Cilt:54 Sayı:02 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:54 Sayı:02 (2021) by Title
Now showing 1 - 10 of 10
Results Per Page
Sort Options
Item Eğitim Kurumlarında İktidar İlişkileri ve Uygulanışı(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Kurtulaj, Viliem; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesiİktidar kullanımı, herhangi bir sosyal veya kurumsal ilişkide fark edilebilir. Eğitim kurumlarında, özellikle üniversite öncesi kurumlarda, iktidar uygulanışı, öğrenciler henüz tam olarak gelişmiş kişilikler veya tam denekler olmadığından daha büyük bir etkiye sahip olabilir. Bu kuramsal araştırma, esas olarak üniversite öncesi eğitim kurumlarında güç ilişkilerinin incelenmesi ve analiz edilmesi açısından Foucaultcu bir yaklaşıma dayanmaktadır. Eğitim kurumlarında, sınıfta/oditoryumda iktidar ilişkileri, yaratıcılık, yenilikçilik, bilgi üretimi, özümseme vb. için bir engel haline gelebilir çünkü öğretmenlerin, öğrencilerin ve akademisyenlerin düşünce özgürlüğünü engelleyebilirler. Okullarda iktidarın uygulanışının etkilerinin daha derin bir şekilde anlaşılması, okul idarecilerine, öğretmenlere ve öğrencilere eğitim sürecinde bunları idare etme ve kontrol etme fırsatını ve araçlarını verebilir. Eğitim kurumlarında iktidar, tüm aktörler tarafından ancak farklı oran ve boyutlarda kullanılır. İktidarın uygulanışı, aktörler uyguladıkları iktidarın ve üzerlerinde uygulanan iktidarın farkındaysa kontrol edilebilir. Bu makale, iktidarın uygulamasından kaçınılamayacağı ve sınıftaki otorite aynı kaldığı için, iktidar uygulamasının kontrol edilebileceği yollardan birinin öğretim yöntemleri aracılığıyla olduğunu savunmaktadır. En uygun öğretme biçiminin, öğretme tekniklerini değiştirerek iktidar uygulamasını saklamaya veya gizlemeye çalışmayan bir öğretim biçimi olduğunu gösterir.Item Eğitimde Özelleştirme: Strateji, Yöntem ve Teknikler(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Yolcu, Hüseyin; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmada, eğitimde özelleştirmede başvurulan strateji, yöntem ve teknikler ile karşılaşılan sorunlar ele alınmıştır. Kamusal eğitim, 1970’lerden bu yana yapısal bir kriz (bunalım) içinde olan kapitalizme çözüm olarak sunulan neo-liberal politikaların saldırısıyla karşı karışıyadır. Sahip olduğu piyasa büyüklüğüyle eğitim, aralarında yerel çıkar grupları, uluslararası örgütler ve özel kuruluşların da bulunduğu çok sayıda aktörün dikkatini çekmektedir. Her biri ulusal ve uluslararası sermayenin birer temsilcisi veya sözcüsü konumunda olan bu aktörler; eğitim hizmetinin daha etkili, rekabetçi, eşitlikçi ve verimli olabilmesi için devletin eğitimin sunumu, finansmanı ve kontrolündeki desteğini olabildiği kadar en aza indirmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Özelleştirme, eğitim hizmetlerinin sunumunda çoğunlukla özel sektörün strateji, yöntem ve tekniklerine başvurmaktadır. Söz konusu bu strateji, yöntem ve tekniklerin her biri de özelleştirilmeye yeni bir boyut ve içerik kazandırarak eğitimin piyasalaşmasının sınırlarını genişletmektedir. Ancak bu süreçte elde edilen deneyimler göstermektedir ki eğitimde özelleştirme, savunucularının ileri sürdükleri söylemlerin aksine, var olan eşitsizlikleri gidermek yerine daha da derinleştirmektedir. Özelleştirme yöntemleri arasında, diğerleriyle karşılaştırıldığında daha sinsi ve daha tehlikeli olduğu ileri sürülebilecek olan, kendi kendine yardım/girişimci hayırseverlikle ilgili çalışmaların yapılması önerilmektedir.Item İngilizce Öğretiminde Kullanılan Öğrenci Merkezli Yöntem ve Tekniklerin Akademik Başarıya Etkisi: Bir Meta Analiz Çalışması(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Şimşek, Hüseyin; Özaslan, Dildar; Eğitim Bilimleri FakültesiAlanyazın incelendiğinde, yabancı dil eğitiminde öğrenci merkezli yöntem ve tekniklerin kullanımının öğrencilerin akademik başarıları üzerindeki etkisini inceleyen çok sayıda çalışmanın olduğu görülmüştür. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, yabancı dil olarak İngilizce öğretiminde kullanılan öğrenci merkezli yöntem ve tekniklerin öğrencilerin akademik başarıları üzerindeki etkisinin incelenmesi amacıyla Türkiye’de 2005-2019 yılları arasında yapılan deneysel çalışmaların meta analizini yaparak etki büyüklüğünü hesaplamak ve bu etki büyüklüğünün çeşitli değişkenler açısından anlamlı bir biçimde farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemektir. Araştırma, meta analitik tarama yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Yapılan alanyazın taraması sonucunda araştırma ölçütlerine uyan 55 çalışma belirlenmiştir. Sonuç olarak, yabancı dil olarak İngilizce öğretiminde kullanılan öğrenci merkezli yöntem ve tekniklerin öğrencilerin akademik başarıları üzerinde pozitif ve yüksek düzeyde bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Araştırmada hesaplanan etki büyüklüğü, çalışma türü (tez/makale), örneklemin öğretim kademesi ve sınıf düzeyi, çalışmanın gerçekleştirildiği okul türü gibi moderatör değişkenlere göre analiz edilmiştir. Belirlenen bu etki büyüklüğünün yayın türüne göre makaleler lehine ve kademeye göre ortaöğretim kademesi lehine anlamlı fark olduğu ancak kurum türüne (özel/resmî) göre anlamlı bir farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Okul Öncesi Dönem Çocuklarında Dijital Öykü Anlatımının Dinleme Becerilerine Etkisi(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Köse, Hatice Berna Türe; Bartan, Murat; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı dijital öykü anlatım yönteminin okul öncesi dönem çocuklarının dinleme becerilerine etkisini ortaya koymaktır. Araştırmada deneysel yöntemlerden Yalnız Son Testli Kontrol Gruplu Seçkisiz Desen kullanılmıştır. Araştırmada Kütahya ilinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir anaokulunda 60-72 ay grubundaki 75 çocuk ile çalışılmıştır. Araştırmaya katılan çocuklar iki deney, bir kontrol grubuna seçkisiz atanmıştır. Araştırmanın veri toplama sürecinde 11 farklı öyküden yararlanılmış ve öyküler üç farklı anlatım yöntemi (öykü kitabı ile anlatım, dijital öykü ile anlatım, dijital öykünün ses ve müzik hariç öğretmen anlatımıyla sunumu) ile gruplara anlatılmıştır. Öykülerden sonra yarı yapılandırılmış görüşme formu ile araştırmanın verileri toplanmıştır. Veriler değerlendirme formu ile puanlanmıştır. Elde edilen veriler Kruskal Wallis H testi ile analiz edildiğinde gruplar arasında anlamlı fark olduğu görülmüştür. Farkın hangi gruplar arasında ve hangi grubun yönünde olduğunu görmek için Mann Whitney U testi yapılmıştır. Sonuç olarak dijital öykü anlatımının 60-72 ay grubundaki okul öncesi dönem çocuklarının ayrıştırıcı, seçici, empatik, yaratıcı, eleştirel ve etkin dinleme becerileri üzerinde anlamlı düzeyde etkiye sahip olduğu ve öğretmen desteğiyle uygulanan dijital öykülerin ele alınan dinleme türlerinde dijital öykü anlatımına göre daha etkili olduğu görülmüştür.Item Okul Öncesi Öğretmenlerinin Meslek Yaşantılarının İlk Yıllarına İlişkin Anlatıları(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Karlıdağ, İpek Özbay; Sağlam, Mehmet; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırma, okul öncesi öğretmenlerinin meslek yaşantılarının ilk yıllarına (1-3 yıl) ilişkin anlatılarını kapsamaktadır. Bu anlatı çalışması öğretmenlerin mesleki kimlik oluşumunda önemli olan ilk yıllardaki deneyimlerinin neler olduğunu ortaya çıkarması bakımından önemlidir. Bu bağlamda araştırmanın amacı okul öncesi öğretmenlerinin meslek yaşantılarının ilk yıllarında yaşadıkları sorunlara ve bu sorunlara yönelik geliştirdikleri stratejilere yönelik hatırladıklarını ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın yöntemini sözlü tarih yöntemi oluşturmaktadır. Araştırmanın verilerini sözlü tarih yöntemine göre gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış görüşmelerle derlenmiş sözlü anlatılar oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunda amaçsal örnekleme yoluyla seçilmiş 20 okul öncesi öğretmeni bulunmaktadır. Ses kaydı alınan her bir görüşmenin çözümlenmesinden elde edilen veriler, içerik analizi yöntemi ile araştırmanın amacı bağlamında kategorilere ayrılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin lisans eğitiminin son yılında geleceğe yönelik beklentilerinin öncelikli olarak atanmak olduğu ve çocukların gelişimine uygun kaliteli bir eğitim sunabilen öğretmenler olmayı arzuladıkları görülmüştür. Öğretmenlerin mesleğe başladıkları ilk yılın başında çoğunlukla mutluluk, heyecan ve tedirginlik duygularını yaşadıkları görülmekle birlikte hayal kırıklığı, korku, stres ve umutsuzluk duygularını da yaşadıkları bulunmuştur. Öğretmenlerin mesleğe ilk başladıklarında yaşadıkları sorunlar incelendiğinde ise bu sorunların çok çeşitli olduğu görülmüştür. Öğretmenlerin yaşadıkları bu çeşitli sorunların çoğunlukla fiziksel ortam ile ilgili sorunlar ve öğretmenlik meslek becerileri ile ilgili sorunlar olduğu görülürken, meslektaşları ve okul idaresi ile daha az sorun yaşadıkları bulunmuştur. Öğretmenlerin ilk yılki mesleki yaşantılarının onların mesleki gelişimine katkısı ise özellikle veli ile etkili iletişim kurabilme konusunda olduğu görülmüştürItem Ortaöğretim İngilizce Dersi Öğretim Programına Yönelik Durum Çalışması: Öğretmenin Programa Bağlılığı ve Öğrenci Beklentileri(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Civriz, Esra; Burakgazi, Sevinç Gelmez; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı, 2017 yılında yenilenen ve kademeli olarak 9. sınıf düzeyinden itibaren uygulamaya konulan 9. sınıf İngilizce dersi öğretim programına yönelik, programa bağlı uygulamalarını yürüten İngilizce öğretmeninin sınıfında öğrenci beklentilerini, dönem sonunda bu beklentilerin karşılanıp karşılanmadığını ve öğrencilerin farklı dil becerilerine yönelik ders başarılarını incelemektir. Araştırma, Kastamonu ilinde bir devlet okulunda 9. sınıf düzeyinde öğrenim gören 65 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Bütüncül çoklu desenin kullanıldığı bu araştırmada veri, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş öğrencilere yönelik öğrenci beklenti anketi, ara değerlendirme anketi ve son değerlendirme anketi yolu ile toplanmıştır. Doküman analizi kapsamında, İngilizce öğretim programı, öğrenci sınavları ve öğretmen notları incelenmiş; araştırma verileri, betimsel analiz yöntemi ve nicel veri analiz yöntemleri ile çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin ortaöğretim 9. sınıf İngilizce dersi öğretim programında, dinleme ve konuşma becerilerine ağırlık verilmesini, canlandırma ve eğitsel oyun gibi etkinliklerin, ders içerisinde diyalog çalışmalarının arttırılmasını, derslerin İngilizce yürütülmesini bekledikleri görülmüştür. Elde edilen bulgulara göre, programın temalarını, planlanan sürede, önerilen etkinlik ve materyallerle destekleyerek yenilenen öğretim programına bağlı derslerini yürüten öğretmenin sınıfında öğrencilerin beklentilerinin karşılandığı sonucuna ulaşılmıştır.Item Ortaöğretim Öğrencilerinde Okul Terki Riskinin Yordayıcıları: Okula Bağlılık ve Okul Tükenmişliği(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Arslan, Arif; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmada ortaöğretim öğrencilerinin okulu terk etme riskleri; okula bağlılık, okul tükenmişliği ve kişisel bilgi formundan elde edilen değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırma, korelasyonel desene dayanmaktadır. Araştırmanın örneklemini oluşturan 420 ortaöğretim öğrencisi belirlenirken uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Yaş ortalaması 15.4 olan 420 öğrencinin 237’si (% 56.4) kadın, 183’ü (% 43.6) erkektir. Veriler analiz edilirken, pearson korelasyon analizi, çoklu regresyon analizi, T-testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; okul terki riski ile okula bağlılık arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki (r= -.47, p< .05) ve okul terki riski ile okul tükenmişliği arasında ise pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu (r= .52, p< .05) bulunmuştur. Yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda okula bağlılık ve okul tükenmişliğinin, okul terki riskindeki toplam varyansın %35’ini açıkladığı görülmektedir. Cinsiyeti erkek olan, daha önce bir işte çalışan ve sık sık okuldan kaçan ortaöğretim öğrencilerinin okulu terk etme risklerinin diğer gruptaki öğrencilerden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak okul terki riskini etkileyen birçok faktörün olduğu görülmektedir. Yapılacak önleme çalışmalarında bu durumların göz önünde bulundurularak hareket edilmesi daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.Item Ortaokul Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime İlişkin Metaforik Algılarının İncelenmesi(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Akpolat, Tuba; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı Covid 19 salgını nedeniyle uzaktan eğitim ile tanışan ortaokul öğrencilerinin, uzaktan eğitime ilişkin algılarının metaforlar yardımıyla açığa çıkarılmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu 2020-2021 öğretim yılında İstanbul İli Eyüp ilçesinde öğrenim gören toplam 116 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden temel yorumlayıcı nitel desen kullanılmış ve veriler içerik analizi tekniği ile çözümlenmiştir. Araştırmanın verileri, ortaokul öğrencilerinin “Uzaktan eğitim ... gibidir; çünkü ...” cümlesini tamamlamasıyla elde edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre öğrenciler uzaktan eğitim kavramına ilişkin 97 geçerli metafor üretmişlerdir. Bu metaforlar, ortak özellikleri bakımından irdelenerek 10 farklı kavramsal kategori oluşturulmuştur. Bu kategoriler bireysel çaba gerektiren, verimsiz, kurtarıcı, çeşitlilik sunan, yalnızlaştırıcı, olanaklılık gerektiren, etkileşimsiz, kolay ulaşılabilir, eğlenceli, sanal olarak isimlendirilmiştir. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin uzaktan eğitimi en yüksek düzeyde bireysel çaba gerektirici olarak algıladıkları görülmektedir. Bununla birlikte kız öğrenciler uzaktan eğitimi daha çok bireysel çaba gerektiren, etkileşimsiz, kurtarıcı, olanaklılık gerektiren ve verimsiz şeklinde algılarken; erkek öğrenciler uzaktan eğitimi daha çok çeşitlilik sunan, kolay ulaşılabilir, sanal ve yalnızlaştırıcı şeklinde algılamaktadırlar. Ayrıca daha küçük sınıf düzeyindeki öğrenciler uzaktan eğitimi daha çok etkileşimsiz, kurtarıcı, eğlenceli, olanaklılık gerektiren, çeşitlilik sağlayan ve kolay ulaşılabilir şeklinde algılarken; daha büyük sınıf düzeyindeki öğrenciler uzaktan eğitimi daha çok bireysel çaba gerektiren, verimsiz, sanal ve yalnızlaştırıcı şeklinde algılamaktadırlar.Item Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Vatandaşlık Tiplerinin Belirlenmesi(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Malkoç, Serdar; Ata, Bahri; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı sosyal bilgiler öğretmenlerinin vatandaşlık tiplerini belirlemektir. Araştırma temel nitel araştırma desenine göre tasarlanmıştır. Katılımcılar ulusal ölçekte çalışma yürüten dört büyük öğretmen sendikasına üye olan öğretmenlerden seçilmiştir. Söz konusu sendikaların her birinden bir kadın bir erkek olmak üzere ikişer kişi araştırmada yer almıştır. Öğretmenlerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerle veriler üretilmiştir. Nitel veriler tümevarımcı içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuç olarak Değer ve Gelenek Odaklı Vatandaşlık (DGOV) ile Eleştiri ve Katılım Odaklı Vatandaşlık (EKOV) olmak üzere iki vatandaşlık tipi ortaya çıkmıştır. DGOV tipi için değerler ve gelenek vatandaşlığı şekillendiren en önemli boyuttur. DGOV’a göre vatandaşlık kimliğini tanımlayan öğe onun tarih ve kültür ile olan organik bağıdır. Bu vatandaşlık tipine göre gelenek göreneklere bağlı olmak, geçmişin mirasına sahip çıkmak vatandaşlık kimliğinin önemli harcıdır. DGOV tipinde önemli bir diğer kavram da görev ve sorumluluktur. Görev ve sorumluluk, değer ve gelenek etrafında şekillenmektedir. Eğitimi için ise “vatandaşlık aktarımı olarak sosyal bilgiler” yaklaşımı benimsenmektedir. EKOV vatandaşlık kavramını eleştiri ve sorgulama ekseninde yorumlamaktadır. Bu vatandaşlık tipinde, vatandaşlığın daha çok “haklar” boyutu önemli görülmektedir. Hakların korunması ve dahası geliştirilmesi gerekebilir. Bu anlamda gösteri ve protesto yürüyüşleri düzenlemek, dilekçe vermek, sivil toplum kuruluşu altında örgütlenmek gereklidir. Bu vatandaşlık tipinde vatandaşlar etkin ve katılımcı özellikleriyle kamusal alanda etkinlik göstermelidir. Vatandaşlık eğitimi için ise eleştiri ve sorgulama temelli, “yansıtıcı inceleme olarak sosyal bilgiler” ön plana çıkmaktadır. Vatandaşlık eğitimi içinde toplum önemli bir çalışma alanıdır. Dolayısıyla öğretmenlerin hizmet öncesinde “Topluma Hizmet ve Sosyal Proje Geliştirme” derslerinde etkin vatandaşlık uygulamaları için olanaklar yaratılabilir. Özellikle sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumlarla eşgüdümlü projeler üretilebilir.Item Üniversite Öğrencilerinde İlişkisel Saldırganlık: Karanlık Üçlü Kişilik Özelliklerinin Rolü(Ankara Üniversitesi, 2021-07-30) Karaaslan, Nesrin; Gizir, Cemil Ali; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı, Karanlık Üçlü (Makyavelizm, narsisizm ve psikopati) kişilik özelliklerinin üniversite öğrencilerinin ilişkisel saldırganlık (dışlama, manipülasyon, dedikodu) düzeylerini yordayıp yordamadıklarını incelemektir. Araştırmanın örneklemini, 2018-2019 eğitim öğretim yılında, bir kamu üniversitesinde öğrenimlerine devam eden 725 (457 kadın, 268 erkek) lisans öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında “Kişisel Bilgi Formu”, “Arkadaşlık İlişkilerinde İlişkisel Saldırganlık Ölçeği” ve “Karanlık Üçlü Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde çoklu regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırma bulguları, Makyavelizm ve psikopati kişilik özelliklerinin üniversite öğrencilerinin ilişkisel saldırganlık düzeylerini anlamlı düzeyde yordadıklarını göstermiştir. Benzer şekilde, ilişkisel saldırganlığın alt-boyutları arasında yer alan dışlama eğilimi, Makyavelizm ve psikopati kişilik özellikleri tarafından yordanmaktadır. Diğer yandan, Makyevalizm tek başına üniversite öğrencilerinin arkadaşlık ilişkilerindeki manipülasyon eğilimlerini yordarken, psikopati ise tek başına dedikodu eğilimini yordamaktadır. Narsisizm kişilik özelliğinin ise ilişkisel saldırganlık ve alt-boyutlarının anlamlı bir yordayıcısı olmadığı belirlenmiştir. Araştırma bulguları alanyazın odağında tartışılmış, gelecekteki uygulama ve çalışmalara yönelik öneriler sunulmuştur.