Cilt:70 Sayı:04 (2021)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 11 of 11
  • Item
    State Monopoly of the Right to Punish and Private Security Companies
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Nasrat, Qaisar; Other; Other
    Today, political philosophers see the social contract as a symbol of popular satisfaction and the basis of the legitimacy of a democratic government. In political philosophy, it is believed that by entering into a social contract, individuals are deprived of the right to punish offenders and consent to the government to prosecute perpetrators on behalf of them. However, the question is whether this right is an exclusive right of the state, or if the persons who are a party to the social contract transfer it to another person, whether real or legal, that person also has the right to punish. In this regard, two major views of the "instrumental nature of the state" and "the inherent right of the state" have been raised in the practice of punishment. According to the first point, while the people have given satisfaction to the punishment imposed by the government, the government has the right to determine and enforce the sentence, " it is supposed that carry out punishment justice by state is better than any other person. In the second view, however, the state has a role in punitive acts, and acts outside of the state, although are not punishable. The present paper addresses the issue of monopoly on punishment by the government, what are the limits this right and concludes the monopoly of the right to punish is belongs to the State, but it may authorize certain powers to the privat security companies to execute on its behalf.
  • Item
    Defter, Kayıt ve Belgeleri Gizleme Suçunda Cezai Sorumluluk
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Ümit, Ceyda; Other; Other
    VUK 359 (a) (2) maddesi kapsamında düzenlenen defter, kayıt ve belge gizleme eylemi, vergi ceza hukukunun tartışmalı alanlarındandır. Eylemin kendine özgü niteliği suç unsurlarının genel ceza hukuku ilkeleri ışığında vergi ceza hukukuna özgü kavramların dikkate alınmasıyla irdelenmesini gerektirmektedir. Çalışmanın temel amacı; içtihat hukuku ışığında defter, belge, kayıt gizleme eyleminin tüm yönleriyle incelenmesiyle uygulamaya açıklık kazandırmaktır. Bu bağlamda, vergi ceza hukuku kapsamında eylemin düzenleniş amacı ve VUK ’ndaki yerine dair genel açıklamalar yapılmakta, suçun kurucu unsurları ve sübuta ilişkin esaslar irdelenmektedir. Ayrıca, defter, kayıt ve belge gizleme suçunda cezai sorumluluğun saptanmasında muhakeme aşamasında gözetilmesi gereken özellikli durumlar ve gereklilikler tartışılarak, daha iyi uygulamaya yönelik olarak VUK 359(a) (2) maddesi için bazı mevzuat değişikliği önerileri sunulmaktadır.
  • Item
    Suç Ortaklarının Cezai Sorumluluğu Üzerinde Kamu Görevlisi Sıfatının Hukuki Etkisi
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Tulay, Muhammed Emre; Other; Other
    Esas olarak anayasa ve idare hukuku alanında ele alınan “kamu görevlisi” kavramı, TCK m 6/1-c’de tanımlanan ve ceza hukuku açısından ayrıca irdelenmesi gereken bir hukuki kavramdır. Kanun koyucunun belli suçlarda tipik hareketi, kişinin kamu görevlisi sıfatına özgüleyerek tanımlamayı tercih etmesi, kamu görevlisi kavramının ceza hukuku boyutuyla doğru şekilde tespit edilmesini daha zorunlu kılmaktadır. Özgü suç özelliği gösteren bu tip suçlara iştirak edilmesi halinde, özel faillik niteliğini taşıyan kişiler ile özel faillik niteliğini taşımayanlar bakımından; başka deyişle, kamu görevlisi olan ve kamu görevlisi olmayan suç ortakları açısından ne gibi hukuki sonuçların ortaya çıktığı titizlikle incelenmelidir. Diğer yandan, kamu görevlisi olan fail tarafından ya da kamu görevlisine karşı yerine getirdiği kamu görevi sebebiyle gerçekleştirilen davranış, bazı suçlar açısından cezayı artıran nitelikli hal özelliği gösterir. Bu şekilde öngörülen cezai normun iştirak ilişkisi içinde ihlali durumunda, suçun nitelikli hallerinin fail ve şerike sirayeti meselesi analiz edilmeli, kamu görevlisi sıfatının suç ortaklarının cezai sorumluluğuna etkisi belirlenmelidir.
  • Item
    Sivil İtaatsizlik Davalarında Zorunluluk Halinin Olanaklılığı: Amerika Birleşik Devletleri Örneği
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Bayram, Murat; Other; Other
    İnsan haklarının ihlal edildiği anayasal bir hukuk sisteminde sivil itaatsizlik, yasayı gözden geçirme ve değiştirme konusunda önemli bir konuma sahiptir. Bu nedenle anayasallığa katkı sağlayan sivil itaatsiz eylemcilerinin yargı önünde başvurdukları zorunlu savunma hakkı büyük önem teşkil etmektedir. Bir taraftan sivil itaatsizlik tartışmaları üzerindeki belirsizlikler, diğer taraftan Amerika hukuk sisteminin sivil itaatsizlik (özellikle dolaylı sivil itaatsizlik) davalarındaki eylemcilerin kullandığı zorunlu savunma hakkına yönelik verdiği radikal kararlar, çalışmamızın odak noktasını oluşturur. Bu bağlamda zorunlu savunmanın hem doğrudan hem de dolaylı eylemler için kullanılacağını ifade etmeye çalıştık.
  • Item
    İklim Değişikliği ve İnsan Hakları
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Fırat, Engin; Other; Other
  • Item
    Oturma Hakkının Kapsamı
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Okutan, Ayşegül Dörttepe; Other; Other
    Oturma hakkının sahibine sağladığı yetkiler, hakkın kapsamı dahilinde kullanılır. Türk Medeni Kanunu’nun 824/I. maddesi uyarınca oturma hakkının kapsamı, genel olarak hak sahibinin kişisel ihtiyaçları doğrultusunda belirlenir. Hak sahibinin kişisel ihtiyaçları ise oturma hakkı tesis edildikten sonra değişebilir. Bu nedenle başlangıçtaki kişisel ihtiyaçların sonradan değişikliğe uğraması, oturma hakkının kapsamına da etki eder. Ayrıca hak sahibinin kişisel ihtiyaçları her zaman bir sınırlamaya tabi olmaksızın oturma hakkının kapsamını belirlemez; zira taraflarca ya da kanunen getirilen sınırlamalar söz konusu olabilir. Oturma hakkı münhasıran kişiye bağlı bir haktır; hak bütünüyle ya da kullanım hakkı başkasına devredilemez. Bununla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 824/II. maddesi, aksine bir düzenleme olmadıkça hak sahibinin ailesi veya ev halkının hak sahibiyle birlikte oturmasına imkân tanımıştır. “Aile ve ev halkı” kavramlarının geniş veya dar yorumlanması sonucunda hak sahibiyle birlikte bu haktan faydalanan kişiler tespit edilerek oturma hakkı sayesinde verilen yetkinin kapsamı belirlenir. Hakkın tesis edildiği yerin fiziksel koşulları da hak sahibiyle birlikte oturabilecek olan kişileri sınırlandırır. Türk Medeni Kanunu’nun 824/III. maddesi uyarınca oturma hakkının binanın bir bölümü üzerinde tesis edilmesi halinde, hakkın kapsamına ortaklaşa kullanılan yerlerin de dahil edilmiş olur. Bu doğrultuda, oturma hakkının kapsamının belirlenmesinde, ortaklaşa alanların tespiti önem kazanır.
  • Item
    Türk Soylu Yabancıların Çalışma Haklarına İlişkin Ayrıcalıklı Sisteme Yeniden Bakış: Amaç ve Konu Yönünden Değişim Sorunu
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Saatcıoğlu, Onur Can; Other; Other
    1940-1981 yılları arasında çeşitli gerekçelerle Batı Trakya ve Kıbrıs'tan Türkiye’ye gelen göçmenler, terk ettikleri ülkelerde eğitimini aldıkları çoğu meslek ve sanatın yalnızca Türk vatandaşlarına hasredildiğini görmüşler ve ekonomik sıkıntı içine düşmüşlerdir. Bu olumsuz durumun ortadan kaldırılması amacıyla, 1981 yılında 2527 sayılı Kanun çıkartılmış ve Türk soylu yabancılara çalışma izni almak kaydıyla Türk vatandaşlarına hasredilmiş iş ve meslekleri de icra edebilme imkânı sağlanmıştır. Bu çalışmada, Kanun ile kurulan sistemin zaman içerisinde amaç ve konu yönlerinden önemli bir değişim geçirdiği ve bu değişim neticesinde kanun koyucunun iradesi ile uyumlu olmayan yeni bir kapsamın ortaya çıktığı tezi işlenecektir. Çalışmanın ilk bölümünde, sistem ana hatları ile tanıtılacaktır. Bu kapsamda, Türk soylu yabancı kavramı üzerinde durulacak, Türk soylu yabancılara tanınan temel ayrıcalıklar, onlardan beklenen temel yükümlülükler ve söz konusu sistemin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yaşanan olaylar bağlamında üstlendiği rol ve öneme temas edilecektir. İkinci bölümde ise, sisteme yeniden bakılacak, kanun koyucunun güttüğü amaç üzerinde durulacak ve gerek sistematik gerek yerindelik yönlerinden eleştiri konusu yapılmaya müsait hususlar ele alınacaktır. Bu kapsamda sistemin amacı, konusu ve yabancılar hukukumuzdaki yeri hakkında çeşitli değerlendirmeler yapılacaktır.
  • Item
    Birleştirilen Taşınmazlar Üzerindeki Hakların Yeni Taşınmaza Aktarılması
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Önay, Işık; Other; Other
    Taşınmazların birleştirilmesi, taşınmazların malik(ler)inin rızasına dayanıp dayanmamasına göre, iradi birleştirme ve zorunlu birleştirme olarak ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu birleştirmeler, özellikle imar mevzuatına dayanan arazi ve arsa düzenlemelerinde ve tarım arazilerinin toplulaştırılmasında söz konusu olmaktadır. Kamu hukuku kurallarına dayalı olarak idare tarafından alınan kararla yapılan bu tür birleştirmelerde, önceki taşınmazlar üzerindeki sınırlı ayni hakların ve şerh edilmiş kişisel hakların yeni taşınmaza aktarılması karmaşık sorunlar doğurabilmektedir. Türk Medeni Kanunu sadece birleştirilen taşınmazlar üzerindeki rehin haklarının yeni taşınmaza aktarılması ile ilgili düzenleme içermektedir. Tapu müdürlüklerinin uygulaması, bu hükmün yorum yoluyla belirlenen anlam ve amacına uygun değildir. Öğretide önerilen yöntem, söz konusu kanun hükmüne uygundur; ancak hem karmaşık hesaplamalar yapılmasını gerektirmekte hem de rehin hakları dışındaki hakların ve boş rehin derecelerinin aktarılması konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu makalede, birleştirme sonucunda oluşan taşınmaz üzerinde her hâlükârda (birleştirilen taşınmazların mülkiyeti aynı kişiye ait olsa bile) paylı mülkiyet kurulması ve önceki taşınmazlar üzerindeki hakların mümkün olduğu ölçüde o taşınmazların yerini alan paylara aktarılması önerilmektedir.
  • Item
    Türk ve Avrupa Birliği Hukukunda Ürün Sorumluluğu
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesİ, 2022) Polat, Cemre; Other; Other
    12.03.2021'de yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu’nun 6. maddesinde ürün sorumluluğuna yer verilmiştir. Kanun koyucu bu hükümle, 85/374/AET Ürün Sorumluluğu Yönergesi’nde öngörülen ürün sorumluluğu rejimini Türk hukukuna aktarmayı amaçlamıştır. Ancak ürün sorumluluğunun bu Kanunda düzenlenmesi isabetsiz olmuştur. Zira Kanun, adı, amacı, kapsamı ve çoğunluk hükümleri itibariyle ürün güvenliğine ilişkindir. Bu isabetsizliğin sonucu olarak, terim ve tanımlar başta olmak üzere, 7223 sayılı Kanun pek çok yönden sorun arz etmektedir. Bu makalede, Kanunda düzenlenen ürün sorumluluğu Yönerge ile karşılaştırmalı olarak incelenip gerekli görülen yerlerde çözüm önerilerinde bulunulacaktır.
  • Item
    CISG M. 74 Kapsamında Sözleşmenin İhlali Halinde Tazminat Sorumluluğu ve Sınırlandırılması
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Baş, Seda; Other; Other
    “CISG m. 74 Kapsamında Sözleşmenin İhlali Halinde Tazminat Sorumluluğu ve Sınırlandırılması” başlıklı çalışmamızın konusu, esas itibariyle, CISG’de öngörülen tazminat sorumluluğu ve tazminat sorumluluğunun sınırlandırılmasıdır. CISG’de tazminat sorumluluğunu düzenleyen temel norm madde 74’tür. Aynı hükümde tazminat sorumluluğunun öngörülebilirlik ilkesi vasıtasıyla sınırlandırılacağı düzenlenmektedir. Tazmin edilecek zararların öngörülebilirlik ilkesiyle sınırlandırmasının en önemli sebebi, CISG tazminat sisteminde kabul edilen tam tazmin ilkesi ve kusursuz sorumluluk ilkesidir. Sözleşmeyi ihlal eden taraf, yoksun kalınan kar da dahil olmak üzere tüm zararlardan sorumludur. Öngörülebilirlik ilkesi, tazminat sorumluluğunun varlığını değil, var olan sorumluluğun kapsamını belirlemek amacıyla başvurulan bir ilkedir. Öngörünün aranacağı kişi, sözleşmeyi ihlal eden taraftır. Öngörülebilirliğin tespitinde kullanılacak ölçütler, objektif ve sübjektif ölçüttür. Öngörülebilirliğin tespitinde yararlanılacak esaslı unsurlar ise sözleşme hükümleri, ticari teamüller ve tarafların sahip olduğu atfedilen ya da fiili bilgidir. Öngörülebilirliğin aranacağı an, sözleşmenin kurulma anıdır.
  • Item
    Türk Vatandaşlığının Yeniden Kazanılması
    (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2022) Erten, Rıfat; Hukuk; Hukuk Fakültesi
    Türk hukuku, Türk vatandaşlığını kaybetmiş kişilerin, Türk vatandaşlığını tekrar kazanmalarına olumlu yaklaşmaktadır. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununda vatandaşlığın tekrar kazanılmasına yönelik iki yol öngörülmüştür: Türk vatandaşlığının yetkili makam kararıyla kazanılması ve seçme hakkıyla kazanılması. Bunlardan ilkinde Türk Vatandaşlığı Kanununda belirlenen kişi, talepte bulunması hâlinde yetkili makamın kararıyla Türk vatandaşlığını kazanabilir. Koşullarını taşıyan eski vatandaş, bu yoldan genel olarak vatandaşlık kazanmaya göre daha kolay vatandaşlık kazanabilir. İkincisinde Türk Vatandaşlığı Kanununda belirlenen kişinin talebi Türk vatandaşlığının kazanılması için yeterlidir. Türk vatandaşlığının yeniden kazanılması, Türk Vatandaşlığı Kanununun 13, 14 ve 43. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Vatandaşlığı Kanununun 13 ve 43. maddelerinde ikamet şartı aranmaksızın, 14. maddede ise ikamet şartıyla Türk vatandaşlığını kazanabilecekler belirlenmiştir. Her bir maddede ayrı ayrı bu yoldan vatandaşlığı kazanabilecek kişi grupları, yetkili makam ve vatandaşlığın kazanılması şartları da belirtilmiştir. Makalede, Türk Vatandaşlığı Kanununun söz konusu hükümleri hakkında açıklamalarda bulunulacak, vatandaşlık hukukunun temel ilkeleri çerçevesinde sorunlar tespit edilerek, değerlendirmeler yapılacaktır.