Sayı:172.1 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Sayı:172.1 (2021) by Issue Date
Now showing 1 - 9 of 9
Results Per Page
Sort Options
Item Japoncadaki “kokoro ga hareru”, “mune ga hareru” ve “kı ga hareru” deyimleri üzerine bir araştırma(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Varoğlu, Gonca; Other; OtherAlgının dildeki yansıması açısından önemli bir işleve sahip olan deyimler, insanların dünya görüşü, düşünce biçimi, gelenek, görenek ve inançları hakkında bilgiler taşıyan temel dil öğeleridir. Bu açıdan değerlendirildiğinde kültürel değerleri ve toplumsal özellikleri içerisinde barındıran deyimlerin, ait oldukları kültürün algı belleği işlevini üstlendiğini söylemek yerinde olacaktır. Bu çalışmada, sözlüklere göre,“içi rahatlamak, huzur bulmak” anlamlarına gelen “kokoro ga hareru”, “mune ga hareru” ve “ki ga hareru” deyimleri ele alınmaktadır. Bunlardan "kokoro ga hareru" ve "mune ga hareru" deyimleri üzerine daha önce yapılan araştırmada, Japonca anadili konuşucuları tarafından çoğunlukla "kokoro ga hareru" deyiminin kullanıldığı anlaşılmıştır (Varoğlu, 2016: 366-373). Bu çalışmada ise, araştırmaya "kokoro ga hareru" ve "mune ga hareru" deyimleri ile benzer anlama sahip “ki ga hareru” deyimi de dahil edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, benzer anlama sahip gibi görünen bu deyimlerin birbirleri yerine kullanılabilip kullanılamayacağını ve Japonca anadil konuşucularının günlük hayatta bu 3 deyim arasından en çok hangisini ya da hangilerini kullanmayı tercih ettiklerini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda, yaşları 30 ile 70 arasında değişen, tamamı üniversite mezunu toplam 40 Japonca anadil konuşucusu ile görüşme yapılmıştır. Japonca öğrenicileri açısından önemli olduğu düşünülen bu çalışma, bu görüşmelerden elde edilen sonuçları gözler önüne sermektedir.Item Türkçe Eğitimi Alanında Yürütülen Çalışmalarda Toplumsal Cinsiyetin Temsil Biçimleri(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Demirci, Yonca Koçmar; Other; OtherBu çalışmada toplumsal cinsiyet ve Türkçe eğitiminin konu alanları arasında ilişki kurulan makalelerde, toplumsal cinsiyetin temsil biçimlerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu makaleler; yöntem, veri kaynağı, problem konularına göre dağılım, toplumsal cinsiyet konusuna yer verme, bulguları yorumlama ve tartışma biçimleri bakımından incelenmiştir. Türkçe eğitimi alanında cinsiyete çeşitli biçimlerde yer veren 86 makale, nicel araştırma desenlerinden tanımlayıcı içerik analizi kullanılarak incelenmiştir. Araştırmaların genel yapısına bakıldığında araştırmaların genellikle nicel olarak yapılandırıldığı, cinsiyetin araştırmalarda yalnızca kategorik bir değişken olarak yer aldığı, cinsiyetle diğer değişkenler arasında bağ kurulmadığı ve bulgularda yalnızca istatistiksel bilgilerin verilmesiyle yetinildiği belirlenmiştir. Sonuç olarak bu araştırmaların büyük çoğunluğunun, konuyu kız/erkek biçiminde atanmış cinsiyetler üzerinden ele almalarıyla geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini devam ettirdikleri ve var olan bulguları tekrar ederek bu rollerin yeniden üretilmesine zemin hazırladıkları ortaya konulmuştur.Item Türkçede nesneli geçişsiz ve özneli geçişsiz eylemlerin bilişel işlemlenme süreci: öz ilerlemeli okuma çalışması(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Kuzu, Senem; Other; OtherBu çalışmada Türkçedeki Nesneli Geçişsiz ve Özneli Geçişsiz eylemlerin bilişsel işlemleme süreçlerinin Öz ilerlemeli Okuma yöntemi kullanılarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede çalışmada Nesneli Geçişsiz, Özneli Geçişsiz ve Geçişli eylem tiplerinin işlemlenme ve edilgenleşme süreçlerinin yanında Nesneli Geçişsizlerde öznenin +/- canlı olmasının işlemleme sürecinde fark yaratıp yaratmadığını belirlemektir. Çalışmanın sonuçlarına göre, Nesneli Geçişsizler, Özneli Geçişsiz ve Geçişlilerle karşılaştırıldığında daha fazla işlemleme yükü oluşturmaktadır. Özneli Geçişsiz ve Geçişli eylemlerin işlemlenme süreçleri ise benzerlik göstermiştir. Eylem tiplerinin edilgenleşme süreçlerine odaklanıldığında, katılımcılar [-canlı] özneli Nesneli Geçişsiz Eylemlerin Edilgen biçimini Özneli Geçişsiz eylemlerin edilgen biçimlerinden daha uzun sürede işlemlemişken, [+canlı] özneli Nesneli Geçişsiz eylemlerin edilgen biçimlerini Özneli Geçişsiz ve Geçişli eylemlerle benzer biçimde işlemlemişlerdir. Nesneli Geçişsiz eylemin öznesinin canlılığı ile ilgili yapılan analizlerde Nesneli Geçişsiz eylemlerde öznenin canlılığının işlemleme süresine etki etmediği görülmüştür. Sonuçlar Nesneli Geçişsiz eylemlerin öznelerinin nesne konumunda üretilip özne konumuna taşındığını ve edilgenleşmesinin mümkün olmadığını iddia eden Perlmutter’in (1978) Geçişsizlik Hipotezini doğrulamaktadır.Item Yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde sözcükler arası anlam ilişkileri: Yeni hitit yabancılar için Türkçe örneği(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Şengezer, Müge; Other; OtherSözcük bilgisi, yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde önemli bir öğrenme alanıdır. Bir sözcüğü bilmek onun sessel, biçimsel, anlamsal, dilbilgisel özelliklerini bilmek demektir ve bu özellikleri anlamak için dilbilimden faydalanmak gerekmektedir. Bu çerçevede, bu çalışmanın konusunu oluşturan sözcükler arası anlam ilişkilerini anlamak için, sözcüklerin anlamsal özelliklerini açıklayan dilbilim alanı olan anlambilimden faydalanılmaktadır. Çalışmanın amacı yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde sözcükler arasındaki anlam ilişkilerini anlambilim bakış açısıyla açıklamak ve bu ilişkilerin öğretimini eleştirel bir bakış açısıyla incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni temel alınarak belirlenen çalışmanın temel kategorileri eşanlamlılık, karşıt anlamlılık, altanlamlılık, eşdizimlilik, parça-bütün ilişkisi, bileşen çözümlemesi ve çeviri eşdeğerliği anlambilim bakış açısıyla açıklanmıştır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretildiği sınıflarda kullanılmak üzere hazırlanmış olan temel düzeydeki Yeni Hitit Yabancılar İçin Türkçe ders ve çalışma kitabı, öğretmen kitabıyla birlikte bu ilişkilerin öğretimi açısından eleştirel bir bakış açısıyla incelenmiştir. Çalışmada ulaşılan sonuçlar, sözcük öğretimi ve sözcükler arası anlam ilişkilerinin öğretimi açısından ders kitabının daha etkin bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini göstermektedir.Item Anlam yaratma sürecinde niteleme sıfatlarının rolü: Maupassant’ın Korku öyküsü(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Sönmez, Özge; Other; OtherAnlam yaratma sürecinde niteleme sıfatlarının rolü: Maupassant’ın Korku öyküsü Roman, öykü, tiyatro, şiir gibi yazınsal türlerde anlam yaratma süreci dilbilim, göstergebilim, anlambilim gibi birçok bilim dalının araştırma ve inceleme konusu olmuştur. Her bir türde kullanılan dil, o türün özelliklerine göre farklı kullanım biçimlerine bürünür. Bu kullanım biçimleri de söz konusu türde anlam yaratma sürecinde önemli rol oynar. Öykü de anlam yaratma sürecinde birçok dilsel yaratıcılığın ortaya konulduğu bir edebiyat türü olarak birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur. Daha önceden yaşanmış, ya da kurgulanmış bir olayı ya da bir durumu; kişi, zaman ve uzam belirterek anlatan bu türde, kişi sayısının çok az, zaman ve uzamın ise sınırlı olması anlatının yoğun ve vurucu olmasını gerekli kılar. Bu nedenle öykülerde kullanılan dildeki kıvraklık, yaratıcılık ve özgünlük anlam yaratma sürecinde ön plandadır. Bu çalışmada Maupassant’ın “Korku” öyküsündeki anlam yaratma süreci ele alınacak, bu süreçte öyküde yer verilen niteleme sıfatlarının türleri, yeri ve işlevleri incelenecektir. Öyküdeki niteleme sıfatlarının sınıflandırılması yapıldıktan sonra, bu sıfatların öyküdeki kişi, zaman ve uzam ulamlarının başlangıç durumları, dönüşümleri ve sonuç durumları A.J. Greimas’ın yazınsal göstergebilim yöntemiyle ele alınacaktır. Öyküde yer alan bu üç ulamda niteleme sıfatları merkeze alınarak anlam yaratma sürecindeki işlevleri belirlenecektir.Item Afro-Amerikan toplumunun adlandırılma biçimlerinin Türkçeye aktarımına ilişkin bir inceleme(Ankara Üniversitesi Dil Dergisi, 2021) Öztin, Kamer; Other; OtherTarih boyunca İngilizcede siyah Amerikalıları adlandırmak için, siyah tenlerine ve etnik kökenlerine gönderme yapan, “Negro,” “nigger,” “niggah, ” “black,” “African-American” ve “Afro-American” gibi farklı sıfatlar kullanılmıştır. Bunların bazıları yan-anlamsal çağrışımlar bakımından nötr olup bazıları ise aşağılayıcı anlamlar barındırmaktadır. Kendisi de bir Afro-Amerikalı yazar olan Toni Morrison da romanlarında siyahları çeşitli biçimlerde adlandırmıştır. Bu çalışma, yazarın The Bluest Eye (1970) ve Sula (1973) adlı romanlarında geçen bu sıfatların, romanların Türkçeye ilk ve yeniden çevirilerine yansıma biçimlerinde kayda değer yananlamsal farklar ve metinlerin yayımlandıkları yıllara göre sözcük seçimlerinde düzenli bir örüntü olduğunu ortaya koymaktadır. Kaynak ve erek metinlerden alınan örnekler, Gideon Toury’nin Betimleyici Çeviri Çalışmaları temelinde ortaya koyduğu çeviri normlarından metinsel-dilsel normlar çerçevesinde irdelenmiştir. Bunun sonucunda, romanların yeniden çevirilerinde, ilk çevirilerinin aksine, sıfatların kaynak kültürde barındırdığı yan-anlamlar gözetilerek daha nötr bir biçimde aktarıldığı saptanmıştır.Item Rusçada zarf yapılarının incelenmesi üzerine(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Dalkılıç, Leyla; Rus Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiYabancı dil öğrenimi sürecinde öğrenciler birçok farklı sözcük türünü derinlemesine öğrenmektedir, ancak kimi konu başlıkları var ki bunlar üzerinde yüzeysel olarak durulmaktadır. Rusçanın yabancı bir dil olarak eğitiminde zarflar konusu üzerinde çok ayrıntısı ile durulmayan bir sözcük türüdür. Zarflar bir dildeki anlamsal zenginliği oluşturan en önemli dil öğeleridir. Bugüne kadar Türkiye’de doğrudan Rusçadaki zarflarla ilgili bir çalışma yapılmamış olması ve dilbilgisi kitaplarında çok az ve sınırlı olarak ele alınması bu yapıların yabancı dil eğitiminde göz ardı edildiklerini açıkça ortaya koymaktadır. Öğrenciler için bu sözcük türlerine ilişkin sınırlı kaynakların olması bunların kullanımı, işlevi ve yapısal özelliklerinin tam olarak anlaşılamamasına neden olmaktadır. Bir başka sorun da diğer sözcük türleri ile yapısal yakınlığından dolayı dilde sahip olabilecekleri işlevsel özelliklerin tam olarak anlaşılamamış olmasıdır. Rus gramer geleneğinde de zarfların tanımı, yapısı, anlamsal ve işlevsel özelliklerine göre farklı yaklaşımların bulunması esasında üzerinde çok durulmayan bu gramer sınıfının daha derinlemesine incelemesi gerektiğini göstermektedir. Bu çalışmada Rusçadaki zarflar yapısal, anlamsal ve işlevsel özellikleri temel olmak üzere üç çerçeveden incelenmektedir. Bu yapıların özümsenmesinde ve ayırt edilebilmelerindeki zorlu noktalar da ayrıntılı olarak ayrıca ele alınmaktadır. Buradaki amaç, Rusçadaki zarfların özelliklerini geniş bir perspektiften sistematik olarak sunarak Türkçe anadili konuşucuları için yabancı bir dil olarak öğrendikleri Rusçadaki zarf yapılarını daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktır. Bununla birlikte çalışmanın bir diğer amacı da Türkiye’de Rusça zarf yapıları üzerine ele alınmayan yaklaşımları geniş kitlelere tanıtmaktır.Item Varıatıons ın complıment responses across gender ın dıfferent dıscoursal settıngs(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Baş, Melike; Other; OtherThis study aims at investigating compliment responses of female and male Turkish university students in different compliment situations. The data were collected through a written discourse completion task under four situational settings: appearance, performance, character, and possession. 100 undergraduate students (50 males and 50 females) participated in the study. Holmes’s (1988a, 1988b) macro and micro categories were adapted and developed to analyze the compliment responses of the participants. The responses of both groups obtained from the discourse completion task were compared qualitatively and quantitatively. Results indicated that the general pattern for participants is Accept, Evade and Reject strategies at the macro level and Appreciation Token and Shift Credit at the micro level. Some statistically significant differences between the responses of females and males were identified. Both at the macro and micro levels, how females and males respond to the compliments vary with respect to the situational context they receive the compliment. Under specific situations participants tend to reply similarly which help us to come up with an ethnographic account of CRs.Item Çocuk edebiyatı ürünlerinde farklı sanatların varlığına ve sunuluş biçimine ilişkin bir inceleme(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Bayraktar, Ayşegül; Sınıf Öğretmenliği; Eğitim Bilimleri FakültesiOkulöncesi dönemden başlayarak öğretimin her aşamasında çocukların farklı sanatlarla buluşturulması çocuğun sanat eğitimi süreci açısından önemli ve gereklidir. Çocuğun farklı sanatlarla buluştuğu ortamlardan biri de çocuk edebiyatı ürünleridir. Bu nitelikteki ürünler görsel ve dilsel metinler yoluyla çocukları öteki sanatlarla buluşturur, doğal kurgusu içinde bu sanatların önemini ve gerekliliğini duyumsatır ve böylece çocukların bütüncül bir sanat eğitiminden geçmesine katkıda bulunur. Çocuk edebiyatı ürünleri gerek içerik ve tasarım özellikleri açısından gerekse başka açılardan birçok çalışmanın konusu olmuş; ancak bu nitelikteki ürünlerin çocuğu öteki sanatlarla buluşturma işlevini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı, çocuk edebiyatı adı altında çok satılan kitaplarda çocukları sanatın farklı dallarıyla buluşturacak, onlara bu sanatların önemini duyumsatacak anlatımların olup olmadığını belirlemektir. Araştırma, nitel araştırma yaklaşımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın inceleme nesnesi, nitel araştırma yaklaşımı içinde yer alan amaçlı örnekleme yöntemlerinden “ölçüt örnekleme” yoluyla belirlenmiştir. Çalışma kapsamında incelenecek kitaplar «Idefix Online Kitabevi» adlı kitap satış sitesinin ve “D&R Kitabevi”nin çok satılan çocuk kitapları sayfalarından alınmıştır. Bu amaçla her iki sitenin listesinde ortaklık gösteren 20 kitap incelenmek üzere seçilmiştir. Çalışma sonucunda çok satılan çocuk kitaplarının farklı sanatların olanaklarını yazınsal bir biçimde yansıttığı, çocukta bu sanatlara karşı farkındalık yaratacak nitelikte olduğu görülmüştür.