Akademik Arşiv Sistemine Hoş Geldiniz
Ankara Ünivrsitesi Akademik Arşiv Sistemi:
- Üniversitemiz Akademik ve Kültürel Mirasını toplama, saklama ve geniş kitlere duyurmak amacını taşır
 - Üniversitemiz akademik çıktılarını uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar
 - Etkisini artırmak için telif haklarına uygun şekilde Açık Erişime sunar
 
Ayrıca Üniversitemiz Önlisans, Lisans ve Yüksek Lisans ders notlarına Açık Ders Malzemeleri sistemi üzerinden erişebilirsiniz.
Akademik Arşiv Sistemi birçok farklı bölümden oluşur:
- Dergiler = Bu kategoride Ünivrsitemizde yayınlanan dergilere ulaşabilirsiniz
 - Kitaplar= Üniversitemizde yayınlanan kitapları bu kategoride bulabilirsiniz.
 - Gazeteler= Geçmişten günümüze bazı gazetelerin, bazı sayıları sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıcak.
 - Tezler= Yüksek Lisans, Doktora ve Uzmanlık Tezleri bu kategori altında yer almaktadır.
 

Recent Submissions
Item type:Item, Eklemeli imalat teknolojileri ile köpekler için biyomimetik tasarımlı kalça implant sistemi geliştirilmesi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Demirak, Mahmut OnurKöpeklerin kalça eklemindeki dejeneratif değişiklikler ağrıya ve hareket kısıtlılığına neden olarak yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Osteoartrit tedavisi veya femur başı osteotomisi gibi tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, total kalça artroplastisi sıklıkla tercih edilen ve başarıyla uygulanan bir işlemdir. Ayrıca, kalça displazisi gibi dejeneratif eklem hastalıkları köpeklerde sık görülür ve yürüme güçlüğü, kronik ağrı gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Total kalça protezi tüm bu ortopedik sorunların tedavisinde etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, veterinerlik implant üretiminde kullanılan geleneksel yöntemler, kemik entegrasyonunu ve rejenerasyonunu teşvik eden, biyolojik işlevsellikte yüzeylere sahip, vakaya özel olarak tasarlanmış anatomik şekilli implantlar oluşturmak için önemli kısıtlar içermektedir. Veteriner hekimlikte kullanılan implantların üretiminde en sık kullanılan yöntem olan dökümle üretim ve yüzey işleme, genellikle implant yüzeyinde engebeli biyomimetik topografya ve anatomic yapıyla birebir uyumlu olmayan şekillerde üretim imkanı sunmaktadır. Eklemeli imalat teknolojisi ise, osteointegrasyonu artıran karmaşık ve entegre kafes yapılarına sahip özelleştirilmiş implantların oluşturulmasına olanak tanımaktadır. Bu nedenle eklemeli imalat, geleneksel yöntemlere göre sunduğu tasarım özgürlüğü nedeniyle, kafes yüzeyli implantların ve biyomimetik özelliklere sahip çeşitli boyutlarda kalça protezi bileşenlerinin üretilmesine olanak sağlaması nedeniyle önemli bir tasarım ve üretim aracıdır. Bu tezin amacı, köpekler için osteointegrasyonu artıracak trabeküler yüzeye sahip bir total kalça protez sistemi geliştirmektir. İmplantlar ve kafes yapılar tasarlanmış ve bu yapılar üzerinde sonlu elemanlar analiz yöntemleri kullanılarak yapısal testler uygulanmıştır. Üretilen metal implantların sitotoksisitesini ve hücre-malzeme etkileşimlerini incelemek için in vitro testler gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın bulguları, biyomimetik tasarım ve üretimin mekanik ve biyolojik avantajlarını vurgulamaktadır.Item type:Item, Elektronik harp ortamında kullanılan farklı almaç yapıları ve değişken özellikleri(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Fikret, Cenk Kaan ZekiElektronik harp ortamında kullanılan RADAR almaç yapılarının detaylı analizi hazırlanan bu tez kapsamında sunulmuştur. Farklı senaryolara göre tercih edilen almaçların kullanım alanları ve bu almaçların hangi parametrelere göre tasarlanması gerektiği incelenmiştir. Literatüre sunulan önemli bir diğer katkı ise, elektronik harp ortamında kullanılan Elektronik Harp Almaçlarının farklı karıştırma türleri karşısında başarımının incelenmesidir. Analiz kapsamında, taramalı, taşıyıcı frekans, baraj ve yükseltilmiş gürültü karıştırma çeşitlerinin MATLAB ortamında benzetimi yapılmıştır. Karıştırmaya karşı performans analizi için kullanılan değişkenler karıştırma türü, süperhet almacın yayın yaptığı sinyal türü, RADAR ve karıştırıcı savaş uçağı arasındaki mesafe ve karıştırıcı savaş uçağının RADAR kesit alanı olmuştur. Sinyallerin frekans eksenindeki Fast Fourier Transfom çıktısı ise, 4 farklı durumda incelenmiştir. Karıştırma çeşitlerine karşı elektronik harp sistemlerinde sık tercih edilen süperhet almaçlar benzetim ortamında analiz edilmiştir. Sendelemeli, Titremeli ve Lineer Frekans Modülasyonuyla yayın yapan süperhet almaçların karıştırmaya karşı etkinliği araştırılmıştır. Süperhet almaçlar, katmanlara ayrılabilen, yüksek kaliteli filtreler ve yükselteçlere sahip modern almaç yapılarıdır. Karıştırma sinyallerinin almaçlar üzerindeki etkinliği, Jamming To Signal Ratio (Sinyalin Karıştırmaya Oranı) parametresi ile dB cinsinden analiz edilmiştir. Süperhet almaçların karmaşık elektronik harp ortamında kullanılan RADAR'lar için neden tercih edildiği, yapılan benzetim çalışması ve uygun literatür taraması ile doğrulanmıştır.Item type:Item, In vitro modeling of the nanomaterial transport across the blood-brain barrier (BBB) model derived from iPSCs(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Gökçe, CemileKan-beyin bariyeri (KBB), merkezi sinir sistemine (MSS) ana giriştir ve glioblastom multiform (GBM) gibi beyin tümörlerine karşı yeni terapötik adayların bulunması gibi MSS ile ilgili çoğu çalışmanın önemli bir parçası olarak kabul edilir. Fiziksel KBB ve kan-beyin-tümör bariyeri (KBTB) bütünlüğünün korunması ve bunların karakterizasyonu bu çalışmalar için oldukça önemlidir. Beyin tümörlerinin, özellikle de GBM'nin tedavi etkinliğinin modüle edilebilmesi için ileriki çalışmalarda hem KBB hem de KBTB'nin davranışlarının anlaşılmasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, in vitro modeller kullanılarak KBB ve KBTB'nin gelişiminin altında yatan hücresel ve moleküler mekanizmaların araştırılmasına ve anlaşılmasına onlarca yıl ayrılmıştır. Ayrıca araştırmacılar, KBB ve KBTB'yi geçmek için nanodağıtım sistemleri tasarlamayı ve/veya nanomalzemeler kullanmayı ve dolayısıyla bunları tümör bölgesine ilaç dağıtımı gibi amaçlarla başarılı bir şekilde beyne ulaştırmayı hedeflemektedir. Oluşturulan in vitro KBB ve KBTB modellemeleriyle bu malzemelerin/sistemlerin kandan beyne taşınmasını araştırmak mümkündür. Bu sebeplerden dolayı, bu tezde, farklılaştırma ve kültür yöntemleri kullanılarak insan beyni endotel hücrelerinin (EH'ler) özelliklerini değerlendirmek ve daha sonra yeni floresan nanomalzemelerin (NM'lerin) KBB ve KBTB boyunca taşınmasını araştırmak için kullanışlı in vitro insan KBB ve KBTB modelleri sağlanmıştır. Kandan beyne geçişinin gösterilmesi, bu nanomalzemelerin MSS ile ilgili çalışmalarda daha çok tercih edilmesine, hatta ileride yapılacak çalışmalarda çeşitli nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmasının önünü açacaktır.Item type:Item, Vegan sucuk üretiminde oleojel kullanımı(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Savovıc, DarkoSon yılların beslenme trendlerinden vegan ve vejetaryen diyetlere olan ilgi, geleneksel et ürünlerinin bitki bazlı alternatiflerinin geliştirilmesi için yapılan çalışmaların giderek hız kazanmasına neden olmuştur. Bu yönde olan et alternatiflerine yönelik gerçekleştirilecek araştırmalar, gelecek nesillerin yenilikçi gıdalara olan taleplerinin karşılanması için de ileriye dönük bir yaklaşımdır. Çalışmada, iki farklı oranda (%10 ve %20) Hindistan cevizi yağı (HCY) ve HCY oleojeli (OJ) kullanarak ürününün mozaik yapısının oluşturulması ana hedefi doğrultusunda 4 grup vegan sucuk üretilmiştir. Üretilen vegan sucuklarda proses verimi, kimyasal bileşim (nem, protein, yağ ve kül içerikleri), pH, titrasyon asitliği, su aktivitesi, tekstür özellikleri, CIE L*, a* ve b* değerleri belirlenmiş ve duyusal analiz yapılmıştır. %20 OJ ve Hindistan cevizi ilavesi örneklerin nem içeriğinde düşüşe neden olmuştur (p<0.05). OJ-10, OJ-20, HCY-10 ve HCY-20 vegan sucuk gruplarında sırasıyla %10.32, %9.54, %10.17 ve %9.62 olarak saptanan protein içerikleri farklılık göstermemiştir (p>0.05). Beklenen şekilde, %20 oleojel ve Hindistan cevizi yağı eklenen örneklerde yağ içeriği diğer iki gruba göre önemli ölçüde daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Çalışmada üretilen vegan sucuk örneklerinde pH değerleri 5.19 ile 5.23 arasında belirlenmiştir. Örneklerin sertlik değerleri OJ-10, OJ-20, HCY-10 ve HCY-20 vegan sucuk gruplarında sırasıyla 4.47 kg/s, 4.35 kg/s, 5.02 kg/s ve 6.77 kg/s olarak tespit edilmiştir. En yüksek sertlik değerine sahip HCY-20 grubu O-10 ve O-20 gruplarından istatistiksel olarak önemli ölçüde (p<0.05) farklı bulunmuştur. Duyusal analizde, örneklerin, görünüş, renk, koku, lezzet, yapı ve genel beğeni özellikleri açısından genel olarak kabul edilir düzeyde olduğu saptanmıştır. Araştırma bulguları, vegan sucuk üretiminde kullanılan Hindistan cevizi yağı oleojelinin geleneksel sucuk mozaik yapısını iyileştirmede hayvansal yağa sağlıklı bir alternatif olarak kullanım potansiyeli olduğunu göstermiştir.Item type:Item, REPAIRv1 [dPspCas13b-ADAR2DD (E488Q)] ile memeli hücrelerinde gen çeşitlendirilmesi(ANKARA ÜNİVERSİTESİ, 2024) Özkan, Mustafa2018 Nobel Kimya Ödülü, protein mühendisliği alanındaki araştırmalara verilmiştir, var olan bir proteinin veya enzimin genlerini yeniden yazarak, daha etkili veya yeni işlevli protein geliştirmeye dayanan yöntemler geliştirmişlerdir. Protein mühendisliği alanındaki çalışmalarda ortam olarak mikroorganizmalar veya in-vitro sistemler kullanılmıştır. Söz konusu memeli proteinleri geliştirmek olunca, bu tür ortamlarda geliştirilmiş proteinler memeli hücrelerinde ifade edildiğinde yanlış katlanma veya kümelenmeler meydana gelmiştir. Mikroorganizmalar veya in-vitro sistemler, memeli hücrelerine özgü karmaşık sinyal yolaklarının olmaması, moleküller arası etkileşimler, zayıf katlanma, beklenmedik modifikasyonlar, DNA, RNA ve proteinlerin işlenişi, hücresel lokalizasyon sorunları vb. fizyolojik ve biyokimyasal sebeplerden dolayı uygun ortam oluşturmazlar. Bu ve benzeri sorunlar, araştırmacıları memeli hücrelerini doğrudan mühendislik alanı (evrimleşme alanı) olarak kullanmaya itmiştir. Memeli hücrelerinin başlıca zorlukları teknik, ekonomik ve pratik olmayan yöntemleri içerir. Memeli hücrelerindeki en önemli engeller muazzam genom büyüklüğü ve yavaş büyüme hızıdır. Genomun muazzam büyüklüğü bölgeye yönelik stratejilerin gelişmesine yol açmıştır. Bu tekniklerden en önemlilerinden bir tanesi 2020 Nobel Kimya ödülüne konu olan CRISPR teknolojidir. Tezin amacı memeli hücrelerinde çalışmanın zamansal maliyetini ortadan kaldırmaktır. RNA'yı hedef alan CRISPR enzimleri ve lentiviral gen taşıma sistemleri ile memeli hücrelerinde programlanabilen bir yöntem geliştirilmiştir. Bu programlanabilir sistemin en önemli özelliği, memeli hücrelerinin bölünmesinin yavaş olması durumunu ortadan kaldırmasıdır. RNA'yı hedef alan CRISPR enzimleri ile tek bir jenerasyonda (pasajda) hiç durmaksızın sürekli çok çeşitli varyant üretir ve bu varyantları, virüs aracılığı ile paketleyip, (kimerik antijen reseptörü) CAR-T yapıları oluşturur. Mevcut konjonktürde var olan sistemlerden verimli ve geniş varyant aralığına sahip, teknik, pratik ve ekonomik olarak uygun bir hücre içi programlanabilen yöntemi geliştirilmiştir.
