Cilt:08 Sayı:02 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:08 Sayı:02 (2021) by Issue Date
Now showing 1 - 7 of 7
Results Per Page
Sort Options
Item Ankara Üniversitesi İlef Dergisi(Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2021) Çakır, Ezgi; Other; Otherİfade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün baskıcı yönetimlere karşı toplumdaki ahlaki çöküşün önlenmesinde bir güvence olarak savunulması gerekmektedir. Gerçeğin bastırılması, fikir çeşitliliğinin aşamalı olarak daraltılması toplum için son derece tehlikeli ve zararlıdır. Bu çalışma, Avrupa Birliği Türkiye raporlarının ifade ve medya özgürlükleri açısından incelenmesine odaklanmaktadır. İlerleme Raporları bağlamında Türkiye’nin 2000-2019 yılları arasında ifade ve basın özgürlüğündeki seyri içerik analizi kapsamında incelenecektir. Elde edilen bulgularla, Avrupa Komisyonu’nun ifade ve basın özgürlüklerinin korunması kapsamında Türkiye’den beklentilerini hangi yönde yoğunlaştırdığı ortaya konulacaktır. Çalışma sonunda, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası normlarda ve ulusal mevzuatta düşünce, ifade ve basın özgürlüklerinin sınırları yasal güvencelerle açıkça belirgin olduğu halde söz konusu olan yükümlülüklerini pratikte yerine getirme konusunda başarı gösteremediğine ulaşılmıştır.Item Dijital Heterotopya Olarak Change.Org: Foucaultcu Bir Yaklaşım(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, 2021) Akçay, Ebru; Other; OtherTeknolojik gelişmeler ve özellikle İnternet, kültür ve toplum kavrayışını büyük oranda şekillendirmektedir. Dijital kültür ile politika, ekonomi, iktisadi faaliyetler ve ticaretin yeni biçimleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Dijital iletişim araçları, sadece kamuların birbirleriyle iletişim kurmaları için değil, aynı zamanda toplumsal sorunlara karşı örgütlenebilmeleri için de etkili platformlar sağlamaktadır. Bu bakımdan, dijital aktivizm fiziksel olmayan toplulukların ve yeni örgütlenme biçimlerinin ortaya çıkabilmesi için imkân sunmaktadır. Çevrimiçi imza kampanyası platformu olan ve dünya çapında birçok kampanyanın başlatıldığı Change.org en etkili dijital aktivist platformların arasında yer almaktadır. Literatürde Change.org’u etkili bir dijital aktivist platform olarak inceleyen birçok araştırma bulunmasına rağmen, söz konusu platformu heterotopik bir alan olarak tanımlayan bir çalışma bulunmamaktadır. Bu bağlamda, bu çalışma Change.org’un Michel Foucault’nun yaklaşımından temellenen bir kavram olan dijital heteretopya olarak nasıl incelenebileceğini ortaya koymaya amaçlamaktadır. Araştırma yöntemi olarak betimsel vaka incelemesi yöntemi kullanılmış ve analiz için dört kategori belirlenmiştir. Çalışma; kendi topluluk kuralları ile birlikte alternatif alanları aynı anda hem yansıtan hem de üreten, farklı alanları, olayları ve konuları tek bir yerde bir araya getiren Change.org’un dijital heterotopya örneği olarak değerlendirilebileceğini ortaya koymuştur.Item Yeni Medya Ortamlarında İzleyici Seçimi ve Öneri Algoritmaları: Netflix Örneği(Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2021) Özel, Sedat; Other; OtherBu çalışma, algoritmaların tüketici kararlarında ne derece etkili olduğunu ve buna bağlı olarak kişiselleştirme/özelleştirme gibi uygulamaların algoritmik art alanında izleme pratiklerini nasıl maniple ettiğini incelemeyi hedeflemiştir. Bu hedef doğrultusunda, yarı yapılandırılmış soru formu oluşturularak, amaçlı örneklem tekniğiyle belirlenen 8 Netflix kullanıcısıyla ‘derinlemesine görüşme’ gerçekleştirilmiştir. Böylece, kullanıcıların yeni medya mecralarındaki tercih ve tüketim davranışları ile öneri algoritmaları arasındaki ilişki üzerine veriler elde edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgular bağlamında Netflix arayüz, kişiselleştirme ve öneri özelliklerinin, izleme pratiklerini yönlendirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu yönlendirmenin özellikle Netflix’in belirlediği içeriklerin izlenmesini sağlayacak bir pazarlama stratejisine hizmet ettiği düşünülmektedir. Ayrıca kullanıcıların izleyecekleri içeriği bulma/tercih etme yolu olarak Netflix’in tavsiye sistemlerini kullandığı, arayüzün içerik aramada kendi önerilerine ve listelerine yönlendirecek şekilde tasarlandığı, bu listelerde ve ana ekrandaki tanıtımlarda Netflix’in ön plana çıkarmak istediği yapımların yer aldığı ve içeriğin sunuşunun hızlı tüketime uygun olarak kurgulanmasından dolayı tüm katılımcıların ‘tıkınırcasına izleme (binge watching)’ pratiğine sahip olduğu çalışmanın ulaştığı bulgular arasındadır.Item Amerikan Ulus Mitlerinin Sorgulanması Olarak Gazap Üzümleri(Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2022) Gürbüz, Özge Nilay Erbalaban; Other; OtherBu makalenin amacı, bir roman uyarlaması olan ve Büyük Bunalım dönemine odaklanan Gazap Üzümleri (John Ford, 1940) filminin gösterenlerini, Amerika Birleşik Devletleri’nin temel ulus mitleri açısından incelemek, filmin bu ulus mitleriyle tarihsel gerçeklik arasındaki çelişkilere odaklanan eleştirel söylemini açığa çıkarmaktır. Bu nedenle film çözümlenirken Amerika Birleşik Devletleri’nin uluslaşma sürecinin kurucu mitlerini oluşturan temel kültürel metinlerin ve filmde yansıtılan dönemin toplumsal koşullarını içeren tarihsel verilerin filmin teması, konusu ve olay örgüsü açısından karşılaştırılması yöntemi kullanılmıştır. Filmin hikayesini oluşturan olayların ulusal mitlerdeki karşılığı bulunmuş, mitlerde yer alan içerikler incelenmiş, filmdeki olayların içerikleri ve ulusal mitlerin içerikleri arasındaki farklara odaklanılmış ve bu farklar mitlerin içerikleri açısından yorumlanmıştır Farkları en uygun biçimde yorumlayabilmek için Karl Marx’ın ekonomi politik eleştiri kuramındaki fikirlerinden, Max Horkheimer’ın eleştirel kuramından, Theodor Adorno’nun kültür endüstrisi kuramından, kültür tarihçilerinin çalışmalarından ve film araştırmalarından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda filmin, ulusal mitleri krizin etkilerinden biri olan toplumsal çözülmeyi engellemek ve kolektif hafızadaki bütünleşme duygusunu yeniden kurmak için kullanmadığı görülmüştür. Bunun yerine filmdeki olay örgüsü, olay örgüsündeki çatışmalar, karakterlerin mücadele ettiği toplumsal koşullar Amerika Birleşik Devletleri’nin uluslaşma sürecindeki kurucu mitlerinde vadedilenlere aykırı bir biçimde kurulmuştur. Bu yönüyle filmin belirtilen yıllarda Hollywood içinde istisnai bir eleştirel yapıya sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Filmde Büyük Bunalım döneminde tipik bir Amerikan çiftçi ailesinin, ulus mitlerinde vadedilen refaha, başarıya, sınıf atlamaya, kendi kendine yetmeye, toplumla bütünleşmeye ulaşamadığı mesajı eleştirel bir biçimde verilmektedir.Item İletişim Fakültesi Öğrencilerinin Medya Emek Piyasasına Dönük Algı ve Beklentileri: Ankara Örneği(Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2022) Bulut, Çağrı Kaderoğlu; Other; İletişim FakültesiBu çalışma iletişim fakültesi öğrencilerinin medya emek piyasasına dönük algı ve beklentilerini incelemektedir. Söz konusu algı ve beklentilerin, eğitim-istihdam ilişkisinin yapısı ve medya emek piyasasının koşulları ekseninde şekillendiği söylenebilir. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak eğitim-istihdam ilişkisinin dönüşen yapısı ele alınmakta, ikinci bölümde Türkiye’de medya emek piyasasının durumu irdelenmektedir. Üçüncü bölümde araştırmanın kapsamı ve yöntemi serimlenmekte ve son bölümde saha araştırmasının bulguları tartışılmaktadır. Çalışma, Ankara örneğinde 240 öğrenci ile yüz yüze anket yoluyla yapılan saha araştırmasına dayanmaktadır. Araştırmanın bulguları “öğrencilerin demografik ve sosyal profili”, “iş bulma umudu ve kanalları”, “çalışma koşulları ve ortamı”, “mesleğin anlamı ve toplumsal yararı”, “eğitim süreci ve eğitim-istihdam ilişkisi” temaları ekseninde incelenmiştir. İletişim fakültesi öğrencilerinin medya emek piyasasına dönük algı ve beklentilerinin, genç neslin yalnızca kendi meslek pratiklerine ve geleceklerine dönük değerlendirmelerini değil, aynı zamanda ülkenin ve mevcut toplumsal yapının geneline ilişkin ipuçlarını da barındırdığı belirtilebilir.Item Enformasyon Toplumu Teorilerinin Üç Çelişkisi: Teknoloji, Enformasyon ve Akıl Fetişizmi(Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2022) Canpolat, Emre; Other; OtherBu çalışma, özellikle 1980’li yıllardan itibaren düşünsel alanda etkisini arttıran ve enformasyon teknolojilerinin artan önemini odak noktasına alan teorilerdeki fetişizm sorununu incelemektedir. Enformasyon toplumuyla simgeleşen bu teoriler, yalnızca düşünsel dünyada etkili olmamış, 1980’li yıllardan itibaren uygulamaya konan ve küresel ölçekte neo-liberal politikalar olarak da bilinen politikalar zincirine de kaynaklık etmiştir. Enformasyon toplumu teorileri, genel olarak, teknolojiyi toplumsal bağlamından kopuk ve topluma dışsal bir şey statüsünde değerlendirmiştir; emek-değer teorisine karşı, insan emeğine dışsal bir bilgi-değer teorisini ileri sürmüştür ve bu yolla, aklın bölünmesini derinleştirerek aklı teknokrasinin kullanımıyla sınırlandırmıştır. Tüm bunlar, fikirsel düzeyde, teknolojinin, enformasyonun ve aklın birer fetiş unsura dönüştürülmesinin ifadeleri olarak karşımıza çıkmaktadır.Item Türkiye’deki Gazetelerin İnternet Sitelerinde Çilem Doğan Davası(Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2022) Erol, Devrim Deniz; Other; OtherÇilem Doğan davası 2015 yılında başlamış gerek medyada gerekse toplumsal alanda ilgi görmüş ve tartışılmıştır. Bu çalışma Doğan davasının hukuki ve toplumsal bağlamı çerçevesinde haber medyasındaki temsiline odaklanmaktadır. Bu amaçla gazetelerin internet sitelerindeki haber ve haber fotoğraflar eleştirel söylem analizi tekniğiyle analiz edilmiştir. Çalışmada, yaygın medya içinde yer alan Hürriyet, liberal; AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) hükümetine yakın olan Yeni Akit, muhafazakâr ve İslamcı; muhalif basın içinde yer alan Birgün ise radikal solu temsilen seçilmiştir. Araştırmanın sonuçları, incelenen gazetelerin internet sitelerinin dava sürecini ideolojik çizgileri ve yayın politikalarıyla bağlantılı olarak inşa ettiklerini göstermektedir. Birgün, dava sürecini ve Çilem Doğan’ı meşru müdafaa hakkı üzerinden temsil etmiş ve haberlerinde davanın sosyo-kültürel, tarihsel ve hukuksal bağlamına yer vermiştir. Hürriyet’te bu bağlam, magazin ve dramatize edici unsurlarla gölgelenmiş ve Doğan, daha çok bir “kurban” olarak temsil edilmiştir. Yeni Akit, davanın sosyo-kültürel ve tarihsel bağlamına yer vermemiş, şiddeti kişiselleştirmiş ve Doğan’ı kocasını öldüren “suçlu” bir kadın olarak temsil etmiştir