Cilt:12 Sayı:02 (2020)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:12 Sayı:02 (2020) by Subject "Kadın"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Kadın Bedeni ve Biyo-İktidar/Biyo-Politika Söylem Düzeni(Ankara Üniversitesi KASUM, 2020-12-20) Ördem, Özlem Aydoğmuş; Other; OtherBeden sosyolojisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra postyapısalcı düşünürlerin etkisi ile sosyolojinin temel alanlarından biri haline gelmiştir. Özellikle 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren sağlık sosyolojisinin gelişmesiyle birlikte verimli çalışmalar ortaya konmuştur. Bu çalışma, Foucault’nun biyo-iktidar ve biyo-politika kavramları ve Turner’ın beden sosyolojisi kuramına dayanmaktadır. Düzenleyici iktidarın söylemlerinin kadın bedenini ve makro düzeyde nüfusu nasıl etkilediği bu çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Bu yüzyılın getirmiş olduğu teknolojik gelişmeler ve neoliberal politik söylem tıpta kendini çok etkin olarak özellikle kadın bedeninde kendini göstermektedir. Bu çalışmanın araştırma deseni anlatı araştırması niteliği taşımaktadır. Bu çalışmada, riskli gebelik tanısı konulan 10 kadın ile görüşme yapılmış ve katılımcılardan gebelik süresince yaşadıkları yaşam hikâyelerini anlatmaları istenmiştir. Yapılan görüşmelerden elde edilen veriler ışığında dört tema belirlenmiştir ve bu temalar tümevarımsal içerik analizi ile sınıflandırılmıştır. Bu temalar, tıp söyleminin düzeni ve normalleştirici etkisi (1), kadınların biricikliği ve psikolojik süreç (2), bedenin kontrolü ve sosyal pratikler (3) ve kadının sosyal/iş yaşamı (4) olmak üzere dört farklı temadan oluşmaktadır. Çalışmada, özellikle biyo-iktidar ve biyo-politika aracılığı ile bedenleri üzerinde kurulan hâkimiyetin kadınlar tarafından çaresizce kabul edildiği görülmüştür. Ayrıca çalışmada gebe kadınlarda kaygı yaratan risk ve belirsizlik kavramları, tıp söyleminin normalleştirici pratiklerini oluşturmaktadır. Bu anlamda, uzman görüşü, genetik testi yapan uluslararası şirketler, laboratuvar incelemeleri, psikolojik süreç, hastaneler riskli gebeliğin tanısında çok önemli güçler olarak çalışmada ön plana çıkmıştırItem Süryaniliğin Kadınların Aile Yaşamına Kültürel Yansıması: Midyat Örneği(Ankara Üniversitesi KASUM, 2020-12-20) Güçlü, Adalet; Çakır, Hülya; Other; OtherSüryaniler, günümüzde yaklaşık olarak beş milyon tahmin edilen nüfuslarıyla Türkiye, Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Hindistan’da yaşamaktadırlar. Türkiye’de çoğunlukla Mardin ili ve köylerinde yaşamaktadırlar. Süryaniler Mezopotamya’da yaşamlarını sürdüren ve aralarında Aramice dilini konuşan, Hristiyan dinine mensup bir halk olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama Süryani kimliğinin dinsel bir temele dayanmasından kaynaklanmaktadır. Süryaniliğin kadınların gündelik hayatlarına kültürel yansıması araştırmasında, nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla 20 Süryani kadınla gerçekleştirilen görüşmelerde katılımcıların aile yapısı, Süryani kültürüne olan yakınlıkları, çocuklarını yetiştirme şekilleri, kültürün gündelik hayata yansımaları, çocuklarının kültürlerine yakınlıkları, Süryani kültüründe kadının konumu ve kültürün devamlılığındaki rolü üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın amacı Süryani kültürünün aktarımında kadının nasıl bir konumda olduğu ve bu konumunda kültürel aktarım için ne gibi yöntemlere başvurduğu, aile içerisindeki yapılanmaların kültürün devamlılığında ne kadar etkili olduğu ve kültürün yaşatılmasında nelerin gerektiğini incelemektir. Görüşmelerde kadınların gündelik hayatı aslında inşa ettikleri, dini ve kültürel değerleriyle harmanladıkları gündelik eylem ve faaliyetlerini rutin hale getirerek hem kendi yaşamlarında hem de gelecek nesillerde devamlılığının sağlanması adına kültürel aktarım sürecinde aktif özne oldukları gözlemlenmiştir. Bu çalışma gündelik hayatın sosyal bir varlık olan insanın bütün bir günü içerisinde gerçekleştirdiği tüm rutin faaliyetlerle sınırlandırılmaması, aslında gündelik hayat içerisinde toplumsal ilişkilerin kültür ekseni etrafında üretildiği ve yeniden üretilmeye devam edildiğini göstermesi açısından önem taşımaktadır.