindeki coğrafi düzeyler üzerindeki kurumsal etkisini tartışmaktırItem Göç kuramları çerçevesinde ikinci dünya savaşı sonrası Batı Avrupa’nın göç deneyimi(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Yamanlar, Yiğit; Siyasal Bilgiler Fakültesiİkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa ülkelerine yönelik göç hareketleri önemli ölçüde artmıştır. Ayrıca bu ülkelere yönelik göçün niteliği de değişmiştir. Bu göç hareketlerinin niteliğinin değişmesinde özellikle dekolonizasyon süreci, yabancı işgücü gereksinimi, küreselleşme, neoliberal ekonomi politikalarının yükselişi ve üçüncü ülkelerdeki çatışmalar gibi birçok itici ve çekici faktör etkili olmuştur. Bu faktörler, bu göç hareketlerinin tek bir göç kuramı çerçevesinde açıklanmasını zorlaştırmaktadır. Bu çalışmanın ana amacı, İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa’ya yönelik göç hareketlerini tarihsel kırılma noktaları üzerinden süreçlere ayırmak ve genel itibariyle ekonomi ve bağımlılık temelli makro düzeyli göç kuramları çerçevesinde incelemektir. After the Second World War, migratory movements towards Western European countries increased significantly. In addition, characteristics of migration towards these countries also has changed. Many push and pull factors, such as particularly decolonization process, foreign labor requirement, economic crises, globalization, the rise of neoliberal economic policies and conflicts in third countries, have been influential in changing the characteristics of these migratory movements. These factors makes difficult to explain these migratory movements within the framework of a single migration theory. The main purpose of this study is to divide migratory movements towards Western Europe after the Second World War into the processes through historical breakpoints and to examine them within the framework of macro level migration theories based on the economy and dependency in general.Item Mıgratıon-development-securıty nexus ın the context of the external dımensıons of the EU polıcıes(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Üstübici, Ayşen; Ergün, Kübra; Siyasal Bilgiler FakültesiThis paper questions how migration-development nexus has been conceptualized on the EU policymaking agenda since the early 2000s. To explore this question, this paper focuses on documents laying out Union’s strategy for the external dimensions of the EU migration policy. The empirical evidence is gathered from the content analysis of Council Conclusions, Commission’s Communications and Reports, and the secondary literature on external dimensions of the EU migration policy. Our study finds that the already existing securitized approach to migrationdevelopment nexus prevailed after 2015, hollowing out the relation between migration and development with an increasingly narrower focus on development and the new narrative of ‘saving lives’. We conclude that the securitization of migration underpins the current ambivalent approach to the migration-development nexus in the EU policy-making context. Bu çalışma, göç-kalkınma ilişkisinin 2000'li yılların başından bu yana Avrupa Birliği (AB) politikalarında nasıl kurulduğunu sorgulamaktadır. Bu amaç doğrultusunda bu makale, AB göç politikasının dış boyutları stratejisini ortaya koyan belgelere odaklanmaktadır. Ampirik veriler; Avrupa Konseyi sonuçları, AB Komisyonunun tebliğ ve raporlarının içerik analizinden ve AB göç politikasının dış boyutları hakkındaki ikincil literatürden elde edilmiştir. Çalışmamız, göç-kalkınma ilişkisine dair 2015 öncesi de var olan güvenlikleştirilmiş yaklaşımın 2015 sonrası, dar bir kalkınma anlayışı ve bu dönemde ortaya çıkan 'hayat kurtarma' anlatısı ile birlikte, daha çok öne çıktığını ortaya koyar. Göçün güvenlikleştirilmesinin, AB politika oluşturma bağlamında göç-kalkınma ilişkisine yönelik mevcut ikircikli yaklaşımın temelini oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır.Item Critical arguments about readmission practices and policies between EU and Turkey(Ankara Üniversitesi, 2020-03-12) Ünalp-Çepel, Zühal; Siyasal Bilgiler FakültesiThis paper aims to analyze the historical background and the recent developments concerning the Readmission Agreement and free visa negotiations between Turkey and the European Union through the official documents of Ministry for Foreign Affairs and the European Union. As a third view, the policies of Turkey and the EU will be critically assessed from the perspectives of the international governmental organizations and non-governmental actors, namely the United Nations, Human Rights Watch and Amnesty International through their regular reports. Within the scope of the analyses, it is aimed to discuss the critical arguments on political approaches and security policies of the European Union and Turkey on migration control and elaborate why both sides preferred to solve the migration crisis through regional, and specifically, bilateral instruments. Bu çalışma Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki Geri Kabul Anlaşması ve vize muafiyeti görüşmelerine ilişkin tarihsel arkaplanı ve güncel gelişmeleri, Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği’nin resmi belgelerine dayanarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği’nin politikaları, üçüncü bir göz olarak uluslararası hükümet ve hükümet dışı örgütler perspektifinden, özellikle Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü’nün düzenli olarak yayınlamakta olduğu raporlar aracılığıyla eleştirel bir yaklaşımla değerlendirilecektir. Bu çerçevede, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin göç kontrolünü sağlamak için sergilediği siyasi yaklaşımlar ve güvenlik politikaları üzerine kritik öneme sahip argümanlar tartışılacak; tarafların göç krizini neden bölgesel ve özellikle iki taraflı araçlarla çözmeyi tercih ettiği değerlendirilecektir.Item Değişen dünya düzeninde yeni Alman dış politikası(Ankara Üniversitesi, 2020-03-12) Şirin, Başar; Siyasal Bilgiler FakültesiAlmanya, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından ABD’nin sağladığı güvenlik şemsiyesi altında ihracat temelli bir ekonomi kurmuştur. Eş zamanlı olarak Avrupa entegrasyonu sürecine odaklanmış böylece Avrupa ekonomik ve siyasi birliğinin oluşmasında öncü rol oynamıştır. Ancak Soğuk Savaş’ın sona ermesi ardından ortaya çıkan yeni dünya düzeni, Almanya’nın bu geleneksel dış politika yaklaşımını daha fazla sürdüremeyeceğini açıkça göstermiştir. Bir taraftan müttefiklerinin Almanya’ya daha çok sorumluluk alma yönünde baskıları, diğer taraftan geleneksel yaklaşımların yeni sorunları çözmede yetersiz kalması, Almanya için yeni bir dış politika stratejisinin oluşturulmasını zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda çalışma ilk olarak Almanya’nın Soğuk Savaş dönemi ve sonrasında izlediği dış politikayı farklı teorik yaklaşımlar açısından incelemekte, ardından Almanya’nın güncel dış politika sorunlarını ele almaktadır. Son olarak oluşturulan yeni dış politika stratejisi önündeki engeller ve fırsatlar değerlendirilmektedir. After the end of WWII, Germany established an export-oriented economy under the US security umbrella. Simultaneously, it played a leading role in the formation of European economic and political unity. However, in the post-Cold War period, the pressure of its allies to take more responsibility and the inadequacy of the traditional approaches to solving the unexpected problems clarified that Germany could no longer maintain this traditional foreign policy approach and it needed a new foreign policy strategy. In this context, this study first examines Germany’s foreign policy in the Cold War period and afterward in terms of different theoretical approaches, and then discusses the current external problems of Germany. Finally, it evaluates the obstacles and opportunities in front of the new German foreign policy strategy.Item Avrupa Birliği Japonya stratejik ortaklık anlaşmanın rasyonel ve normatif temelleri(Ankara Üniversitesi, 2020-03-12) Kılıç, Selim Türkeş; Siyasal Bilgiler FakültesiBu çalışma, Avrupa Birliği (AB) ve Japonya arasında 2018 senesinde imzalanan Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın rasyonel ve normatif boyutları üzerine bir değerlendirme sunmaktadır. AB Japonya ikili ilişkilerinin temelinde ortak ilke ve değerlere bağlılık; ve edinilebilecek çıkarlar taraflar tarafından vurgulanan iki payda olarak göze çarpmaktadır. Söylemde öne çıkan bu iki unsurun siyaset pratiğinde ne derece etkili olduğu stratejik ortaklık anlaşmasındaki ağırlıkları üzerinden araştırılmıştır. Yöntem olarak teoriye dayalı kod geliştirme ile içerik analizi kullanılmıştır. Buna göre kodlar, uluslararası işbirliği literatürü çerçevesinde neoliberal kurumsalcılık ve sosyal inşaacılık yaklaşımlarından edilen çıkar ve norm odaklı kategorilerin altında tanımlanmıştır. Analiz sonucunda AB-Japonya stratejik ortaklığının rasyonel temelinin daha güçlü olduğu, ikili ilişkilerin ve ortak çıkarların ortak değerlere kıyasla daha öncelikli olduğu savı ortaya konulmuştur. This study analyzes the rational and normative dimensions of the Strategic Partnership Agreement signed between the European Union (EU) and Japan in 2018. The parties characterize their bilateral relations by emphasizing the adherence to shared principles and values; and their interests. This study explores how the interests and norms are reflected in political practice by analyzing their weight in the agreement. The method applied is content analysis via a theory-driven coding approach. The codes are defined under the categories of interest and norm derived from neoliberal institutionalism and social constructivism approaches within international cooperation literature. The analysis reveals that the EU-Japan strategic partnership's rational basis is stronger and that bilateral relations and common interests have priority over shared values.Item Avrupa Birliğinin vatandaşlığa dayalı ayrımcılık yasağı perspektifinden Türkiye'de Sosyal Güvenlik mevzuatına bakış(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Günder, Zeynep; Öz, Gamze Aşçıoğlu; Siyasal Bilgiler FakültesiRoma Antlaşması müzakerelerinde, bireylerin sosyal güvenlik haklarını kaybetme olasılıklarının, serbest dolaşım hakkının kullanılması önünde ciddi bir engel olabileceği öngörülmüştür. Bu durum göz önünde bulundurularak, sosyal güvenlik hakkının korunması vatandaşlığa dayalı ayrımcılık yasağı çerçevesinde değerlendirilmiş ve Avrupa Birliği’nin ilk kapsamlı düzenlemesi olan sosyal güvenlik koordinasyon kuralları yürürlüğe girmiştir. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de uygulanmakta olan zorunlu sosyal güvenlik düzenlemelerinin, Avrupa Birliği’nin vatandaşlığa dayalı ayrımcılık yasağı ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesidir. Bu kapsamda vatandaşlığa dayalı farklılık yaratan uygulamalara dikkat çekilmekte ve bugünden alternatif senaryoların tartışılmaya başlanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadıItem Association policy of the European Union and the asymmetry question(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Alkan, Ufuk; Siyasal Bilgiler FakültesiBu makalenin amacı, AB'nin ortaklık politikasının asimetrik yönlerine vurgu yapmaktır. Çalışmada, ortak ülkelerin doğrudan ve dolaylı olarak çok fazla kuralı üstlenmelerine rağmen, AB ile aralarındaki kurumsal ortaklığın zayıflığı sorunsallaştırılmaktadır. Makalenin temel argümanı, AB'nin, en azından AB Antlaşması madde 49’da ifade edilen Avrupalı ülkeler için kurumsallaşmış bir ortak üyelik statüsü geliştirmesi gerektiği şeklindedir. Yeni bir ortaklık politikasının hem AB hem de ortak ülkelerin çıkarlarını daha iyi karşılayabileceği sonucuna varılmaktadır. Bu, özellikle ortak ülkelerde AB'nin imajını iyileştirmesi için önemlidir. The aim of this article is to put an emphasis on the asymmetrical aspects of association policy of the EU. The article problematizes the weakness of institutional association between the EU and associated countries despite the high volume of direct and indirect rule taking by these countries. The main argument of the article is that the EU needs to develop an institutionalized associate membership status at least for associated countries in Europe, i.e. European in the sense of the article 49 of the Treaty on the EU. It is concluded that a new association policy may accommodate better interests of both the EU and associate countries. This is especially important for an improved image of the EU in these countries.Item Gelir Eşitsizliğine Sebep Olan Nedir: Ekonomik Büyüme mi Yoksa Finansal Kalkınma mı?(Ankara Üniversitesi, 2021-03-12) Merter, Akıncı; Akıncı, Gönül Yüce; Yılmaz, Ömer; Siyasal Bilgiler FakültesiBu çalışma, ters-U hipotezi bağlamında büyüme, finans ve eşitsizlik arasındaki ilişkileri Avrupa Birliği’ne üye ülkeler bağlamında 1995-2018 periyodu itibariyle araştırmaktadır. Çoklu denklem analiz bulguları, ekonomik büyüme ve finansal kalkınma sürecinin birlikte hareket ettiğini, bir diğer deyişle ekonomik büyümenin finansal kalkınmayı ve finansal kalkınmanın da büyümeyi hızlandırdığını ortaya koymuştur. İlaveten çalışma, Kuznets hipotezini desteklememekle birlikte, bulgular finansal kalkınma ve eşitsizlik arasındaki ilişkilerin kuadratik olduğunu öne süren Greenwood-Jovanovic hipotezinin geçerli olduğunu teyit etmiştir. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, kalkınma sürecinin ilk safhasında finansal piyasaların gelişim sürecinin gelir eşitsizliği ile pozitif yönlü bir ilişki içinde olduğu, ancak finansal sistemin belirli bir eşik değerini aşmasını takiben finans ve eşitsizlik arasındaki ilişkilerin negatif olduğu bulunmuştur. The paper investigates the linkage between growth, finance and inequality in the light of inverted-U hypothesis in the European Union member countries in the period 1995-2018. The findings of the multiple equations analysis indicate that economic growth and financial development act together, implying that growth boosts finance and vice versa. In addition, while the paper does not support the Kuznets hypothesis, the findings confirm the Greenwood-Jovanovic hypothesis, suggesting that the linkage between financial development and inequality is quadratic. That is to say, in the first phase of development, development of the financial markets is related to income inequality positively, however beyond the threshold level of finance, the linkage between finance and inequality becomes negative.