Cilt:76 Sayı:02 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:76 Sayı:02 (2021) by Issue Date
Now showing 1 - 8 of 8
Results Per Page
Sort Options
Item İttifaktan Savaşa: 2 Ağustos 1914 Tarihli Osmanlı-Alman İttifak Anlaşması ve Yansımaları(Ankara Üniversitesi, 2021-05-28) Özgüldür, Yavuz; Siyasal Bilgiler FakültesiSavaşın giderek yaklaşması karşısında aceleyle müttefik arayışına giden Osmanlı yönetimi, İtilaf Devletleri nezdinde sürdürdüğü ittifak girişimlerinden birsonuç elde edemeyince, zorunlu olarak İttifak Devleri safına yönelmiş, ancak ilk etapta başarı elde edememişti. Çünkü Osmanlı devletinin ekonomik çöküntü görünümü, ordunun önemli ölçüde silah ve malzeme ihtiyacının karşılanma zorunluluğu Almanya ve Avusturya’nın da ittifak konusunda isteksiz davranmasına yol açmıştı. Ayrıca stratejik ve ekonomik değeri yüksek Osmanlı toprakları üzerindeki emelleri de ittifak için tereddüt geçirmelerine yol açmaktaydı. Ancak savaşın çok yaklaşması ve Almanya’nın ham Fransa ile hem de Rusya ile savaşmak zorunda kalacak olması, Osmanlı müttefikliğine ihtiyaç duymalarına yol açtı. İstanbul’daki Alman Büyükelçisi Baron von Wangenheim’a Osmanlı hükümeti ile bir ittifak antlaşması imzalanması konusunda yetki verilmiş ve acele etmesi istenmiştir. Sadrazam Said Halim Paşa tarafından 25 Temmuz 1914’de Padişahtan alınan bir yetki belgesiyle başlatılan ittifak görüşmeleri, 2 Ağustos 1914’de tamamlanmış ve aynı gün antlaşma imzalanmıştır.Item Küreselci Reformların Sonrası(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Güler, Birgül Ayman; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiKüreselci yönetsel reformlar dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 1980-1995 yılları arasında ‘yapısal uyarlama reformları’, 1995-2010 yılları arasında ‘düzenleyici reformlar’ adı altında yürütülmüştür. Bu reform süreci 2008 yılından itibaren çökmüştür. Türkiye’de küreselci reformların özelleştirme politikasında amacına eriştiği, ancak egemen devlet olgusu üzerinde herhangi bir etki yaratamadığı görülmüştür. 2010 yılından bugüne bazı kuralların uygulamasına son verilmiş, başlıca kurumların ise işlevleri değiştirilmiştir. Bununla birlikte egemen devlet anlayışına uygun kapsamlı yeni reformlara gidilmemiştir. Bu nedenle kamu yönetimi yapısında ve zihniyetinde birbiriyle çelişkili ve çatışmalı durumlar yaygındır. Küreselci reform tortularının temizlenmesi ve kamu yönetiminin küreselcilik sonrası dünyanın yeni koşulları da göz önünde bulundurularak derlenip toplanması gerekir.Item Türkiye’de Tarım Sektöründe Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kanun ve İş Hukuku Kapsamında Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Kanvermez, Çağdaş; Sümer, Sarp Korkut; Siyasal Bilgiler FakültesiTarım sektörü, çok farklı tehlike ve riskleri barındırması nedeniyle, iş sağlığı ve güvenliği bakımından incelendiğinde dünya genelinde en tehlikeli iş kollarından biri olarak görülmektedir. Bu sektörde çalışan çoğu işçi, iş sağlığı ve güvenliği kanunu ve ilgili yönetmelikleri ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalmaktadır. Tarım sektöründe çoğu işletme; çalışan sayısı 50 kişinin altında veya kendi nam ve hesabına çalışan aile işletmeleridir. Söz konusu bu gruplar İş Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında kalmaktadır. Bunun sonucu olarak da iş güvenliğine ilişkin mevzuat hükümleri ancak büyük tarım işletmelerinde uygulanmakta ve küçük işletmelerde iş kazaları, iş günü kayıpları, meslek hastalıkları gibi vakalar yasal olarak takip edilememektedir. Bu çalışmada tarım sektörü çalışanlarının ilgili kanun ve yönetmeliklerde kapsam dışı kalmaları, tarımın kendisine özgü çalışma ve uygulama özellikleri ile çalışanların durumları (çocuk veya genç işçi olması, gebe kadınlar, yaşlılar vb.) birlikte değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmelerde, çalışma istatistikleri, literatür bilgisi ve iş hukuku ile iş sağlığı ve güvenliği kanunları dikkate alınmış ve öneriler getirilmiştir.Item Determinants of Corruption: The Case of Sub-Saharan Africa(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Gök, Adem; Siyasal Bilgiler FakültesiCorruption has been an epidemic in Africa since the age of colonization. The average level of corruption in Sub-Saharan Africa has been on the rise since. The results support the theory of self-reinforcing corruption in the sense that past corruption levels become an important determinant of current corruption levels due to strategic complementarity. The gap between more corrupt and less corrupt countries stays the same as more corrupt countries turning into more corrupt and less corrupt countries turning into less corrupt, demonstrating that corruption is pervasive in Sub-Saharan Africa. For the institutional determinants, we found that increase in political stability, better regulatory quality and higher level of democracy decreases the level of corruption in Sub-Saharan Africa. For the economic determinants, we found that a higher level of development and higher trade integration decreases the level of corruption and higher government expenditure and higher level of natural resources increases the level of corruption in Sub-Saharan Africa. For the socio demographic determinants, we found that higher level of infrastructure decreases the level of corruption while higher share of women in labor force, higher level of population and higher level of urbanization increases corruption in Sub-Saharan Africa.Item Remolding Turkey-EU Relations: The ‘Swiss Model’ of Differentiated Integration as an Alternative to the Customs Union?(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Altay, Serdar; Siyasal Bilgiler FakültesiAlternative models of differentiated integration with the European Union (EU) discussed in the context of Brexit might be inspiring for European and Turkish stakeholders who are concerned with overcoming the deepest crisis in bilateral relations of recent history. The forthcoming customs union modernization negotiations are likely to create an opportunity to bring Turkey-EU relations to a stronger mode of external differentiated integration as in cases of Norway or Switzerland and fix problems aroused by the current structure of the customs union. This paper examines Switzerland’s case as an alternative model of integration between Turkey and the EU which can be considered during the upgrade process. The paper compares and contrasts the Swiss model with the existing customs union and the European Commission’s (EC) two upgrade scenarios for the customs union which were proposed in December 2016. It lays out potential advantages and disadvantages of a Swiss model for Turkish-EU relations in the coming future and argues that Switzerland’s “free trade agreement plus” model provides a better alternative than the current form of the customs union and the EC’s scenarios.Item Türkiye’de Obezite Üzerine Sosyoekonomik Faktörlerin Etkisi ve Gelir Eşitsizliği(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Sipahi, Banu Beyaz; Siyasal Bilgiler FakültesiÇalışmada TÜİK 2008 ve 2010 Sağlık Araştırmaları verileri kullanılarak yetişkinler için obezite üzerinde eşitsizliğe yaratan sosyoekonomik ve demografik değişkenler analiz edilmiştir. Türkiye’de obezite ile sosyoekonomik değişkenler arasında ilişkiyi değerlendirmek için, probit model yaş, eğitim, gelir, yerleşim yeri, medeni durum, meyve tüketim sıklığı, sigara kullanım sıklığı, diyabet, hipertansiyon ve genel sağlık durumu gibi açıklayıcı değişkenler ile tahmin edilmiştir. Probit model tahmin sonuçlarına bağlı olarak, zenginlerle fakirler arasında obezitenin gelirle ilişkisini değerlendirmek için çeşitli yoğunlaşma indeksleri hesaplanmıştır. Obezitenin toplam yoğunlaşma indeksi 2008 ve 2010 yılları için sırasıyla -0.3749 ve -0.3058 bulunmuştur. Bu obezitede toplam eşitsizliğin düşük gelir grubunda yoğunlaşmış olduğunu gösterir. Ayrıca bu ifade Türkiye’de obezler üzerinde zenginler lehine eşitsizlik yarattığı söylenir. Çalışmanın bulgularına göre obez olmanın yaratmış olduğu eşitsizlikte temel sorun olarak eğitim düzeyi ve gelir dağılımı görülmektedir.Item Türk Vatandaşlığının Kazanılması Konusundaki Güncel Eğilim ve Anayasal Kurallar Işığında Saklı Nüfusa İlişkin Düzenlemeler(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Teksoy, Barış; Siyasal Bilgiler Fakültesi2017 yılında 7039 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle, Türk vatandaşlık hukukunun o güne kadar karşılaşmadığı bir şekilde, saklı nüfusun aile kütüklerine kayıtlarının yapılması Türk Vatandaşlığı Kanununda düzenlenmiştir. Getirilme amacı aksi yönde olmasına rağmen, hükmün uygulanma alanı önceki düzenlemelere nazaran daralmış, yabancı devlet vatandaşı olmama mutlak bir şart haline getirilmiştir. Türk vatandaşlık hukukunun temel kurallarıyla ve Türk Vatandaşlığı Kanununun yürürlükte olan hükümleriyle çelişen bir biçimde, aile kütüğüne kayıt işlemine vatandaşlığın kazanılması sonucu bağlanmıştır. Öğretide getirilen eleştirilerin somut etkisi olmadığı gibi, 2020 yılında yürürlüğe giren 2505 sayılı Yönetmelik ile bu tercihler tekrarlanmıştır. Bu ısrar karşısında, düzenlemeler ile getirilen hükümlerin tarihsel geçmişinin, içeriğinin, uygulanma alanının ve amaçlarının yeniden irdelenmesi ihtiyacı vardır. Düzenlemelerin doğurduğu hukuksal sonuçlar ise Türk vatandaşlığının kazanılması konusundaki anayasal kurallar ve güncel eğilim ışığında tartışılmalıdır.Item Kitap İncelemesi: Mülkiye'nin 160. Kuruluş Yıldönümü ve Kalıcı Bir Eser Türkiye'nin Modernleşme Süreci ve Mekteb-i Mülkiye(Ankara Üniversitesi, 2021-06-28) Toprak, Zafer; Siyasal Bilgiler FakültesiMülkiye’nin kuruluşunun 160. Yıldönümü nedeniyle, 2019 yılında SBF (Mülkiye) bir sempozyum düzenledi. Farklı kurumlardan geniş bir kesimin sunumları son kertede 807 sayfalık bir kitaba dönüştü. Türkiye’nin Modernleşme Süreci ve Mekteb-i Mülkiye başlığıyla on iki bölümden oluşan bir kitap ortaya çıktı. Ali Çankaya’nın sekiz ciltlik magnum opus’undan sonra bu eser, Mülkiye tarihini ülkenin makro gelişim sürecine yerleştiren değerli bir eser oldu. Öncelikle kitabı yayına hazırlayan Orhan Çelik, Can Umut Çiner ve Abdullah Pekel’den oluşan ekibi kutlamak gerek.