Akademik Arşiv Sistemine Hoş Geldiniz
Ankara Ünivrsitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
- Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
- Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi birçok farklı bölümden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
- Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
- Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
- Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.

Recent Submissions
Item type:Item, İletişim-teknoloji ekseninde görsel işitsel medya politikaları: Türkiye ve AB'de platform düzenlemeleri(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Boğa, UğurDijital platformlar, dijital dünyanın son dönemde tartışmasız yükselen aktörleridir. Son yıllarda özellikle belirli platform şirketleri, hem ekonomik, hem de politik olarak en güçlü, en etkili şirketler haline gelmişlerdir. Ekonomik büyüklüklerinin yanısıra dijital platformlar, toplumsal yaşamı da şekillendirmektedir. Bilgiye, hizmetlere ve mallara erişimde sağladığı kolaylıklar, yarattığı yeni iş imkânları, azalan işlem maliyetleri ve süreleriyle birlikte platformlar dijital dünyanın toplumsal yaşama sunduğu büyük bir artıdır. Ancak diğer dijital ortamlar gibi dijital platformlar da özgürlük miti altında kontrolsüz bir ortamda baskıcı politikaların maşası olma potansiyelini barındırmaktadır. Dolayısıyla esas mesele, dijital platform regülasyonlarını tüm paydaşların dahil olduğu geniş bir katılımla ve şeffaf olarak sağlamak, toplumsal güvene dayalı bir ortam oluşturabilmektir. Bu çalışmanın ilk bölümü, Avrupa ölçeğinde platform regülasyonları hakkında yürütülen tartışmalar, yapılan çalışmalar, raporlar ve oluşturulan mevzuatı ele almaktadır. Dijital platform ekosistemi, yeni regülasyon biçimleri ve bu bağlamda Avrupa ölçeğinde oluşturulan mevzuat bu bölümde incelenmiştir. Görsel-işitsel medya özelinde dijital platformlar ise çalışmanın ikinci bölümünde ele alınmıştır. Bölüm içerisinde dijital medya platformlarına dair politikalar Türkiye ve AB bağlamında incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise dijital medya platformları regülasyonu ile ilgili aktörlerle görüşmeler yapılmış, farklı bakış açılarından Türkiye'deki politika oluşturma süreci ele alınmıştır.Item type:Item, Yapılandırmacı eğitim yaklaşımı çerçevesinde okul kütüphanelerinin işlevleri(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Erbil, BurcuBilgi toplumuna geçişle birlikte eğitim sistemlerinde köklü bir dönüşüm yaşanmış, bu dönüşüm bireylerin bilgiye erişim, bilgiyi üretme ve etik bir biçimde kullanma becerilerini temel alan yapılandırmacı eğitim yaklaşımının ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, yapılandırmacı eğitim anlayışının temel ilkeleri ile Türkiye'de bu anlayış doğrultusunda şekillenen eğitim programlarının, okul kütüphanelerinin işlevlerine nasıl yansıdığı incelenmiştir. Tez kapsamında, okul kütüphanelerinin 21. yüzyılın gerektirdiği eleştirel düşünme, problem çözme, bilgi okuryazarlığı, dijital yeterlilik ve yaşam boyu öğrenme gibi becerilerin kazandırılmasında nasıl daha işlevsel hale getirilebileceği kavramsal bir çerçevede çözümlenmiştir. Araştırmanın temel problemi, Türkiye'de 2003 yılından itibaren benimsenen yapılandırmacı eğitim anlayışına rağmen, okul kütüphanelerinin bu pedagojik dönüşüme yeterince entegre edilememiş olmasıdır. Eğitim programlarının öğrenci merkezli ve aktif öğrenmeyi esas alan yapısına karşın, okul kütüphanelerinin öğretim süreçleriyle bütünleştirilememesi, nitelikli kütüphaneci eksikliği, mevzuat boşlukları ve uygulamadaki yetersizlikler, bu uyumsuzluğun temel nedenleri arasında gösterilmiştir. Betimleme yöntemi ile gerçekleştirilen bu araştırmada, nitel araştırma desenlerinden biri olan belgesel tarama yöntemi de kullanılmıştır. Doküman analizi olarak da adlandırılan bu yöntem, belirli bir amaca yönelik olarak yazılı ve görsel materyallerin sistemli biçimde bulunması, okunması, not alınması ve analiz edilmesi süreçlerini kapsamaktadır. AASL (American Association of School Librarians) tarafından yayımlanan uluslararası okul kütüphanesi standartları başlıca referans noktası olarak alınmış; Türkiye'deki okul kütüphanelerinin yapısının bu standartlarla uyumu yapılandırmacılık bağlamında değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, Türkiye'de okul kütüphanelerinin yapılandırmacı öğrenme ortamları olarak etkinleştirilebilmesi için öğretim programlarıyla uyumlu bir kütüphane öğretim programının geliştirilmesi, mesleki yeterliliğe sahip kütüphanecilerin istihdam edilmesi ve öğretmen-kütüphaneci işbirliğinin kurumsallaştırılması gerekliliği vurgulanmış ve öneriler getirilmiştir. Bu çalışmanın, okul kütüphanelerinin yalnızca bilgiye erişimi kolaylaştıran fiziksel mekânlar olarak değil; aynı zamanda öğrencilerin bilişsel, sosyal ve duyuşsal gelişimlerini destekleyen çok yönlü, etkileşimli ve öğrenci merkezli eğitim ortamları olarak yeniden değerlendirilmesine yönelik politika geliştirme süreçlerine katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, okul kütüphanelerinin eğitim sistemindeki işlevinin, yapılandırmacı öğrenme anlayışına uygun biçimde yeniden tanımlanması ve karar vericiler tarafından bu doğrultuda kapsamlı, sürdürülebilir ve uygulamaya dönük stratejilerin geliştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.Item type:Item, Avrupa Birliği ülkelerinin enerji verimliliğinin karayolu ulaştırması perspektifinden değerlendirilmesi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Macit, GökhanDünyada yaşanan enerji krizleri ve ekonomik yansımaları, enerjinin toplumsal öneminin hatırlanması için her zaman kritik dönüm noktaları olmuştur. Bunlardan 1973 yılında yaşanan petrol krizi, mevcut enerji kaynaklarını çeşitlendirme ve alternatif enerji kaynaklarını araştırma noktasında tüm dünya ülkelerini arayışa yöneltmiştir. Özellikle fosil enerjiye bağımlılığı yüksek olan ülkeler, yeni sürdürülebilir enerji politikalarına odaklanmışlardır. Enerji tüketiminin ivmelenerek arttığı 21. yüzyılda temel enerji kaynaklarının büyük çoğunluğunu fosil enerji kaynakları oluşturmaktadır. Bu yüzyılda insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkilerinin daha da hissedilir hale gelmesi, yenilenebilir olmayan bu enerji kaynaklarının sürdürülebilirliğinin yanı sıra iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının atmosferde birikmesine yol açması konusundaki tartışmaları alevlendirmiştir. Enerji verimliliğinin benimsenmesi son yıllarda popüler ve uygun maliyetli bir yaklaşım haline gelmiş, enerji kaynaklarına olan talebi azaltarak ülkelerin ekonomik kalkınmasına yardımcı olmuştur. Ulaştırma sektörünün ve özellikle karayolu taşımacılığının enerji tüketimindeki önemi düşünüldüğünde, bu sektördeki enerji verimliliğinin önemi daha da artmaktadır. Bu tezin başlıca amacı AB ülkelerinde karayolu taşımacılık sektöründeki enerji kullanımı, sektördeki hareketliliğin ürettiği sera gazı emisyonlarının miktarı ve karayolu taşımacılığı yapan firmaların mali performansı ile hareketlilik değerleri incelenerek, sosyo-ekonomik ve çevresel açıdan verimli AB ülkelerinin tespit edilmesi ve bu ülkeler için sektördeki farklılıkları analiz etmek olarak belirlenmiştir.Item type:Item, Tanınma, dayanışma ve hukuk: G.W.F. Hegel ve çağdaş teoriler ışığında bir analiz(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Şimşek, EmreGünümüzde kimlikler, aynılıklar ve farklılıklar, "ötekiler" söylemine dayalı toplumsal gerilimler, hukukun meşruiyeti ve bireylerin tanınma talepleri arasındaki ilişkiler, özgürlük tanımı ve yorumları, çoğu zaman birbiriyle ilişkili biçimde modern hukuk teorisinin en temel sorunlarından bir bölümü oluşturmaktadır. Çalışma, söz konusu bu sorun demetini de dikkate alarak, "öteki"ni, G.W.F. Hegel felsefesi zemininde inceleyip son dönem "tanınma" eksenli çağdaş yorumlarla alternatif bir dayanışma kavramını mercek altına almaktadır. Bu vesileyle, farklı dayanışma yaklaşımları değerlendirilerek, tanınma temelinde ele alınacak bir dayanışma teorisinin, aynı zamanda "toplumsal özgürlüğü" geliştirecek bir özellikte olması koşuluyla hukuk teorilerindeki yerini incelemektedir. Bu argüman üzerine derinlemesine bir analiz için çalışmada, Hegel ve onun çağdaş yorumcularının görüşlerine başvurulmasının nedeni, ilgili yaklaşımda kurgusal olarak gelişen diyalektik süreç, benlik oluşumu ve tanınma kavramlarının merkeze alınıyor olması; ana akım liberal hak söylemlerine getirilen eleştirilerin içerilmesi ve yapılan bazı tespitlerle ana akım hukuk yaklaşımlarına alternatifler sunmasıdır. Çalışmada toplumsal yaşamın tarihsel olguları olarak "öteki", "tanınma" ve "dayanışma" kavramlarının ortaya çıkışı ve anlamları incelenmekte; olgusal olarak yaşamlarımız içerisinde ve kurumsal olarak hukuk alanında bu kavramların etkilerinin yol açtığı eşitsizlikler ve ayrımcılık örnekleri irdelenmektedir. Tezde, temelini tanınma kuramından alan bir dayanışma kavramının hukuk kuramı ve uygulaması açısından yol gösterici olup olamayacağı temel sorusu üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda, Hegel felsefesinin –tanınma temelinde, "sosyal ontolojik" yönünün baskın yorumlarıyla– doğrudan ve dolaylı olarak tanınma, dayanışma, öteki, özgürlük gibi kavramlarının hukuk teorisinde, kurumsal yapılarda ve toplumsal yaşamın içerisinde değerlendirilmeleri olanağının kullanılması amaçlanmıştır. Hegel'in felsefesinde özbilinç diyalektiğinin bu meselelerle ilişkisi, bireyin ancak başka bir birey aracılığıyla tanımlanabileceğini, bu şekilde özgür olabileceğini ve tanınabileceğini savlaması aracılığıyla kurulabilir. Bunun gerçekleşmesi için Hegel'in özbilinç diyalektiğindeki süreçler ve bu süreçlerin tanınmada nasıl bir rol oynadığı çalışmada değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, hukukun kimlik politikalarını ve bireylerin "benlik" algısını şekillendirmedeki konumu, tanınma ve dayanışma arasındaki gerilimlerin hukukta nasıl bir düzenleme gerektirdiği ve bu kavramların hukuk normlarıyla ne ölçüde inşa edildiği ortaya konulmuştur. Temelini tanınma ve toplumsal özgürlükten alan bir dayanışma yaklaşımının hukuk teorisinde değerlendirilmesiyse, farklı hukuk alanlarında "dayanışma"nın görünümlerinin açığa çıkarılmasıyla ve farklı yargı makamlarının kararlarının incelenerek analiz edilmesi aracılığıyla mümkün olmuştur. Böylece, son dönem yaşanılan farklı krizler ekseninde hukuk teorisi ve çeşitli mahkeme kararlarında tam olarak "netleşmemiş" bir teorik çerçeve içerisinde sıklıkla dayanışma kavramına atıf yapıldığı tespit edilmiştir. Bu belirsizliğin çözümü için, hukuk ve sosyal teori literatüründe dayanışmanın kapsayıcı yönü ve potansiyelinin altı çizilmiştir. Bu yönüyle çalışmada dayanışma, hem bireylerin kimliklerini oluşturma sürecinde hem de hukuk aracılığıyla toplumsal dayanışmanın inşa edilmesinde temel bir unsur olarak görülmektedir. Tezin temel iddiası, tanınma kavramının dayanışma ile hukuk arasındaki ilişkide bir bağlantı noktası olarak ele alınmasının, sosyal patolojilerin açığa çıkartılması ve hukuk kuramlarının bu patolojilere yanıt verebilmesi açısından kritik olduğudur.Item type:Item, Uluslararası hukukta anti-personel mayınlar: Azerbaycan örneği(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2025) Mahmudzade, TuralBu tez, anti-personel mayınlarının uluslararası hukuk bağlamında ele alınışını ve Azerbaycan özelindeki etkilerini incelemektedir. Öncelikle, anti-personel mayınlarının tarihçesi ve kullanımının yarattığı insani sorunlar değerlendirilmiş; ardından bu silahların yasaklanmasına yönelik hukuki düzenlemeler, özellikle 1997 tarihli Ottava Sözleşmesi çerçevesinde analiz edilmiştir. Tezin ikinci bölümünde, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki mayın sorunu ele alınmış, 2020 yılında sona eren çatışmalardan sonra yaşanan insani kriz, sivil ölümleri ve bölgenin yeniden inşası sürecindeki hukuki ve pratik engeller tartışılmıştır. Çalışma, Azerbaycan'ın mayın temizleme faaliyetlerindeki uluslararası iş birliği ve hukuki sorumluluklarını da kapsamlı biçimde değerlendirmektedir. Sonuç olarak, anti-personel mayınların uluslararası hukukta yasaklanmış olmasına rağmen uygulamada ciddi boşluklar bulunduğu ve Azerbaycan örneğinin bu sorunun güncelliğini açıkça ortaya koyduğu sonucuna varılmıştır.
