Browsing by Author "Aslan, Berna"
Now showing 1 - 19 of 19
Results Per Page
Sort Options
Item Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye'de ilköğretim birinci kademe İngilizce öğretim programlarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi: Finlandiya ve Hollanda örneği(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2010) Üner, Görkem; Aslan, Berna; Eğitim Programı ve Öğretimi BölümüThis research aims at determining the similarities and differencesbetween English curriculum in primary schools in Turkey, Finland andHolland.In this research, survey method has been used since the aim of thisresearch is to present the existing situation as it is. The information about thecurriculum and education systems has been gathered together by the reviewof literature via library and the Internet. In this research, the comparison ofEnglish curriculum in primary schools in Turkey, Finland and Holland is madein respect of the aims, the content, the learning situations and the testingsituations. Then, the similarities and differences between the curriculum havebeen stated. Finally, the findings have been interpreted.The findings of the research are briefly as the following:1. Some of the common items in English curriculum in primary schools inTurkey, Finland and Holland can be determined as: foreign language lessonsshould be student-centered, teachers should let students be active in theclass, class activities should be depended on games, oral language practicesshould be given priority, learning situations supplying students? motivationsand fostering learning desire should be created , original audio-visualdocuments should be supplied.2. Listening and speaking skills are focused in English curriculum in primaryschools in Finland and Holland, but in Turkey, four main skills (listening,speaking, reading, writing) are focused.3. It is identified that the aims of English curriculum in Finland and Hollandinclude language proficiencies in four areas of language skills. Besides, thereare some other aims such as language proficiency, cultural skills, studystrategies and communication strategies, on the other hand, Englishcurriculum in Turkey do not include aims in such categories.4. Aims reflect learning process in English curriculum in primary schools ofboth Turkey, Finland and Holland. Writing principles of aims and behaviorsare followed in Turkish curriculum.5. It is identified that the content of English curriculum in primary schools inTurkey is organised in terms of a functional syllabus, whereas in Finland andHolland English currıculum has the characteristics of a frameworkcurrıculum; the themes and the basic grammatical structures are just listed ingeneral.6. Process evaluation exists in English curriculum of Finland and Holland. Inthis respect, Turkish curriculum is complied with EU countries? Englishcurriculum. Students? improvements are observed and filed, portfolioassessment is given priority.Item Çeşitli intrakoronal beyazlatma ajanlarının dişin kırılma direncine etkilerinin in vitro değerlendirilmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Özyılmaz, Burcu Kocatüfek; Aslan, Berna; OtherÇalışmamızda, çeşitli karbamid peroksit, hidrojen peroksit ve sodyum perborat içerikli beyazlatma materyallerinin intrakoronal olarak uygulanması sonucu, dişlerdeki kırılma direncine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda 84 adet, tek köklü, santral keser diş kullanılmıştır. Bütün dişler radyografik olarak incelenip; düz köklere sahip, apeksi tam olarak kapanmış, tek kanallı, kalsifikasyon veya rezorpsiyon olmayan dişler seçilmiştir. Dişlerin endodontik giriş kaviteleri açılıp, çalışma boyları tespit edildikten sonra kök kanalları, master apikal eğe ProTaper F3 olacak şekilde, ProTaper Döner Eğe Sistemi Ni-Ti eğeler ile, crown-down tekniği kullanılarak prepare edilmiştir. Preparasyonu takiben kök kanalları güta perka ve AH Plus kök kanal patı kullanılarak soğuk lateral kompaksiyon tekniği ile doldurulmuştur. Daha sonra, periodontal sond yardımıyla mine-sement sınırının mesafesi dışarıdan belirlenip, ısıtılmış bir plugger kullanılarak, mine-sement sınırından 3 mm aşağıda olacak şekilde kanal dolgusu uzaklaştırılmıştır. Servikal bariyer materyali olarak seçilen cam iyonomer siman, mine sement sınırı hizasında yerleştirilmiştir. Dişler, kavite boyut ve biçimlerindeki değişikliklerin sonuçlar üzerine etkisini azaltmak için, mesiodistal ve bukkolingual çaplarına göre sınıflandırılmış, her grupta eşit diş olacak şekilde 7 gruba bölünmüştür. Her deney grubu için diş sayısı 12 olarak belirlenmiştir. Gruplar; kontrol grubu (distile su) (Grup 1), Whiteness Super Endo (%37 karbamid peroksit) (Grup 2), Opalescence OH (%35 karbamid peroksit) (Grup 3), Opalescence Endo (%35 hidrojen peroksit) (Grup 4), Opalescence Boost (%38 hidrojen peroksit) (Grup 5), sodyum perborat + distile su (Grup 6) ve sodyum perborat + %30 hidrojen peroksit (Grup 7) şeklinde oluşturulmuştur. Üretici firma talimatları doğrultusunda beyazlatma materyalleri pulpa odasına yerleştirilmiş ve beyazlatma işlemi toplam 3 seans uygulanmıştır. Beyazlatma işlemi tamamlanıp giriş kavitelerinin daimi dolguları yapıldıktan sonra dişlerin kökleri, silindir şeklinde, plastik kaplar kullanılarak, mine-sement sınırına kadar, otopolimerizan akrilik rezin içine gömülerek sabitlenmiştir. Kontrol ve deney gruplarına ait tüm örnekler, Universal Test Cihazı kullanılarak kırılma direnci testine tabi tutulmuştur. Örnekler, standardizasyonu sağlamak için dişin uzun aksı ile cihaz 135 ? açı yapacak şekilde yerleştirilerek, , kuvvetin uygulanacağı pozisyonları sabitlenmiştir. Her bir dişin palatinal yüzeyinin 1/3 insizal bölgesine, yuvarlak bir uç ile, 1 mm/dk hızla, artan yük uygulanmıştır. Örnekler kırılıncaya kadar yük uygulanmaya devam edilmiştir. Kırılma momenti, test cihazında ölçülen kuvvetin aniden düşmesi ile tespit edilmiştir. Elde edilen veriler Newton (N) olarak kaydedilmiştir. Ölçüm sonuçları arasındaki farklılıklar test edilirken tek yönlü varyans analizi (ANOVA), hangi grupların birbirinden farklı olduğunu tespit etmek amacıyla çoklu karşılaştırma testlerinden Tukey HSD kullanılmış ve p değerinin, 0,05? ten küçük olduğu değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgularımıza göre, kontrol grubu (distile su) en yüksek kırılma direncini göstermiştir (1091,7 N) (p<0,05). Bunu sırasıyla; sodyum perborat + distile su (958,3 N), Opalescence OH (%35 karbamid peroksit) (889,9 N) ve Opalescence Boost (%38 hidrojen peroksit) (879,5 N) grupları takip etmiştir, fakat bu üç grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir (p>0,05). Sodyum perborat + %30 hidrojen peroksit (760,5 N) grubu, Opalescence Endo (%35 hidrojen peroksit) (578,4 N) ve Whiteness Super Endo (%37 karbamid peroksit) (538,9 N) gruplarından daha yüksek kırılma direnci göstermiştir (p<0,05). Opalescence Endo (%35 hidrojen peroksit) (578,4 N) ve Whiteness Super Endo (%37 karbamid peroksit) (538,9 N) grupları en düşük kırılma direncini göstermiştir ve bu iki grup arasındaki farkın ise istatistiksel olarak anlamlı olmadığı gözlenmiştir (p>0,05). Anahtar Sözcükler: İntrakoronal beyazlatma, fraktür direnci, karbamid peroksit, hidrojen peroksit, sodyum perborat.Item Covıd-19 pandemi sürecinde ortaokul matematik öğretim programının uygulanmasına yönelik öğretmen ve öğrenci görüşleri(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Savaş, Melis Hatun; Aslan, Berna; OtherBu araştırmada ortaokul matematik öğretim programının covıd-19 pandemi sürecinde nasıl yürütüldüğü öğretmen ve öğrenci görüşleri ile değerlendirilerek bu alandaki eksikliklerin ortaya çıkarılıp bu eksiklikler doğrultusunda çözüm önerileri getirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda nicel araştırma yöntemlerinden genel tarama modelinde tasarlanmış betimsel bir araştırma yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu Ankara'da devlet okullarındaki 498 ortaokul öğrencisi ve 51 matematik öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada katılımcılar belirlenirken seçkisiz olmayan örnekleme yöntemlerinden amaçsal örnekleme kullanılmıştır. Amaçsal örnekleme düşünülen evrenin benzer bir alt tabanının örneklem olarak seçilmesidir. Araştırma sürecinde veriler, konu ile ilgili literatür taranarak ve uzman görüşleri alınarak geliştirilen anket formu ile elde edilmiştir. Anket kısa yanıtlı, çoktan seçmeli ve birden fazla işaretlenebilir seçeneklerden oluşan soruları barındırmaktadır. Araştırmacı tarafından geliştirilen öğretmen ve öğrenci anketleri google formsa aktarılmış ve oluşturulan online anketler okullara gidilerek dijital ortamlarda uygulatılmıştır. Çalışma Covid-19 pandemi sürecinde matematik öğretiminin uzaktan öğretimle yürütüldüğü 2020-2021 eğitim öğretim yılındaki uygulamaları kapsamaktadır. Araştırma bulguları, öğretmenler ve öğrencilerin bu süreç içerisinde bazı zorluklar yaşadıklarını göstermiştir. Öğretmenler tarafından belirtilen sorunların başında uzaktan eğitimde öğrenci, öğretmen etkileşiminin sınırlı olması ve internet ile ilgili alt yapı ve erişim imkanı sorunudur. Öğrenciler süreçte alt yapı eksikliklerinden, uzaktan eğitimin yüz yüze eğitime göre daha dezavantajlı olduğundan ve sürecin verimsiz geçtiğinden bahsetmişlerdir. Öğretmenlerin süreç içerisinde matematik dersinde anlatmakta zorlandıkları konuların başında geometri ve cebir öğrenme alanı baş sırada yer alır. Ayrıca öğretmenlerin matematik dersi için web-2 araçlarını kullanmadıkları tespit edilmiştir. Bu bağlamda öğretmenlerin uzaktan eğitimle ilgili hizmet içi eğitim almaları, gelişim göstermeleri gerektiği ve öğrencilerin uzaktan eğitim hakkında olumlu fikir sahibi olmaları için gerekli bilgilendirmelerin yapılması gerektiği araştırmanın sonuçları arasındadır.Item Devital dişlerde beyazlatma(2017) Aslan, BernaItem Endodonti-periodontoloji ilişkileri(2017) Aslan, BernaItem Endodontik materyaller(2017) Aslan, BernaItem Farklı kök kanal dolgu sistemleri kullanılarak doldurulan kök kanallarının homojenitelerinin karşılaştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2009) Başer, Elif Delve; Aslan, BernaBu çalışmanın amacı, üretan dimetakrilat rezin içerikli, cam iyonomer içerikli ve epoksi rezin içerikli kök kanal dolgu sistemleriyle doldurulan kanalların, homojenitelerinin, boşlukların tespitiyle, micro-ct kullanılarak karşılaştırılmasıdır. Çalışmamızda 80 adet yeni çekilmiş, insan daimi alt küçük azı dişi kullanıldı. Kök kanalları şekillendirildikten sonra, 20'şerli 4 gruba ayrıldı. İlk üç grup sırasıyla Epiphany-Resilon, EndoREZ ve ActiV GP kök kanal dolgu sistemleriyle üretici firma önerisi doğrultusunda, dördüncü grup ise AH Plus-güta-perka ile lateral kondenzasyon dolgu tekniği kullanılarak dolduruldu. Her diş micro-CT cihazı kullanılarak incelendi, iki boyutlu reconstrüksiyondan sonra her kökten koronal,orta ve apikalden 3'er tane olmak üzere toplam 9'ar adet horizontal kesit seçildi. Görüntüler Image J görüntü analiz programında analiz edilerek, kanal alanı, boşluk alanların büyüklüğü ve sayısı hesaplandı. Boşluk alanlar kanal alanının yüzdesi olarak hesaplandı ve elde edilen bulgular Kruskal Wallis H testi ve Mann Whitney U testleri ile istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgularımıza göre, EndoREZ grubunda tespit edilen boşluk alan büyüklüğü ve sayısı koronal üçlüde Epiphany-Resilon ve AH Plus gruplarından, orta üçlüde Epiphany-Resilon, ActiV GP ve AH Plus gruplarından, apikal üçlüde ise Epiphany-Resilon grubundan istatistiksel olarak anlamlı derecede fazladır (p<0,05). Diğer gruplar arasında boşluk alan büyüklüğü ve sayısı bakımından anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,005), ancak boşluk alan büyüklüğüne ve sayısına ait en düşük ortalama değerler Epiphany-Resilon grubunda tespit edilmiştir. Tüm gruplara ait köklerin, apikal üçlülerindeki boşluk alan büyüklüğü ve sayısı, koronal ve orta üçlülerinden istatistiksel olarak anlamlı derecede azdır (p<0,05). Koronal ve orta üçlüler arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05), ancak boşluk alan büyüklüğüne ve sayısına ait en yüksek ortalama değerler, Epiphnay-Resilon grubu hariç köklerin orta üçlülerinde tespit edilmiştir.Abstract The aim of this study was to compare the homogeneity of root canals obturated with urethan dimetacrylate based, glass ionomer based and epoxy resin based root canal filling systems, by detecting voids with using micro-CT. 80 freshly extracted permanent human mandibular premolar teeth were used in this study. After the preparation of the root canals, the teeth were randomly divided into 4 groups, consisting 20 teeth of each. The first three group were obturated with Epiphany-Resilon, EndoREZ and ActiV GP root canal filling systems respectively, according to manufacturer?s recommendations and the fourth group was obturated with AH Plus-güta-perka by using lateral compaction technique. Every tooth was examined using micro-CT and after 2D reconstruction, total of 9 horizontal sections were chosen from each root, from coronal, middle and apical thirds. Images were analysed with Image J software and area of the canal, area of voids and number of voids for each section were evaluated. Area of voids was calculated as a percentage of the canal area in the sections. The results were analysed statistically using Kruskal Wallis H Test and Mann Whitney U Test. According to datas of our study, area of voids and number of voids detected in EndoREZ group were statistically significantly higher than Epiphany-Resilon and AH Plus-güta-perka groups at the coronal third, Epiphany-Resilon, ActiV GP and AH Plus-güta-perka groups at the middle third and Epiphany-Resilon group at the apical third (p<0,05). There were no significant differences found among the other three groups (p>0,05) with respect to area of voids and number of voids, but the lowest mean of area of voids and number of voids were recorded in Epiphany-Resilon group. In all study groups, area of voids and number of voids at the apical thirds were statistically significantly lower than the coronal and middle thirds (p<0,05). There were no significant differences between the coronal and middle thirds (p>0,05) but the highest mean of area of voids and number of voids were recorded at the middle thirds of the roots, except Epiphany-Resilon group.Item Farklı kök kanal patlarının sitotoksisite ve antimikrobiyal etkinlik yönünden karşılaştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2012) Şahin, Meşkule; Aslan, BernaBu çalışmanın amacı, kök kanal tedavilerinde kullanılan AH Plus, Tubli Seal EWT, EndoREZ, MTA Fillapex, Real Seal kök kanal dolgu patlarının L-929 hücre kültüründe MTT testi ile sitotoksik etkilerinin ve ayrıca Enterococcus faecalis üzerinde direkt temas testi ile antimikrobiyal etkilerinin incelenmesidir. Çalışmanın birinci bölümünde, 6 kuyucuklu plağın her bir kuyucuğuna farklı kök kanal dolgu patı 1 cm alanı kaplayacak şekilde yerleştirilmiştir. Örnekler üzerine DMEM ilave edilerek, 24, 48 ve 72 saat bekletilmiştir. Elde edilen ekstraksiyon sıvıları, L-929 hücre süspansiyonu içeren 96 kuyucuklu plakların her bir gözüne 100 l yerleştirilmiştir. 48 saatlik inkübasyondan sonra plaklardan ekstraksiyon sıvıları uzaklaştırılmış ve her bir göze 25 l MTT solüsyonu ilave edilerek 4 saat süre ile bekletilmiştir. Bu sürenin sonunda spektrofotometrede 570 nm'de absorbansları ölçülmüştür. Çalışmanın ikinci bölümünde, kök kanal dolgu patları karıştırılarak 96 kuyucuklu plakların yan duvarına yerleştirilmiş ve 10 ?l bakteriyel süspansiyon eklenerek, bakteri ve patın direkt temasını sağlamak için 1 saat beklenmiştir. Patın bulunduğu kuyucuklara taze besiyeri eklenmiş ve bu kuyucuklardan 15 ?l besiyeri alınarak sadece besiyeri bulunan kuyucuklara ilave edilmiştir. Bakteriyel büyüme, 18 saatlik zaman periyodunda ilk 6 saat ve son 6 saat her saatte bir spektrofotometre kullanılarak 620 nm'de ölçülmüştür. Mosmann'ın sınıflamasına göre AH Plus her 3 zaman diliminde de sitotoksisite göstermezken, Tubli Seal EWT, EndoREZ, MTA Fillapex ve Real Seal 24. ve 48. saatlerde orta, 72. saatte ise hafif derecede sitotoksisite göstermişlerdir. MTT testi sonuçlarına göre ise, 24, 48 ve 72 saatlik değerlendirmede hücre canlılık oranları bakımından AH Plus ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmezken (p>0,05), diğer kök kanal dolgu patları ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Kontrol grubuna ait hücre canlılık oranları Tubli Seal EWT, EndoREZ, MTA Fillapex ve Real Seal kök kanal dolgu patlarının hücre canlılık oranlarından anlamlı derecede daha yüksektir. Direkt temas testi sonuçlarına göre, Grup A (pat var)'da ilk 6 saatlik sürede Real Seal hariç diğer tüm kök kanal dolgu patları antimikrobiyal etki gösterirken, son 6 saatlik sürede EndoREZ, MTA Fillapex ve Real Seal antimikrobiyal etkilerini devam ettirmişlerdir. Tubli Seal EWT 14. saatte antimikrobiyal etkisini kaybetmeye başlamış, Real Seal antimikrobiyal etkinlik göstermemiştir. Grup B (pat yok)'de ilk 6 saatlik sürede bütün kök kanal dolgu patları antimikrobiyal etki gösterirken, son 6 saat tüm patlar antimikrobiyal etkilerini kaybetmişlerdir. Abstract The aim of this study was evaluate the cytotoxicity of root canal sealers AH Plus, Tubli Seal EWT, EndoREZ, MTA Fillapex and Real Seal on L-929 cells with the MTT assay and the antimicrobial effects on Enterococcus faecalis using the direct contact test. In the first part of this study, sealers were placed in six-well plate. Every sealers placed at the bottom of each well to cover an area of 1 cm diameter. Placed DMEM on samples for 24, 48 and 72 hours. 100 ?l of eluate was transferred to a 96- well plate containing L-929 cell suspension. After 48 hours incubation the extracts were removed from the wells, 25 ?l MTT solution was added to each well and waited for 4 hours. Subsequently, the spectrophotometric absorbance was measured at 570 nm using a spectrophotometer. In the second part of this study, sealers were mixed and placed on the side walls of 96-well plate well and 10 ?l bacterial suspensions were allowed to directly contact with the sealers for 1 hour. Fresh media were added to wells which including sealers and 15 ?l were transferred from this wells to another wells containing fresh medium. Bacterial growth was then measured using spectrophotometer at 620 nm first six and last six hours at one hour periods over 18 hours. According to Mosmann?s scala AH Plus was non-cytotoxic, Tubli Seal EWT, EndoREZ, MTA Fillapex and Real Seal had moderate cytotoxicity at 24 and 48 hour evaluation and slightly cytotoxicity at 72 hour evaluation. According to the MTT assay, in the rates of cell viability there was no statistically significant difference between AH Plus and control group at 24, 48 and 72-hour evaluation (p>0.05), but there was statistically significant difference between the other sealers and control group (p<0.05). The control group had significantly high rates of cell viability than Tubli Seal EWT, EndoREZ, MTA Fillapex and Real Seal. The results of the direct contact test showed that, in Grup A (paste present) at first six hours except Real Seal all sealers had antimicrobial effect, at last six hours AH Plus, EndoREZ and MTA Fillapex continue their antimicrobial effect, Tubli Seal EWT started to loose its antimicrobial effect at 14. hour and Real Seal had no antimicrobial effect. In Grup B (paste absense) at first six hours all sealers had antimicrobial effect, but they lost their antimicrobial effect at last six hours.Item İlkokul ikinci ve üçüncü sınıf İngilizce dersi öğretim programlarının sınıf içi uygulamalara yansımaları(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2016) Dinçer, Ayşemine; Aslan, BernaBu araştırmada, 2013'te kabul edilen ilkokul ikinci ve üçüncü sınıf İngilizce dersi öğretim programlarının sınıf içi uygulamalara nasıl yansıdığını öğretmen görüşleri ve sınıf içi gözlemlere dayalı olarak ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması tercih edilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, seçilen iki ilkokuldaki yedi sınıf ve bu sınıfların dersine giren üç İngilizce öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmada veriler, görüşme ve gözlem yoluyla toplanmıştır. Veri toplama araçlarından elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemi ve NVivo 8 nitel veri analizi programı ile çözümlenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular, sınıf içi uygulamaların konuşma ve dinleme becerilerini geliştirmeye uygun olmadığını, öğretmenlerin yazma etkinliklerine daha çok yer verdiğini ve program içeriğinin ders saatine oranla çok yoğun olduğunu göstermiştir. Programda dilin iletişim aracı olarak kullanımına vurgu yapılmasına rağmen içeriğin öğretilmesine ağırlık verildiği ve iletişimsel becerilerin yeterince geliştirilmediği görülmüştür. Sonuç olarak, öğretim programında benimsenen iletişimsel yaklaşımın sınıf içi uygulamalara etkili biçimde yansıtılmadığı, derslerin yapı odaklı işlendiği ve resmi program ile uygulanan program arasında farklılıklar olduğu belirlenmiştir.AbstractThe purpose of this research is to explore how second and third grade English curricula are reflected in the classrooms based on the opinions of English teachers about the curricula and observations of how it is formed in practice. For this purpose, case study model is adopted in the research. Study group is constituted of seven classes in two selected primary schools and three English teachers who teach English in these classes. The research data is collected through interview and observation. Data of the study was analyzed using descriptive analysis method and NVivo 8 for Windows. Findings of the study showed that classroom practices were not suitable to improve students' speaking and listening skills, teachers were mostly using writing activities and the content of the curriculum was too heavy for the prescribed time. Although using language for communicative purpose was emphasized in the curriculum, it was observed that the classroom practices were based on teaching the content of the curriculum and communicative skills development of the students were not supported sufficiently. As a result of all findings of this research, it is concluded that communicative approach adopted in the primary school second and third grade English curricula is not effectively reflected in the classroom practices; lessons are taught based on language structures; and there are many differences between the official and operational curriculum.Item Öğrenme stillerine uygun öğretim tekniklerinin İngilizce sözcük öğrenmeye etkisi(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2020) Düzel, Sinem; Aslan, Berna; OtherLearning styles are expressed as individual paths that students prefer in the learning process and are one of the most important components of the language learning process. As a social entity, human beings grow in different social environments and cultures, individuals' learning styles also differ as a result of individual differences and lifestyle differences. The fact that individuals have different learning styles in the teaching process should not be ignored. In this study, the effect of word learning suitable for learning styles in foreign language learning on individuals' word learning success was investigated. In the study, Felder and Silverman Index of Learning Style (ILS-) was used. In this study, the effect of using teaching techniques suitable for learning styles on English word learning levels was investigated. For this purpose, first of all, an online vocabulary teaching program suitable for learning styles was designed by the researcher. Thus, the effect of the learning environment designed by considering the differences in learning styles on the success of vocabulary learning, which is one of the most important and challenging processes in English learning, was investigated. In the research, pretest and posttest control group patterns, which are semi-experimental designs, were used. The study group of the research consists of a total of 187 students at the A2 level studying in English preparatory classes of two different universities in the fall semester of the 2018-2019 academic years. There were 82 students in the experimental group and 105 students in the control group. In the analysis of data with homogeneous distribution, dependent and independent groups t-test, covariance analysis and ANOVA were used. There was no significant difference between English word learning and gender, age, school and learning style differences. The results of the research revealed that the English vocabulary instruction carried out with techniques suitable for the learning styles of individuals positively affects the success of vocabulary learning online.Item Öğrenme stillerine uygun öğretim tekniklerinin İngilizce sözcük öğrenmeye etkisi(Ankara : Ankara Üniversitesi : Eğitim Bilimleri Enstitüsü : Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, 2020) Düzel, Sinem; Aslan, Berna; Eğitim Bilimleri FakültesiÖğrenme stilleri, öğrencilerin öğrenme sürecinde tercih ettikleri bireysel yollar olarak ifade edilir ve dil öğrenimi sürecinin en önemli bileşenlerindendir. Sosyal bir varlık olan insan farklı sosyal çevre ve kültürlerde yetiştiğinden, bireysel farklılıklar ve yaşam tarzı farklılıkları sonucunda bireylerin öğrenme stilleri de farklılık gösterir. Öğretim sürecinde bireylerin farklı öğrenme stillerine sahip olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu çalışmada, yabancı dil öğreniminde öğrenme stillerine uygun sözcük öğreniminin bireylerin sözcük öğrenme başarısına etkisi araştırılmıştır. Araştırmada Felder ve Silverman öğrenme stilleri belirleme ölçeği (ILS- Index of Learning Style) kullanılmıştır. Bu çalışmada, öğrenme stillerine uygun öğretim tekniklerinin kullanılmasının İngilizce sözcük öğrenme düzeylerine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle araştırmacı tarafından öğrenme stillerine uygun çevrimiçi sözcük öğretimi programı tasarlanmıştır. Böylece öğrenme stillerindeki farklılıklar dikkate alınarak tasarlanan öğrenme ortamının İngilizce öğrenimindeki en önemli ve zorlu süreçlerden birisi olan sözcük öğrenimi başarısına etkisi araştırılmıştır. Araştırmada yarı deneysel desenlerden öntest ve sontest kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı güz döneminde iki farklı üniversitenin İngilizce hazırlık sınıflarında öğrenim gören A2 düzeyindeki toplam 187 öğrenci oluşturmaktadır. Deney grubunda 82 öğrenci, kontrol grubunda 105 öğrenci yer almıştır. Homojen dağılım gösteren verilerin analizlerinde bağımlı ve bağımsız gruplar t testi, kovaryans analizi ve ANOVA kullanılmıştır. İngilizce sözcük öğrenimi ile cinsiyet, yaş, okul ve öğrenme stili farklılığı arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Araştırma sonuçları çevrimiçi ortamda, bireylerin öğrenme stillerine uygun tekniklerle gerçekleştirilen İngilizce sözcük öğretiminin sözcük öğrenimi başarısını olumlu etkilediğini ortaya koymuştur. Learning styles are expressed as individual paths that students prefer in the learning process and are one of the most important components of the language learning process. As a social entity, human beings grow in different social environments and cultures, individuals' learning styles also differ as a result of individual differences and lifestyle differences. The fact that individuals have different learning styles in the teaching process should not be ignored. In this study, the effect of word learning suitable for learning styles in foreign language learning on individuals' word learning success was investigated. In the study, Felder and Silverman Index of Learning Style (ILS-) was used. In this study, the effect of using teaching techniques suitable for learning styles on English word learning levels was investigated. For this purpose, first of all, an online vocabulary teaching program suitable for learning styles was designed by the researcher. Thus, the effect of the learning environment designed by considering the differences in learning styles on the success of vocabulary learning, which is one of the most important and challenging processes in English learning, was investigated. In the research, pretest and posttest control group patterns, which are semi-experimental designs, were used. The study group of the research consists of a total of 187 students at the A2 level studying in English preparatory classes of two different universities in the fall semester of the 2018-2019 academic years. There were 82 students in the experimental group and 105 students in the control group. In the analysis of data with homogeneous distribution, dependent and independent groups t-test, covariance analysis and ANOVA were used. There was no significant difference between English word learning and gender, age, school and learning style differences. The results of the research revealed that the English vocabulary instruction carried out with techniques suitable for the learning styles of individuals positively affects the success of vocabulary learning online.Item Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı yeterliliklerinin belirlenmesi ve yeterliliklere dayalı bir program değerlendirmesi(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Biçer, Dinçer; Aslan, Berna; OtherPreschool period has a significant place in education process in terms of children's physical, intellectual and mental development. Preschool period during which children develop rapidly constitutes the basis of human life and other levels of education. It is well-known that preschool period is interrelated with student achievement in compulsory education and developlent of social and personal traits. This study aims to compare professional competencies of preschool teacher education developed in United States of America, United Kingdom and Australia with program competencies developed by Ministry of National Education in Turkey to develop a preschool teacher education bachelor program competencies proposal. Also it aims to evaluate the courses in the program in terms of correspondence to the competencies in the proposal. Survey method was applied in the study. The study group consists of faculty members working for preschool teacher training departments of faculties of education in Turkey. During the process of development of the competencies proposal, nine faculty members were interviewed and opinions of 100 faculty members were obtained. The data was gathered with an opinion collection form and an online survey. In the first stage of the development process of the competencies proposal, Professional competencies developed in the countries included in the study were reviewed via document analysis and First Preschool Teacher Education Bachelor Program Competencies Draft was formed. Then, opinions of experts on the first competencies draft were acquired, the proposed changes and revisions were made and Second Preschool Teacher Education Bachelor Program Competencies Draft was prepared. Finally, opinions of academic staff in Turkey on the draft were acquired and Preschool Teacher Education Bachelor Program Competencies Proposal was developed. Besides, preschool teacher education program developed by Council of Higher Education was evaluated in context of the competencies in the proposal developed. As a result of the study, it was determined that preschool teacher education program must be developed mainly on competencies on supporting learning and competencies on health, safety and nutrition and all other areas. Besides, it was found out that the preschool teacher education program must be developed in a way to make teacher candidates acquire high level affective competencies such as possessing teacher identity, supporting the value of the teaching profession in society and continuous professional development. In the light of the findings of the study, it was recommended that program development studies must be conducted on the inadequate aspects of the program taking the competencies proposal developed into account, the number of courses involving practice as well as courses aiming to develop high level and affective competencies must be increased and courses must be added to enhance competencies found to be insufficient in the program.Item Periradiküler dokular(2017) Aslan, BernaItem Pulpanın histolojisi(2017) Aslan, BernaItem Rotary ve resiprokal sistemlerle prepare edilmiş kök kanallarında oluşan dentin defektlerinin karşılaştırılması(Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Ökten, Ece; Aslan, Berna; OtherBu çalışmanın amacı rotary döner alet sistemleri ile (ProTaper Universal, ProTaper Next, Hyflex EDM) resiprokal döner alet sistemleri (WaveOne and WaveOne Gold) kullanılarak kök kanal preparasyonunun tamamlanmasının ardından dentinde oluşan defektlerin değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasıdır. Çalışmamızda 90 adet mandibular keser diş seçildi. 15 diş kontrol grubu olarak ayrıldı ve herhangi bir preparasyon işlemi yapılmadı. Kalan dişler her grupta 15 diş olacak şekilde rastgele 5 gruba ayrıldı. Kökler rotary hareketiyle çalışan ProTaper Universal, ProTaper Next ve Hyflex EDM ile resiprokal hareketle çalışan WaveOne ve WaveOne Gold döner alet sistemleri kullanılarak prepare edildi. Ardından kökün apeksinden 3, 6 ve 9 mm mesafede alınan horizontal kesitler stereomikroskop kullanılarak x16 ve x25 büyütme altında incelendi. Elde edilen veriler ki-kare ve Fischer's Exact testi kullanılarak analiz edildi. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p=.05 olarak belirlendi. Kontrol gurubunda defekt gözlenmedi. Kullanılan tüm döner alet sistemleri özellikle apikal 3 mm mesafede defekt oluşumuna neden oldu. WaveOne ve Hyflex EDM gruplarında kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla defekt oluşumu tespit edildi (p0.05). Ancak bu iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı (p0.05). WaveOne grubu ProTaper Universal, ProTaper Next and WaveOne Gold gruplarına oranla daha fazla dentin defekti oluşturdu (p0.05). Hyflex EDM grubu ProTaper Next grubuna oranla daha fazla dentin defekti meydana getirdi (p0.05). Ancak diğer gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı (p0.05). Bu in vitro çalışmada tüm döner alet sistemleri kök dentininde defekt oluşumuna neden oldu. Rotary hareketiyle çalışan Hyflex EDM ile resiprokal hareketle çalışan 75 WaveOne döner alet sistemleri dentinde daha fazla defekt oluşturdu. Bu çalışmanın sınırları dahilinde rotary ve resiprokal hareket kinematiğiyle dentinde çatlak oluşumu arasında bir ilişki kurulamadı.Item TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü İngilizce Hazırlık Programının öğretmen ve öğrenci görüşlerine göre değerlendirilmesi(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2011) Bayram, İlknur; Aslan, Berna; OtherThe aim of this study is to evaluate the English Preparatory Curriculum at TOBB University of Economics and Technology Department of Foreign Languages from teachers? and students? point of view. The evaluation is based upon Stufflebeam?s context, input, process and product method (CIPP). The sample of this study was formed from all of the students (366) studying at the English Preparatory Program at TOBB ETU Department of Foreign Languages during 2009-2010 academic year and the teachers (39) implementing the same program. Since the aim of this study is to determine what the teachers and students think about the program, survey method was used when conducting the study. The questionnaire was developed by the researcher for the purpose of data collection. The questionnaire included 55 items in total eleven of which are about the context, twenty of which are about the input, ten of which are about the process and fourteen of which are about the product evaluation. The findings of the study were analyzed using mean scores and standard deviation to answer the research questions whose aim is to determine the opinions of the teachers and the students at TOBB ETU regarding the context, input, process and product of the program. The results of the study show that teachers? opinions regarding the context, input, process and product of the program tend to be more positive than that of the students. When the four dimensions of the program are concerned, it has been concluded that the mean scores of the teachers are higher than the mean scores of the students. Context evaluation results show that the mean scores of the teachers are higher than the mean scores of the students for every statement within the scope of context evaluation. Similarly, the mean scores of the teachers are higher than the mean scores of the students for every statement within the scope of input evaluation. The mean scores of the teachers are higher than the mean scores of the students for every statement within the scope of process evaluation as well. Finally, the mean scores of the teachers are higher than the mean scores of the students for every statement within the scope of product evaluation. In the conclusion of the study, suggestions based upon the findings of the study were provided in terms of context, input, process and product evaluation. In addition to the suggestions given for the implementation of the program, more suggestions were provided to help the researchers in their evaluation studies, bearing the difficulties encountered in this study in mind.Item Vital pulpa tedavileri(2017) Aslan, BernaItem Yükseköğretimde yabancı dil öğretiminde çoklu zeka kuramına dayalı olarak geliştirilen programın etkiliğinin değerlendirilmesi(Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2013) Acar, Ferit; Aslan, Berna; OtherIn this study, it was aimed to define the effect of teaching process based on Multiple Intelligences on students? academic success in foreign language teaching. In the study, one of semi-experimental models, unequal control group model has been used. The data have been collected from 44 students (22 experiment group, 22 control group) from a private university in Istanbul in 2012-2013 academic year. The study lasted during 8 weeks (3 courses each week). The courses in experiment group were based on Multiple Intelligences and in control group, they were based on traditional teaching methods. In the study, the unit programs based on Multiple Intelligences Theory and an achievement test and performance tasks to examine the students? success, all developed by the researcher, were used. To define the validity and credibility pre-applications were made. At the end of the study, it was defined that the scores that the students in experiment and control groups took from the achievement test were very close to each other. Also, in the first performance task, there is a meaningful difference for control group while in the second and third ones meaningful difference is for experiment group. On the other hand, when the scores taken from performance tasks were analyzed as a whole, there is a meaningful difference for control group. When the scores of experiment and control group students are examined, it can be thought that the programs that were developed are not effective in increasing students? success. On the contrary, increasing success rate of experiment group students in the second and the third performance tasks has proved that designing the teaching process based on Multiple Intelligences has a positive effect. Thus, it can be said that implementing longer studies at higher education level in teaching foreign language will enable Multiple Intelligences more effective.