Browsing by Author "Yavuzarslan, Paşa"
Now showing 1 - 15 of 15
Results Per Page
Sort Options
Item Anadolu sahasında yazılmış eski bir Arapça Türkçe sözlük üzerîne notlar(2001) Yavuzarslan, PaşaItem Eski Anadolu Türkçesinde "Kendi" biçimbiriminin işlevleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Duran, Ahmet; Yavuzarslan, Paşa; Türk Dili ve EdebiyatıBu çalışmada Eski Anadolu Türkçesinde kendi biçimbiriminin işlevleri incelenmiştir. İlk olarak Bağlama Kuramı ve kendi biçimbirimi üzerine ortaya konan yaklaşımlar değerlendirilmiştir. İncelenen çalışmalardan elde edilen veriler, bu çalışmada kullanılarak kendi biçimbirimin hangi işlevlerde kullanıldığı tespit edilmiştir. Kendi ve kendisi biçimbirimlerinin Bağlama Kuramı kapsamında hangi işlevlerde kullanıldığı tartışılmış ve bu işlevlerin ne tür özellikleri olduğu örneklerle incelenmiştir. İncelenen çalışmalar ve test edilen örnekler ile kendi biçimbirimin dönüşlü adıl, adılsıl, kuvvetlendirici (odaksıl), niteleyici ve artık adıl işlevleri olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında günümüz Türkçesinde tespit işlevlerin Eski Anadolu Türkçesinde kullanım alanı 14. yüzyılda yazılan Edviye-i Müfrede, 15. yüzyıla ait Dede Korkut Kitabı eseri ve yine aynı dönemde kaleme alınan Münebbihü'r-RÀúidìn eserlerinden elde edilen örneklerle incelenmiştir. Dönem metinlerinde yapılan inceleme sonucu kendi biçimbirimin bu dönemde artık adıl işlevinin olmadığı ancak diğer işlevlerde kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca kendi biçimbiriminin günümüz Türkçesinin aksine özne konumunda çekimsiz olarak ortaya çıkarak ve ad öbeklerinde baş olarak ortaya çıkarak adılsıl olarak kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar sözcükler: kendi, bağlama kuramı, dönüşlülük, adılsılItem Tarihî Türk dillerinde sözdizimsel değişimler: Sıfat işlevli yantümceler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Uysal, Hülya; Yavuzarslan, Paşa; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiHayatın içinde doğal bir süreç olan değişim, dilde de kendini göstermektedir. Belli bir süre içinde ortaya çıkan değişimler dilbilgisinin sözdizim bileşeninde de görülebilmektedir. "sözdizimsel değişimler" konusu tarihsel sözdizimin inceleme alanına girmektedir. Tarihî Türk dilleri sözdizimsel konuların artzamanlı bakış açısıyla ayrıntılı bir biçimde incelendiği ve değişimlerin örneklerden hareketle analiz edildiği çalışmaların varlığı açısından değerlendirildiğinde alanyazında büyük bir boşlukla karşılaşılmaktadır. Bu çalışmada tarihsel sözdizimin ilkeleri dikkate alınarak ve yöntemleri kullanılarak, karmaşık tümce olarak adlandırılan sıfat işlevli yantümceler açısından tarihî Türk dillerinde görülen sözdizimsel değişimler detaylı bir biçimde ortaya konulmaya çalışılmış; değişimlerin hangi başlıklar altında incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Çalışmada yanıt aranan temel araştırma sorularından bazıları şöyledir: (a) Tarihî Türk dillerinde sıfat işlevli yantümce tipleri nelerdir? (b) Hangi dönemde hangi sıfat işlevli yantümce türleri görülmektedir? (c) Başka dillerden ödünçlenen, kopyalanan sıfat işlevli yantümce modelleri var mıdır? (d) Sıfat işlevli yantümcelerde sözcük dizilişi açısından değişimler ortaya çıkmış mıdır? (e) Ortaç biçimbirimleriyle oluşturulan sıfat işlevli yantümcelerde adcıl uyum başlangıçta var mıydı ve adcıl uyum hangi dönemde gelişti? (f) Arapça ve Farsça sözdizimsel yapılar hangi dönemlerde yoğun olarak görülmektedir? (g) Artık adıllar ilk ne zaman kullanılmıştır? (h) Özne ortacı oluşturan hangi biçimbirimler nesne ortacı tipinde yapılar kurmaya başlamıştır? Sıfat işlevli yantümcelerde sözdizimsel değişimlerin saptanabilmesi için Orhon Yazıtları, Irk Bitig, İyi ve Kötü Prens Öyküsü, Dîvânu Lugâti't-Türk, Ḳıṣaṣü'l-Enbiyā (Harezm Türkçesi), Münebbihü'r-Rāḳidìn, Kısas-ı Enbiya, Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur'an Tercümesi (TİEM 235v/3450r7), Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur'an Tercümesi (TİEM 73 1v-235v/2), Nehcü'l-Ferādìs ve Codex Cumanicus adlı eserlerden oluşan korpusa başvurulmuştur. Yapılan taramalar ve örneklerin analizinden sonra elde edilen bulgular, tarihî Türk dillerinde sıfat işlevli yantümceler açısından büyük sözdizimsel değişimler ortaya çıktığını göstermektedir. Bu çalışmayla Türkiye'de yeni bir araştırma alanı olan tarihsel sözdizim alanına katkı sağlanması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: tarihsel dilbilim, tarihsel sözdizim, artzamanlılık, tarihî Türk dilleri, sıfat işlevli yantümceler, sözdizimsel değişimler Change which is a natural process in life, makes itself apparent in language. Changes happening in a definite period of time, can be seen in syntactic component of grammar. Historical syntax concerns with syntactic changes. When evaluating the historical Turkic languages in terms of existence of studies in which syntactic subjects have been discussed in detail diachronically and changes have been analyzed on the basis of examples, it will be seen that there is a big space in literature. In this study, considering the principles of historical syntax and using the methods of historical syntax, in terms of adjectival / relative clauses called as complex sentence, syntactic changes in historical Turkic languages have been tried to be revealed in detail. Besides it has been stated that under which titles changes should be handled. It is searched for an answer to following questions: (a) What are the types of relative clauses in historical Turkic languages? (b) In which period, which types of relative clauses improved? (c) Are there models of relative clauses borrowed from, copied from other languages? (d) Are there any changes in terms of word order in relative clauses? (e) In the beginning, was there nominal agreement in relative clauses formed by participle morphemes? In which period nominal agreement improved? (f) In which period are Arabic and Persian syntactic structures seen intensively? (g) When was the resumptive pronoun first used? (h) Which morphemes that are subject participle began to form object participle type structures? In order to determine the syntactic changes in adjectival / relative clauses, a corpus which consists of studies called as Orhon Yazıtları, Irk Bitig, İyi ve Kötü Prens Öyküsü, Dîvânu Lugâti't-Türk, Ḳıṣaṣü'l-Enbiyā (Khorezmian Turkic Language), Münebbihü'r-Rāḳidìn, Kısas-ı Enbiya, Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur'an Tercümesi (TİEM 235v/3450r7), Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur'an Tercümesi (TİEM 73 1v-235v/2), Nehcü'l-Ferādìs ve Codex Cumanicus has been used. Findings obtained after scannings and analysis of examples show that big syntactic changes have happened in historical Turkic languages in terms of relative clauses. With this study, it has been aimed to contribute to the historical syntax, a new research area in Turkey. Keywords: historical linguistics, historical syntax, diachrony, historical Turkic languages, adjectival / relative clauses, syntactic changesItem Tek dilli genel sözlüklerde tanım(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Gökter Gencer, Bilge; Yavuzarslan, Paşa; Türk Dili ve EdebiyatıBir araştırma alanı olarak sözlükbilim ve sözlükler, Türkiye'de, son yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. Sözlükbilim çalışmaları bugüne dek genellikle sözlük yazma faaliyeti olarak sürdürülmüş; bunun dışında yapılan çalışmalar tarihî sözlükleri ele alan ve daha çok art zamanlı dil incelemelerine veri sağlayan çalışmalarla sınırlı kalmıştır. Sözlük araştırmacılığının bir diğer yönünü oluşturan kuramsal sözlükbilim çalışmaları ise henüz başlangıç aşamasındadır. Türkçe tek dilli genel sözlüklerde; sözlükbirimlerin seçimi, tanımlanması, örneklendirilmesi vb. konularda karşılaşılan yöntem sorunları da sözlük yazımındaki kuramsal çalışmaların yoksunluğunu açıkça göstermektedir. Bu çalışmada, "Sözlükbirimler nasıl tanımlanmalıdır? sorusundan yola çıkılarak tanım kavramı ele alınmış, sözlükbirimlerin tanımlanmasıyla ilgili Batı literatüründeki yaklaşımlar değerlendirilmiş ve Türkçe tek dilli genel sözlüklerin tanım tipolojileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmayla, Türkiye'de daha çok uygulama alanında gelişme göstermiş sözlükbilimin kuramsal yönüne katkı sağlanması amaçlanmıştır.Item Türk Dilinin tarihî söz varlığından bir örnek (İncimek)(1972) Yavuzarslan, PaşaItem Türk sözlükçülük geleneği açısından Osmanlı Dönemi sözlükleri ve Şemseddin Sâmî’nin Kâmûs-ı Türkî’si(2004) Yavuzarslan, PaşaBu yazıda, Tanzimat ve sonrasında yazılan sözlüklerin leksikografik prensipleri işlenmiştir. Tanzimat’tan sonra Arapça-Türkçe ve Farsça-Türkçe sözlükler yerine Türkçe açıklamalı sözlüklerin yazılması ihtiyacının nasıl doğduğu ve geliştiği kronolojik olarak işlenmiştir. Bununla birlikte Arap sözlükçülük geleneğinden Batı sözlükçülük geleneğine geçiş olan Şemseddin Samî’nin Kâmûs-ı Türkî’sinin Türk leksikografisindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Kâmûs-ı Türkî’yle Ş. Sâmî’nin Türk sözlükçülüğüne getirdiği yeniliklerin neler olduğu örnekleriyle ortaya konulmuştur. Türk sözlükçülüğünün geçirmiş olduğu evreler tespit edilmeye çalışılmış ve bugünkü Türkçe sözlüklerin temeli olan Kâmûs-ı Türkî’nin döneminde yazılan diğer Osmanlıca sözlüklerden ayrıldığı leksikografik prensipleri ayrıntılı olarak izah edilmiştir.Item Türkçe edilgen tümcelerin sözdizimi(Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi : Yeni Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2021) Sarar, Yunus; Yavuzarslan, Paşa; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmada, Türkçe edilgen tümcelerin sözdizimsel özellikleri incelenmiştir. İlk olarak genel alanyazında daha sonra Türkçe alanyazında edilgen tümce için sunulan yaklaşımlar tartışılmış ve değerlendirilmiştir. Sunulan bu yaklaşımların kavramsal açıdan güçlü olan özellikleri, bu tezde de kullanılmıştır. Bu çalışmada Türkçe edilgen tümceler, üye yapısı ve özellik eşleme yaklaşımlarıyla çözümlenmiştir. Kişili edilgen tümcelerin tek üye ve çift üyeyle biçimlenmesi tartışılmış ve bu tümcelerin özne konumunda ne tür özellikli üyelerin bulunabileceği incelenmiştir. Ayrıca, kişili edilgen tümcelerde seçimlik üye olarak bulunabilen “tarafından” öbeğinin Türkçede üye mi eklenti mi olduğu tartışılmış ve bazı testler aracılığıyla bu öbeğin eklentilerle aynı dağılımı paylaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırmada, ayrıca kişisiz edilgen tümcelerdeki içsel üyelerin bu tümcelerin öznesi olmadığı görülmüş, bundan dolayı da bu tümcelerin bir öznesinin olup olmadığı tartışılmıştır. Bu tartışma sonucunda, kişisiz edilgen tümcelerin özne konumunda üretilen, zaman başıyla özellik eşleme ilişkisine giren ve sesbilgisel içeriği olmayan soyut dolgu adılının olduğuna ulaşılmıştır.Item Türkçe fiillerde istem (ettirgen yapılar)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Abdi Golzar, Habib; Yavuzarslan, Paşaİnsanlar diğer insanlarla irtibat kurmak için dil denilen arcı kullanmaktalar. Bilindiği üzere dünyada çok farklı diller mevcuttur. Bu dillerin de her birinin özel dilbilgisel kuralları vardır. Dilbilimciler ise bu alanın uzmanları olarak dilleri tanıma ve dillerde var olan dilbilgisel kuralları keşfetme çabasındalar. Dilbilimciler bu amaçla dünya dillerinin çoğunu veya hepsini dilbilgisel açısından kapsayabilecek teoriler geliştirmeğe çalışmaktalar. Bunlardan biri de bağımsal dilbilgisi ve onun çok önemli bir parçası olan valence teorisidir.Modern valence teorisi 1950’li yıllarda Tesnière tarafından bahsedilmeye başlanıldı. Daha çağdaş dilbilimciler ise bu teorinin yabancılara dil öğretme açısından çok önemli olduğunu savunuyorlar. Modern dilbilimcilere göre valence teorisini anlamak bir dilin fiillerini ve o fiillerle kurulan cümleleri doğru ve eksiksiz anlamayla eşittir. Ancak valence teorisini anlamak için önce bağımsal dilbilgisini iyi bir şekilde anlamak gerekmektedir.Bu yüzden çalışmada ilk olarak bağımsal dilbilgisi ve onun alt başlıkları olarak bağlantılama, bağlama ve aktarmanın ne oldukları tanıtmaya çalışılmıştır. Bağımsal dilbilgisi anlatıldıktan sonra her zaman kimya derslerinde duyduğumuz valence ile fiillerin ne tür bir ilgisi olduğu açıklanmıştır. Burada hangi öğelerin fiil valence’inde olup olmadıklarını tanımlamak son derece önem arz etmektedir. Başka bir değişle hangi öğenin katılan ve hangi öğenin eklenti olduğuna karar vermek önemlidir. Dilbilimcilerin katılan ve eklentiler konusunda ortak bir fikirleri olmasa da Türkçede2katılanlar ve eklentileri tanımladık ve bazı sorunları dile getirerek çözüm üretmeğe çalıştık.Katılanlar ve eklentileri tanımlamak fiillerin alabilecekleri katılan sayısına göre istem sayılarını belirlemeği daha kolay yapmaktadır. Ancak Türkçede çatı değişmeleri fiillerin özelliklerinde bazı değişimlere neden olmaktadır. Fiillerdeki değişmelerin doğal bir sonucu olarak bu fiillerin istemleri de değişir. Türkçede çatı kategorisi ve özellikle de fiillerde geçişlilik ve geçişsizlik kategorilerinde bazı sorunlar mevcuttur. Bu sorunu gidermek amacıyla geçişli ve geçişsiz fiiller için iki farklı sınıflandırma sunuldu. Daha sonra bazı dilbilimcilerin ettirgenliği çatı olarak kabul etmemeleri dikkate alınarak konuya açıklık getirildi.Ettirgenlik bir çatı kategorisi olarak fiillerde istem artışına sebep olduğu tespit edildi. Bernard Comrie’nin kuramı ve Haspelmath & Müller’in görüşlerine göre ettirgen yapılarda cümle öğeleri ve yapan öznenin aldıkları durum ekleri tartışıldı. Ancak bazı Türkçe örneklerde Comrie’nin kuramının yetersiz kaldığı tespit edildi. Bu yetersizlik bir istisna olarak tartışıldı. Daha sonra ettirgenliğin anlam türleri, çok ettirgenlilik, farklı ettirgenli eklerinin yüklediği farklı anlamlar ve ettirenlik sırasında fiillerdeki istem değişiklikleri tartışıldı.Abstract Humans to communicate with each other use a tool called language. As it known there are many different languages all over the world. These languages have their special grammatical rules. Linguists as professionals of the field strive to knew and explore grammatical rules of these languages. For this purpose Linguists are working to develop the grammatical theory that may cover most or all of the languages of the world. One of them is the dependency grammar and valence theory which is a very important part of it.Modern valence theory has begun to mention by Tesnière in the 1950s. More contemporary linguists argue that this theory is very important in terms of teaching foreign languages. Modern linguist established that understanding the valence theory is equated with the accurate understanding the verbs and sentences which are constructed with that verbs. However, to understand the valence theory it is necessary to understand the dependency grammar very clearly.So we firstly tried to introduce dependency grammar and connection, junction and translation as its sub-topics. After explaining dependency grammar we explained that what kind of relation could be between the verbs and valence which we always heard in chemistry. It is of utmost importance to define which elements belong to verb valence. In other words it is important to decide which elements are complements and which ones are adjuncts. However linguists do not have any consensus about identifying complements and adjuncts but, we have tried to identify complements and adjuncts in Turkish and give solutions to some problems.Identifying complements and adjuncts make it easy to clarify the valence number of the verbs according to and the number of the complements it can get. However, changes voice in Turkish causes some changes in the characteristics of the verb. As a natural result of these changes valence of the verbs also changes. There are some problems in Turkish voice category and especially in the transitivity and intransitivity classification of the Turkish verbs. In order to resolve this issue two different classifications presented for transitive and intransitive verbs. Then considering some linguists do not accept causative as a voice category, we tried to clarify the issue.It is detected that causative as a voice increases valence of the verbs. Case structure of the causee and the other elements of the sentences in causative structures were discussed according to Bernard Comrie’s theory and Haspelmath & Müller's views. However, in some Turkish examples it was found that Comrie's theory was inadequate. This deficiency has been discussed as an exception. Then types of meanings of causatives, multi causative, different meanings laid by different causative morphemes, and valence change during causativisation discussed.Item Türkçe-Rusça iki dilli sözlüklerin sözlükbilimsel yapısı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Kuzenbayeva, Anzhela; Yavuzarslan, Paşa; Türk Dili ve EdebiyatıTarih boyunca gerek Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya arasındaki kültürel, ekonomik, siyasal ilişkiler gerekse bu iki devlet arasındaki savaşlar neticesinde her iki tarafta da hem genel amaçlı dil için hem de özel amaçlı dil için Türkçe-Rusça ya da Rusça-Türkçe sözlükler kaleme alınmıştır. Özellikle SSCB döneminde gelişerek büyük bir birikim oluşturan Türk dilleri-Rusça Sözlük denemeleri iki dil ailesi arasında iki dilli sözlükbilime dair çok önemli veri ve bulgu sağlamaktadır. Bu tezde genel olarak SSCB döneminde Türk dilleri-Rusça iki dilli sözlükler, özelde ise Türkçe-Rusça iki dilli sözlük denemeleri veri olarak kullanılmış ve Türkçe-Rusça iki dilli sözlükbilime dair kuramsal bilgi üretilmiştir. Bu yöntem dâhilinde tezin Giriş bölümü, tezin adı, amacı, önemi, konusu, araştırma soruları, kuramsal çerçeve, tezin oluşturulmasında temel alınan kuramsal kaynaklar, tezin veri tabanı ve yöntemi ile tezin bölümlerinden oluşmaktadır. İkinci bölümde sözlükbilimin, dilbilimin bir alt alanı olarak ne zaman ortaya çıktığı, sözlükbilimin bir bilim dalı mı yoksa bir sanat, yani sözlük yapımı işi mi olduğu konusundaki tartışmalar özetlenerek yorumlanmıştır. Pratik ve teorik sözlükbilimin sınırları ve birbiriyle olan ilişkisi ortaya konulmuş, pratik sözlükbilimin teorik sözlükbiliminden daha önce ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bu bölümde sözlükbilimin dilbilim, sözcükbilim, dilbilgisi, çeviri pratiği vb. bilim dallarıyla olan ilişkisi incelenmiş, hangi açılardan birbiriyle kesiştiği örneklendirilmiştir. Ayrıca ünlü sözlükbilimciler tarafından yapılan sözlük tipolojilerine dair araştırmalar yapılmış ve incelenen Türkçe-Rusça iki dilli sözlüklerin hangi tipolojiye daha yakın olduğuna dair tespitler ortaya konulmuştur. Üçüncü bölümde iki dilli sözlükbilimin bilimsel konularının neler olduğu tespit edilmiş ve kuramsal bilgiler sunulmuştur. Bu bölümde kaynak dilde metin çözme ya da metin oluşturmaya bağlı olarak iki dilli sözlük türlerinin neler olduğu ortaya konulmuştur. Dördüncü bölümde bugüne kadar Rusya Federasyonu'nda, SSCB'de ve Türkiye'de yayımlanan Türk dilleri-Rusça ve Türkçe-Rusça sözlüklerin tarihçesi meydana çıkarılmıştır. Beşinci bölümde bu çalışma içerisinde ele alınan Türkçe-Rusça iki dilli sözlükler, yapısal seviyeleri yani megayapı, makroyapı ve mikroyapı açısından incelenmiştir. Konular, Türkçe-Rusça iki dilli sözlük örneklerinde tarama yapılarak örneklerle ayrıntılı bir biçimde işlenmiştir. Bu tez sonucunda Türkçe-Rusça iki dilli sözlük oluşturma ilkelerine dair pek çok kuramsal çıkarımlarda bulunulmuş ve bu alanda örnek sözlük denemesi yapacak olanlara kuramsal bilgi ışığında önerilerde bulunulmuştur.Item Türkçede birleşik sözcükler (İsimler)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Çürük, Yasemin; Yavuzarslan, PaşaBirleştirme yöntemi, sözcük türetmede en çok kullanılan yöntemlerden biriolmasına rağmen birleşik sözcükler Türkçede ayrıntılı olarak incelenmemiştir.Yapılan tartışmalar çoğunlukla birleşik sözcüklerin yazımı ile ilgilidir. Ancak asıltartışılması gereken konu, birleşik sözcüklerin tanımı, tespiti ve sınıflandırılmasıdır.Bu nedenle bu çalışmada birleşik sözcükler pek çok yönden değerlendirilmiştir.Özellikle tanım, sınıflandırma, ölçütler ve birleşik sözcüklerin anlamsal özellikleriüzerinde durulmuştur. Birleşik sözcüğün daha önce yapılmış tanımlardeğerlendirildikten sonra kapsamlı bir tanımı yapılmaya çalışılmıştır. Daha sonrabirleşik sözcüklerin öbeklerden farkını ortaya koymak için belirlenmiş ölçütler elealınmış, bu ölçütlerin güçlü ve zayıf yönleri ortaya konmuştur. Böylelikle hangiölçütlerin daha ayırt edici olduğu belirlenmiştir. Birleşik sözcüklerin sınıflandırılmasıkonusunda ise gerek yabancı kaynaklar gerekse Türkçe kaynaklar incelenmiş ve bazıtasnifler birleştirilerek Türkçedeki birleşik sözcükler için yeni bir tasnif ortayakonmuştur. Birleşik sözcüklerin anlamsal açıdan incelendiği bölümde ise bileşenlerinanlam özellikleri değerlendirilmiştir; çünkü bazı birleşikler anlamsal açıdandeğişimlere uğrarken bazıları bileşenlerinin anlamı toplamına eşittir.AbsractCompounding is most commonly used method for word-formation. Although it isone of the most used methods, compound words have not been examined in detail inTurkish. The discussions about compound words are mostly concerned with thewriting of compound words. However, the main issue to be discussed is thedefinition, identification and classification of compound words. For this reason, inthis study compound words have been evaluated in depth. Especially, definition,classification, criteria and semantic features of compound words are emphasized.After the previous definitions of the compound word have been evaluated, compoundwords comprehensively have been defined. Then, the criteria that are set to reveal thedifference of the compound words from the phrases are discussed and the strengthsand weaknesses of these criteria are revealed. Thus it is determined which criteria aremore discriminating. Regarding the classification of compound words, both foreignsources and Turkish sources have been examined and some classifications have beencombined and a new classification has been revealed for Turkish compound words.In the chapter which compound words are semantically analyzed, the semanticfeatures of the components are evaluated. Because some compounds are changedsemantically while others are equal to the sum of the meanings of their components.Item Türkçede ilgi tümceciklerinin yapısı: -Dık ve -an biçimbirimlerinin seçim stratejisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Stefanova Gündoğan, Aleksandrina; Yavuzarslan, Paşa; Türk Dili ve EdebiyatıDoğal dilin sonsuz kez yinelenebilme özelliğinin en belirgin örneklerinden biri olarak niteleme işlevli yantümceler, Üretici Dilbilgisi'nin ortaya çıkışından günümüze kadar bu kuramsal çerçevenin içinde çalışan dilbilimcilerin ilgisini yoğun bir şekilde çekmiştir. Kuramdaki genel kabullerin yönünde Türkçedeki gibi ortaçsal niteleme işlevli yantümceler, İngilizce tipi bitimli yantümcelerle denk tutularak aynı ne-taşımalı analizle ele alınmaya çalışılmıştır. Tezimizde adlaştırma şeklinde kurulan Türkçe NİYT'ler ele alınırken Üretici Dilbilgisi çerçevesinde geliştirilen ne-taşımalı yaklaşımın uygulanmasının, bu niteleme işlevli yantümcelerin uygun bir şekilde betimlenmesine ve çözümlenmesine engel olduğu kanaatine vardık. Bu sebeple Türkçede gözlemlenen iki niteleme işlevli yantümce kurma stratejisinin arasındaki seçimine bir açıklama getirebilmek amacıyla, merkezine adlaştırma sürecini alan yeni bir analiz geliştirmeye çalıştık. Bu amaç doğrultusunda önceki analizlerden elde ettiğimiz verileri ve tespitleri gözden geçirerek iki ilgilendirme stratejisinin arasındaki farkın ilgilendirilen unsurun dilbilgisel işlevinde değil, tümceciğin içinde kalan öznenin anlamsal statüsünde olduğu kanaatine vardık. Bu tespitten hareketle analizimiz için iki temel çıkış noktası belirledik: Özne kavramı ve bir altasıralama stratejisi olarak adlaştırma. Özne kavramının ayrıntılı irdelemesinin sonucunda 'özne' olarak bilinen dilbilgisel işlevinin aslında en az dört birbirinden bağımsız dilbilgisel işleve ayrılması gerektiğini tespit ettik. Bu dört farklı dilbilgisel işlevin tanıtılmasından ve bunların X'-şemasındaki konumlarının belirlenmesinden sonra adlaştırma yapılarında bu işlevlerden hangisinin bulunabileceği öğrenebilmek için gözlerimizi adlaştırmaların yapısına çevirdik. Konumuz olan adlaştırmaların yapısını ortaya çıkarmak amacıyla Karma Genişletilmiş Yansımalar Analizi'nden faydalanarak her iki niteleme işlevli yantümce kurma stratejisinde bulunan eylemsel ve adsıl işlevsel yansımalarını ortaya çıkardık. Bunun sonucunda sadece [-DIğ+I] ilgilendirme stratejisinin yapısında BelÖ seviyesi yansıtıldığını belirledik. Bu tespite ve Bölük BelÖ Varsayımı'na dayanarak Türkçedeki iki ilgilendirme stratejisinin arasındaki farkın şu şekilde özetlenebileceği sonucuna ulaştık: Yüklemleme temasının mantıksal özneyle aynı unsur olduğunda bu unsurun niteleme işlevli yantümceyi oluşturan adlaştırmanın içinde kalmasına ve özelliklerini eşlemesine olanak sağlayan [-DIğ+I] niteleme işlevli yantümce kurma stratejisine geçilir. Tezimizde bu şekilde yürüttüğümü kuramsal tartışmanın; hem ad öbeklerinin yapısı, hem tümcelerin yapısı hem de karma ulamlar konusunda ileri çalışmalara da zemin oluşturduğu kanaatindeyiz.Item Türkçede parçacıl (partitive) yapılar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kaleel Kahıyah, Noran Hamzah; Yavuzarslan, Paşa; Türk Dili ve EdebiyatıBir bütünün parçasını ya da bir miktarını ifade eden parçacıl yapıların bu çalışmada sözdizimsel ve biçimbilimsel özellikleri incelenmiştir. İlk olarak dünya dillerinden birkaç dil seçilerek, bu dillerde parçacıllarla ilgili yaklaşımlar sunulmuştur. Bu çalışmada, Türkçede ilgi durumu ve ayrılma durumu parçacıl yapıların temelini oluşturduğu için durumla ilişkisinden bahsedilmiştir. İlgi durumunu ve ayrılma durumunun ad öbeklerinde işlevleri belirlendi. Bu noktadan başlayarak parçacılların ad öbeği türü olarak ele alındı. Türkçede parçacıl yapıları oluşturan ilgi durumu ve ayrılma durumunun uyum işaretleyicisi alıp almadığı tartışılmıştır. Ayrılma durumuyla işaretlenen parçacılların diğerinden daha çok kullanıldığı nedenlerle açıklanmıştır. Bu yapılar, oluşturulurken alt kümesinde hangi ifadeler olabileceği ortaya konuldu. Türkçede parçacılları ifade eden bu iki yapıyla yetinilmedi. Parça-bütünü anlamsal olarak ifade eden yapılar da bir parçacıl olduğu önerildi. Bu araştırmada, parçacıl yapılar ile özgüllük arasındaki ilişki tartışıldı. Parçacıllar, her zaman özgül olmadığı ortaya konulmuştur. Tezin son bölümünde ise Parçacıl yapılarla ilgili örnek ve çözümlemelere yer verildi.Item Türkçede yalvarma kipliği ve işaretleyicileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Türk, Şerife; Yavuzarslan, Paşa; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmanın amacı Türkçede yalvarma kipliğinin varlığını ve işaretleyicilerini ortaya koymaktır. Bulgular ortaya konulurken Aslan Demir (2008)'in isteme kipliği modeli üzerinden yola çıkılmıştır. Yalvarma kipliğinin zaman ve kişi kategorileri ile olan ilişkisi de değerlendirilmiştir. Ayrıca isteme kipliğinin diğer alt ifade alanları olan emir, istek ve ricanın yalvarma kipliğiyle kesiştiği ve ayrıldığı noktaları üzerinde durulmuş; böylelikle isteme ifade alanı içinde yalvarma kipliğinin semantik çerçevesi çizilerek dil düzlemine nasıl yansıdığı belirlenmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada; yalvarma kipliğinin parametreleri, gereklilikleri, sınırlılıkları ortaya konularak kiplik bir ifade alanı olarak varlığını tespit etmek amaçlanmıştır. Yalvarma kipliği işaretleyicileri bağlam içinde incelenerek gösterilmiştir. Kiplik, yazılı metinlerde daha çok diyaloglarda ortaya çıktığı için alınan örnekler diyaloglardan seçilmeye özen gösterilmiştir. İşaretleyiciler belirlenirken çalışmanın yöntemi gereği yazılı eserlerden yararlanılmış, dolayısıyla dilsel işaretleyiciler belirlenmiştir; bürünsel işaretleyicilere yer verilmemiştir. İşaretleyiciler işaretleme yoluna göre alt başlıklara ayrılmıştır. Anahtar sözcükler: Kiplik, yalvarma kipliği, isteme, kiplik işaretleyiciler. The aim of this study is to demonstrate the existence of Turkey and the Turkish marker of the begging modality. While presenting the findings, Aslan Demir (2008) 's moderation model was set out. The relationship between begging modality and tense and person categories was also evaluated. In addition, the other sub-expression areas of the order, volition and request modality with the begging modality and the points where the intersection was separated; thus, the semantic frame of the begging modality within the expression field of the claim was determined and reflected on the language plane. Therefore, in this study; it was aimed to determine its existence as a mode of expression by introducing the parameters and requirements and limitations of the begging modality. Begging modality markers are shown by examining them in context. Since modality appeared in dialogues rather than written texts, care was taken to select examples from dialogues. In determining markers, written works were used in accordance with the method of the study, thus linguistic markers were determined; there are no prosodic markers. The markers are ubheaded according to the marking path. Key Words: Modality, begging modality, request, modality markersItem Türkiye Türkçesinde soru sözcüklerinin çekim morfolojisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Kuzenbayeva, Aiym; Yavuzarslan, Paşa; Türk Dili ve EdebiyatıBu tez çalışmasında Türkçedeki soru sözcüklerinin çekim morfolojisi ele alınmıştır. Çalışmanın amacı gereği diğer morfolojik kategoriler araştırma dışı tutulmuştur. Tez çalışması, Türkçedeki kim, ne, nere-, hangi, kaç, neden / niye, niçin / nasıl, ne kadar / nice, ne zaman sözcükleri esas alınarak yapılmıştır. Her soru sözcüğünün çekim kategorilerine göre biçimlenme özellikleri ele alınmıştır. Morfolojik açıdan incelenmiş, örneklerle açıklanmış, varsa aykırı durumlar da belirtilmiştir. Türkçede ad çekim kategorileri; çokluk, iyelik ve durum kategorilerinden oluşmaktadır. Tez çalışmasında Türkçedeki çekim morfolojisi ve çekim kategorileri hakkında teorik bilgiler verilmiştir. Türkçedeki soru sözcüklerinin çekimlenme konusu yer almıştır. Soru sözcüklerinin çekim kategorilerine göre değişimi tek tek ele alınmıştır ve çekimlenen soru sözcüklerinin sadece morfolojik değil sözdizimsel özelliklerine örnekler verilmiştir.Item Yabancı terimleri Türkçeleştirmede uygulanan yöntem ve ilkeler (1932-1950 arası)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Uysal, Hülya; Yavuzarslan, PaşaTarih boyunca siyasi, askeri, ekonomik vb. sebeplerden dolayı bir toplum, diğer toplumlarla ilişki kurup bu toplumların dillerinden etkilenmiştir. Geniş bir kullanıcı kitlesi bulunan Türkçenin de çok sayıda dille kurduğu ilişki sonucunda söz varlığı düzleminde alışverişler ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın inceleme konusu da söz varlığını oluşturan ögelerden biri olan terimlerdir. Çeşitli bilim dallarına, sanat ve meslek kollarına özgü sözcükler olarak tanımlanan terimler, standart bir anlama sahip olan dil birimleridir. Yeni bilginin bilim dünyasına duyurulmasında, üst dil kullanılarak gerçekleştirilen bilgi aktarımında terimlere başvurulmaktadır. Tarihsel dönemlerde yabancı dillerden Türkçeye birçok sözcük ve terim girmiştir. Bu yabancı terimleri Türkçeleştirmek için belli dönemlerde çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışma ise 1932-1950 yılları arasında yabancı terimleri Türkçeleştirmede uygulanan yöntem ve ilkeleri ortaya koymayı amaçlamıştır.Yöntem ve ilkelerin belirlenebilmesi için 1932-1950 yılları arasında yayımlanan terim sözlükleri -Bitkibilim Terimleri (Botanik) (1948), Dilbilim Terimleri Sözlüğü (1949), Dirilbilim (Biyoloji) Terimleri (1948), Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü (1948), Felsefe ve Gramer Terimleri (1942), Tarım Terimleri I (1949), Teknik Terimler I (1949), Türe Terimleri (1948)- taranmış, farklı bilim dallarına özgü terimlerin hangi yöntemden yararlanılarak türetildiği belirtilmiştir. Bu çalışmanın bugün Türkçenin söz varlığında yer alan ve sonraki dönemlerde Türkçeye girme olasılığı bulunan yabancı sözcük ve terimlerin Türkçeleştirilmesinde ve dil bilgisi kurallarına uygun türetimlerin yapılmasında yol gösterici olması beklenmektedir. Abstract Throughout history, a society has been contacted with other societies due to political, military, economic and etc. reasons; this society has been affected by other societies’ languages. Turkish which has a wide range of speakers has been contacted with many languages and so there have been borrowings in vocabulary. The subject of this thesis is terminology which is one of the items composing vocabulary. Terms which are defined as specific words belonging to arts, vocation branches are language units which have standard meanings. Terms are used in order to declare new information to science and convey information with academic language. In historical periods, there were a lot of words and terms in Turkish which belonged to foreign languages. In certain periods, different studies were done in order to translate these words / terms to Turkish. This study aims to display methods and principles which are used in order to translate foreign terms to Turkish between 1932 and 1950. To inform methods and principles, term glossaries brought out between 1932 and 1950 were searched thoroughly (Botany Terms (1948), Glossary Of Linguistics Terms (1949), Biology Terms (1948), Glossary Of Literature and Literary Arts Terms (1948), Philosophy and Grammar Terms (1942), Agriculture Terms I (1949), Technics Terms I (1949), Law Terms (1948) and methods used for derivation of terms belonging to different fields were put forward. It is anticipated that this study will be useful in order to translate foreign words and terms to Turkish which are today in Turkish vocabulary and which have the possibility of entering Turkish in later periods and in order to derive correct words and terms for Turkish.