Browsing by Author "Durna, Tezcan"
Now showing 1 - 6 of 6
Results Per Page
Sort Options
Item Aydın Otobiyografilerinde Modern Benlik İnşası: Belleğin İzinde Mücadele ve Hesap(Ankara Üniversitesi, 2018-12-05) Durna, Tezcan; Durna, Nehir; İletişim FakültesiOtobiyografi ya da anı yazarı sadece kendini değil, içinde yaşadığı dönemin konjonktürünü, toplumsal, siyasal ve kültürel iklimini de yazar. Biyografi ya da anılar aslında tarihi ve resmi kaynakların boş bıraktığı noktaları doldurmak işlevi görür. Ancak aynı zamanda yazarının benliğini, anlatıda kurduğu performans üzerinden inşa eden bir işlevi de vardır. Bir kişi çoğunlukla hayatının, toplumun geneli tarafından merak edildiğini varsayarak anı ya da otobiyografi kaleme alır. Bu kişiler ağırlıklı olarak ya siyasetçi ya tanınmış bir iş insanı ya da gazeteci, yazar ve bilim insanı olabilir. Arşiv kültürü çok gelişmemiş Türkiye gibi ülkelerde anılar önemli bir boşluk da doldurur. Bunun yanında siyasi kırılmaların, toplumsal ve kültürel dönüşümlerin izini de anılar ve otobiyografilerden sürmek mümkündür. Bu yönüyle bir aydının ya da yazarın anıları hiçbir zaman sadece kendisine ait değildir. Aydın, otobiyografisinde kendini anlatırken, toplumsal belleği kurmaya da hizmet eder. Bu çalışmada Türk aydınının otobiyografi ve anılarında oluşturduğu belleği üzerinden bir basın tarihi okuması yapılmaktadır. Ancak bu sadece basın tarihi okuması değil, Türk aydınının belleği üzerinden modernleşme ile aydın arasındaki ilişkinin de okumasıdır. Bunun için özellikle 1930-1990 yılları arasında gazetecilik ya da köşe yazarlığı yapmış kişilerin anı ya da biyografilerine bakılmıştır. Bu kaynaklarda toplumsal, siyasal ve kültürel ayrışmaların nasıl kişisel benlik kurguları üzerinden ortaya çıktığı çözümlenmiştir. Bu araştırma için Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel, Nadir Nadi ve Hasan Cemal’in anı kitaplarına odaklanılmıştır. Bu isimlerin arasında hâlâ hayatta olan tek isim Hasan Cemal’dir ve çalışmamızda Cemal’in 1990’lara kadar aktardığı anıları temel alınmıştır. Bu anılarda, politik kültür ve modernleşme pratikleri içinde mücadele, hesaplaşma ve çatışma çerçevesinden Türk aydınının benliğinin nasıl kurgulandığı incelenmiştir.Item Gündelik hayatta benlik sunumunun sosyal paylaşım ağı facebook üzerinden incelenmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Karaoğlu, Burcu; Durna, Tezcanİnsan ve insanın karşılaştığı, ilişki kurduğu her yerde sözlü ve sözsüz mutlaka iletişim vardır. İnsanların hayatta kalmasını, soylarını devam ettirebilmesini, topluluklar oluşturmasını ve kültürün, bilgi birikiminin ilerlemesini, iletilmesini sağlayan ana unsur iletişimdir. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte kitle iletişimde büyük adımlar atılmış ve İnternet’in icadıyla tüm dünya İnternet ağlarıyla kuşatılmıştır. İnternet’in hızla yaygınlaşması ve Web 2.0 teknolojisinin bir getirisi olarak, kitle iletişim araçlarının tek yönlü doğrusal akışının yanında kişiler arası iletişim de boyut değiştirmiştir. MySpace ve Facebook gibi, kullanıcıların kendi içeriklerini yaratarak paylaşmalarına olanak tanıyan sosyal paylaşım sitelerinin hızlı bir biçimde artması, İnternet’i, günümüzde bireyler ve kurumlar arası ilişkileri geliştiren ve ilerleten bir sosyal ortam haline getirmiştir. Facebook, kullanıcılarına sağladığı içerik yaratma olanağı ve güvenilirliği nedeniyle günümüz dünyasında en çok kullanılan sosyal paylaşım ağlarından biridir. Dünya üzerinde milyonlarca kullanıcı Facebook’ta bir profile sahiptir. Oluşturulan bu profillerle kullanıcı sanal dünyada kendine bir kimlik edinebilmektedir. Bu çalışmada, Goffman’ın gündelik hayatta insanların bir tiyatro sahnesindeymişlercesine sürekli olarak benliklerini kurgulayarak sundukları düşüncesinden yola çıkılarak, insanların yeni yaşam alanları haline gelen sosyal paylaşım ağlarında benliklerini nasıl kurguladıkları ve sundukları araştırılmış, gündelik yaşam pratiklerinin ve benlik sunumlarının Facebook sayfalarındaki izdüşümleri inceleme konusu olarak alınmıştır. Çalışma sonuçlarında Facebook’un insanların çevrimdışı sosyal sermayelerinin büyük ölçüde devam ettiği sosyal bir ortam olduğu, boş zaman etkinliğinden çok ayrı bir zaman ayırılması gereken sosyal yaşamın bir parçası haline geldiği, kullanım pratiklerinin çevrimdışı dünyada farklı anlamlara gelecek şekilde genişlediği, gündelik yaşam pratiklerinin Facebook üzerinden ayna görüntüsü olmamakla beraber, benzer şekillerde devam ettiği yorumlarına ulaşılmıştır.AbstractWherever human beings and interactions between them, verbal or not, exist, there is communication. Communication is the major factor in the success of human beings for survival, reproduction, formation of societies together with the progress of culture, knowledge and transfer of them. The development of technology has led to significant improvements in the mass communication (media). Accordingly, the invention of İnternet was followed with the rapid expansion of networks trough out the world. Strengthened with the Web 2.0 technology, İnternet carried the the mutual communication between people to a new level.The rapid increase in the number of social networks such as MySpace and Facebook, which let users to build their own contents and share them, transformed Internet to a social space for individuals and institutions. Facebook is the most famous social network in today’s World thanks to the service it provides for content building and security. Millions enjoy the service of Facebook through their accounts on it. These accounts serve as a mean for the creation of an identity in the virtual world. This work has been motivated by the assertion of Goffman, who states that in daily life, human beings constantly reform and present their selves as if on a stage. Accordingly, the question of how the human beings build and present their selves on the social media has been addressed through a case study on Facebook.Item Türk basınında Avrupa Birliği: Köşe yazılarında adaylık sürecinin sunumu (3-24 Aralık 1999)(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002) Durna, Tezcan; İnal, Ayşe M.; GazetecilikItem Türkiye'de 1930-1940 yılları arasında seçkinci söylemin oluşumu: Falih Rıfkı Atay ve Peyami Safa, karşılaştırmalı bir analiz(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Durna, Tezcan; Çelik, Nur Betül; GazetecilikThis study aims to discover the construction of the elitist discourse in Turkey, between 1930 and 1940 by focusing on the works of Peyami Safa and Falih Rıfkı Atay. The central theme of the study is ?discoursive construction of the people? in the texts of these authors. This central theme is studied in relation with the discourses on modernisation/civilization, and the cultural and ethical values that represent the conceptualisation of the ?nation? and the imaginative construction of the ?unity of the people?. Within the articulations in both these levels people is looked upon as a unity purifiying it from its heterogeneous aspects. The basic argument of the elitist discourse is the claim that the society must be guided/governed by those who are competent. This argument is built on certain contradictions as ?rulers-subordinates?, ?people-state?, ?elits and masses?. Having political competence and knowledge gives a superior position to the political elits and shapes the perceptions of political participation. . Essentially popular discourse must be a totality of the articulation of hetoregeneous demmands of individuals that form the ?people?. This study displayed that in the discourse of the two authors analysed, ?people? is the concept to signify the social and political unity, a homogeneous entitiy without any differences. The authors that construct this unity in their texts also claimed that the people don?t acquire the competence for politics andthey do need the state?s control and guidence. Thus, both Safa and Atay?s retorical discussions on the public reproduces the elitist discourse of their period.