Cilt:40 Sayı:69 (2021)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:40 Sayı:69 (2021) by Author "Japon Dili ve Edebiyatı"
Now showing 1 - 1 of 1
Results Per Page
Sort Options
Item Kadim Doğu Asya Uluslararası İlişkilerinde Japonya -Yuan Hanedanlığı Dönemi Çin İmparatorluğu İle İlişkiler Örneğinde-(Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, 2021-03-31) Levent, Sinan; Japon Dili ve Edebiyatı; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmanın konusu, Yuan Hanedanlığı, nam-ı diğer Moğol-Çin İmparatorluğu dönemindeki (1271-1368) Çin-Japon münasebetleridir. Yaklaşık bir asırlık vetiredeki ikili ilişkileri inceleyerek Çin merkezli klasik dönem Doğu Asya bölgesel düzeni içerisinde Japonya’yı konumlandırmayı amaçlamaktayız. Yuan Hanedanlığı tarafından, 1300’lu yılların başına kadar doğrudan ya da dolaylı olmak üzere muhtelif zamanlarda 10’dan fazla sayıda resmi temsilci Japonya’ya gönderilmiş ve barışçıl yollardan Konfüşyüsçü normlarda geleneksel diplomasi kurulmaya çalışılmıştır. Yapılan barışçıl girişimler neticesinde, Sinosentrik bölgesel düzene Japonya’nın gönüllü dahli teşvik edilmeye çalışılmış, fakat bunda başarılı olunamamıştır. Gönderilen bazı temsilcilerin kafalarının kesilmesi, Japonların biat etmemekteki kararlılığını göstermekteydi. Çin merkezli geleneksel diplomaside barışçıl yollardan üst (Çin)-ast (Japonya) ilişkisinin inşası gerçekleşmediğinde devreye girecek bir diğer yöntem ise, harp idi. Nitekim, ilki 1274, diğeri de 1281 senesi olmak üzere iki defa askeri sefer düzenlenmek suretiyle, Japonya cebren sisteme dahil edilmeye çalışılmıştır. Lakin, bunda da başarılı olunamamıştır. Yuan Hanedanlığının tüm girişimlerine rağmen, Japonya’nın Kubilay Han ve haleflerine biat etmeyişindeki en büyük neden ise, yönetici güruhun Moğol kökenli olmasıydı. Nitekim, Moğollar da tıpkı Japonlar gibi Çin için “yabancı”, geleneksel Batı literatüründeki tabirle “barbar” unsurlardı ve eşit seviyedeydiler. Geleneksel Konfüçyüsçü ilişkiler perspektifinden bakıldığında, eşitlik üzerine kurulu olması öngörülen münasebette ast konumda muamele görülmeye mahkum edilmek, Japonlar için kabul edilebilir bir durum değildi.