Browsing by Author "Altanlar, Nurten"
Now showing 1 - 11 of 11
Results Per Page
Sort Options
Item Antimicrobial evaluation of indole-containing hydrazone derivatives(2011) Süzen, Sibel; Eczacılık Fakültesi; Shirinzadeh, Hanif; Altanlar, Nurten; Yücel, Nihal; Özden, SeçkinThere has been an increasing importance of drug-resistant pathogens in clinical microbiological and antibacterial research. Indoles and hydrazone-type compounds constitute important classes of compounds in the search for effective agents against multidrug-resistant microbial infections. In this study a series of 1-methylindole-3-carboxaldehyde hydrazone derivatives were evaluated for their in vitro antimicrobial activities using the two-fold serial dilution technique against Staphylococcus aureus, methicillin-resistant S. aureus, methicillin-resistant S. aureus isolate, Escherichia coli, Bacillus subtilis, and Candida albicans. The minimum inhibitory concentration (MIC) of the test compounds and the reference standards sultamicillin, ampicillin, fl uconazole, and ciprofl oxacin was determined. All compounds possessed a broad spectrum of activity having MIC values of 6.25-100 μg/ml against the tested microorganisms. Aromaticity and disubstitution of the phenyl ring with especially fl uorine and chlorine atoms were found to be signifi cant for the antimicrobial activity. © Verlag der Zeitschrift für Naturforschung, Tübingen.Item Antılısterıal actıvıty of ballota specıes growıng ın Turkey(2005) Yılmaz, Betül Sever; Altanlar, Nurten; Saltan Çitoğlu, GülçinThe objective of this study was to determine the antibacterial effect of all Ballota species growing in Turkey on four strains of Listeria. Ethanol extracts of sixteen Ballota species were tested against 4 different Listeria isolates (Listeria monocytogenes, L. ivanovii, L. innocua, L. murrayi) by the agar diffusion method. All plants showed higher antilisterial activity against L. monocytogenes. The extracts of B. nigra subsp. anatolica, B. cristata, B. nigra subsp. foetida, B. rotundifolia, B. nigra subsp. uncinata, B. pseudodictamnus subsp. lycia and B. saxatilis subsp. saxatilis have highest antilisterial activity against L. monocytogenes. Among these species B. nigra subsp. anatolica, B. cristata and B. nigra subsp. foetida have also antilisterial activity against L.ivanovii, L. innocua and L. murrayi Bu çalışmanın amacı Türkiye’de yetişen Ballota türlerinin 4 Listeria suşu üzerine antibakteriyal etkilerini belirlemektir. Onaltı Ballota türünün etanollü ekstreleri izole edilen 4 farklı Listeria (Listera monocytogenes, L. ivanovii, L. innocua, L. murrayi) suşuna karşı agar difüzyon metodu ile test edildi. Bitkilerin tümü L. monocytogenes’e karşı güçlü antilisteriyal aktivite gösterdiler. L. monocytogenes’e karşı en güçlü antilisterial aktivide gösteren türler ise B. nigra subsp. anatolica, B. cristata, B. nigra subsp. foetida, B. rotundifolia, B. nigra subsp. uncinata, B. pseudodictamnus subsp. lyciave B. saxatilis subsp. saxatilis’tir. Bu türler arasında B. nigra subsp. anatolica, B. cristata ve B. nigra subsp. foetida aynı zamanda L.ivanovii, L. innocua ve L. murrayi’ye karşı da antilisteriyal aktivite göstermektedir.Item Bazı morfolinobenzimidazol türevlerinin antimikrobiyal etkileri üzerine çalışmalar(2006) Kuş, Canan; Altanlar, NurtenBu çalışmada, 5-fluoro-2-(sübstitüefenil)-6-morfolino-1H-benzimidazol türevi bir seri bileşiğin Bacillus subtilis, Staphylococcus aureus, Escherichia coli ve Candida albicansa karşı antimikrobiyal etkileri incelenmiştir. En aktif bileşik, 5-fluoro-2-(4-fluorofenil)-6-morfolino-1H-benzimidazol (7), C. albicansa karşı 17 mm lik inhibisyon zon çapı ile flukonazole (18 mm) oldukça yakın bir etki göstermiştir. In this research, antimicrobial effects of a series of 5-fluoro-2-(substitutedphenyl)-6-morpholino1H-benzimidazole derivatives have been evaluated against Bacillus subtilis, Staphylococcus aureus, Escherichia coli and Candida albicans. The most active compound 5-fluoro-2-(4-fluorophenyl)-6- morpholino-1H-benzimidazole (7) exhibits 17 mm inhibition zone diameter against C. albicans which is highly similar to that of fluconazole (18 mm).Item Escherichia coli ve Klebsiella pneumoniae klinik izolatlarında plazmid aracılı AmpC beta- laktamaz tespiti(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2011) Coşkun, Serpil; Altanlar, NurtenPlazmid aracılı AmpC beta-laktamazların tespitine yönelik CLSI'nin önerisi bulunmamaktadır. Bu çalışma E. coli ve K. pneumoniae izolatlarında AmpC beta-laktamaz prevalansını araştırmak ve fenotipik yöntemleri karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır.Sefoksitin dirençli 96, sefoksitin duyarlı 130 izolat olmak üzere toplam 226 izolat çalışmaya alınmıştır.Tarama testi pozitif olan izolatlara boronik asit-klavulonatla (BA-CA) inhibisyon test, AmpC disk test, spot inokülasyon test, üç boyutlu test, modifiye üç boyutlu test ve disk antagonizm testi ile multipleks PCR uygulandı.BA-CA testi ile sefoksitin dirençli 96 izolatın 53'ünde (%55,2), sefoksitin duyarlı 130 izolatın 17'inde (% 13) AmpC pozitif olarak tespit edildi.Multipleks PCR ile BA-CA testi pozitif, sefoksitin dirençli 53 izolatın 43'ünde (% 81,1) ampC geni saptanmıştır. AmpC enzim üreten izolatların büyük çoğunluğu CIT ailesine ait AmpC beta-laktamazlar olup, hiç birinde FOX, DHA ve ACC ailesine ait AmpC beta-laktamaza rastlanmadı.AmpC disk testi ile modifiye üç boyutlu test, PCR ve BA testi referans test olarak değerlendirildiğinde AmpC disk testinin sensitivitesi % 67,5, modifiye üç boyutlu testin sensitivitesi % 70 iken her ik testin spesifitesi % 60 olarak bulunmuştur.Üç boyutlu test, PCR-AmpC pozitif 4 izolatın ikisinde pozitif (% 50) sonuç vermiştir.Spot inokulasyon testi, PCR-AmpC pozitif bulunan 43 izolatın 1'inde (% 2,3) pozitif sonuç vermiştir.CLSI'nin önerileri doğrultusunda yapılan GSBL testinde 21 izolat pozitif olarak saptandı, ancak BA ilave edildikten sonra AmpC enzimin inhibisyonuna bağlı olarak GSBL sayısı 25'e ulaşmıştır.Sonuç olarak; AmpC beta-laktamaz ve GSBL'nin tespiti için BA-CA inhibisyon testi uygulanması basit ve yorumu kolay bir testtir.AbstractThere is no CLSI guideline for AmpC beta-lactamase detection.The aim of this study was to investigate the prevalences of AmpC enzyme and compared to the phenotypic tests in isolates of Escherichia coli and Klebsiella pneumoniae.A total of 226 isolates (cefoxitin resistant: 96, cefoxitin susceptible:130) were included in this study.Screen positive isolates were selected for boronic acid-clavulonic acid inhibition test, AmpC disk test, modified three dimensional test, spot inoculation test, three dimensional test, disk antagonism test and multiplex PCR were used.BA-CA test yielded positive result in 53 (55,2 %) of 96 cefoxitin resistant isolates and 17 (13 %) of 130 cefoxitin susceptible isolates.Fourty-three (81,1 %) of 53 BA-CA positive isolates harbored ampC genes as demostrated by multiplex PCR. Most of the AmpC beta-lactamases were CIT family of AmpC enzymes and we couldn?t detected FOX, ACC and DHA family.When used BA-CA inhibition test and multiplex PCR as reference test; the sensitivities of AmpC disk test and modified three dimensional test were 67,5 % and 70 % respectively. The specifiticies of both of them were 60 %.Spot inoculation test, yielded positive result in 1 (2,3 %) of 43 AmpC enzyme producers.Three dimensional test yielded positive result in 2 of 4 AmpC enzyme producers.Used combination disk method of CLSI for detection of ESBL yielded positive result in 21 isolates. When BA was added to this test, the number of positive isolates of ESBL increased to 25 due to inhibition of AmpC with BA.İn conclusion, BA-CA inhibition test is simple to perform and easy to interpret for the detection of AmpC beta-lactamases and ESBL.Item Farmasötik Mikrobiyoloji II(2017) Altanlar, NurtenItem Hastane enfeksiyonu etkeni acinetobacter baumannii suşlarına özgü litik bakteriyofajların elde edilmesi ve tedavide kullanım potansiyelinin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Erol, Hilal Başak; Altanlar, Nurten; Yıldız, Sulhiye; Kaşkatepe, Banu; OtherAcinetobacter baumannii (A. baumannii), çoklu ilaç dirençli suşların ortaya çıkması ve neden olduğu enfeksiyonlarda artış nedeniyle önemli insan patojenleri arasında sayılmaktadır. Bu durum antibiyotiklere alternatif tedavi yöntem ve stratejilerinin geliştirmesinin önemini artırmıştır. Bakteri türlerine özgü olan bakteriyofajlar, tedavide önemli bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. 'Faj terapi' olarak adlandırılan, enfeksiyon etkenlerinin bakteriyofajlarla ortadan kaldırılması işlemi günümüzde yeniden önem kazanmıştır. Bakteriyofajlar, biyofilm içerisindeki bakteriler üzerinde kimyasal antibiyotikler veya biyositlerden daha farklı davranmakta ve biyofilmin ortadan kaldırılmasında farklı aşamalarda etkin olabilmektedirler. Çalışmamızda önemi her geçen gün artan dirençli A. baumannii enfeksiyonlarına karşı, tedavide alternatif olabileceği düşünülen faj terapisine katkıda bulunmak amacıyla hastane enfeksiyonu etkeni A. baumannii suşlarına özgü litik bakteriyofajların elde edilmesi ve tedavide kullanım potansiyelinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla farklı çevresel su örneklerinden litik bakteriyofajlar izole edilmiş, elde edilen bakteriyofajlardan plak morfolojisi ve litik aktivitesine göre 2 faj seçilerek morfolojik olarak karakterize edilmiş ve tüm genom dizileri elde edilerek A. baumannii biyofilmlerine karşı etkinliği değerlendirilmiştir. Ayrıca bu fajların A. baumannii izolatlarının olgun bilyofilmleri üzerine etkisi antibiyotikle (kolistin) ardışık ve sıralı olarak denenmiş ve sonuçlar tekli kullanım modelleri ile de karşılaştırılmıştır. Alınan 31 su örneğinin 13'ünde A. baumannii fajının varlığı saptanmıştır. Bu çalışmada izole edilen 80 A. baumannii fajınıın, 4 farklı hastaneden temin edilen 78 A. baumannii izolatı üzerinde denenen konak aralığının % 32 ile % 78 arasında değiştiği görülmektedir. Karakterizasyon ve biyofilm çalışmaları için seçilen K3 fajının % 78, C2 fajının % 32 etkinliğe sahip olduğu bulunmuştur. Alınan TEM görüntülerinde C2 fajının 50 x 41,6 nm baş ve 12,5 x 6,25 kuyruğa sahip Podoviridae ailesi üyesi olduğu, K3 fajıının 127,59 x 124,14 nm ve 117,24 x 13,79 nm kuyruğa sahip Myoviridae ailesi üyesi olduğu belirlenmiştir. Çalışmada tüm genom dizilemesi de yapılan C2 ve K3 fajının benzer fajlarla yakın ilişkisi ortaya konmuştur. C2 fajının Obolenskvirus cinsi ile benzerlik gösterdiği ve yeni bir üyesi olarak sınıflandırılabileceği düşünülmektedir. K3 fajı ise Saclayvirus cinsi içinde, % 94 Acinetobacter phage vB_AbaM_phiAbaA1 ile yüksek benzerlik göstermektedir. A. baumannii olgun biyofilmleri üzerine 2 fajın biyofilm etkinlikleri arasında belirgin fark bulunmamıştır ve fajlar, antibiyotikle sağlanan etkiye paralel etki aralığı göstermişlerdir. Fajların biyofilm üzerine 6 saat gibi kısa sürelerde daha etkin olduğu tespit edilmiş ve kokteyl olarak kullanımının fajların daha düşük konsantrasyonlarını kullanmaya olanak sağladığı bulunmuştur. Çalışmamızda aynı zamanda olgun biyofilm kütlesi üzerine faj ile antibiyotiğin ardışık ve birlikte uygulanmasının tekil uygulamalara kıyasla daha etkin olduğu görülmüştür. Çalışmamızda gelecek için ümit vaadeden olumlu sonuçlar elde edilmiştir ve bakteriyel enfeksiyonlarda terapötik amaçlı kullanılmak üzere faj uygulamalarının oldukça yüksek potansiyeli olduğu saptanmıştır.Item Hastanelerde sık kullanılan bazı dezenfektan ve antiseptiklerin antimikrobiyal aktivitelerinin araştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2017) Kayan, Süleyman; Altanlar, Nurten; EczacılıkAntiseptik ve dezenfektanlar hastanelerde sıklıkla kullanılan antimikrobiyal ajanlardır. Bu da direnç gelişimine yol açmaktadır. Bu çalışmada, bazı önemli enfeksiyon etkenlerinin çeşitli dezenfektan ve antiseptiklere olan duyarlılıklarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Dezenfektan ve antiseptiklerin duyarlılığı kantitatif duyarlılık testi ile saptanmıştır. Dezenfektan olarak; % 2 gluteraldehid, % 6 hidrojen peroksit solüsyonu, sodyum hipoklorit çözeltisi (NAClO) (1000ppm), 1–5–20 dakika temas sürelerinde, antiseptik olarak; % 70 etanol ile % 0,5 klorheksidin glukonat karışımı, % 70 isopropil alkol ile klorheksidin glukonat karışımı ve % 70 isopropil alkol; 30 saniye ve 1 dakika; % 10 povidon-iyot ise 30 saniye, 1 dakika ve 5 dakika temas sürelerinde antimikrobiyal aktiviteleri aşağdaki standart suşlara karşı test edilmiştir. Referans suş olarak; Staphylococcus aureus ATCC 6538, Pseudomonas aeroginosa ATCC 15542, Staphylococcus aureus ATCC 25923, Staphylococcus aureus ATCC 43300 Staphylococcus epidermidis ATCC 12228, Staphylococcus epidermidis ATCC 35984 , Escherichia coli ATCC 25922 ve Pseudomonas aeroginosa ATCC 27853 suşları kullanılmıştır. Çalışmamızda antiseptik olarak kullandığımız % 70 etanol ile % 0,5 klorheksidin glukonat karışımı, % 70 isopropil alkol ile klorheksidin glukonat karışımı ve % 70 isopropil alkol tüm mikroorganizmalara 30 saniye ve 1 dakika temas süreleri sonunda etkili bulunmuş; fakat % 10 povidon iyot solüsyonu ise bu sürelerde sadece Staphylococcus epidermidis ATCC 12228, Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853 ve Escherichia coli ATCC 25922 suşlarına karşı etkinlik göstermiştir. % 10 povidon iyot solüsyonu üretici firmanın ürün etiketinde önerdiği temas süresi olan 5. dakikada ise Staphylococcus epidermidis ATCC 35984 suşu hariç diğer tüm suşlara karşı yeterli antimikrobiyal aktivite göstermiştir. Dezenfektan olarak kullandığımız % 2 gluteraldehit solüsyonu ve sodyum hipoklorit çözeltisi (NAClO) (1000 ppm) Pseudomonas aeruginosa ATCC 15542 suşuna 1 dakika hariç diğer temas sürelerinde (5dk, 20dk) ve diğer bütün suşlara karşı tüm temas sürelerinde (1dk, 5dk, 20dk) yeterli antimikrobiyal aktivite göstermiştir. % 6 hidrojen peroksit solüsyonu ise Staphylococcus aureus ATCC 6538, Pseudomonas aeruginosa ATCC 15542, Staphylococcus aureus ATCC 25923 ve Staphylococcus aureus ATCC 43300 suşlarına karşı 1 dakika temas süresinde etkinlik gösterememiştir. Ancak 5 ve 20 dakika temas süresinde bu suşlara karşı ve tüm temas sürelerinde diğer suşlara karşı yeterli antimikrobiyal aktivite saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Antimikrobiyal Aktivite, Antiseptik, Dezenfektan, Kantitatif Süspansiyon Testi.Item Investigation of antimicrobial activities of indole-3-aldehyde hydrazide/hydrazone derivatives(2008) Süzen, Sibel; Eczacılık Fakültesi; Gürkök, Gökce; Altanlar, NurtenBackground: Indoles and hydrazone-type compounds constitute an important class of compounds for new drug development in order to discover an effective compound against multi-drug-resistant microbial infections. Methods: A series of indole-3-aldehyde and 5-bromoindole-3-aldehyde hydrazide and hydrazones was evaluated for their in vitro antimicrobial activities using the 2-fold serial dilution technique against Staphylococcus aureus, methicillin-resistant S. aureus (MRSA), Escherichia coli, Bacillus subtilis and Candida albicans. The minimum inhibitory concentration (MIC) was determined for test compounds and for the reference standards sultamicillin, ampicillin, fluconazole and ciprofloxacin. Results: Compounds possessed a broad spectrum of activity having MIC values of 6.25-100 mg/ml against the tested microorganisms. Compounds 1a-1j, in particular, displayed better activity against MSRA and significant activity against S. aureus relative to ampicillin. Unexpectedly, indole nicotinic acid hydrazides showed no significant activity while indole anisic acid hydrazides displayed better activity. Conclusion: The results may be instructive to researchers attempting to gain more understanding of the antimicrobial activity of indole hydrazide/hydrazone-type compounds. Copyright © 2008 S. Karger AG.Item Kandidemilerin hızlı tanı ve identifikasyonunda direkt kan kültür şişesinden MALDI-TOF MS yöntemi, germ tüp testi ve kan kültüründe pozitifleşme süresinin kıyaslanması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Yılmaz, Kerem; Altanlar, Nurten; OtherKandidemi, insidansı gün geçtikçe yükselen, mortalitesi oldukça yüksek bir enfeksiyondur. Kandidemi kliniğinden en sık sorumlu mikroorganizma sıklıkla Candida albicans'tır. Fakat diğer türler de önem taşımaktadır. Candida enfeksiyonlarının tedavisinde, tür düzeyinde tanımlama yapılması kadar, hastalar için hızlı tedavi son derece önemlidir. Non-albicans türü mantarların antifungal dirençlerinden dolayı identifikasyon hızı tedavi seçiminde çok önemli rol oynar. Bu nedenle mantar enfeksiyonlarında erken tanıyı sağlamak ve mortalite oranını düşürmek için kısa sürede ve güvenilir sonuç veren yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tez çalışmamızın amacı çok daha kısa sürede etkenin identifikasyonunda otomatize/manuel birkaç yöntemin değerlendirilmesi ve karşılaştırılmasıdır. Araştırmada, Mart 2018-Mart 2019 tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarı'na gönderilen pozitif kan kültürlerinden izole edilen 50 Candida suşunun kan kültür sisteminde pozitifleşme süre ortalamaları türlere göre tespit edilmiştir. Tüm örneklere direkt kan kültür şişesinden germ tüp testi ve MALDI-TOF MS ile identifikasyon, saf kültür eldesi sonarası kültürden germ tüp testi ve MALDI-TOF MS ile identifikasyon işlemi yapılmıştır. Elde edilen veriler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmada kan kültür sisteminde pozitifleşme süre ortalamaları olarak türlere göre; C. albicans 36,1 s, C. parapsilosis 39,4 s, C. tropicalis 17,7 s, C. glabrata 50,5 s olarak belirlenmiştir. Germ tüp testi ile direkt kan kültür şişesinden ve saf kültür eldesi sonrası yapılan işlemlerde 49 kökende (%98) uyum bulunmuştur. Çalışmamızda incelediğimiz 50 adet Candida türünün direkt kan kültür şişesinden MALDI-TOF MS yöntemine göre identifikasyon sonuçları; 20 C. albicans, 8 C. parapsilosis, 7 C. tropicalis, 2 C. glabrata olarak belirlenmiştir. Saf kültür eldesi sonrası MALDI-TOF MS tanımlama yöntemine göre ise; 25 C. albicans, 12 C. parapsilosis, 10 C. tropicalis, 3 C. glabrata olarak identifiye edilmiştir. MALDI-TOF yöntemi iledirekt kan kültür şişesinden ve saf kültür eldesi sonrası yapılan identifikasyon işlemlerinde 37 kökende (%74) uyum bulunmuştur. Tanımlanamayan örneklerin yanlış identifikasyon nedeniyle değil, spektrum yetersizliği nedeniyle olduğu gözlenmiştir. KKP süreleri, kandidemili hastalar arasında nihai tür tanımlanmasından önce tür tahminine yönelik bir ipucu olabilir. Direkt GTT, albicans/non-albicans Candida türleri ayrımında kültürden bir gün önce tespitine yüksek doğruluk oranıyla olanak sağlamaktadır. Otuz yedi Candida türünde standart yöntemlerle %100 uyumlu olacak şekilde tanımlama yapılmış ve bu yöntemin saf kültür eldesi gerektiren MALDI-TOF MS yöntemine göre en az 48 saat avantaj sağladığı görülmüştür.Item Pseudomonas aeruginosa çoğunluğu algılama sistemi ve virulans faktörleri üzerine potansiyel probiyotik bir suşun organik asitlerinin etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2017) Kıymacı, Merve Eylül; Akın, Ahmet; Altanlar, Nurten; OtherPatojen bakteriler konağı enfekte etmek ve hastalık oluşturmak amacıyla bir seri virulans faktörü üretirler. Birçok farklı Gram negatif patojenin virulans faktörlerinin üretimini düzenlemek amacıyla N-açil-homoserin lakton türevi sinyal molekülleri üretmek suretiyle birbirleriyle haberleştikleri bilinmektedir. Çoğunluğu algılama olarak adlandırılan bu olayın biyolüminesans, antibiyotik biyosentezi, plazmid konjugasyonu, virulans faktörlerinin üretimi, biyofilm oluşumu gibi bakteriye ait çeşitli faktörlerin düzenlenmesinde kullanıldığı belirlenmiştir. İnsanlarda farklı tipte pek çok enfeksiyona neden olan Pseudomonas aeruginosa'nın virulans mekanizması da sinyal moleküllerinin üretimi doğrultusunda, çoğunluğu algılama sistemi tarafından kontrol edilmektedir. Virulans faktörlerinin üretilmesi patojenitenin oluşturulması açısından önem taşımaktadır. Günümüzde biyoteknolojik çalışmalar, AHL antagonistlerinin geliştirilmesine odaklanmıştır. Bu tip moleküllerin kullanımı bakteriler arası haberleşmenin bloke edilerek virulansın azaltılması ve dolayısıyla enfeksiyonların kontrolüne fırsat verecek yeni bir tedavi yaklaşımı olarak düşünülmektedir. Bu çalışma kapsamında izole edilen Pediococcus acidilactici suşunun potansiyel probiyotik özellikleri belirlenmiş ve suşun ürettiği laktik asitin miktar tayini yüksek başarımlı sıvı kromatografisi ile gerçekleştirilmiştir. Laktik asitin sub-inhibitör konsantrasyonlarda klinik Pseudomonas aeruginosa izolatlarının çoğunluğu algılama sistemi ve virulans faktörleri üzerine etkileri değerlendirilmiştir. Laktik asitin, Pseudomonas aeruginosa izolatlarının kısa zincirli AHL üretimini engellediği ve ÇA sistemi tarafından düzenlenen kayma-yüzme-titreme, elastaz, proteaz, piyosiyanin ve biyofilm üretimleri üzerine belirli oranlarda inhibitör aktivite gösterdiği belirlenmiştir.