Sayı:40 (2020)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Sayı:40 (2020) by Title
Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
Item A heart-shaped bone artifact from Körtiktepe(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Özkaya, Vecihi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiAlong with the emergence of sedentary life, the Pre-Pottery Neolithic (PPN) settlements brought revolutionary changes in production of material cultures as well as cultic and ritual activities, which are often argued to be associated with new waves of interactions between humans and their natural world. Körtiktepe of southeastern Turkey yielded by far the richest PPN assemblage in the world, standing among the very few earliest cultural and production centers which acted to be the predecessors of the development and spread of the Neolithic in West Asia. In this paper, we report a heart-shaped bone artifact which is one of the rarest finds in the extremely large cultural assemblage of Körtiktepe. The manufacture features indicate that the “heart-like” shape of this unique artifact was the product of intentional human activity. Overall archaeological context indicates its probable use as a bone pendant or amulet for the dead; providing the fact of its association with three early PPNA burials, many other ritual objects, and a large number of grave goods. Although difficult to argue for its association with the sense for “emotion”, “affection” or “love” in the present world, it is still significant that the unique specimen traces the symbolic presence and ritual use of the shape of a “heart” in West Asian prehistoric context back to the Early Pre-Pottery Neolithic of around 10000 cal BC.Item Cemaat izinde bir görme biçimi arayışı: “İhsan Hala” belgeseli(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Ekşi, Sabri; Bulut, Meryem; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma, gündelik hayatın her alanında kendisini farklı tanımlamalar ekseninde döndüren aidiyet diye adlandırdığımız anlam setlerine dair bir temas alanıdır. Bireylerin bu aidiyet setleri özelinde güvenli alan uğruna fedakârlığa hazır olmaları ve diğer bir anlamda güvensiz olan alanların nasıl ötekileştirildikleri ile ilgili bakış açısının yazıya dönüştürülme çabalarından bir tanesidir. Cemaat sınırları diye atfedilen alanların nasıl korunduğunu keşfetme yöntemi, bu çalışmada görsel antropolojinin sunduğu veriler ile anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Tabii bu kutsal olan gizemli sınırlarla temas etmek, büyük bir direniş ile karşılanmaktadır. Görsel antropolojinin bu direniş üzerinde sunduğu veriler teması en azamiye indirmektedir. Çalışmanın araştırma nesnesi Veysel Akşahin’in yönettiği “Hala” belgeselidir. Belgesel kurgusallıktan uzak olması nedeniyle tercih edilmiştir. İhsan Hala özelinde ele alınan bu belgeselin bölümlendirilerek başlıklar altında incelenmesinin akabinde, büyük bir ifade biçimine dönüşen hala etiketinin, İhsan Çolak üzerinde performatif olarak gelişen imajın nasıl anlamlandırıldığı ifade edilmeye çalışılmıştır.Item Estimating the entire length of the fragmentary tibia with proximal and distal dimensions(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Babacan, Serdar; Kafa, İlker Mustafa; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiForensic anthropology is an important scientific discipline that determines the ethnicity, sex, height and body type characteristics from human skeletal remains for the benefit of forensic medicine. One of the important tasks of forensic anthropology is to determine the stature of individual from their skeletal remains. Lower extremities are mostly preferred in estimating stature. The current study aims to develop regression formulas to estimate the entire length of the tibia in case a fragmentary tibia is found. The study was conducted on 148 tibiae excavated from the ancient city of Nicaea and are housed in the Department Anatomy, Faculty of Medicine, Bursa Uludağ University. In total, eighteen parameters were examined on the tibiae. SPSS 22.0 was used for the statistical analyses. The descriptive statistics of the tibiae were evaluated. Taking the correlations between proximal and distal morphometric traits of the tibia and the entire tibial length into consideration, regression formulas were developed to determine the entire length of the tibia. In this study, we evaluated that the morphometric characteristics of ethnic groups are different from each other and therefore the use of formulas determined for one group can increase the margin of error for other groups. In addition, we developed formulas that estimate the length of the entire tibia. We believe that the results of this study will be of great importance for both anthropology and forensic medicine.Item Genç erişkin bireylerde vücutta altın oran değerlendirmesi(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Abacı, Yasemin Akı; Kürkçüoğlu, Ayla; Şençelikel, Tuğçe; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiAltın oran uzun yıllardır mimari, sanat, matematik, geometri, tıp ve daha birçok farklı bilim dalında kullanılmaktadır. Yaptığımız araştırmalar sonucunda vücut üzerinde farklı alanlarda yapılan kimliklendirmeye yönelik, boy, yaş ve cinsiyet tahminine ait birçok antropometrik ölçüm çalışmaları bulunmasına rağmen, altın oranı araştıran ve ortaya koyan çalışmaların bulunmadığını tespit ettik. Bu çalışmanın amacı erişkin bireylerde vücutta farklı alanlardan alınacak antropometrik ölçümler ile altın oran değerini araştırmaktır. Bu çalışma yaşları 18-25 arasında değişen toplamda 77 öğrenci üzerinde gerçekleştirildi. Araştırmaya katılan tüm öğrencilerin antropometrik ölçümleri alındı. Martin tip antropometre, dijital kumpas, antropometre pergeli, T cetveli ve mezura kullanıldı. Üst ekstremiteden alınan ölçümler iki taraflı yapıldı. Literatür eşliğinde belirlenen antropometrik noktalar arasında alınan ölçümler sonrasında yapılan oran değerleri altın oran ile karşılaştırıldı. Çalışmada gövde, el ve yüz bölgesinden alınan ölçümler sonrasında yapılan oran değerlendirmeleri 1,618 ile karşılaştırıldı. Gövde bölgesinden alınan ölçümlere bağlı olarak belirlenen oranların altın oran değerine yakınlığı tespit edilemedi. Bu karşılaştırma yüz bölgesinden alınan ölçümler için yapıldığında zy-zy / sto-n değeri 1,613 (p=0,752) ve tr-sn / sto-n değeri ise 1,660 (p=0,071) olarak bulunmuş ve altın oran değerine yakınlık bağlamında anlamlı olarak değerlendirildi. Bu çalışmada, bedenin farklı bölgelerinden yapılan ölçümler sonucunda, elde edilen oran değerlerinin altın oran ile karşılaştırması yapılmış, elde edilen bulguların yüz bölgesi başta olmak üzere, yapılacak estetik veya rekonstrüktif yaklaşımlarda ve ortez, protez uygulamalarında yol göstermesi amaçlanmıştır.Item Meslekî eğitim merkezinde çıraklık eğitimi gören bireylerin beslenme durumları ve antropometrik açıdan değerlendirilmesi: Van ili örneği(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Onur, Sebile; Arıhan, Seda Karaöz; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma Van ilinde bulunan Vali Ali Paşa Mesleki Teknik Eğitim Merkezi’nde çıraklık eğitimi gören bireylerin beslenme alışkanlıklarını saptamak, vücut kompozisyonunu belirlemek, literatürde bulunan mevcut referans değerler ile karşılaştırmak ve bireylerin fiziki yapısını antropometrik yöntemlerle değerlendirerek vücut bileşimini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma kapsamında 261 erkek 117 kadın olmak üzere toplamda 378 birey katılmıştır. Bireylerden boy uzunluğu, vücut ağırlığı, bel çevresi ve kalça çevresi ölçümleri alınmıştır. Aynı zamanda bireylerin beslenme alışkanlıklarının incelenmesi amacıyla düzenli öğün tüketme sıklıkları incelenip tablolar halinde sunulmuştur. Araştırma bulgularına göre erkek bireylerin boy uzunluk ortalaması 169,69 cm, ağırlık ortalaması 64,02 kg, beden kütle endeksi (BKE) ortalaması 22,14 kg/m2’dir. Kadın bireylerde boy uzunluk ortalaması 158,68 cm, ağırlık ortalaması 57,31 kg, BKE ortalaması 22,83 kg/m2 olarak tespit edilmiştir. Bireylerin en fazla atladıkları öğünün sabah kahvaltısı olduğu saptanmıştır. Sağlığın korunması ve geliştirilmesi için beslenme durumunun toplumu oluşturan bireyler üzerinde sürekli izlenmesi ve değerlendirilmesi, ileride ortaya çıkabilecek çeşitli hastalıkların önüne geçilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.Item Suchey-Brooks yaş tahmini yönteminin Türk popülasyonunda 3 boyutlu pubis simfisiz görüntüleri kullanılarak değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Gülhan, Öznur; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiYaş tahmini, özellikle adlî antropologlar için biyolojik profil oluşturma sürecinde oldukça kritik ve zaman zaman tanımlanması zor bir süreçtir. Yetişkin iskelet kalıntılarındaki çeşitli morfolojik özellikler gözlemlenerek yaş tahmini için belirli standartlar oluşturulmasında kullanılabilmektedir. Bu iskelet elementlerinin en başında pubis simfisiz gelmektedir. Günümüzde pubis simfisizden yaş tahmini için en yaygın olarak kullanılan yöntem, 6 fazlı bir sistem olan Suchey-Brooks yöntemidir. Bu yöntem çok sayıda osteolojik koleksiyon veya sanal örnek üzerinde geniş çapta test edilmiş ve bu yaş tahmini yönteminin genellikle popülasyon varyasyonlarından etkilendiği belirtilmiştir. Bu sebeple bu çalışmada BT görüntülerinden elde edilen modern Türk popülasyonuna ait pubis simfisiz modelleri üzerinde Suchey-Brooks yönteminin güvenilirliği test edilmiştir. Suchey-Brooks yöntemi kullanılarak yaş tahmini yapmak için modern Türk popülasyonuna ait 120 bireyin (60 Kadın, 60 Erkek) bilgisayarlı tomografi görüntülerinden elde edilen üç boyutlu rekonstrüksiyonları araştırmada kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları, Suchey-Brooks yöntemi için hem yanlılık hem de yanlışlık düzeylerinin yaşla birlikte arttığını ve yaş ilerledikçe gerçek yaşın daha küçük tahmin edilme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, yetişkin bireylerin yaşını tahmin etmeye yönelik kullanılan yöntemlerin, yöntemin geliştirildiği örneklem ile uygulandığı çalışma arasındaki yer ve zaman farklılıklarını en aza indirmek için farklı popülasyonlarda test edilmesi gerekmektedir.Item Türkiye’de koruma siyaseti ve yerel topluluklar: Köprülü Kanyon Millî Parkı örneği(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Büyüksaraç, Güldem Baykal; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu makale, neoliberalleşme sürecinin Türkiye’de alan yönetimine etkilerini ele alarak, koruma ile doğanın özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Türkiye’de resmî koruma anlayışının, neoliberal dönüşüm kadar yönetsel ve ideolojik süreklilikleri de dikkate alarak, millî parklar rejimini nasıl biçimlendirdiğini tartışmaktadır. Çalışma, Köprülü Kanyon Millî Parkı (KKMP) örneğine odaklanarak, (kısmen dönüşen) koruma anlayışının devlet ve orman köylüleri arasındaki etkileşimi ne şekilde yapılandırdığını anlamayı amaçlıyor. Ayrıca, Köprülü Kanyon sularının piyasalaştırılması sürecinden örnekler vererek, “koruma-kullanma dengesi” gözeten himayeci çevre koruyuculuğunun millî park gibi korunan alanlar açısından sonuçlarını araştırıyor.