Browsing by Author "Yarsan, Ender"
Now showing 1 - 20 of 22
Results Per Page
Sort Options
Item Ağızdan kullanılan bazı sülfonamid preparatlarının broilerlerde biyoeşdeğerliliği(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2006) Altıntaş, Levent; Yarsan, EnderAğızdan Kullanılan Bazı Sülfonamid Preparatlarının Broilerlerde BiyoeşdeğerliliğiBu çalışma, etlik piliçlerde ağızdan kullanılan iki farklı sülfametoksazol-trimetoprim (SMZ-TMP)kombinasyonunun biyoeşdeğerliliğini belirlemek amacı ile yapıldı.Çalışmada 28 günlük, ilaç uygulanmamış, 40 adet (Ross 308 ırkı) etçi piliç kullanıldı. Hayvanlar hergrupta 10 hayvan olacak şekilde 4 deneme grubuna ayrıldı. Grup 1'dekilere damar içi, Grup II, GrupIII ve Grup IV'deki hayvanlara kursak içi yoluyla (100 mg/kg c.a dozunda sülfametoksazol ve 20mg/kg c.a dozunda trimetoprim) ilaç verildi; ilaç verildikten sonra 5., 15., 30. ve 45. dakikalar ile 1.,1,5., 2., 3., 4., 6., 9., 12., 18., 24. ve 36. saatlerde steril tüplere kan örnekleri alındı.Plazma SMZ ve TMP yoğunlukları etilasetat ile özütleme işleminden sonra HPLC kullanılarakbelirlendi. Özütleme aşamasında internal standart olarak sülfakinoksalin standardı ( S) kullanıldı. Heriki etkin maddenin damar içi verilmesini takiben belirlenen plazma yoğunluğu-zaman eğrisinden ikibölmeli dışarıya açık modele göre dağıldıkları anlaşıldı.Yöntemin duyarlılığı SMZ için 0,021 µg/ml, TMP için ise 0,016 µg/ml; geriye kazanç SMZ için%93,97±7,57 ve TMP için %95,33±5,58 olarak tespit edildi. Trimetoprimin ortalama 3,3. dakika;SMZ'nin 4,8. dakika; S'nin 13,7. dakikada pik verdikleri belirlendi.Biyoeşdeğerliğin değerlendirilmesinde Grup III (referans, A ilacı) ve Grup IV (test, B ilacı) ilaçlarıkarşılaştırıldığında SMZ ve TMP için EAA ve Ydoruk ortalama değerlerinde bir azalma görülürken,tdoruk değerlerinin değişmediği görüldü. Sülfametoksazol ve TMP için A ve B ilacında EAA ve Ydorukdeğerlerinin alt, üst sınırların ve ortalamalarının karşılaştırılmasında üç değerin de kabul edilebilirsınırlar içerisinde (%80-125) olduğu görüldü. Çalışmadan elde edilen veriler iki ilacın birbirleriyleeşdeğer olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak bu iki ilacın birbirinin yerine, yani ?değiştirilebilir ilaç?olarak kullanılabileceği söylenebilir.AbstractBioequivalence of Some Sulphonamide Formulations Following Oral Administration in BroilersThe present study was carried out to determine the bioequivalence of two different combinations ofsulphamethoxazole-trimethoprim (SMZ-TMP) used orally in broiler.In the present study, 40 unmedicated 28 daily-old chicks (Ross 308) were used. Animals were dividedinto 4 experimental groups each containing 10 chicks. The combination (100 mg/kg BW SMZ plus 20mg/kg BW TMP) was given to Group I via intravenous route and Group II, III and IV via intracroproute. Blood samples were taken into sterilized tubes at 5., 15., 30. and 45. minutes and 1., 1,5., 2., 3.,4., 6., 9., 12., 18., 24. and 36. hours following drug administration.Plasma SMZ and TMP concentrations were measured by HPLC following ethylacetate extractionprocess. Sulphaquinoxaline standart (IS) was used as internal standart for extraction. The plasmaconcentration-time curve, determined following the administration of both drug samplesintravenously, showed that both drugs distributed according to two-compartment open model.The sensitivity of the extraction method was detected with a lower limit of 0,021 µg/ml, for SMZ and0,016 µg/ml for TMP; the mean recovery value of the extraction procedure was about 93,97% forSMZ and 95,33% for TMP. The mean retention time for TMP, SMZ and IS were obtained at 3,3, 4,8and 13,7 min, respectively.When compared the drugs of Group III (reference; A) and Group IV (test; B) for SMZ and TMPbioequivalence mean AUC and Cmax values were decreased versus unchanged tmax values. Minimum,maximum and mean AUC and Cmax values for SMZ and TMP were found to be in acceptable ranges(80-125%). Data obtained by the present study showed that both drugs had similar bioequivalence. Asa result it was concluded that both drugs could be used instead of each other as an ?inter-changeabledrug.Item Akdeniz Antalya körfezi'nde avlanan Barbunya (Mullus barbatus, linnaeus, 1758), Kefal (Mugil cephalus, linnaeus, 1758) ve Yeşil Kaplan Karidesi (Panaeus semisulcatus, de haan, 1844) türlerinde bazı ağır metal düzeylerinin belirlenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü) Yipel, Mustafa; Yarsan, EnderBu çalışma; Akdeniz Antalya Körfezi’nde avlanan Barbunya (Mullus barbatus, Linnaeus, 1758), Kefal(Mugil cephalus, Linnaeus, 1758) ve Yeşil Kaplan Karidesi (Panaeus semisulcatus, De Haan, 1844)türlerinde bazı ağır metal düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Çalışmada 35 Barbunya (Mullus barbatus), 35 Kefal (Mugil cephalus) ve 35 Yeşil Kaplan Karidesi(Panaeus semisulcatus) toplam 105 kas dokusu örneklerindeki Pb, Hg, Cd, Zn ve Cu ağır metallerinindüzeyleri belirlenmiştir. Eylül 2011 ve Mart 2012 tarihleri arasında toplanan balık ve karidesörneklerinde ağır metal analizleri ICP-OES (İndüktif Eşleşmiş Plazma-Optik Emisyon Spektrometresi)kullanılarak yapılmıştır.Analiz sonucu, kas dokuları ağır metal düzeyleri deniz ürünleri türlerine göre; ortalama değerlersırasıyla Barbunya (Mullus barbatus) için Pb (0,290±0,137mg/kg), Hg (0±0 mg/kg), Cd (0,017±0,027mg/kg), Zn (5,639±1,581 mg/kg), Cu (1,639±1,024 mg/kg), Kefal (Mugil cephalus) için Pb (0,224±0,119mg/kg), Hg (0±0 mg/kg), Cd (0,015±0,013 mg/kg), Zn (7,664±2,288 mg/kg), Cu (1,330±0,824 mg/kg),Yeşil Kaplan Karidesi (Panaeus semisulcatus) için ise Pb (0,245±0,163 mg/kg), Hg (0±0 mg/kg), Cd(0,043±0,049 mg/kg), Zn (13,330±3,337 mg/kg), Cu (5,154±2,091 mg/kg) olarak belirlenmiştir.Araştırma bulgularına göre en düşük Pb değeri 0,58 mg/kg ile Gazipaşa istasyonundan alınan Kefal(Mugil cephalus) türü kas dokusu örneğinde, Hg değeri 0,0 mg/kg ile tüm istasyonlardan alınan suürünleri türlerinin kas dokusu örneklerinde, Cd değeri 0,001 mg/kg ile Antalya merkez ve Gazipaşaistasyonlarından alınan Barbunya (Mullus barbatus) türü ile Kefal (Mugil cephalus) kas dokusuörneklerinde, Zn değeri 3,210 mg/kg ile Kemer istasyonundan alınan Barbunya (Mullus barbatus) türükas dokusu örneğinde ve Cu değeri 0,299 mg/kg değeri ile Manavgat istasyonundan alınan Barbunya(Mullus barbatus) türü kas dokusu örneğinde belirlenmiştir.En yüksek Pb değeri 0,834 mg/kg ile Antalya merkez istasyonundan alınan Yeşil Kaplan Karidesi(Panaeus semisulcatus) türü kas dokusu örneğinde, Hg değeri 0,001 mg/kg ile Kemer istasyonundanalınan Barbunya (Mullus barbatus) türü kas dokusu örneğinde, Cd değeri 0,206 mg/kg ile Antalyamerkez istasyonundan alınan Yeşil Kaplan Karidesi (Panaeus semisulcatus) türü kas dokusuörneğinde, Zn değeri 27,700 mg/kg ile Antalya merkez istasyonundan alınan Yeşil Kaplan Karidesi(Panaeus semisulcatus) türü kas dokusu örneğinde ve Cu değeri 9,840 mg/kg ile Kemeristasyonundan alınan Yeşil Kaplan Karidesi (Panaeus semisulcatus) türü kas dokusu örneğinde olduğubelirlenmiştir.Antalya Körfezi’nde avlanan Barbunya balığı (Mullus barbatus), Kefal balığı (Mugil cephalus) ve YeşilKaplan Karidesi (Panaeus semisulcatus)’ne ait örneklerde belirlenen Pb, Hg, Cd, Zn ve Cu ağır metaldüzeyleri yasal limitlerinin altında bulunmuştur.AbstractThis study was conducted to determine the leves of some heavy metals of Red Mullet (Mullus barbatus,Linnaeus, 1758), Grey Mullet (Mugil cephalus, Linnaeus, 1758) and Green Tiger Prawn (Panaeussemisulcatus, De Haan, 1844) species caught in the Gulf of Antalya Mediterranean Sea.In this study 35 Red Mullet (Mullus barbatus), 35 Grey Mullet (Mugil cephalus) and 35 Green TigerPrawn (Panaeus semisulcatus) total 105 sample of muscle tissues Pb, Hg, Cd, Zn and Cu heavymetal levels were determined. The fish and prawn samples which collected between September 2011and March 2012 were analyzed by using ICP-OES (Inductively Coupled Plazma-Optic EmissionSpectrophotometer).The result of the analysis, heavy metal levels of muscle tissues respectively average values accordingto the seefood species were determined as Pb (0,290±0,137mg/kg), Hg (0±0 mg/kg), Cd (0,017±0,027mg/kg), Zn (5,639±1,581 mg/kg), Cu (1,639±1,024 mg/kg) for Red Mullet (Mullus barbatus), Pb(0,224±0,119 mg/kg), Hg (0±0 mg/kg), Cd (0,015±0,013 mg/kg), Zn (7,664±2,288 mg/kg), Cu(1,330±0,824 mg/kg) for Grey Mullet (Mugil cephalus), Pb (0,245±0,163 mg/kg), Hg (0±0 mg/kg), Cd(0,043±0,049 mg/kg), Zn (13,330±3,337 mg/kg), Cu (5,154±2,091 mg/kg) for Green Tiger Prawn(Panaeus semisulcatus).According to the research findings, the lowest value of Pb was determined as 0,58 mg/kg in GreyMullet (Mugil cephalus) species muscle tissues sample from Gazipaşa station, Hg was determined as0,0 mg/kg in all species muscle tissues sample from all station, Cd was determined as 0,001 mg/kg inRed Mullet (Mullus barbatus) and in Grey Mullet (Mugil cephalus) species muscle tissues sample fromcenter of Antalya and Gazipaşa stations, Zn was determined as 3,210 mg/kg in Red Mullet (Mullusbarbatus) species muscle tissues sample from Kemer station and Cu was determined 0,299 mg/kg inRed Mullet (Mullus barbatus) species muscle tissues sample from Manavgat station.The highest value of Pb was determined as 0,834 mg/kg in Green Tiger Prawn (Panaeus semisulcatus)species muscle tissues sample from center of Antalya station, Hg was determined as 0,001 mg/kg inRed Mullet (Mullus barbatus) species muscle tissues sample from Kemer station, Cd was determinedas 0,206 mg/kg in Green Tiger Prawn (Panaeus semisulcatus) species muscle tissues sample fromcenter of Antalya station, Zn was determined as 27,700 mg/kg in Green Tiger Prawn (Panaeussemisulcatus) species muscle tissues sample from center of Antalya station and Cu was determined as9,840 mg/kg in Green Tiger Prawn (Panaeus semisulcatus) species muscle tissues sample fromKemer station.Determined Pb, Hg, Cd, Zn and Cu levels of Red Mullet (Mullus barbatus, Linnaeus, 1758), Grey Mullet(Mugil cephalus, Linnaeus, 1758) and Green Tiger Prawn (Panaeus semisulcatus, De Haan, 1844)Caught in the Gulf of Antalya Mediterranean Sea were below the legal limits.Item Ankara bölgesi kanatlı karma yemlerinde fumonisin B1 varlığının araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2006) Çevik, Alparslan; Yarsan, EnderYapılan çalışmada, Ankara çevresinde kanatlı karma yemi üretimiyapan fabrikalardan 1 yıl içerisinde 3 er aylık periyotlarla 4 dönemdetoplam 80 adet numune alındı.Bu numuneler içerisinde FB1 varlığı Ridascreen FastFumonisin yöntemiyle araştırıldı. Çeşitli özütleme aşamalarındangeçirilen numuneler Elisa Reader’da okundu.Bu işlemlerin sonucunda 80 numunenin 53’ünde (%66) FB1tespit edildi. Ortalama FB1 miktarının 1.272±1.12 ppm seviyesindeolduğu görüldü. FB1 tespit edilen 53 numunenin içerisinde en düşükFB1 miktarının 0,229 ppm, en yüksek FB1 miktarının 6,02 ppmolduğu belirlendi. Elliüç numunenin 28’inde tespit edilen FB1miktarının 1 ppm’in altında, 20’sinde tespit edilen FB1 miktarının 1-3ppm arasında değiştiği, 3’ünde 3 ppm, 1’inde 3,6 ppm ve 1’inde de6,2 ppm olduğu tespit edildi.Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, uluslararası limitlerlekarşılaştırıldığında özellikle kanatlı yemleri için belirlenen maksimumtotal fumonisin sınırlarını aşmadığı tespit edildi.Ancak fumonisinle kirlenmenin önüne geçilebilmesi için yasaldüzenlemelerin biran önce yapılması gerektiği ve ülkemiz içinfumonisin alt ve üst sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.AbstractIn this study, samples were taken four times during one year periodwith three month extensions, totally 80 samples, from the factoriesproducing composite poultry feed.Potential FB1 presence in these samples were analysed by RidascreenFast Fumonisin method. Extracted and processed samples, werescanned by Elisa Reader and the results were interpreted.As a result, FB1 was found in 53 out of 80 samples (%66) withavarage amounts of 1.272±.12 ppm.The minimum and the maximumamounts of FB1 out of these 53 samples were found as 0.229 ppm,and 6.02 ppm respectively.The amount of FB1 among these 53samples were found in a sequence of less than 1 ppm in 28 samples,between 1-3 ppm in 20 samples, 3 ppm in 3 samples, 3.6 ppm in 1sample and 6.2 ppm in 1 sample, out of these 53 samples.The results of this study have shown that the amount of maximumtotal FB1 in poultry in our research are lower than the internationallimits.However, for the prevention of fumonisin contamination, regulationsmust be carried out as soon as possible with the determination of themaximum and minimum limits of fumonisin for our country.Item Ankara ve çevre bazı ilçelerinden toplanan ballarda metal düzeylerinin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2016) Alim, Ece Çağırıcı; Yarsan, Ender; OtherYapılan çalışmada Ankara ilinin bazı ilçelerinden (Kalecik, Kazan, Kızılcahamam, Merkez, Ayaş) 2015 Temmuz-Ağustos aylarında, bölgede gezginci arıcılık yapan bal üreticilerinden temin edilen 100 adet süzme çiçek balı numunesinde metal (Cd, Co, Cu, Fe, Mn) düzeyleri araştırıldı. Analizler, ICP-OES cihazı ile gerçekleştirildi. Cihaz, Cd, Co, Cu, Fe, Mn içeren ana stok solüsyonundan hazırlanan kalibrasyon standartları ile kalibre edildi. Analizler sonucunda Temmuz-Ağustos aylarında alınan bütün bal örneklerinde Cd, Co, Cu, Fe ve Mn tespit edildi. Genel olarak ilçeler bazında bir değerlendirme yapmak gerekirse, Cd ve Co değerleri her ilçedeItem Çukurova yöresinden toplanan sütlerde sentetik piretroid insektisid varlığının araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2008) Çakır, Sibel; Yarsan, Ender; EczacılıkThe scope of the study was to investigate the presence of some synthetic pyrethroid ( ? -cyhalothrin, cypermethrin, deltamethrin, permethrin and fenvalerate) insecticide residues in samples of raw milk collected from Adana province.In this study, presence of ? -cyhalothrin, cypermethrin, deltamethrin, permethrin and fenvalerate in 100 samples of raw milk collected between March 2006 and February 2007 in four phases were investigated. Samples were collected in accordance with the Ministry of Agriculture and Rural Development?s `Precautions to be taken when Tracing Specific Substances and Their Residues in Live Animals and Products of Animal Origin Guidelines? and were stored in proper laboratory conditions until their analysis.The presence of synthetic pyrethroid in raw milk was investigated using GC-MS-MS equipment. The extraction and the method were first adjusted to suit the laboratory conditions before proceeding with the investigation.At the end of the study, the presence of ? -cyhalothrin, cypermethrin, deltamethrin, permethrin and fenvalerate.in the samples of raw milk analysed were detected to change with seasons. ? -cyhalothrin 17, cypermethrin 11, Deltamethrin 14, permethrin 11 and fenvalerate 3 were positively identified to vary with the type of pesticide.In addition, when tolerance limits for these substances were taken into consideration 9 samples of ? -cyhalothrin, 5 samples of cypermethrin, 13 samples of deltamethrin, 6 samples of permethrin and 1 sample of fenvalerate were found to be above the limits. The rate or number of exceeded samples to MRL can be given by a sentence. Parallel to these results, the mean values of the insecticides were found to be 132,11 ppb, 100,27 ppb, 92,21 ppb, 262,72 ppb and 39,66 ppb for ? -cyhalothrin, cypermethrin, deltamethrin, permethrin and fenvalerate respectively.The results obtained show pollution of raw milk with some synthetic pyrethroids to be beyond the tolerance limits. When the need to establish the tolerance limits for these substances within the residue monitoring plan as stipulated in the 2005 Notice (Notice, The Turkish Food Codex, Maximum residue Limits of Veterinary Medication in Food of Animal Origin)on the related substances, there is need to establish laboratory infracture for continuous monitoring of these residues.Key words: Milk, Synthetic Pyrethroid, Adana, Çukurova, ResidueItem Enrofloksasinin etlik civciv ve piliçlerde eklemlere yönelik etkilerin histopatolojik ve biyokimyasal parametreler ile değerlendirilmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2006) Ibrahım, Ishraga Gaafar; Yarsan, EnderEnrofloksasinin Etlik Civciv ve Piliçlerde Eklemlere Yönelik Etkilerinin Histopatolojik ve Biyokimyasal Parametreler ile Değerlendirilmesi Florokinolonlar, geniş spektrumlu etkileri ile veteriner hekimliğinde yaygın olarak kullanılan antibiyotiklerdendir. Fakat bu ilaçların kullanılmasında bazı yan etkiler belirlenmiş ve gelişmekte olan hayvanların kıkırdaklarında hasara sebep oldukları rapor edilmiştir. Ancak bu etkilerin mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. Bazı araştırmalarda etkin oksijen oluşumunun, florokinolonların kıkırdak yapı üzerine hasar yapmasında rol oynadığı gösterilmiştir. Enrofloksasinin eklem kıkırdağındaki etkisi ve bununla oksidatif stres ilişkisinin incelenmesi amacıyla; enrofloksasin 10 günlük Ross-38 ırkı civcivlere 14 ve 30 gün süreyle 10, 100, 200 ve 400 mg/kg c.a. ağız yoluyla verildi. Uygulanan ilaçların plazma yoğunluğu agar jel disk diffüzyon yöntemi ile belirlendi. Plazmadaki yoğunluğu ve plazma yoğunluğu altında kalan alan, ağızdan farklı dozların uygulanmasından sonra 0.25, 0.5, 1, 2, 4, 8, 12 ve 24 saatlerde 10, 100, 200 ve 400 mg/kg lık dozlar için sırasıyla 1.26±0.85, 2,86±0.33, 4.70±0.17, 5.75±0.13µg/ml ve 21.74 ±1.52, 26.40±2.42, 60.32±6.02 ve 72.10±4.30 g.saat/ml olarak tespit edildi. Enrofloksasinin diğer kinolonlardakine benzer şekilde tipik kıkırdak hasarına sebep olduğu gözlendi. Kıkırdak hasarı 10 mg/kg enrofloksasin ile tedavi edilen gruplarda piknotik çekirdekli kondrositler ve ödematöz matriks olarak başladı. Yüksek dozlarda (100, 200 mg/kg) ilaç uygulanan gruplarda boşluk oluşumu, kondrosit kümeleşmeleri, ödematöz matriks bölgeler, hücresel yoksunluk gibi hasara ilerledi. Bu hasarlar 400 mg/kg dozunda tedavi edilen grupta, eklem yüzeyindeki yaygın erozyonlar şeklinde daha fazla gözlendi. Oksidatif stresin incelenmesi amacıyla, lipid peroksidasyonunun göstergelerinden olan plazma MDA miktarı, antioksidan enzimlerden, SOD ve CAT aktiviteleri değerlendirildi. Otuz gün boyunca tedavi edilen grupların tümünde dozun arttırılmasıyla MDA miktarlarının arttığı gözlendi. Ondört ve 30 gün boyunca tedavi edilen tüm gruplarda enrofloksasin dozunun arttırılmasıyla SOD aktivitesi arttı. Tüm tedavi edilen gruplarda CAT aktivitesi kontrol grubuyla kıyaslandığında önemli farklılıklar göstermedi. Çalışma kapsamında 30 gün süresince artan dozlarda tedavi edilen gruplardaki Mg miktarlarının arttığı belirlendi. Çalışma bulguları değerlendirildiğinde, enrofloksasinin piliçlerde artropatiye sebep olabileceği ve hasarın doza bağlı şekillendiği sonucuna varıldı. Elde edilen veriler enrofloksasinin artropatik etkilerinin oksidatif stresle ilişkili olabileceğini düşündürdü.AbstractEvaluation of the Effects of Enrofloxacin in Articular Cartilage of Broilers Using Histopatological and Biochemical Parameters. Fluoroquinolones are widely used antibiotic with a broad spectrum of activity. However, certain adverse effects have been observed in association with the use of those drugs. They have been reported to induce lesions in the cartilage of growing animals, although the mechanism of those effects were not fully understood. Some evidences indicate that free radicals formation might play a role in the mechanism of fluoroquinolones induced cartilage defects. To investigate the effects of enrofloxacin on the articular cartilages and the possiblity of the involvement of an oxidative stress in this mechanism of action, enrofloxacin was orally administered to 10 day old Ross-38 chicken for 14 and 30 consecutive days, of 10, 100, 200 and 400 mg/kg body weight. Plasma concentrations of the drug were measured using agar gel diffusion test. The concentrations of the drug in the plasma and the area under curve measured 0.25, 0.5, 1, 2, 4, 8, 12 and 24 hours after oral adminstration of the different doses were 1.26±0.85, 2,86±0.33, 4.70±0.17, 5.75±0.13 µg/ml and 21.74 ±1.52, 26.40±2.42, 60.32±6.02, 72.10±4.30 g.saat/ml respectively. Enrofloxacin was found to induce cartilage lesions that were typical of those seen in other quinolones drugs. The cartilage lesions start as oedematous matrix and chondrocyte with necrotic nuclei in groups treated by 10 mg/kg enrofloxacin, extended to a typical lesions such as a cellular, oedematous matrix areas, chondrocyte clusters, cleft and cavity formation, in the groups treated by high doses (100, 200 mg/kg) of enrofloxacin. These lesions progressed to extensive erosion of the articular surface in the group treated by 400 mg/kg. The severity of the lesion increased with the increasment of the doses and duration of time. To assess the oxidative stress, blood plasma MDA a biomarker of lipid peroxidation, antioxidant enzymes, SOD and CAT activities were evaluated. Malondialdehit, levels increased with increasment in doses in all groups treated for 30 days. Superoxid dismutase activity decreased significantly with the increasement of enrofloxacin doses in all groups treated. Catalase activity in all treated groups was not significantly different in comparison to control. Determintion of plasma magnesium levels revealed increased with inccreasement of enrofloxacin doses in animals treated for 30 days. Thus concluded that enrofloxacin is able to produced arthropathy on chicken and the damage is dose dependent. These results suggested that enrofloxacin arthropatic effect is related to oxidative stress.Item Etlik piliçlerde iyonofor grubu antibiyotiklerle zehirlenme: Monensin ile vitamin E ve Selenyum'un birlikte veya ayrı ayrı verilmesinin bazı histopatolojik ve biyokimyasal parametrelere etkileri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Yarsan, Ender; Kaya, Sezai; Eczacılık) Monensin is an ionophore antibiotic, a monovalent cationic substance, used in veterinary medicine principally as a coccidiostat in poultry and as a growth promoter in cattle. This study was designed to evaluate the pretreatment of selenium and/or vitamin E and vitamin E + selenium in broilers given normal and high doses of monensin. For this purpose, 172 broiler chicks (Ross PM-3) were used in the study. These were splitted into two groups up the 15th day. In the 1st group, 15 of these chicks were maintained and fed without monensin, selenium and vitamin E. Other chicks were fed with monensin (110 ppm), vitamin E (1 1 ppm) and selenium (0. 1 ppm). On the 15th day the second group was splitted into 12 groups, each having 12 chicks (In the study, 2 animals died belonging to the 3rd and 4* groups). From this groups, to 2nd group 110 ppm monensin, to 3rd group 220 ppm monensin, to 4* group 330 ppm monensin, to 5* group 220 ppm monensin + 33 ppm vitamin E, to 6* group 220 ppm monensin + 0.5 ppm selenium, to 7* group 220 ppm monensin + 33 ppm vitamin E + 0.5 ppm selenium, to 8* group 330 ppm monensin + 33 ppm vitamin E, to 9* group 330 ppm monensin + 0.5 ppm selenium, to 10* group 330 ppm monensin + 33 ppm vitamin E + 0.5 ppm selenium, to 11th group 110 ppm monensin + 33 ppm vitamin E, to 12* group 110 ppm monensin + 0.5 ppm selenium and to 13th group 110 ppm monensin + 33 ppm vitamin E + 0.5 ppm selenium was given. On the 15*, 20*, 25th, 35th and 45* day of the study, blood samples were taken from each group and then aspartate amino transferase (AST), creatine phospho cinase (CPK), sodium, potassium and calcium levels analysed in serum. The samples were collected 3 chicks from the first group and 11 chicks from the other group for the 15* day; and 3 broilers from all groups for the 15* 20* 25* 35* and 45* day. Also, malondialdehyde (MDA) analyses in liver, feed consumption, clinical inspections, body weight and histopathologic evaluations were done. For the histopathological inspections, heart muscle and skeletal muscle (MMiolateralis tibialis pars cranialis) were used. Assessment of the groups indicated that in the 15* day the body weight (as g) was, 246.67±75.06 in the 1st group and 292.73±34.38 in the other group. Between 20* to 45* days body weight (as g) was given by intervals (min-max) being; 276.67±15.28-800.0±43.6 for 1st group, 418.33+18.93-1546.7+126.6 for 2nd group, 393.33+5.77-1000.0+43.6 for 3rd group, 327.33+10.41-513.3+30.6 for 4* group, 413.33+14.28-1530.0+112.7 for 5* group, 395.00±13.23-1390.0±251.6 for 6* group, 376.67+23.09-1450.0+180.3 for 7* group, 416.67+20.82-1116.7+76.4 for 8* group, 375.0+13.23-1150.0+217.9 for 9* group, 446.67+5.77- 1250.0+180.3 for 10* group, 406.67+25.17-1366.7+152.8 for 11* group, 396.67+20.82- 1283.3+76.4 for 12* group and 403.33+41.63-1400.0+50.0 for 13* group.115 Feed consumption was 6 kg in the 1st group and 6.5 kg in the other group in the 15* day. 20th, 25*, 35* and 45* days feed consumption (as kg) as follows; 3.5, 3.0, 6.0 and 6.0 in the 1st group, 3.5, 3.5, 6.5 and 6.5 in the 2nd group, 3.0, 3.0, 5.5 and 6.0 in the 3rd group, 2.5, 2.0, 3.0 and 3.5 in the 4* group, 3.5, 3.5, 5.5 and 6.5 in the 5* group, 3.0, 3.5, 6.5 and 6.5 in the 6* group, 3.5, 3.0, 6.0 and 6.5 in the 7* group, 3.0, 3.5, 6.5 and 6.0 in the 8* group, 3.0, 3.0, 6.0 and 6.0 in the 9* group, 3.5, 3.5, 6.0 and 6.5 in the 10* group, 3.5, 3.5, 6.5 and 6.5 in the 11* group, 3.5, 3.0, 6.0 and 6.0 in the 12* group, 3.5, 3.5, 6.5 and 6.5 in the 13* group. Assessment of the groups indicated that 15* day the sodium level (as mmolL) was 1 19. 17±16.87 in the 1st group, 126.42+9.04 in the other group. Between 20* to 45 * days sodium level (as mmol/L) was given by intervals(min-max) being 1 18.24±17.62-122.36±8.01 for 1st group, 125.56±22.24-137.34±6.18 for 2nd group, 1 10.90+18.80-1 19.56İ6. 13 for 3rd group, 108.12+11.09-114.91±4.39 for 4* group, 119.81+14.61-124.92+9.73 for 5* group, 1 12.32+1 1.71-116.29±1 1.58 for 6* group, 123.86+13.93-128.40±12.93 for 7* group, 119.31±8.17-122.62±14.19 for 8* group, 113.03+7.41-115.94+9.49 for 9* group, 121.80+9.03- 124.65+8.78 for 10* group, 131.69±14.17-135.28±12.28 for 11* group, 132.43+.4.03- 135.69+5.81 for 12* group and 134.37±8.04-138.63+6.85 for 13* group. Assessment of the groups indicated mat 15* day the calcium level (as mEqlL) was 7.420+1.383 in the 1st group, 8.547±0.615 in the other group. Between 20* to 45 * days calcium level (as mEq/L) was given by intervals(min-max) being, 7.562±1. 468-8. 503±2.867 for 1st group, 8.003±1.807-9.788+1.698 for 2nd group, 6. 532±0. 089-6. 822+1. 621 for 3rd group, 5.547+1.499- 6.273+0.953 for 4* group, 7.323±1.050-8.673±0.316 for 5* group, 7.268±0.509-8.419±2.014, for 6* group, 7.923+0.78-8.250+0.304 for 7* group, 7.496+1.172-9.383+1.784 for 8* group, 6.570+0.530-7.660+1.797 for 9* group, 8.523±1.606-9.374+0.901 for 10* group, 9.243±0.331- 10.174+0.970 for 11* group, 8.777±1.049-9.468±1.933 for 12* group and 9.285+0.527- 9.447±1.793 for 13* group. Assessment of the groups indicated that 15* day the potassium level (as mmolL) was 4.493±0.522 in the 1st group 4.310+0.382 in the other group. Between 20* to 45 * days potassium level (as mmol/L) was given by intervals(min-max) being, 4.566±0.500-4.756±0.273 for 1st group, 4.043+0.204-4.173+0.669 for 2nd group, 4.623±0.696-4.733±0.345 for 3rd group, 5.296+0.744- 5.683±0.408 for 4* group, 4.283±0.485-4.436±0.281 for 5* group, 4.370±0. 655-4.520+0.687 for 6* group, 4. 193+0.38 1-4.320±0.296 for 7* group, 4.810±0.433-4.886±0.335 for 8* group, 4.926+0.474-5.060+0.223 for 9* group, 4.613±0.710-4.860±0.435 for 10* group, 4.086±0.458- 4.173±0.621 for 11* group, 4. 116±0. 135-4.206+0.395 for 12* group and 4.023±0.578- 4. 196±0.499 for 13* group.116 Assessment of the groups indicated that 15* day the aspartate amino transferase level (as IU/L) was 168.73±29.29 in the 1st group and 171. 12±15.84 in the other group. Between 20* to 45 * days aspartate amino transferase level (as IU/L) was given by intervals(min-max) being, 161. 27+32. 03-172.40±33.28 for 1st group, 156.27±35.14-169.83±30.95 for 2nd group, 202.47±22.34-219.27±39.21 for 3rd group, 223.20+14.82-243.80+9.68 for 4* group, 165.33±20.83-171.27±40.39 for 5* group, 187.63149.27-191.87+11.65 for 6* group, 167.30122.40-194.30128.64 for 7* group, 191.50126.29-194.0128.37 for 8* group, 195.50±27.15-206.0±34.19 for 9* group, 188.70±13.57-201.0±15.31 for 10* group, 159.60134.96-164.50114.65 for 11* group, 163.43+27.70-170. 17±16.69 for 12* group and 161.0±28.66-166.63±21.89 for 13* group. Assessment of the groups indicated that 15* day the creatine phospho cinase level (as IU/L) was 399.37±190.28 and 386.3±74.1 in the other group. Between 20* to 45 * days creatine phospho cinase level (as IU/L) was given by intervals(min-max) being; 397.41216.7-446.41196.5 for 1st group, 415.81187.5-477.2142.4 for 2nd group, 504.8+234.1-527.5+130.0 for 3rf group, 531.3126.1-551.0162.0 for 4* group, 403.6±102. 15-433.5+123.9 for 5* group, 444.0+224.0- 458.7+110.9 for 6* group, 435.218.9-446.71109.1 for 7* group, 453.0±48.41-468.93±48.90 for 8* group, 472.28+69.46-483.43+102.87 for 9* group, 463.7135.8-494.20168.7 for 10* group, 363.8±171.3-383.0±63.0 for 11* group, 344.6+112.7-391.4+196.0 for 12* group and 347.8±139.8-371.0±235.0 for 13* group. Assessment of the groups indicated that; 15* day the malondialdehyde level (as nmol/g) was, 10. 15±4.96 and 10.53512.447 in the other group. Between 20* to 45* days malondialdehyde level (as nmol/g) was given by intervals(min-max) being; 8.04211.718-8.9612.31 for 1st group, 5.680±1.021-7.63±2.85 for 2nd group, 13.23±3.53-17.28±2.56 for 3rd group, 17.0213.43- 20.70±3.91 for 4* group, 9.82±5.59-14.08±6.50 for 5* group, 10.88±6. 11-14.91+5.04 for 6* group, 8.7814.46-13.6614.72 for 7* group, 10.03±1. 96-14.64+2.80 for 8* group, 13.8711.96- 16.0913.96 for 9* group, 7.975+1.431-13.03+3.75 for 10* group, 5.66811. 198-8.75+3. 16 for 11* group, 7.2313.13-9.05611.423 for 12* group and 6.42810.601-6.61511.611 for 13* group. Histopathologic lesions were observed especially in 3rf and 4* group which were given high level of monensin. These lesions were as follows: vakuolation, degeneration with obestosis and enlarged, capillary hyperemia, markedly hypertrophied capillary endothelial, interstitial edema, focal microhemorragie, focal mononücleated and heterophil cell infiltration in heart muscle; proliferation of muscle cell nucleus, skeletal muscle cells enlarged - pale and homogen, interstitial edema and mononücleated cell infiltration in myofibers.117 Clinical and laboratory findings indicated that high levels of monensin in the feeds caused acute and chronic toxicosis in broilers. Also, feed consumption and body weight decreased. The levels of serum creatine phospho cinas e and aspartate amino transferase elevated according to the heart and skeletal muscle's degeneration. Monensin which is an ionophore antibiotic, changed the levels of serum mineral components. The levels of serum sodium, calcium decreased and potassium increased. Monensin increased the malondialdehyde level of the liver as a consequence of the lipid peroxidation. As a result of the toxication, as histopathologic examinations that heart and skeletal muscles degenerated. Use of the vitamin E and selenium together, decreased undesirable effects of the monensin. Separately use of the vitamin E and selenium indicated mat, vitamin E is more efficacy than selenium in the prevention of the hazardous effects. Keywords: Broiler, Monensin, Vitamin E, Selenium, Toxicity.Item Farklı saklama şartlarında muhafaza edilen oksitetrasiklin, enrofloksasin, sülfonamid–trimetoprim ve levamizol içeren veteriner müstahzarlarının orjinal ve açılmış şekillerindeki etkin madde düzeyi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2014) Saghaeı, Shahram; Yarsan, EnderÇalışmanın amacı, veteriner hekimlikte yaygın şekilde kullanılan antibakteriyel ilaçlardan oksitetrasiklin, enrofloksasin ve sülfametoksazol-trimetoprim ile antelmintik ilaçlardan levamizol'ün farklı saklama koĢullarında etken madde düzeylerinin değerlendirilmesidir. Bu kapsamda olacak şekilde açılmamış haldeki orjinal ambalajlarında ve kapağı açılmış şekildeki ilaçlar oda ısısında, karanlıkta ve buzdolabı ortamında farklı sürelerde bekletilerek etkin madde analizleri gerçekleĢtirildi. Bu amaçla oksitetrasiklin içeren 2 müstahzar (50 mg/ml ve 200 mg/ml etkin madde), enrofloksasin içeren 1 müstahzar (100 mg/ml etkin madde), sülfametoksazol-trimetoprim içeren 1 müstahzar (200 mg/ml +40 mg/ml etkin madde) ve levamizol içeren 1 müstahzar (40 mg/ml etkin madde) incelendi. Her müstahzar için aynı seri numarasına sahip 5'er ilaç farklı saklama koĢullarında muhafaza edildi, baĢlangıçta, 1, 3, 6 ve 9. aylarda etkin madde miktarları analizleri yapıldı. Miktar analizleri HPLC ile gerçekleĢtirildi. Ayrıca ilaçların kullanılma süreleri dikkate alınarak; kapağı açılan ilaçlardan 24 ve 48. saatlerde de analizler yapıldı. Analizler sonucu elde edilen veriler rakamsal olarak (ppm ve grafikte etkin madde miktarıyla) değerlendirildi. Oksitetrasiklin içeren (geleneksel) ve normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve Yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (8.44±0.36, 5.73±0.25), (6.66±0.46, 7.17±0.27), (5.95±0.00, 7.16±0.31) ve (6.73±0.89, 7.30±0.50) ppm olarak elde edildi. Karanlıkta muhafaza edilen A ve yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (7.93±0.21, 4.66±0.21), (6.88±0.39, 6.99±0.48), (5.54±0.64, 7.04±0.26) ve (6.57±0.21, 6.39±0.98) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilen A ve yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (7.85±0.14, 4.06±0.13), (8.65±0.21, 8.55±0.16), (5.62±0.08, 6.29±0.31) ve (6.70±0.55, 6.18±0.11) ppm olarak belirlendi. A ve B spesiyaliteleri analiz dönemlerinde olacak Ģekilde birbiriyle de karĢılaĢtırıldı. Buna göre normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve B ilaçları için baĢlangıçta, 24.saat, 48.saat, 1., 3., 6., ve 9. aylarda gerçekleĢtirilen analizlerde etken madde düzeyleri sırasıyla (12.74±0.37, 11.09±0.79), (12.38±1.46, 11.97±0.29), (11.52±0.83, 11.04±0.51), (8.44±0.36, 7.59±0.33), (6.66±0.46, 7.70±0.21), (5.95±0.00, 4.92±0.24) ve (6.73±0.15, 6.72±0.08) ppm olarak tespit edildi. Karanlık Ģartlarında muhafaza edilenler için; sırasıyla (13.31±0.62, 12.83±0.36), (12.25±0.88, 11.73±0.69), (12.43±0.12, 10.90±1.83), (7.93±0.21, 7.81±0.23), (6.88±0.39, 6.99±0.14), (5.54±0.06, 6.68±0.40) ve (6.57±0.21, 5.69±1.11) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de (11.15±0.71, 11.27±0.51), (13.76±0.39, 12.51±0.00), (11.57±0.88, 11.13±0.36), (7.85±0.14, 7.13±0.56), (8.65±0.21, 7.79±0.56), (5.62±0.08, 6.93±0.56) ve (6.70±0.55, 5.48±0.30) ppm olarak belirlendi. Oksitetrasiklin uzun etkili içeren ve normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve Yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (10.91±0.29, 11.38±0.99), (5.39±1.52, 8.31±0.51), (8.06±0.91, 7.69±0.43) ve (6.78±0.19, 7.99±0.42) ppm olarak elde edildi. Karanlıkta muhafaza edilen A ve yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (12.24±0.62, 10.76±0.58), (7.98±1.12, 8.65±0.10), (8.20±0.29, 7.81±0.43) ve (7.82±0.15, 6.79±0.95) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilen A ve yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (13.32±1.27, 18.23±0.31), (8.20±0.57, 7.67±0.36), (8.27±0.25, 7.88±0.67) ve (7.92±0.21, 7.07±0.53) ppm olarak belirlendi. A ve B spesiyaliteleri analiz dönemlerinde olacak Ģekilde birbiriyle de karĢılaĢtırıldı. Buna göre normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve B ilaçları için baĢlangıçta, 24.saat, 48.saat, 1., 3., 6., ve 9. aylarda gerçekleĢtirilen analizlerde etken madde düzeyleri sırasıyla (12.76±0.28, 13.53±0.43), (17.05±0.13, 12.43±0.91), (10.91±0.29, 126 10.96±0.54), (5.89±1.77, 8.42±0.26), (8.06±0.91, 9.03±0.21) ve (6.78±0.19, 6.79±0.22) ppm olarak tespit edildi.Karanlık Ģartlarında muhafaza edilenler için; sırasıyla (13.20±0.21, 15.09±0.93), (12.09±0.39, 13.39±0.12), (12.24±0.62, 13.83±0.51), (7.98±1.12, 8.12±0.60), (8.20±0.29, 8.74±0.29) ve (7.82±0.15, 7.15±0.22) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de (12.42±0.22, 14.23±0.81), (14.29±0.57, 12.77±0.30), (13.32±1.27, 13.81±0.79), (8.20±0.57, 8.50±0.33), (8.27±0.25, 8.83±0.91) ve (7.92±0.21, 7.29±0.38) ppm olarak belirlendi. Enrofloksasin içeren ve normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve Yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (10.33±0.63, 9.99±0.44), (9.02±0.84, 8.83±0.13), (7.96±1.26, 15.39±6.12) ve (6.72±0.95, 7.71±0.39) ppm olarak elde edildi. Karanlıkta muhafaza edilen A ve yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (10.04±0.11, 10.08±0.62), (8.97±0.74, 8.80±0.89), (7.15±0.29, 8.40±0.37) ve (7.57±0.35, 6.92±0.77) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de (12.95±0.30, 11.05±0.58), (8.37±0.21, 8.07±0.17), (6.60±0.39, 7.10±1.71) ve (8.27±3.16, 9.29±3.28) ppm olarak belirlendi. A ve B spesiyaliteleri analiz dönemlerinde olacak Ģekilde birbiriyle de karĢılaĢtırıldı. Buna göre normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve B ilaçları için baĢlangıçta, 24.saat, 48.saat, 1., 3., 6., ve 9. aylarda gerçekleĢtirilen analizlerde etken madde düzeyleri sırasıyla (5.19±0.79, 7.09±0.64), (6.42±0.50, 9.07±0.56), (6.01±0.16, 9.29±0.62), (10.33±0.63,18.83±0.24), (9.02±0.84, 15.01±0.92), (7.96±1.26, 13.34±0.31) ve (6.72±0.95, 12.67±0.24) ppm olarak tespit edildi. Karanlık Ģartlarında muhafaza edilenler için; sırasıyla (4.97±0.61, 6.39±0.91), (6.92±0.42, 8.73±0.38), (6.42±0.46, 9.70±0.38), (10.04±0.11, 15.64±0.56), (8.97±0.74, 12.63±1.23), (7.15±0.29, 11.31±0.79) ve (7.57±0.35, 11.32±0.89) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de de (5.09±0.22, 3.86±0.23), (6.19±0.27, 7.97±0.28), (6.89±0.40, 9.25±0.11), (12.95±0.30, 15.08±0.79), (8.37±0.21, 15.28±0.79), (6.60±0.39, 11.56±0.78) ve (8.27±3.16, 13.39±1.12) ppm olarak belirlendi. Levamizol içeren ve normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve Yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (0.73±0.32, 1.69±0.59), (0.85±0.47, 1.36±0.36), (2.94±0.14, 4.70±0.44) ve (3.12±0.30, 2.17±1.11) ppm olarak elde edildi. Karanlıkta muhafaza edilen A ve yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (1.12±0.45, 0.98±0.39), (1.18±0.24, 1.46±0.03), (5.01±0.26, 3.54±1.02) ve (2.93±0.08, 2.49±0.29) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de (1.03±0.48, 1.05±0.44), (0.93±0.54, 1.49±0.07), (5.08±0.28, 4.37±0.50) ve (2.13±1.18, 2.68±0.07) ppm olarak belirlendi. Sülfametoksazol içeren ve normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve Yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (3.08±0.36, 2.22±0.10), (2.33±0.05, 2.33±0.08), (4.13±0.48, 4.30±0.22) ve (2.07±0.05, 2.15±0.11) ppm olarak tespit edildi. Karanlık Ģartlarında muhafaza edilenler için; sırasıyla (2.91±0.07, 2.34±0.01), (2.34±0.00, 2.55±0.20), (3.92±0.09, 4.31±0.10) ve (2.19±0.14, 2.19±0.01) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de (3.24±0.29, 2.26±0.08), (2.61±0.24, 2.52±0.21), (4.36±0.39, 4.41±0.08) ve (2.03±0.06, 2.13±0.07) ppm olarak belirlendi. Trimetoprim içeren ve normal oda Ģartlarında muhafaza edilen A ve Yeni kapağı açılmıĢ ilaç için 1., 3., 6. ve 9. ayda elde edilen sonuçlar sırayla (1.97±0.14, 2.77±0.51), (3.04±0.48, 3.17±0.64), (1.84±0.09, 2.00±0.05) ve (3.34±0.95, 3.94±1.21) ppm olarak tespit edildi. Karanlık Ģartlarında muhafaza edilenler için; sırasıyla (2.08±0.10, 3.16±0.05), (3.53±0.42, 4.14±0.02), (1.91±0.04, 2.08±0.09) ve (4.28±0.44, 4.55±0.38) ppm olarak; buzdolabı Ģartlarında muhafaza edilenler için de (2.22±0.07, 2.94±0.14), (3.51±0.15, 3.67±0.17), (2.04±0.04, 2.07±0.05) ve (3.82±0.36, 4.35±0.06) ppm olarak belirlendi. Çalışma sonuçları değerlendirildiğinde, ortak olarak spesiyalitelerdeki etkin madde miktarlarında zamana ve özellikle ısıya bağlı olarak azalmaların olduğu görülmüştürAbstractThe purpose of the study is to evaluate the active matter level of oxytetracycline, enrofloxacin and sulfamethoxazole-trimetroprim which are antibacterial drugs and levasimole which is an anthelmintic drug, which are used widely in veterinary medicine. Within this scope, the preparations in their original packages and in opened packages have been kept under room temperature, in the dark and in the refrigerator for different periods and they have been analyzed for active matters. For this purpose, 2 preparations containing oxytetracyline (50 mg/ml and 200 mg/ml of active matter), 1 preparation containing enrofloxacin (100 mg/ml of active matter), 1 preparation containing sulfamethoxazole- trimetroprim (200 mg/mL+40 mg/ml of active matter) and 1 preparation containing levamisole (40 mg/ml of active matter) have been examined. 5 each drugs with the same serial number for each preparation have been kept under different storage conditions. Initially, active matter quantities have been analyzed in the 1st, 3rd, 6th and 9th months. Quantities have been analyzed by means of HPLC. Besides, considering the life cycles of the drugs, those with open packages have been analyzed in the 24th and 48th hours as well. The data, obtained as a result of analysis have been evaluated quantitatively (ppm and active matter quantity in graphics). The results obtained from a drug A containing oxytetracycline (traditional) and kept under normal room conditions and from a newly unwrapped drug in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (8.44 ± 0.36, 5.73 ± 0.25), (6.66 ± 0.46, 7.17 ± 0.27), (5.95 ±0.00, 7.16 ± 0.31) and (6.73 ± 0.89, 7.30 ± 0.50) ppm. The results oblained from a drug A, kept under the dark and from a newly unwrapped drug, in the 1st, 3rd, 6th and the 9th months are given below respetively: (7.93 ± 0.21, 4.66 ± 0.21), (6.88 ± 0.39, 6.99 ± 0.48), (5.54 ± 0.64, 7.04 ± 0.26) and (6.57 ± 0.21,6.39 ± 0.98) ppm. The results obtained from a drug A, kept in the refrigerator and from a newly unwrapped durg, in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (7.85 ± 0.14, 4.06 ± 0.13), (8.65 ± 0.21, 8.55 ± 0.16), (5.62 ± 0.08, 6.29 ± 0.31) and (6.70 ± 0.55, 6.18 ± 0.11) ppm The specialities of A and B have been compared during analysis periods. Thus, active matter levels obtained from the drugs A and B initially under normal room conditions in 24 hours, 48 hours, 1st, 3rd, 6th and 9th months are determined respectively as follows: (12.74 ± 0.37, 11.09 ± 0.79), (12.38 ± 1.46, 11.97 ± 0.29), (11.52 ± 0.83, 11.04 ± 0.51), (8.44 ± 0.36, 7.59 ± 0.33), (6.66 ± 0.46, 7.70 ± 0.21), (5.95 ± 0.00, 4.92 ± 0.24) and (6.73 ± 0.15, 6.72 ± 0.08) ppm. The results from the durgs kept under the dark are as follows respectively: (13.31 ± 0.62, 12.83 ± 0.36), (12.25 ± 0.88, 11.73 ± 0.69), (12.43 ± 0.12, 10.90 ± 1.83), (7.93 ± 0.21, 7.81 ± 0.23), (6.88 ± 0.39, 6.99 ± 0.14), (5.54 ± 0.06, 6.68 ± 0.40) and (6.57 ± 0.21, 5.69 ± 1.11) ppm. The results from the drugs kept in the refrigerator are as follows respectively: (11.15 ± 0.71, 11.27 ± 0.51), (13.76 ± 0.39, 1.51 ± 0.00), (11.51 ± 0.88, 11.13 ± 0.36), (7.85 ± 0.14, 7.13 ± 0.56), (8.65 ± 0.21, 7.79 ± 0.56), (5.62 ± 0.08, 6.93 ± 0.56) and (6.70 ± 0.55, 5.48 ± 0.30) ppm. The results obtained from a drug A containing long acting oxytetracycline and kept under normal room conditions and from a newly unwrapped drug in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (10.91±0.29, 11.38±0.99), (5.39±1.52, 8.31±0.51), (8.06±0.91, 7.69±0.43) and (6.78±0.19, 7.99±0.42) ppm. The results oblained from a drug A, kept under the dark and from a newly unwrapped drug, in the 1st, 3rd, 6th and the 9th months are given below respetively: (12.24±0.62, 10.76±0.58), (7.98±1.12, 8.65±0.10), (8.20±0.29, 7.81±0.43) and (7.82±0.15, 6.79±0.95) ppm. The results obtained from a drug A, kept in the refrigerator and from a newly unwrapped durg, in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (13.32±1.27, 18.23±0.31), (8.20±0.57, 7.67±0.36), (8.27±0.25, 7.88±0.67) and (7.92±0.21, 7.07±0.53) ppm The specialities of A and B have been compared during analysis periods. Thus, active matter levels obtained from the drugs A and B initially under normal 128 room conditions in 24 hours, 48 hours, 1st, 3rd, 6th and 9th months are determined respectively as follows: (12.74±0.37, 11.09±0.79), (12.38±1.46, 11.97±0.29), (11.52±0.83, 11.04±0.51), (8.44±0.36, 7.59±0.33), (6.66±0.46, 7.70±0.21), (5.95±0.00, 4.92±0.24) and (6.73±0.15, 6.72±0.08) ppm. The results from the durgs kept under the dark are as follows respectively: (13.31±0.62, 12.83±0.36), (12.25±0.88, 11.73±0.69), (12.43±0.12, 10.90±1.83), (7.93±0.21, 7.81±0.23), (6.88±0.39, 6.99±0.14), (5.54±0.06, 6.68±0.40) and (6.57±0.21, 5.69±1.11) ppm. The results from the drugs kept in the refrigerator are as follows respectively: (11.15±0.71, 11.27±0.51), (13.76±0.39, 12.51±0.00), (11.57±0.88, 11.13±0.36), (7.85±0.14, 7.13±0.56), (8.65±0.21, 7.79±0.56), (5.62±0.08, 6.93±0.56) and (6.70±0.55, 5.48±0.30) ppm. The results obtained from a drug A containing enrofloxacin and kept under normal room conditions and from a newly unwrapped drug in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (10.33±0.63, 9.99±0.44), (9.02±0.84, 8.83±0.13), (7.96±1.26, 15.39±6.12) and (6.72±0.95, 7.71±0.39) ppm. The results oblained from a drug A, kept under the dark and from a newly unwrapped drug, in the 1st, 3rd, 6th and the 9th months are given below respetively: (10.04±0.11, 10.08±0.62), (8.97±0.74, 8.80±0.89), (7.15±0.29, 8.40±0.37) and (7.57±0.35, 6.92±0.77) ppm. The results obtained from a drug A, kept in the refrigerator and from a newly unwrapped durg, in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (12.95±0.30, 11.05±0.58), (8.37±0.21, 8.07±0.17), (6.60±0.39, 7.10±1.71) and (8.27±3.16, 9.29±3.28) ppm The specialities of A and B have been compared during analysis periods. Thus, active matter levels obtained from the drugs A and B initially under normal room conditions in 24 hours, 48 hours, 1st, 3rd, 6th and 9th months are determined respectively as follows: (5.19±0.79, 7.09±0.64), (6.42±0.50, 9.07±0.56), (6.01±0.16, 9.29±0.62), (10.33±0.63,18.83±0.24), (9.02±0.84, 15.01±0.92), (7.96±1.26, 13.34±0.31) and (6.72±0.95, 12.67±0.24) ppm. The results from the durgs kept under the dark are as follows respectively: (4.97±0.61, 6.39±0.91), (6.92±0.42, 8.73±0.38), (6.42±0.46, 9.70±0.38), (10.04±0.11, 15.64±0.56), (8.97±0.74, 12.63±1.23), (7.15±0.29, 11.31±0.79) and (7.57±0.35, 11.32±0.89) ppm. The results from the drugs kept in the refrigerator are as follows respectively: (5.09±0.22, 3.86±0.23), (6.19±0.27, 7.97±0.28), (6.89±0.40, 9.25±0.11), (12.95±0.30, 15.08±0.79), (8.37±0.21, 15.28±0.79), (6.60±0.39, 11.56±0.78) and (8.27±3.16, 13.39±1.12) ppm. The results obtained from a drug A containing levamisole and kept under normal room conditions and from a newly unwrapped drug in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (0.73±0.32, 1.69±0.59), (0.85±0.47, 1.36±0.36), (2.94±0.14, 4.70±0.44) and (3.12±0.30, 2.17±1.11) ppm. The results oblained from a drug A, kept under the dark and from a newly unwrapped drug, in the 1st, 3rd, 6th and the 9th months are given below respetively: (1.12±0.45, 0.98±0.39), (1.18±0.24, 1.46±0.03), (5.01±0.26, 3.54±1.02) and (2.93±0.08, 2.49±0.29) ppm. The results obtained from a drug A, kept in the refrigerator and from a newly unwrapped durg, in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (1.03±0.48, 1.05±0.44), (0.93±0.54, 1.49±0.07), (5.08±0.28, 4.37±0.50) and (2.13±1.18, 2.68±0.07) ppm. The results obtained from a drug A containing sulfamethoxazole and kept under normal room conditions and from a newly unwrapped drug in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (3.08±0.36, 2.22±0.10), (2.33±0.05, 2.33±0.08), (4.13±0.48, 4.30±0.22) and (2.07±0.05, 2.15±0.11) ppm. The results oblained from a drug A, kept under the dark and from a newly unwrapped drug, in the 1st, 3rd, 6th and the 9th months are given below respetively: (2.91±0.07, 2.34±0.01), (2.34±0.00, 2.55±0.20), (3.92±0.09, 4.31±0.10) and (2.19±0.14, 2.19±0.01) ppm. The results obtained from a drug A, kept in the refrigerator and from a newly unwrapped durg, in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (3.24±0.29, 2.26±0.08), (2.61±0.24, 2.52±0.21), (4.36±0.39, 4.41±0.08) and (2.03±0.06, 2.13±0.07) ppm. The results obtained from a drug A containing trimetroprim and kept under normal room conditions and from a newly unwrapped drug in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (1.97±0.14, 2.77±0.51), (3.04±0.48, 3.17±0.64), (1.84±0.09, 2.00±0.05) and (3.34±0.95, 3.94±1.21) ppm. The results oblained from a drug A, kept under the dark and from a newly unwrapped drug, in the 1st, 3rd, 6th and the 9th months are given below respetively: (2.08±0.10, 3.16±0.05), (3.53±0.42, 4.14±0.02), (1.91±0.04, 2.08±0.09) and 129 (4.28±0.44, 4.55±0.38) ppm. The results obtained from a drug A, kept in the refrigerator and from a newly unwrapped durg, in the 1st, 3rd, 6th and 9th months are given below respectively: (2.22±0.07, 2.94±0.14), (3.51±0.15, 3.67±0.17), (2.04±0.04, 2.07±0.05) and (3.82±0.36, 4.35±0.06) ppm. When the results from the study, it is seen that the quantities of active matters in the specialities commonly become less depending on time and especially ambient temperaturesItem Florfenikol ihtiva eden preparatların broylerlerde biyoeşdeğerliği, farklı saklama şartlarının etkileri ile farmakovijilans taramaları(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2011) Ekici, Hüsamettin; Yarsan, EnderBu çalışma Türkiye'de kanatlılarda içme suyuna katılarak kullanılmak üzere ruhsatlandırılmış florfenikol (FF) içeren 3 müstahzarın biyoeşdeğerliğini incelemek; ülkemizdeki FF kullanım durumu ve FF'den kaynaklanan ters ilaç tepkimelerinin olup olmadığını araştırmak; FF'nin farklı saklama koşullarında tutulması ve bu koşullardaki etkin madde miktarlarındaki değişimi belirlemek amacı ile yapıldı. Çalışmada 30 günlük, ilaç uygulanmamış, 28 adet (Ross 308 ırkı) etlik piliç kullanıldı. Hayvanlar her grupta 7 hayvan olacak şekilde 4 deneme grubuna ayrıldı. Grup I'dekilere damar içi, Grup II (referans ilaç), Grup III (Test 1 ilaç) ve Grup IV (Test 2 ilaç)'deki hayvanlara kursak içi yoluyla (40 mg/kg c.a FF) ilaç verildi;Grup I'dekilere ilaç verildikten sonra 5., 10., 20., 30 ve 45. dakikalar ile 1., 1,5., 2., 4., 8., 12., 18. ve 24. saatlerde diğer gruplardan ise 10., 20., 30 ve 45. dakikalar ile 1., 1,5., 2., 4., 8., 12., 18., 24. ve 36. saatlerde steril tüplere kan örnekleri alındı. Biyoeşdeğerliği incelen bu 3 müstahzar farklı saklama koşullarında (oda ısısı ve +4°C buzdolabı) muhafaza edildi, başlangıçta, 3, 6 ve 9. aylarda etkin madde miktarları yönüyle analizleri yapıldı ve fiziki yönden de (bulanıklık, partikül madde, çökme ve renk değişimi) değerlendirildi. FF içeren müstahzarlara yönelik olumsuz etki bildirimlerini değerlendirmek için 17 farklı ilde toplam 80 adet kanatlı sektöründe çalışan veteriner hekime farmakovijilans anketi uygulandı. Yöntemin duyarlılığı FF için 0,017 ?g/ml, florfenikol amin (FFA) için ise 0,78 ?g/ml; geriye kazanç FF için % 83,4-84,6 ve FFA için de % 82,2-83,8 olarak tespit edildi. FF ortalama 21,69. dakikada; FFA'nın 9,72. dakika; İnternal standardın 25,55. dakikada pik verdikleri belirlendi. Biyoeşdeğerliğin değerlendirilmesinde Referans, test 1 ve test 2 ilaçlarının EAA, Ydoruk ve tdoruk değerlerleri karşılaştırıldığında, test 1 ilaçda bu üç değerin de kabul edilebilir sınırlar içerisinde (%80-125) olduğu, test 2 ilaçda ise EAA ve Ydoruk değerleri yönünden değerlendirildiğinde bu sınırlar içerisinde olmadığı görüldü. Farklı saklama koşullarında muhafaza edilen bu üç ilaç 3., 6. ve 9. aylarda başlangıçtaki durumlarına göre bulanıklık, partikül madde, çökme ve renk değişimi yönünden herhangi bir farklılık tespit edilmedi. Referans ilacının oda sıcaklığında başlangıçta, 3., 6. ve 9. aylarda gerçekleştirilen analizlerinde etkin madde miktarlarının oransal olarak sırasıyla % 95,85, % 95,85, % 90,2 ve % 85; aynı şekilde +4°C'de gerçekleştirilen analizlerinde etkin madde miktarlarının oransal olarak sırasıyla % 86,55, % 83,95, % 78,8 ve % 74,15 olduğu tespit edildi. Test 1 ilacının oda sıcaklığında başlangıçta, 3., 6. ve 9. aylarda gerçekleştirilen analizlerde etkin madde miktarlarının oransal olarak sırasıyla 88,45, % 88,4, % 88,35 ve % 88,3; aynı şekilde +4°C'de gerçekleştirilen analizlerinde etkin madde miktarlarının oransal olarak sırasıyla % 81, % 80,95, % 80,9 ve % 80,85 olduğu tespit edildi. Test 2 ilacının oda sıcaklığında başlangıçta, 3., 6. ve 9. aylarda gerçekleştirilen analizlerde etkin madde miktarlarının oransal olarak sırasıyla % 74,45, % 74,4, % 74,3 ve % 74,25; aynı şekilde +4°C'de gerçekleştirilen analizlerinde etkin madde miktarlarının oransal olarak sırasıyla % 89,1, % 89, % 88,95 ve % 88,85 olduğu tespit edildi. Farmakovijilans anketlerinde (17 ilde toplam 80 ankette) veteriner hekimlerin ters etki bildirdiği ilaçların %23,75 (19 adet)'inin referans ilaç, % 41,25 (33 adet)'inin test 1 ilaç ve % 35 (28 adet)'sının ise test 2 ilaç olduğu tespit edildi. Çalışmadan elde edilen veriler sonucunda FF içeren test 1 ilacın referans ilaç ile biyoeşdeğer olduğu, FF içeren test 2 ilacının ise referans ilaç ile biyoeşdeğer olmadığı anlaşıldı. Elde edilen değerlerden Referans ve test 2 ilaçlarının farklı saklanma koşulları arasında etkin madde kaybı açısından bir fark olduğu, test 1 ilacında ise bir fark olmadığı söylenebilir. En fazla farmakovijilans bildiriminin biyoeşdeğerlik değerlendirmeleri sonucunda biyoeşdeğer olan test 1 ilacına ait olduğu saptandı.AbstractThis study was aimed to determine the bioequivalence of the three preparations of florfenicol (FF) licenced for poultry given by drinking water administration; to evaluate the state of utilization of FF, along with the investigation of adverse drug reactions and to evaluate the active susbstance content in different storage conditions. In this study, 30 day old, non-drugged 28 (Ross308 strain) broiler chickens, divided in four groups with 7 animals in each group were used. Group I had intravenous application whereas Group II (reference drug), Group III (Test 1 drug) and Group IV (Test 2 drug) had FF by intra craw oral administration (40 mg/kg bw). After the drug administration to Group I, blood samples were taken to streile tubes in 5,10,20,30,45 minutes and 1,1.5,2,4,8,12,18 hours whereas for the other groups the samples were taken at 10, 20, 30, 45 minutes and 1,1.5,2,4,8,12,18 hours. The same preparations were kept in different storage conditions (room temperature and +4°C refrigerator) and active substance content wlong with physical composition (opacity, particulation, precipitation and colour change) was determined at the beginning, 3rd,6th and 9th months. 80 surveys conducted to the veterinarians working in poultry sector in 17 different province was evaluated for the negative feedback of these FF preparations. Limit of detection of the method was found as 0,017 ?g/ml and 0,78 ?g/ml with the recovery values of % 83,4-84,6% and 82,2-83,8% for FF and florfenicol amine (FFA) respectively. The peaks were detected at 21,69 min for FF; 9,72 min for FFA and 25,55 min for the internal standart. AUC, Cmax, tmax were compared for the evaluation of the bioequivalence of the drugs in reference drug, test 1 drug, test 2 drug and for all three parameters test 1 drugs were found in acceptable levels (80-125%) whereas test 2 drugs were found under the limits for AUC and Cmax parameters. No physical difference was observed for different condition storage preparations. For reference drug active substance content at room temperature were found as 95.85, 95.85, 90.2, 85 in percentage and at +4°C as 86.55, 83.95, 78.8, 74.15 in percentage relatively; for test 1 drugs active substance content at room temperature were found as 88.45, 88.4, 88.35, 88.3 in percentage and at +4°C 81, 80.95, 80.9, 80.85 in percentage relatively; for test 2 drugs active substance content at room temperature were found as 74.45, 74.4, 74.3, 74.25 in percentage and at +4°C as 89.1, 89, 88.95, 88.85 was asceirtained for 0, 3, 6, 9 month storage period respectively. In pharmacovigilance surveys (80 surveys in total from 17 province); adverse drug complaints inwhich veterinary surgeons reported were mostly from test 1 drug (41.25%, 33 forms), following test 2 drug (35%, 28 forms) and the reference drug lastly (23.75%, 19 forms). Overall, test 1 drug was found to be bioequivalent to the reference drug whereas the test 2 drug as non-bioequivalent. Active substance content lost was seen for reference drugs and test 2 drugs whereas no difference was observed for test 1 drugs and according to bioequivalence evaluations, most pharmacovigilance feedback were found from the test 1 drug.Item In vitro embriyo kültür medyumlarına ve sperma dilüsyon solüsyonlarına ilave edilen eritropoietinin spermatolojik parametreler, oksidatif stres ve embriyo gelişimi üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2016) Satılmış, Muharrem; Bilgili, Ali; Yarsan, Ender; Kaymaz, Mustafa; OtherÇalışmada, boğa spermasının dondurulmasında kullanılan dilusyon solüsyonları ve in vitro embriyo kültür medyumuna ilave edilen eritropoietinin antioksidan etkiliğini incelendi. Boğalardan alınan spermaların dondurulması esnasında eritropoietinin farklı dozları (6.25, 12.5, 25, 50, 100 ve 200 IU eritropoietin /ml) ilave edilerek oluşturulmuş 6 deneme ve eritropoietin ilave edilmemiş (antioksidansız) kontrol gruplarıyla sulandırılarak donduruldu. Çözüm sonu biyokimyasal parametreler (oksidatif stres) ve spermatolojik parametreler incelendi. İkinci aşamasında ise sığır ovaryumlarından elde edilen oositlerin in vitro maturasyonu ve fertilizasyonlarını izleyen süreçte eritropoietinin 3 farklı dozu (0,5 µg, 0,25 µg, 0,125 µg /ml) ilave edilerek 3 deneme grubu ve eritropoietin ilave edilmemiş (antioksidansız) kontrol grubu oluşturularak kültür ortamına alınarak bölünen osit oranları, blastosiste erişim oranları biyokimyasal parametreler değerlendirildi. Dondurma-çözdürme sonrası 6.25 IU eritropoietin /ml içeren dilüsyon solüsyonu grubu progresif motilite oranı (%31,81±3,74), 200 IU eritropoietin/ml içeren dilüsyon solüsyonu grubuna göre (%22,26±2,01) anlamlı ölçüde yüksek bulundu (P< 0,05). SYBR/PI sonuçları bakımından 6,25 IU eritropoietin/ml içeren dilüsyon solüsyonu grubu 12,5 IU eritropoietin /ml içeren dilüsyon solüsyonu grubuna göre anlamlı ölçüde yüksek bulundu (P < 0,05). Morula ve 48. saat bölünen oosit oranları bakımından gruplar arasındaki farklılık önemli iken, diğer özellikler için gruplar arası farklılıkların istatistiksel olarak önemsiz olduğu tespit edildi (P>0,05).Item Kilis keçilerinde geleneksel ve uzun etkili oksitetrasiklin müstahzarlarının farmakokinetiği(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2016) Aktaş, İbrahim; Yarsan, Ender; OtherBu çalışmada, Kilis Keçilerinde veteriner hekimliğinde yaygın şekilde kullanılan ilaçlardan birisi olan ve geniş etki spektrumlu bir antibakteriyel ilaç olan Oksitetrasiklinin geleneksel (Primavilin) ve uzun etkili farmasötik şekillerinin (Primavilin LA) farmakokinetiği, 20 mg/kg canlı ağırlığa olacak şekilde tek doz verilerek değerlendirildi. Geleneksel formülasyon damar içi ve kas içi yolla enjekte edildi, uzun etkili formülasyonu ise kas içi yolla verildi. İlacın verilmesini takiben hayvanlardan 0.25, 0.5, 1, 2, 4, 8, 12, 24, 36, 48, 60, 72 ve 96 saatlerde kan örnekleri toplandı. Plazmada Oksitetrasiklin ölçümleri HPLC ile yapıldı. Plazma ilaç yoğunluğu zaman eğrisi 2 bölmeli açık modele uygun olarak bulundu. Primavilin damar içi yolla verilmesini takiben doruk plazma ilaç konsantrasyonuna (Ydoruk) 0,28 ± 0,09 saatte ulaştı ve 64,27 ± 10,89 µg/ml olarak ölçüldü. Primavilin LA kas içi yollara verilmesini takiben Doruk plazma ilaç konsantrasyonuna 0,6 ± 0,28 saatte ulaştı ve 8,72 ± 2,47 µg/ml olarak ölçüldü. Primavilin kas içi yollara verilmesini takiben Doruk plazma ilaç konsantrasyonuna 0,46 ± 0,09 saatte ulaştı ve 13,57 ± 5,83 µg/ml olarak ölçüldü. Primavilin damar içi, Primavilin LA kas içi, Primavilin kas içi yarılanma süresi sırasıyla 10,84 ± 3,20 saat, 27,96 ± 11,66 saat ve 10,47 ± 1,30 saat, AUC sırasıyla 115 ± 29,12 µg/ml/saat, 96,44 ± 9,49 µg/ml/saat ve 80,86 ± 12,76 µg/ml/saat olarak bulundu. Kas içi biyoyararlanım uzun etkili OTC'de %83,15 ve geleneksel OTC'de %69,71 olarak tespit edildi.Item Propolisin krem ve solüsyon tarzında farmasötik şekillerinin geliştirilmesi ve yara iyileşmesi üzerine etkilerinin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Topyıldız, Metin; Yarsan, Ender; OtherPropolis farmakolojik etkileri sebebiyle antineoplastik, antibakteriyel, yara iyileştirici, antiinflamatuvar, antiviral, anestezik, antioksidan, antimikotik ajan olarak tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Bu çalışmada; bir apiterapi ürünü olarak propolisin yara iyileştirici özelliğinin araştırılması amaçlandı. Bu kapsamda; Ankara ilinin Kızılcahamam, Kalecik, Mamak, Beypazarı ilçelerinden 5 adet propolis örneği toplandı. Bu propolis örneklerinin GC-MS ile analiz edildi. GC-MS analiz sonuçlarına göre; propolis örnekleri arasında en zengin fenolik içerik Beypazarı propolisinde görüldü. Bu sebeple, deney çalışmalarında kulanılmak amacıyla %25'lik kuru propolis ekstraktı içeren etanolik ekstrakt ve krem farmasötik şekilleri Beypazarı propolisinden hazırlandı. Bu çalışmada; Ankara propolisinden üretilen farmasötik şekillerin yara iyileştirici etkileri, 56 adet Wistar Albino ratın sırt bölgesinde oluşturulan 10 mm çapında dairesel tam kalınlık eksizyon yaraları üzerinde araştırıldı. Bu çalışmada; hiçbir iyileştirici uygulamanın yapılmayan grup "A grubu", yalnızca baz krem uygulanan grup "B grubu", Ankara propolisi ekstraktı uygulanan grup "C grubu" ve Ankara propolisi ekstraktı içeren krem uygulanan grup ise "D grubu" olarak belirlendi. Propolisli ekstrakt, propolisli krem ve baz krem deneklere günde bir defa uygulandı. Çalışmanın yedinci ve 14. günlerinde denekler sonlandırılarak histopatolojik ve biyokimyasal incelemeler için deri örnekleri toplandı. Ayrıca, yara kontraksiyonunun göstergesi olarak deney süresince belirli aralıklarla deneklerin yara alanları ölçüldü. Çalışma sonuçlarına göre; C ve D gruplarında A grubuna göre akut yangıyı bastırmak ve kronik yangıyı uyarmak, granulasyon dokusu/fibrosit olgunlaşmasını uyarmak, damaraşmayı arttırmak, reepitelizasyonu uyarmak ve yaranın daha fazla kontraksiyonunu sağlamak konusunda anlamlı farklılık gösterdi (p<0,05). Ancak; %25'lik Ankara propolisi ekstraktı ve %25'lik Ankara propolisi ekstraktı içeren krem farmasötik şekillerinin kollajen üretimini deneyin 14. gününde baskıladığı da görüldü. Kollajen birikimi, yara iyileşmesi sürecinde şekillenen diğer bütün olguları etkilediğinden başarılı bir yara iyileşmesi için kritik öneme sahiptir. Propolisin kollajen birikimini uyardığını gösteren in vivo çalışmalar ve baskıladığını gösteren in vitro çalışmalar ile bu çalışma birlikte değerlendirildiğinde; kollajen birikimi üzerine şekillenen bu farklı etkilerin ortaya çıkış durumlarının, içerdiği madde türleri ve miktarları bilinen propolislerin kollajen birikimi üzerindeki etkilerini inceyen doz çalışmaları ile açıklanabileceği düşünülmektedir. Ankara propolisi içeren ekstrakt ve krem farmasötik şekillerinin bu çalışmada kullanılan dozdan daha düşük dozlarla kullanılmasının kaliteli ve hızlı bir yara iyileşmesi için yararlı olacağı düşünülmektedir.Item Safkan atların üst solunum yollarından izole edilen identifikasyonu yapılan Streptococcus Spp ve Staphylococcus Spp etkenlerinde antibakteriyel ilaçlara karşı duyarlılığın ve direncin tespit edilmesi(Ankara Üniversitesi : Bilimsel Araştırma Projeleri, 2017) Yarsan, Ender; Veteriner Fakültesi; Diri, Mehmet; Baş, Bülent; Pınar, OrhanItem Sığırlarda kurşunla akut zehirlenme olgusuYarsan, EnderItem Türkiye'de ruhsatlı bazı veteriner antibakteriyel ilaç spesiyalitelerinin (aminoglikozidler ve sülfamidler) etken madde içerikleri ve bazı saklama şartlarının bu düzeylere etkisi üzerine çalışmalar(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2004) Hişmioğılları, Şahver Ege; Yarsan, EnderTürkiye'de Ruhsatlı Bazı Veteriner Antibakteriyel İlaç Spesiyalitelerinin (Aminoglikozidler ve Sülfonamidler) Etken Madde İçerikleri ve Bazı Saklama Şartlarının Bu Düzeylere Etkisi Üzerine Çalışmalar Çalışmanın amacı, piyasada satışa sunulan farklı etkin madde ve formülasyondaki bazı spesiyalitelerin etkin madde düzeylerinin ve bu etkin madde düzeyleri üzerine çeşitli saklama koşullarının etkisinin değerlendirilmesidir. Tez çalışması, piyasadaki çeşitli firmalar tarafından üretilen gentamisin, neomisin, kanamisin, streptomisin, dihidrostreptomisin, sülfadimidin, sülfadiazin, sülfametoksazol ve trimetoprim etkin maddelerini içeren enjektabl, oral toz, oral süspansiyon, oral çözelti ve bolus tarzındaki veteriner spesiyaliteleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bunun için 11 ayrı spesiyalite kullanılmıştır. Spesiyaliteler, üç farklı koşulda (oda, etüv, buzdolabı) 12 ay süreyle bekletilmiştir. Spesiyalitelerde, çalışmaya başlamadan önce ve 3., 6., 9. ile 12. aylarda antibiyotik miktar tayinleri gerçekleştirilmiştir. Miktar analizlerinde, mikrobiyolojik agar difüzyon yöntemi ile spektrofotometrik yöntemler kullanılmıştır. Analizler sonucu elde edilen veriler, hem rakamsal olarak (% ve grafikte etkin madde miktarı) hem de bozulma kinetiği (0. ve 1. derece) yönünden değerlendirilmiştir. Bozulma kinetiğinin değerlendirilmesinde r, k ve tço esas alınmıştır. Elde edilen sonuçlardan, spesiyalitelerin içinde bulunan etkin madde miktarları ile tespit edilen miktarlar arasında yakın ilişki bulunduğu anlaşılmıştır. Çeşitli saklama koşullarının spesiyaliteler üzerine etkisinin ise, spesiyalite içerisinde bulunan etkin madde çeşidine göre değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir. Etkin madde düzeyi üzerinde en önemli faktörün ortamın ısısı olduğu, etüv koşullarında bekletilen ilaçlardaki bozulmanın oda ve buzdolabı koşullarında bekletilenlerden daha hızlı olmasıyla ortaya çıkmıştır. Buzdolabı ve oda koşullarında bekletilen ilaçlardaki etkin madde kaybı ise, bütün ilaçlar için hemen hemen birbirine yakın bulunmuştur. Kinetik değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar da, bu verileri destekler niteliktedir. Zira ilacın raf ömürlerinde, oda ve buzdolabı koşullarında çok önemli bir değişim görülmezken, etüvde bekletilenlerde ise dikkate değer bir kısalma gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, spesiyalitelerin üzerinde yazan raf ömürleri ile her üç koşulda saklanan spesiyalitelerin hesaplamalar sonucu bulunan raf ömürleri karşılaştırıldığında, yalnızca tek başına veya trimetoprimle kombine sülfonamid içeren spesiyalitelerde raf ömürleri, her üç ortam için de belirtilen sürelerin üzerinde kalmıştır. Çalışma sonunda elde edilen bulgular, spesiyalitenin bozulması üzerinde öncelikli faktörlerin saklama koşulları ve saklama süresi olduğunu, bununla birlikte spesiyalite içerisindeki etkin maddelerin kimyasal özelliklerinin de bu yönüyle önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır.Abstract The investigations on the Active Substances of Some Veterinary Antibacterial Drugs (aminoglycosides and sulfonamides) which are Commercially Registrated in Turkey and the Effects of Some Storage Conditions on Their Active Substances' Levels. The aim of study to determine the active substances of some different commercially available pharmaceuticals as well as to evaluate the effects of some storage conditions on these active substances. The study was performed on the different pharmaceutical forms such as injectable, oral powder, oral suspension, oral solution and bolus that were contained gentamicin, neomycin, kanamycin, streptomycin and dihydrostreptomycin as active substances. 1 1 of separate pharmaceuticals were used. They were stored in different storage conditions (room temperature, incubator and fridge) for 12 months. The analysis for antibiotic quantitation were performed prior to study and on the 3 rd, 6th, 9th and 12th months of study. For this purpose, microbiological agar diffusion and spectrophotometric methods were used. The results evaluated by numbers (percentage and the amount of active substances on the graphs) and degradation kinetics (0 and 1st orders). The evaluations concerning degradation kinetics were based on the values of r2, k and tgo. The data revealed that there were correlations between the active substances of pharmaceuticals and the results of analysis. The effects of different storage conditions on the pharmaceuticals varied depend on the kind of active substances. The most important factor concerning the level of active substance was determined as a environmental temperature due to the pharmaceuticals that were stored in incubator showed faster deterioration. The loss of active substances in the pharmaceuticals that were stored in fridge and room temperature found closer. The kinetic evaluations supported these data as well. However, the shelf life of pharmaceuticals that were stored in incubator showed a significant shortage, while the ones, stored in room temperature and fridge showed no significant changes. On the other hand, the comparison between the stated shelf lifes of pharmaceuticals and the shelf lifes, calculated at the end of study regarding 3 different environment revealed that only sulfonamides and its combinations with trimethoprim stayed above the stated limits. Overall, the results obtained from the study proved that the primary factors respect to degradation of pharmaceuticals, are storage conditions and storage times, in addition, the chemical properties of active substances could be blamed as well.Item Türkiye'deki yarış atlarının solunum yollarından izole edilen streptococcus SPP ve staphylococcus SPP etkenlerinde antibakteriyel ilaçlara direncin tespit edilmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Diri, Mehmet; Yarsan, Ender; OtherDiğer hayvan yetiştiriciliklerinde olduğu gibi, yarış atı yetiştiriciliğinde de karşılaşılan önemli sorunlardan birisi özellikle enfeksiyon hastalıkların neden olduğu performans ve ekonomik kayıplardır. Bu hastalıklarla mücadelede en önemli ve yaygın olarak kullanılan ilaçların başında antibiyotikler gelmektedir. Ülkemizde Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırılmış atlarda kullanılan çeşitli etken maddeleri içeren 139 adet antibiyotik preparatı bulunmaktadır. Bunların arasında dar ve geniş spektrumlu penisilinler, aminoglikozidler ve sülfonamid grubu preparatlar önemli yer tutmaktadır. Bilinçsiz ve yaygın antibiyotik kullanımı, mikroorganizmalarda direnç gelişmesine neden olarak uygulanan tedaviler başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Son zamanlarda gerek beşeri gerekse veteriner hekimlikte bakterilerde antibiyotiklere karşı direnç gelişimi önemli bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle bakterilerdeki antibiyotik direncini belirlemeye yönelik Türkiye'de ve Dünya'da yapılmış pek çok araştırma bulunmaktadır. Ancak, ekonomik değeri yüksek olan yarış atlarında antibiyotik direncine yönelik ülkemizde kapsamlı bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışma kapsamında Ankara 75. Yıl Hipodromu At Hastanesine getirilen safkan İngiliz ve safkan Arap atlarından örnekleme yöntemiyle alınan trakeal aspirasyon sıvısından izole edilen ve identifikasyonu yapılan Streptococcus spp. ve Staphylococcus spp. etkenlerinde antibakteriyel ilaçlara karşı duyarlılığın Disk Difuzyon ve Minimum İnhibitör Konsantrasyonu (MİK) Testi yöntemleriyle araştırması yapılmıştır. Antibiyotikler için Minimum İnhibitör Konsantrasyonlar (MİK) belirlendi; bu doğrultuda olacak şekilde bazı penisilin, sefalosporin, aminoglikozid, tetrasiklin, rifamisin ve karbapenem grubu 16 farklı antibakteriyel ilaca (amikasin, amoksisilin, amoksisilin-klavulonik asit, ampisilin-sulbaktam, enrofloksasin, gentamisin, imipenem, kanamisin, neomisin, oksitetrasiklin, penisilin G, rifampin, seftazidim, seftiofur, streptomisin, trimetoprim-sülfametoksazol) karşı duyarlılık profili MİK değerlendirmesi yapılarak tablo halinde ifade edildi. Bu çalışma kapsamında safkan atlardan alınan 133 örnekten 4 Candida albicans, 155 Gram negatif bakteri, 2 Streptococcus spp. ve 10 Staphylococcus spp. etkenleri tespit edildi. İncelenen bu etkenlerden her biri farklı atlardan izole edilen 7 S. sciuri, 2 S. lentus, 1 S. equorum, 1 S. pneumonia ve 1 S. equi bakteri suşunun identifikasyonu yapıldı. Çalışma sonucunda Streptococcus spp. ve Staphylococcus spp. etkenlerinin amoksisilin ve ampisilin-sulbaktama duyarlı olduğu, trimetoprim-sülfametoksazol, kanamisin, gentamisin, enrofloksasin, rifampine ise dirençli olduğu tespit edildi. Bu kapsamda elde edilen veriler ışığında gereksiz dozda ve aralıkta antibakteriyel kullanımı azaltılarak antimikrobiyel direnç gelişimi önlenebilir ve tedavi masrafları azaltılabilir. Anahtar sözcükler: Antibakteriyel duyarlılık, Direnç, Disk Difuzyon, Minimum İnhibitör Konsantrasyonu (MİK), Safkan at, Staphylococcus spp., Streptococcus spp.Item Türkiye'nin doğu anadolu bölgesi'ndeki bazı illerden toplanan bal örneklerinde metal düzeylerinin belirlenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007) Güleç, Metin; Yarsan, Ender; EczacılıkIn this study the concentrations of metals (Pb, Cd, Cu, Fe, Mn, Zn) in 200 different honey samples collected from some of the cities of East-Anotolian Region in Turkey (Mus, Agrı, Bitlis and Erzurum) in July and August (25 samples per month) were examined. Most of the samples were obtained from the apieries located at a distance of 50m-2000m to the roads. Graphite furnace atomic absorbtion spectrometer equipped with Zeeman background corrector was applied for the determination of Pb and Cd; Cu, Fe, Mn and Zn were determined by flame atomic absorption spectrometer and a deuterium background corrector. Although Pb, Cd, Cu, Fe, Mn and Zn were found in all of the samples, no Cd were found in one sample from Erzurum and in two samples from Mus. The content of Pb and Cd did not differ significantly in the mean values of July and August. There was an increase in the Cu, Fe and Zn contents in August and a decrease in the Mn content according to July. The contents of metals in honey samples were found to be in the range of 0,131±0,081 ppm, 0,006±0,007 ppm, 2,635±1,198 ppm, 9,799±5,615 ppm, 2,592±1,318 ppm, 3,705±1,708 ppm for Pb, Cd, Cu, Fe, Mn and Zn, respectively. According to our datas the levels of Pb and Cd were found well belove the maximum residue limits of EU. Other metal levels were in the acceptable levels. The honey were in good quality from the point of metal contents. The results suggested that apiaries must be located far from highways, roads, traffic or other polluting sources.Item Türkiye'nin farklı bölgelerinden toplanan süt örneklerinde bazı metal düzeyleri(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009) Çakır, Erdim Ozan; Yarsan, Ender; Veteriner HekimliğiIn the present study, the aim was to determine the levels of lead (Pb), cadmium (Cd), iron (Fe), copper (Cu) and zinc (Zn) in raw cow milk samples which were collected from six different regions of Turkey (Marmara, Black Sea, Central Anatolia, Eastern Anatolia, Mediterranean Sea and Aegean).120 samples of raw cow milk have been analyzed with respect to Pb, Cd, Fe, Cu and Zn. The samples have been collected in four phases between December 2006 and November 2007. Samples were collected in accordance with the principles of Turkish Ministry of Agriculture and Rural Affairs ?Regulations Regarding Precautions Which Have To Be Taken When Tracing Specific Substances and Their Residues in Live Animals and Animal Products? and samples have been stored in proper laboratory conditions until the analysis.Determination of the levels of heavy metals and different mineral substances in raw milk has been performed using Atomic Absorption Spectrometer. Therefore, disintegration of organic structures of samples and shaping up the samples for the analysis in the equipment was provided using microwave method.At the end of the analysis, Pb, Cd, Fe, Cu and Zn which were differing to seasons have been detected in the samples of raw cow milk. However, Pb has not been detected in 13 samples and Cd has not been detected in 102 samples, either. In terms of Pb, Fe, Cu and Zn statistical significance has been found when mean values of four phases were compared. An increase has been detected at the levels of Pb, Cd and Zn in the samples of first phase. Increases have been observed at the level of Fe in third phase and at the level of Cu in the second phase. As mean 0,008±0,009 ppm Pb; 0,00009±0,00009 ppm Cd; 0,33±0,23 ppm Cu, 0,23±0,1 ppm Fe and 3,67±0,86 ppm Zn have been detected in the samples.As a result of present study, it is observed that in terms of Pb,10 (%8,3) of the analyzed samples have gone beyond the level of maximum residues which was designated (as 0.02 mg/kg in the ?Announcement About Maximum Limits of Contaminants in Foodstuffs?; but it is observed that the general mean of Pb is below this level. Any evaluation could not have been done for other metals so that any residues limitation has not been informed.Item Ülkemizde Adana yöresinden toplanan kırmızı biberlerde (Capsicum annuum l.) biber ve çekirdeğindeki kapsaisin miktarının tespit edilmesi ve kolon kanser hücreleri (caco-2) üzerine sitotoksik etkilerinin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Bilir, Emine Kübra; Yarsan, Ender; OtherKolon kanseri, tüm kanseri insidansının % 9'undan fazlasını oluşturur ve sindirim kanalının son bölümü olan kalın bağırsakta (kolon) gözlenir. Kanser tedavisinde başlıca kullanılan yöntemler arasında cerrahi, kemoterapi, radyoterapi sayılabilir. Yaklaşık yüz yıldır kanserin sistemik tedavisi için yaygın olarak sitotoksik kemoterapötikler kullanılmaktadır. Bu ilaçların birçoğu, hızla çoğalan hücreleri öldürmek ya da engellemek için dizayn edilmiş, DNA hasarına sebep olan maddelerdir. Kapsaisinin karsinogenik potansiyelinin değerlendirildiği genotoksisite ve karsinogenez analizleri in vitro ve in vivo değişken sonuçlar göstermektedir. Ancak 2000 yılı itibariyle kapsaisinin antikarsinojen yönünün olduğu ve saflığının önemli olduğu standardize protokollerle gösterilmeye başlanmıştır. Ancak apoptozun hangi moleküler mekanizmalar aracılığıyla uyarıldığı net olarak bilinmemektedir. Bazı sonuçlar, kapsaisinlerin normal hücrelerden kanserli hücreleri ayırabildiğini gösteriyor olsa da bunun nasıl gerçekleştiği hala belli değildir. Bu sebeple bu tez çalışmasında öncelikle; Ülkemizde kırmızıbiberin yaygın olarak üretiminin yapıldığı Adana İlinden toplanan olan C. annum L. cinsi biberlere ve çekirdeklerine uygun ekstraksiyon yöntemi geliştirilerek ve HPLC sistemi ile içerdikleri kapsaisin miktarları belirlenmesi amaçlandı. Daha sonra biber, çekirdek ve ticari kapsasin Caco-2 hücre hattı üzerine uygulanıp konsantrasyon ve zamana bağlı, sitotoksik açıdan hücre canlılığına etkileri; ilaç uygulanmış hücrelerden elde edilen protein miktarlarına bağlı olarak hücrelere etki mekanizması araştırıldı. HPLC yönteminin koşulları diğer araştırmalarla karşılaştırılarak laboratuvarımızda uygulamaya mümkün olan en uygun yöntem olarak seçildi; elde edilen doğruluk, duyarlılık ve doğrusallık sonuçları hesapların güvenilir olduğunu kanıtladı (p <0,05). Elde edilen kapsaisin miktarı ise başka ülkelerde gerçekleştirilen araştırma bulgularıyla benzerlik gösterdi. Ancak ülkemizin herhangi bir bölgesindeki biberlerde kapsaisin miktarlarının gösterildiği herhangi bir çalışma örneği de bulunamadığı için çalışmamız Adana Bölgesi'nden ve Türkiye içerisindeki biber ve çekirdeğindeki kapsaisin miktarının ayrı ayrı gösterilmesi açısından bir ilk olarak gösterilebilir. Son yıllarda tüm dünyada bitkiler üzerinde klinik amaçlı ve salgın hastalıkların kontrolü yönünde çalışmalar sürdürülmekte, çeşitli enzim sistemleri kullanılarak, bitkilerden biyoaktif maddelerin bulunması için ileri düzeyde çalışmalar yapılmaktadır. Çalışma kapsamında in vitro denemelerde ilk olarak kapsaisinin kanser hücreleri üzerine sitotoksik etkileri gözlenmiştir. Hücrelerin 24 saatlik morfolojik incelemeleri kapsaisinin Caco-2 kolon karsinoma hücrelerinin proliferasyonunu kanıtlamaktadır. Ayrıca MTT testi ile IC50 değerleri kapsaisin için 104.23 uM biber ve çekirdek ekstraktı için sırasıyla 24.84 ve 26.06 uM olarak hesaplanmıştır. İstatistiki sonuçlar bulguların anlamlı olduğunu teyit etmiştir. Western Blot sonucuna göre bax protein pozitif bulunmuşken, survivin negatif bulunmuştur.