Sayı:47 (2023)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Sayı:47 (2023) by Title
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item Ağlayan Ağaç insanlarının paleopatolojik analizi(Ankara Üniversitesi, 2023) Şahin, SerkanAğlayan Ağaç, Bartın-Amasra’da yer alan Geç Doğu Roma Dönemine tarihlenen bir şapeldir. Amasra Ağlayan Ağaç Kazısı’ndan çıkarılan iskeletler paleopatolojik olarak incelenmiş ve elde edilen verilerin aynı döneme ait diğer Anadolu toplumlarıyla karşılaştırılması ile toplumun sağlık yapısı belirlenmeye çalışılmıştır. Ağlayan Ağaç toplumu cribra orbitalia görülme oranı çağdaşı topluluklardan erişkin yaş altı bireylerde yüksek değerlere sahiptir. Porotic hyperostosis oranları ise çağdaşlarına yakın değerlere sahiptir. Lezyonların sıtmaya ya da demir eksikliği anemisine bağlı olduğu düşünülmektedir. Bebek-çocuk ölüm oranı ise hızlı seyreden enfeksiyonel hastalıkları akla getirmektedir. Buraya gömülen bebeklerin %88,89’u yenidoğan statüsündedir. Burası kutsal bir alandır ve bu yüksek oran vaftiz edilmeden ölen bireylerin kutsal bir alana gömülmesiyle (Hristiyanlık inancına göre) günahlarının affedilmesiyle alakalı olabilir. Toplumda erişkin bireylerde yoğun günlük aktiviteleri arasında kol ve bacak gücüne dayalı, yüksek çaba gerektiren ağır yük kaldırma ve taşıma faaliyetlerine ait izler gözlemlenmiştir. Ağlayan Ağaç toplumu beslenme açısından özellikle çocuklar için kötü durumda olduğunu söylemek mümkündür. Ancak sıtma hariç enfeksiyonel hastalıkların düşük oranı çağdaş Anadolu toplumlarından daha yüksek hijyenik ortamı göstermektedir.Item Düzeltme: Havuzdere (Yalova) Orta Çağ toplumu bebek ve çocuk iskeletlerinde ağız ve diş sağlığı(Ankara Üniversitesi, 2023) Kural, Ece Eren; Özer , İsmailBu düzeltme, yukarıda künyesi verilmiş makalenin sırasıyla 83 ve 86. sayfalarında yayımlanmış olan Tablo 6 ve Tablo 16’nın bilgilerini düzeltmektedir. Dizgi sırasında oluşmuş bir hatadan ötürü çalışmaya ait olmayan bulguları içermiş bu tablolar aşağıdaki şekliyle düzeltilmektedir:Item “İslam sanatı” imgesinin inşası ve oluşum süreci hakkında bir değerlendirme(Ankara Üniversitesi, 2023) Doğan, Oytunİslam sanatı, bir gösterge olarak dini ve coğrafi sınırlamalarla belirlenen sanat üretimlerini tanımlamıştır. İslam sanat eserleri genel bir tanımlamayla şeriat hükmü altında yönetilen toplumların üretimleri olmuştur. Bu durum, tanımlayanının bakış açısını ve tanımlamanın gerçekleştiği toplumu adlandırma ve anlamlandırma amacı taşımıştır. Sanat, Batı’da bir bilim dalı olarak gelişimini seküler düşünce üzerinden inşa etmiştir. Bu nedenle sanatın kanon bilgisi Batı toplumunun kültürel ve siyasal olarak kendi içinde yaşadığı üslup değişimleriyle oluşmuştur. İslam sanatı, tüm Batı dışı toplumların sanat araştırmalarında olduğu gibi etnografya araştırmaları temelinde başlamıştır. Bu bağlamda araştırma nesneleri sanat eseri olarak değil bir kültürel üretim olarak görülmüştür. Bundan dolayı İslam sanat uzmanları sanat tarihi dışında antropoloji, din ve siyasi tarihte de uzman kişiler olmuştur. Araştırma bu yönelimle toplumsallaşan İslam sanatının kapsayıcılığının yol açtığı problemleri İslam sanat imgesinin oluşumunun incelenmesiyle değerlendirecektir. Bu incelemede, farklılıkların göz ardı edilerek tekleştirici bir terim olarak gelişen İslam sanatı imgesinin ideolojik arka planının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırma, Batılı müzelerin İslam toplumları üzerine gerçekleştirdikleri bilgi inşa sürecinde İslam sanatının bir gösterge olarak değerlendirilmesiyle sınırlandırılmıştır.Item Pisidia Antiokheiası (Yalvaç, Isparta) Bizans Dönemi (11-12. yy) kuyu iskeletlerinin ağız ve diş sağlığı(Ankara Üniversitesi, 2023) Eryılmaz, Derya; Demirel , Fatma ArzuBu makalede Pisidia Antiokheiası kazılarında (Yalvaç, Isparta) 2013 (33 ve 39) ve 2014 yıllarında (65 ve 75) bulunan 4 kuyudan çıkarılmış iskeletlerin ağız ve diş sağlığı incelenmiştir. Bizans Dönemi’ne (11-12. yy.) tarihlenen, 22 adet iskeletin 13’ü erişkin, 5’i erişkin yaşın altındaki bireylere aittir, 4 bireyin ise yaşı belirlenememiştir. Toplam 306 adet dişin %91,9’u (281 adet) daimi, %8,1’i (25 adet) süt dişlerinden oluşmaktadır. Daimi dişlerin 28 adedi (%9,9) kadın, 108 adedi (%38,3) erkeklere aittir. 145 adedinin (%51,6) ise ait olduğu cinsiyet belirlenememiştir. Ağız ve diş sağlığı, çürük, hipoplazi, diştaşı, alveol kemik kaybı, ante-mortem diş kaybı (AMDK), apse gibi göstergeler dikkate alınarak değerlendirilmiş, çağdaşı topluluklarla karşılaştırılmış ve topluluğun çağdaşlarına göre durumu ortaya konulmuştur. Diş çürüğü %7,47; mine hipoplazisi %33,1; diş taşı %42,7; alveol kaybı %45,2; AMDK %8,9, apse % 5,69 oranında saptanmıştır. Patolojilerin diş tiplerine göre nasıl dağılım gösterdiği de incelenmiş ve diş taşı ile alveol kaybı kesicilerde (incisive), mine hipoplazisi köpek dişlerde (canine), AMDK ve apse de büyük azılarda (molar) en fazla görülmüştür. Bu patolojilerin alt (mandibula) ve üst çenedeki (maxilla) dağılımı gösterilmiştir. Cinsiyet grupları arasında gösterdiği dağılım da saptanmıştır. Çürük, AMDK, apseye erkeklerde; hipoplazi, diş taşı, alveol kaybına kadınlarda daha fazla rastlanmıştır. Mine hipoplazisi maxillada, AMDK ise en çok mandibulada gözlemlenirken, diğer patolojilerde belirgin bir fark bulunamamıştır. Patolojilerin diş tiplerine göre dağılımında ise diş çürüğü küçük azılarda (premolar), mine hipoplazisi köpek dişlerde, diş taşı ve alveol kaybı kesicilerde, apse ve AMDK büyük azılarda en fazla görülmüştür. 25 adet süt dişinde ise herhangi bir patolojiye rastlanmamıştır.Item Tokat/Niksar (Yakın Çağ) erişkinlerinde sağlık sorunları(Ankara Üniversitesi, 2023) Kırmızıoğlu, Pınar Gözlük; Köroglu, , Tolga; Açıkkol, Ayşen; Dağ, Ömer2008 yılında Tokat ili, Niksar ilçesi, İsmet Paşa Mahallesi 60 ada, 1 parselde yer alan ahşap bir evin altında koridorlu düzenlemeler nedeniyle galerili yeraltı yapısı olarak tanımlanan bir yapıda, Yakın Çağ ile tarihlendirilen bireylere ait iskelet kalıntılarına rastlanmış ve aynı yıl Tokat Müze Müdürlüğü başkanlığında bir kurtarma kazısı başlatılmıştır. Bu alanda ele geçen toplam 69 erişkin bireyin paleodemografik dağılımına bakıldığında, 18’i kadın (%26,09), 26’sı erkek (%37,68) ve 25’i de cinsiyeti saptanamayan bireyler (%36,23) olarak değerlendirilmiştir. Bireylerin genel sağlık durumları ve yaşam biçimleri hakkında bilgi edinebilmek amacıyla incelenen materyalde yapılan paleopatolojik analiz sonucunda, bu bireylerde metabolik hastalıklar (porotic hyperostosis, cribra orbitalia, osteoporoz), enfeksiyonel oluşumlar (periostitis), travmalar, tümör (button osteoma), dejeneretif eklem lezyonları (osteoartrit) ve Schmorl nodülü gibi oluşumlar gözlenmiştir. Porotic hyperostosis ve cribra orbitalia demir eksikliğine bağlı olarak gelişen anemi oluşumunu düşündürmektedir. Erişkin bir bireye ait bir gövde omurunda gözlenen osteoporoz ileri yaşla (45 yaş ve üzeri) ilişkilendirilmiştir. Bireylerde spesifik bir enfeksiyonel hastalığa rastlanmamıştır. Periostitis oluşumu bireylerin özellikle alt bacak kemiklerini etkilemiştir. Travmalar vücut kemiklerinde iyileşmiş kırıklar şeklindedir, iki kafatasında künt bir cismin sorumlu olduğu düşünülen depresyon (çöküntü) kırıklarına rastlanmıştır. Bir erkek bireyde muhtemelen travmadan kaynaklı iyi huylu bir tümör oluşumu olan button osteoma ile karşılaşılmıştır. Radius ve ulnada colles, yani düşme kırıkları mevcuttur, yine claviculada gözlenen iyileşmiş kırık izleri de muhtemelen düşmeden kaynaklıdır. Literatürde boksör kırığı olarak bilinen ve sol 5. metacarpal kemiğinde rastlanan iyileşmiş kırık oluşumunun, yumruk sıkarak sert bir cisme vurma ya da elin bu bölgesine alınan bir darbe ya da çarpma sonucu meydana gelmiş olabileceği düşünülmektedir. Osteoartrit vücut kemiklerinde diz ve dirsek eklemlerini, kalça bölgesini, omurları etkilemiştir. Osteoartrit ve Schmorl nodülü oluşumları geçim kaynağı ağırlıklı olarak tarım olan bu bölgede yoğun tarımsal faaliyetleri düşündürmektedir.Item Turizm antropolojisinin ana hatları(Ankara Üniversitesi, 2023) Çalışkan, Nurgül; Çokal, Zeynep; Bektaş, YenerGiderek küreselleşen dünyada turizmin kültürler ve/veya alt kültürler arasında bir karşılaşmaya sahne olması, turizm ve antropolojiyi pragmatik yollarla bir araya getirmektedir. Buna karşın, ulusal literatürde turizm ve antropoloji arasındaki bağlantıların yeterince kurulmadığı dikkat çekmektedir. Literatürdeki eksikliğe bir yanıt olarak bu çalışma ile turizm antropolojisinin doğuşundan bu yana söylemindeki önemli dönüm noktalarının ve değişen doğasının gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, çalışmada öncelikle turizm ve antropoloji arasındaki ilişki irdelenmiş ve turizm antropolojisinin bir alt disiplin olarak nasıl meşruiyet kazandığı tartışılmıştır. Ardından, antropologların “misafirler” ve “ev sahiplerine” odaklanarak turizme yönelik sordukları sorular iki ana temaya (turizmin doğası ve etkileri) ayrılmış ve bu temalar altında tartışılan konuların bir özeti sunulmuştur. Böylece turizm antropolojisine ilişkin genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır.