Cilt:63 Sayı:01 (2022)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:63 Sayı:01 (2022) by Issue Date
Now showing 1 - 16 of 16
Results Per Page
Sort Options
Item Kālikā Purāṇa’daki Satī Miti Üzerine Bir Değerlendirme(Ankara Üniversitesi, 2022) Deveci, Beyza Aybike; Other; OtherHer toplumun kendisine ait mitleri vardır. Bu mitler zamanın başlangıcında veya sonrasında gerçekleşen, tanrısal-yarı tanrısal varlıklara ait olaylar hakkında olduğu gibi bir şeylerin kökeni veya nedenini de anlatır. Mitler bu konuları anlatırken de ait olduğu toplum hakkında önemli bilgiler verir. Başlangıçta sözlü olarak aktarılan mitler daha sonra kayıt altına alınır. Böylece zaman içerisinde bazı mitlerin toplumundaki değişikliklere göre ya değişmeden birer anlatı olarak kaldığı ya da yeniden şekillenerek anlatılmaya devam ettiği görülür. Bu konuda Hindu mitolojisi de hem verdiği bilgiler hem de zaman içinde farklı şekillerde anlatılmaya devam ettiğinden dikkate değer bir çalışma alanı sunar. Bu çalışmada Ārilerin Hindistan’a gelmesi, Dravidlerle karşılaşması ve Hindu dini düşüncesinde yeni düşüncelerin çıkması sonucu toplumda meydana gelen değişim Kālikā Purāṇa’da yer alan Satī miti üzerinden gösterilmeye çalışılacaktır. Ayrıca mitlerin özellikleri ve işlevleri açısından söz konusu mit değerlendirilecektir.Item Eski Arap Eleştirisinde Şiir ile Ahlak Arasındaki İlişkinin Diyalektiği(Ankara Üniversitesi, 2022) SOLIMAN, Abdelkarim AMIN MOHAMED; Other; OtherEski Arap eleştirmenler, şiir ile ahlak arasındaki diyalektik konusunda iki ana gruba ayrılmıştır. Birinci grup, şiiri kabul etme konusunda dini önceleyerek/dini kıstas olarak alarak, İslami öğretilerin özüyle uyuşmayan her şeyi reddetmiştir. Bu eleştirmenler estetiğin yanı sıra ahlakı ve ahlaki değerleri de bir sanat ölçütü olarak kabul etmiştir. Hatta bazıları dinin ve ahlakın gereklerine bağlı kalmayı, bazen sanatsal kaygıların önünde tutmuştur. İkinci grup ise şiirin güzelliği ya da şairin yaratıcılığını değerlendirmede dini ölçüt olarak kullanmayı reddetmiştir. Bu eleştirmenlere göre şiir, sahip olduğu söz, tasvir ve ahenk özelliklerine göre ölçülmelidir. Bu iki grubun dışında üçüncü bir grup ortaya çıkmış ve şiirin değerlendirilmesi konusunda estetik metodu esas almıştır. Bu grup aynı zamanda ahlaki değerlerin muhafaza edilmesi ve dini öğretilere karşı olunmaması gerektiğini de ifade etmiştir. Bu çalışma söz konusu üç grubun şiirle ahlak arasındaki ilişkiye dair tavırlarını, eleştirmenlere ait görüşlerin yer aldığı kaynaklara dayanarak ve bu görüşleri eleştirel tahlillerle birlikte sunarak ortaya koyan bilişsel eleştiri yöntemi üzerinden incelemektedir. Çalışma, geçmişte ve günümüzde şiir eleştirisi ve özgünlüğü hususunda en önemli problemlerden birini ele alması itibariyle önem arz etmektedir. Makale, eski Arap eleştirmenlerinin bu probleme dair bakış açılarını değerlendirmenin yanı sıra geçmişte şiir ile ahlak arasında bir ilişkinin var olduğunu inkâr eden ve şiirde din, ahlak ve örf dışına çıkmayı gerekçelendirmeye çalışan bazı modern Arap eleştirmenlerinin iddialarına da eleştiriler sunmayı hedeflemektedir.Item Dinî Gruplarda Hegemonik İşleyiş Mekanizması(Ankara Üniversitesi, 2022) Sarmış, Mustafa; Other; OtherBu makalenin amacı; dinî grupların sosyal yapısal temel unsurlarının üyeler üzerindeki etkilerini, üyelerin dinî gruplara yönelmelerini sağlayan güdüleri, grupla bütünleşmelerini sağlayan ögeleri ortaya çıkarmak ve söz konusu faktörlerin üyelerde bir hegemonyaya yol açıp açmadığını belirleyerek bu hegemonik unsurların bir işleyiş mekanizması üzerinden üyeleri yönlendirip yönlendirmediğini inceleme altına almaktır. Makalede grupların yapısal özellikleri ve üyelerin gruplara yönelik tutum ve davranışları teorik açıdan sosyal psikolojik bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu kapsamda sosyal etki ve uyma konusu başta olmak üzere itaat, boyun eğme, özdeşleşme ve benimseme olguları, grup-üye arasındaki etkileşimler ve gruplar arası ilişki biçimleri hegemonya kavramıyla bağlantılı olarak araştırılmaktadır. Makalede yorumlayıcı sosyal bilimsel yaklaşım çerçevesinde ideal tip yöntemi kullanılmıştır. Bu bağlamda Türkiye’deki tarikat ve cemaatlere yönelik gerçekleştirilmiş çalışmalar doküman analizi yöntemiyle incelenmiş, aynı zamanda araştırmacının çeşitli gözlemleri dikkate alınarak hegemonyaya yol açabilecek özellikler on başlık altında toplanmıştır.Item Tolga Savaş Altınel. İsrailoğulları’nın Kutsal Soyu Kohenler. İstanbul: MilelNihal Yayınları, 2021. XIV+263 s. ISBN: 978-605-06488-5-0(Ankara Üniversitesi, 2022) Meral, Yasin; İlahiyat; İlahiyat FakültesiBu çalışma Tolga Savaş Altınel'in İsrailoğulları’nın Kutsal Soyu Kohenler kitabını değerlendirmektedir.Item Tasavvufun Teşekkül Sürecinde Anahtar Bir Kavram Olarak Ḫavāṭır: El-Ḥāris̠ el-Muḥāsibī’nin Yaklaşımı(Ankara Üniversitesi, 2022) Aydemir, Hasan; Other; OtherTasavvuf, kelam ve felsefe ehline müntesip düşünürler ḫavāṭır kavramını hicri üçüncü asırdan itibaren farklı anlayış biçimleriyle ele alır. El-Hāris̠ el-Muḥāsibī (ö. 243/857) de ḫavāṭırı ahlaki ve pratik bir zeminde riʿāyet anlayışının temel bir unsuru olarak işler. Onun yaşadığı dönemde kimi zahidlerin eylemlerini sübjektif tecrübelerle elde ettikleri bilgilere dayandırmaları krize neden olan bir etkendir. Ayrıca bu bilgileri aktarmak için dāʿī/devāʿī, ʿāriḍ, vesvese, nezġ/nezeġāt, ḥadīs̠u’n-nefs, ilhām, ḥikmet ve maʿrifet gibi birçok ifade kullanmaları da kavram kargaşasına sebep olan diğer bir müessirdir. El-Muḥāsibī, tasavvufun bir din ilmi olarak teşekkülüne engel olan bu krizleri aşmak için anahtar bir kavram olarak sistematik ve bütüncül bir ḫavāṭır anlayışı geliştirir. Böylece dinî bir ilim olma yolunda ilerleyen tasavvufun bilgi yöntemini Kur’an ve sünnet temelli bir anlayış üzerinden inşa eder. Bu çalışmada ilk olarak el-Muḥāsibī’nin geliştirdiği bu anlayışının özgünlüğünü sorgulamak üzere ḫavāṭır kavramının din bilimlerinde kullanılmaya başlandığı tarihî serüven incelenmiş ve beraberinde el-Muḥāsibī’nin ḫavāṭır anlayışını oluştururken felsefe ve Muʿtezilī düşünürlerden etkilenip etkilenmediği mukayese edilerek tartışılmıştır. Bunun yanı sıra ḫavāṭır kavramı üzerinden onun riʿāyet düşüncesi ve insan doğasına dair fikirleri açıklanmıştır. Ayrıca bu çalışmada ḫavāṭıra benzeyen ifadelerin sebep olduğu kavram kargaşasına karşı el-Muḥāsibī’nin nasıl bir yöntem geliştirdiği, bireyin kalbine gelen ḫavāṭıra karşı sorumluluğunun ve epistemolojik değerinin ne olduğu saptanmıştır. Son olarak el-Muḥāsibī’nin ḫavāṭır konusu çerçevesinde muhalif ve muvafık olduğu zümreler tespit edilmiştir.Item Tayyar Altıkulaç. Daniel Alan Brubaker’e Reddiye. İstanbul: İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA), 1442/2020, 109 s. ISBN: 978-92-9063-049-4(Ankara Üniversitesi, 2022) Kösesoy, Abdulvahap; Other; OtherBu çalışmada, Tayyar Altıkulaç’ın Daniel Alan Brubaker’e Reddiye isimli eseri değerlendirilmiştir.Item Meṣābīḥu’s-Sunne Şerh Literatürü(Ankara Üniversitesi, 2022) Akbaş, Mustafa Yasin; Other; Otherel-Ferrāʾ el-Beġavī’nin (ö. 516/1122) Meṣābīḥu’s-Sunne isimli hadis derlemesi yazıldığı günden itibaren ilgiyle karşılanıp farklı coğrafyalardaki medrese ve dāru’l-ḥadīs̱lerde okunmuştur. Bu ilgi sonucu eser hakkında farklı dönemlerde çok sayıda şerh kaleme alınmıştır. El-Meṣābīḥ şerhlerini listeleyen çalışmalarda çoğunlukla birbirinin tekrarı ve karışık bilgiler yer almaktadır. Bu durum ilgili çalışmalarda kaynaklardaki bilgiler ve kütüphane katalog kayıtları ile yetinilmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca şimdiye kadar hazırlanan listelerde şerhlerin özellikleri hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu makalede el-Meṣābīḥ şerhleri tespit edilip incelenmekte, ortak ve farklı yönleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Çalışmada öncelikle şerhlerin listesi sunulmuş ve eserin hacmini artırmamak gayesiyle müellifler ile eserler tanıtılmadan yalnızca kaynaklara atıf yapılmıştır. Ayrıca varsa müellif ve eser hakkındaki ihtilaflara temas edilmiştir. Makalede el-Meṣābīḥ’in günümüze ulaşan 25 şerhi tespit edilmiş, matbu 6 eserin yanı sıra yazma haldeki 19 şerh listelenmiştir. Kaynaklarda ismi geçen 4 şerhin kayıp olduğu, harici bir bilgi ile teyit edilemeyen 11 şerhin ise sadece müelliflerine nispet edildiği tespit edilmiştir. Şerhler değerlendirilirken müelliflerin yaşadıkları bölge ve dönem ile ilmî kişilikleri dikkate alınarak karşılaştırma yapılmıştır. Ardından muhteva başlığı altında şerhlerin özellikleri incelenerek ortak ve hususi yönlerine dikkat çekilmeye çalışılmış, el-Meṣābīḥ’in temel şerhleri ile bunlardan istifade eden diğer şerhler belirlenmiştir. Bu kısımda hususi bilgileri öne çıkaran şerhlere de temas edilmiştir. Şarihlerin yorumlarında temel aldıkları alimler ve eserler ile el-Meṣābīḥ şerhlerinin birbirlerine ve sonraki eserlere ne ölçüde kaynaklık ettikleri ise kaynaklar ve etkileşim başlığında incelenmiştir. Makalenin sonuna Meṣābīḥu’s-Sunne şerhleri hakkındaki temel bilgiler tablo halinde eklenerek bu eserler ve özellikleri toplu halde gösterilmeye çalışılmıştır.Item Tarihe Düşülen Kıymetli Bir Not: Son Halife Abdülmecid Efendi’nin Torunu Muffakham Cah Bey’le Mülakat(Ankara Üniversitesi, 2022) Kutlutürk, Cemal; İlahiyat; İlahiyat FakültesiBu çalışmada son halife Abdülmecid Efendi'nin torunu Muffakham Cah Bey'le Hindistan'ın Haydarabad kentinde gerçekleştirilen mülakata yer verilmiştir.Item Nikah Akdi: İslam Hukukunda Evlilik ile Akit Arasındaki İlişkinin Açıklanması(Ankara Üniversitesi, 2022) Yaşar, Hakime Reyhan; Other; OtherÇağdaş akademik literatürde nikah akdinin ticari akitlerle olan benzerliği araştırmacıların ilgisini çekmiş ve bu ilgi nikahın akdi boyutunu inceleme ve çözümleme ihtiyacını doğurmuştur. Nikah akdinin ne tür bir akit olduğu, ticari akitlerle olan ilişkisi ve evlilik için şer’an önemli bir araç olan akdin mahiyeti fakihler tarafından tartışılmıştır. Ḥanefī ve Şafiʿī mezhebi arasında nikahın akit boyutunun hakikat mi yoksa mecaz mı olduğu sorusu bu tartışmanın somut tezahürü olarak karşımıza çıkar. Çağdaş batı literatürü nikahın akdi boyutunu çözümlemeye çalışırken İslam geleneğinde akit kavramını, akit nazariyesi ve akdin mecazla ilişkisine dair tartışmalar üzerinde durmaz ve nihayetinde bir takım tartışmalı neticelere ulaşır. Bu çalışmanın amacı çağdaş çalışmaları da içerecek şekilde, Ḥanefī mezhebinin nikah akdinde mecazla kurduğu ilişki üzerinden nikah akdi ve ticari akdin irtibatı ve bu irtibattan doğan sorunları ele almaktır.Item İbn Meymūn’un Mişne Tora Adlı Eseri ile İslam Hukuku Muḫtaṣar Edebiyatı Arasındaki İlişki Üzerine(Ankara Üniversitesi, 2022) Ceylan, Hadi Ensar; İlahiyat; İlahiyat FakültesiBu yazıda İbn Meymūn’un Mişne Tora adlı eserinin, İslam hukukundaki muḫtaṣar edebiyatından şekil ve içerik yönünden etkilenerek yazıldığı iddia edilmektedir. Bu etki, Mālikī fakih İbn Ruşd’un el-Muḳaddemāt ve’l-Mumehhedāt adlı eseriyle karşılaştırılarak ortaya konulmaktadır. Her iki eserin de birer fıkıh muḫtaṣarı olmalarına rağmen itikadi bahisleri içeren bölümlerle başlaması, ilmin önemi ve adabına ilişkin hükümleri içermesi iddiamızı destekleyen öne çıkan delillerdir. Bu bağlamda İbn Meymūn’un eserinin, bölüm başlıkları açısından tasnifinin de klasik İslam hukuku kitaplarındaki bölümlemeye oldukça benzemesi dikkat çekmektedir.Item ŞE 4141 Rulo: Türk ve İslam Eserleri Müzesinde Kufi Bir Kur’an Elyazması(Ankara Üniversitesi, 2022) Gözeler, Esra; İlahiyat; İlahiyat FakültesiBu makale Türk ve İslam Eserleri Müzesi (TİEM) Şam Evrakları Koleksiyonunda ŞE 4141 Rulo envanter numarasıyla kayıtlı Kur’an elyazmasının neşri ve incelemesidir. Kūfī hatlı bu parşömen Kur’an elyazması yaygın olanlardan farklı olarak rulo formdadır. Rulo 82 cm uzunluğunda, 14 cm genişliğinde tek parçadır. Parşömen rulonun her iki yüzünde de Kur’an metni yazılıdır. Elyazmanın her bir yüzünde 92 satır bulunmaktadır. Parşömenin başında ve sonunda dikişler olması devam eden bir metnin ara parçası olduğunu göstermektedir. Elyazmanın 1a yüzü 7/el-Aʿrāf: 104-137. ayetleri; 1b yüzü 7/el-Aʿrāf:180-206. ayetleri içermektedir. Metnin ana mürekkep rengi kahverengidir. Makale bu elyazmasını muhteva, kodikoloji, imla, ayet sonu işaretleri ve süsleme özellikleri çerçevesinde analiz etmektedir.Item Dokuzuncu Diyanet İşleri Başkanı Ali Rıza Hakses (1892-1983) ve Döneminde Gerçekleştirilen Yaygın Din Eğitimi Faaliyetleri(Ankara Üniversitesi, 2022) Yılmazkurt, Ahmet; Other; OtherBu çalışmanın amacı; literatürde, hakkında birinci el kaynaklara dayanan hiçbir çalışma bulunmayan dokuzuncu Diyanet İşleri Başkanı Ali Rıza Hakses ve döneminde gerçekleş-tirilen yaygın din eğitimi faaliyetlerini incelemektir. Betimsel tarama modeli üzerine inşa edilen çalışmada, verilerin toplanma sürecinde belgesel tarama tekniği, verilerin analiz edilmesinde ise betimsel analiz yöntemi tercih edilmiştir. Sonuç olarak Hakses’in Osmanlı’nın yıkılışına ve Cumhuriyet’in kuruluşuna tanıklık eden, üstlendiği farklı gö-revlerle teşkilatın kurumsal yapısına, hali hazırdaki sorunlarına ve onların çözüm yolla-rına vakıf olan önemli bir din alimi olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, söz konusu birikim neticesinde, Hakses döneminde teşkilatın, yaygın din eğitimi faaliyetleri ile ilgili gerçekleştirmeye çalıştığı temel hedeflerinin şunlar olduğu tespit edilmiştir: Diyanet İşleri Başkanlığı için gerekli olan tüzük ve yönetmelikleri çıkarmak; teşkilat mensupları-nın mesleki formasyonlarını yükseltmek; ülkedeki ibadethanelerin sayısını ve verimlili-ğini artırmak; dini ve milli günleri milletin birliği ve beraberliği noktasında etkin kul-lanmak; taşra teşkilatında din hizmeti sunan tüm müftülüklerde birer kütüphane oluş-turmak ve dini yayın ve basın hizmetlerinin sayısını ve çeşidini arttırmak.Item Başlangıçtan 19. Yüzyıla İslam Ahlak Düşüncesine Bütüncül Bir Bakış: Konu-Problem (Mevḍūʿ-Mesāʾil) Ayrımı Temelli Bir Literatür Tasnifi(Ankara Üniversitesi, 2022) Arıcı, Mustakim; Other; Otherİslam ahlak düşüncesi üzerine yazılan modern Arapça, Türkçe ve İngilizce araştırmalarda ahlak (el-aḫlāḳ, ethics); edep, tasavvuf, felsefe ve kelamı içerecek şekilde, teorik, pratik, analitik, normatif ve benzeri yaklaşımlardaki tüm literatürleri kapsayan üst terim olarak kullanılmakta ve bu kullanım, genel bir kabule mazhar olmaktadır. Ancak bu çalışmalarda İslam düşüncesinde ahlakın neyi kapsadığı ve neyi dışarıda bıraktığı ve daha ziyade bunun hangi ilkelere göre belirlendiği tam olarak cevabını bulamamıştır. Bu makalede İslam ahlak düşüncesi alanında ortaya konulan ve genel kabul gören literatür tasniflerini sorgulamakta ve bir tasnif teklifinde bulunmaktayız. Literatürü başlangıçtan 19. yüzyıla kadarki dönemi kuşatacak şekilde ele aldık. Bu makale nihayetinde literatürün kapsamını sorgulayarak İslam ahlak düşüncesi çalışmalarının daha geniş bir zaviyeden yapılması gereğini vurgulamaktadır.Item Özkan Dayı. İlhanlılar Zamanında Tasavvuf: İran Moğollarında Hângâhlar ve Sûfîler. 1. Baskı. Ankara: Altınordu Yayınları, 2021. 278 s. ISBN: 978-605-7702-24-1(Ankara Üniversitesi, 2022) Orhan, Kübra Zümrüt; Other; OtherBu çalışmada Özkan Dayı'nın "İlhanlılar Zamanında Tasavvuf "isimli eseri değerlendirilmiştir.Item Kurucu Bir Metin Olarak Mevlid’in (Vesīletu’n-Necāt) Kaynakları Bakımından Değerlendirilmesi, Estetik Değeri ve Yeniden Üretilebilirliği(Ankara Üniversitesi, 2022) Mermer, Kenan; Other; OtherSüleyman Çelebi’nin (ö. 825/1422) ölümsüz mesnevisi Vesīletu’n-Necāt, Moğol işgali ve şehzadeler arası çekişmeler gibi siyasal ve sosyal sorunların zirve yaptığı zor zamanlar-da yani, Fetret Dönemi’nde kaleme alınmıştır. Manzum bir siyerin özelliklerini gösteren bu eser, kendi çağında cevabi ve savunmacı bir rolü üstlenmiş, Hz. Peygamber’in deyim yerindeyse hulk u hûyunu ilgili mantık dairesinde tavsif etmiştir. Mevlid, her eser gibi, birtakım etkilenişlerin ve benzerliklerin çemberinde kendi varlık alanını oluşturmuş-tur. Bu sebeple onun kaynakçasında Türk İslam edebiyatının kurucu metinleri söz sahi-bidir. ʿĀşıḳ Paşa’nın (ö. 733/1332) Ġarīb-nāme’si ile Ḳāḍī Ḍarīr’in (ö. 14. yüzyıl) Sīre-tu’n-Nebī’si ilk akla gelenlerdir. Ayrıca bazı kaynaklarda Mevlid’in, bir dönem için Bur-sa’da ikamet eden meşhur kıraat alimi İbnu’l-Cezerī’nin (ö. 833/1429) Ẕātu’ş-Şifāʾ fī Sīreti’n-Nebī ve’l-Ḫulefāʾ eserinden ilhamla yazılmış olabileceği ifade edilmişse de, bu konuda herhangi bir mukayese yapılmadığı görülmüştür. Araştırmamızın ilk bölümü hem kaynakların mukayesesi hem de ilgili benzerliğin değerlendirilmesiyle ilişkilidir. İkinci bölümde, kurucu bir metin olarak Mevlid’in estetik değeri, bazı gayeler ve ilkeler eşliğinde izah edilmeye çalışılmıştır. Eserdeki gayeler yahut ilkeler, Görünür: Taʿlimī, Reel Gaye; Pratik: Ekonomik- Kültürel Gaye ve nihayet Uhrevî: Metafizik Gaye başlıkları altında incelenmiştir. Bu bölümün pratik amacı, birçok kaynakla benzerlik gösteren Mevlid metninin, estetik yönü ve üslubu sayesinde otoriter bir metne dönüştüğünü göstermek-tir. Çalışmanın son bölümü ise Mevlid’in defaatle işlenmesinin altında yatan sebepler ve günümüzde dahi bu metnin Müslüman kimliğini ifadede ne derece etkili olduğuna dair bazı kayıtların aktarımına ayrılmıştır.Item İslam Hukuku, Mecelle ve Türk Hukukunda Beğenme Şartıyla Satış Üzerine Bir İnceleme(Ankara Üniversitesi, 2022) Akman, Ahmet; Other; OtherTürk Borçlar Kanununda beğenme koşulu ile satış, alıcının satılanı deneyerek veya gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan satış olarak tanımlanır. Satış sözleşmesinin bu türünde alıcı satılanı kabul edip etmemekte tamamen serbest hareket eder. İradesi beğenme yönünde olursa geçerli bir satış sözleşmesi olarak hüküm ve sonuçlar doğurur. Alıcı beğenme şartına bağlı olarak geciktirici iradi bir hakka sahip olmuş olur. Bekleme döneminde tarafların hak ve borçları söz konusudur. Bu dönemde alıcı maldan bazı yararlar elde etmiş olabilir. İradesi olumlu olduğunda bunlara sahip olmaya devam eder, aksi halde iade etmesi gerekecektir. Beğenme şartıyla satış sözleşmesi Türk Borçlar Kanununda 249-252 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu satış türünün tanımı ise md. 249’da verilmiştir. Bu maddeye göre, “Beğenme koşuluyla satış, alıcının satılanı deneyerek veya gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan satıştır.” Yine kanun tarafların hak ve borçlarını 250. maddede tespit etmiştir. Buna göre, “Beğenme koşuluyla satışta alıcı, satılanı kabul etmekte veya hiçbir sebep göstermeksizin geri vermekte serbesttir. Satılan, alıcının zilyetliğine geçmiş olsa bile, satılanın mülkiyeti, beğenme koşulunun gerçekleştiği ana kadar satıcıda kalır.” İslam hukukunda ve Mecelle’de bu müessesenin bir benzerini görmek mümkündür. Mecelle bu türden bir sözleşme için iki kavram kullanır: Sevm-i şirāʾ ve sevm-i naẓar. Bunlardan özellikle ilki beğenme koşulu ile satışla birçok bakımdan benzerlik gösterir. Bu sözleşme türünde malın beğenme şartına bağlı olarak teslimi söz konusudur. Ayrıca bedel taraflar arasında belirlenmiş ve üzerinde mutabık kalınmıştır. Bedel konusundaki bu hususiyet satılanın hasarı konusunda belirleyici olmaktadır. Sevm-i şirāʾ yolu ile satış sözleşmesinde bedelin konuşulmuş ve üzerinde anlaşılmış olması önemlidir. Ayrıca alıcının malı teslim alması gerektiği de Mecelle md. 298’de ifade edilmiştir. Mecelle md. 299’da düzenlenmiş sevm-i naẓarda ise malı görmek ve başkasına göstermek üzerinde durulmuştur. Bu ikincideki sorumluluk ilkinden farklı olarak emanet kapsamında değerlendirilmiştir. Sevm-i şirāʾ ve naẓar arasında belirtilen farklar dikkate alındığında, sevm-i şirāʾnın Türk hukukunda yer alan beğenme koşuluyla satış hükümleri ile önemli ölçüde benzerlik arz ettiği göze çarpar. Bu benzerliklerden en önemlisi genel görüşe göre beğenme şartıyla satış sözleşmesinin geciktirici şarta rağmen kurulmuş olması itibariyle sevm-i şirāʾda olduğu gibi teslime bağlı olarak hasarın alıcıya geçmesidir. Çalışma konuyu ağırlıklı olarak Mecelle özelinde ve İslam hukuku bakımından ele almakta, Türk Hukuku ile önemli ayrım ve benzeşim noktalarında konunun özü itibariyle karşılaştırmalar yapmaktadır.