Browsing by Author "SOYDAN, Celal (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Klasik Urdu şiiri (Galib ve Zouk dönemi)(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Urdu Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı) SOYDAN, Celal (Tez Danışmanı); YILMAZ, Havva (Yazar)Urdu Dili, Hint alt kıtasında fetihler sonucu hâkimiyet kurmuş ve beraberlerinde kültürlerini de getiren topluluklarla yerel dillerin bir kaynaşması sonucu ortaya çıkmış, adını Türkçe “Ordu” kelimesinden almıştır. Urdu Dili bir etnik dil değil, bir kültür dilidir; içinde Türkçe, Hintçe, Farsça, Arapça ve yerel dillerin öğelerini barındırır. Başlangıçta “Rihta”, “Hindvi” gibi isimlerle anılan Urdu Dili Dekkan’da “Dekkani”, Gucrat’ta “Gucri”, Pencab’da “Pencabi” gibi isimler de almıştır. Edebi anlamda ilk dönem Urdu Dili Emir Hüsrev Dehlevi, Veli Dekkani gibi önemli şairlerin yazdıkları şiirlerde görülmüştür. Keza 11.y.y.’dan itibaren Hint alt kıtasında kurulmuş bazı Müslüman-Türk hükümranlıkların da Urdu Dili’ni zaman zaman resmi dil olarak kullandıkları görülür. Urdu Dili bünyesinde çok sayıda şiir türünü barındırır. Bunlara gazel, mesnevi, kaside, mersiye, hiciv, rubai gibi örnekler kolaylıkla verilebilir. Özellikle edebi anlamda Farsça ve Fars şairlerden etkilenmiş olması Urdu Dili’nin gelişimine katkı yapmıştır. Fars şairler Urdu Dili ile eserler vermiş, bu tutum Urdu Dili’nin revaç görmesi adına olumlu olmuştur. Keza dilde yaşanan gelişmeler ve aynı zamanda buna bağlı olarak ayrışmalar Urdu Dili’ne önemli katkı sağlamış iki farklı ekolün oraya çıkmasına da sebep olmuştur. Delhi ve Lakhnov Ekolleri burada önemli rol oynamıştır. Her iki ekol de farklı tarz ve üslup ile bir yandan birbirleriyle mücadele içine girmiş ama diğer taraftan da Urdu Dili’nin gelişimi adına bu mücadele dilde çok önemli yeniliklere ve ilerlemeye sebep olmuştur. Urdu Dili’nde Fars şairlerinin ve dilinin etkisi büyüktür. Özellikle dile giren sözcükler, tamlamalar ve akımlar Urdu Dili’ne önemli ölçüde yön vermiştir. Keza aynı şekilde Urdu Dili’nde hâkim bir diğer önemli akım da Sebk-i Hindi’dir. Galib ve Zouk Dönemi öncesi bir diğer önemli dönem “Klasik Urdu Şiiri” olarak nitelendirilen “İlk Dönem”dir. Bu dönemin en meşhur şairleri arasında İbni Neşati, Moulana Vecihi, Cüneydi, Ebul Hasan Kutb Şah, Nuri, Faiz gibi isimler yer alır. Aynı zamanda bu dönem içerisinde Adil Şahlar Hükümdarlığı dönemi de edebiyata katkılarıyla önemlidir. Adil Şahlar Döneminin en önemli şairleri arasında “Aliname”, “Gulten-i Aşk” ve “Guldeste-i Aşk” gibi eserleri bulunan Nusrati, “Navrasnamah” ile II. Ibrahim Adil Şah, “Han-e Halil” ile Zuhuri, Şahi, “Yusuf ile Zuleyha” ile Haşimi, Rustam, Doulat, Şah Malik, Şah Emin bulunmaktadır. Daha sonra Lakhnov ve Delhi Ekolleri ve Şairleri dilde gelişime ön ayak olmuşlardır. Bu dönem “Eyham Go’i” sanatı ön plana çıkmıştır. Laknov Ekolü döneminin önemli şairleri arasında Şah Mubarek Abru, Siracuddin Ali Han Arzu, Şah Hatem, Miyan Mazmun Matufi, Mirza Mazhar Can Canan, Naci, Taban, Yekreng, Figan Matufi, Nasih ve Atiş yer alır. Orta dönemde ise eserleriyle dile ve şiire katkılarıyla Mir ve Souda’nın ismi önemle vurgulanmaktadır. Delhi Ekolü şairleri arasında Mumin, Şeyifte, Teskin, Nesim Dehlevi, Şah Nasir, Zahir Matufi, Enver’in ismi öne çıkmaktadır. Son bölümde ise Galib ve Zouk Dönemi ele alınmıştır. Hem Galib’in hem de Zouk’un dil üzerinde yaptıkları yenilikler, şiirde sadelik ve derinliğin mücadelesi, akılcılık öne çıkmıştır. Eş zamanda Hint alt kıtasında baş gösteren İngiliz sömürgesi ve katı rejim, rejimin olumsuz yansımaları ve dile etkileri, Galib’in tutumu ve mektupları diğer önemli ayrıntılardır.AbstractThe Urdu language was born with Muslim Arabian’s conquers on Indian sub-continent which brought Arabic cultures together and integrated them into the local culture and languages. It took its name from the Turkish word “Ordu”. The Urdu language is not an ethnic language, rather it is a cultural language which includes Turkish, Hindi, Persian, Arabic elements as well as borrowings from other local languages. In the beginning, the Urdu language was known as “Rihta”, “Hindvi” and “Deccani” in Deccan, “Gujarati” in Gujarat, “Punjabi” in Punjab. The first period of Urdu in a literary meaning can be related to Amir Khusrow Dehlavi and Wali Deccani’s poems. Besides some Muslim-Turk regions of Indian sub-continent used Urdu language as state language. Urdu language has many types of poetry: for example ghazal, eulogy, dirge, satire and other. Urdu language has been affected especially by Persians and Persian poets in literary meaning and insofar as they have helped the Urdu Language to develop. Persian poets were writing their works in Urdu and this stimulated the interest to the Urdu language. Moreover, the improvements of the Urdu and different ideas such as decomposition has contributed to the Urdu language and determinated the emergence of two different schools which are Delhi and Lucknow. These schools are of the particular importance: both challenged themselves, facilitated the creation of new styles and wording and secured the renewal of the Urdu language. The impact of Persian and its poets in Urdu is obvious. The newly entered words, clauses and currents gave important directions to the Urdu language. The other important current is “Sebk-i Hindi” which gave a new trend to the Urdu language. The other significiant period is “First Period” known as “Classical Urdu Poetry” before the Galib and Zouk. The most popular poets of this period are İbn Neshati, Moulana Vejihi, Junaid, Abul Hassan Qutb Shah, Nuri and Faiz. At the same time Adil Shahi Reign is important due to the Urdu literature of “Aliname”, “Gulten-i Ask” and “Guldeste-i Ask” works by Nusrati, “Navrasnamah” work of Ibrahim Adil Shah II, “Han-e Halil” work of Zuhuri, “Yusuf and Zuleyha” work of Hashimi, Shahi, Rustam, Doulat, Shah Malik and Shah Emin. Later, Lakhnow and Delhi poetry were the leading schools in the development of the Urdu language. “Eyham Go’i” art became the most influential in the literature of this period. The most popular poets of Lakhnow school are Shah Mubarak Abro, Siraj Al-Din Ali Khan Arzu, Shah Hatem, Miyan Mazmun Matufi, Mirza Mazhar Can Canan, Naci, Taban, Yakrang, Figan Matufi, Nasih and Atish. One can name Mir and Souda as emerged in mid period and influenced Urdu. Some of the most popular Delhi school poets are Mumin, Shifta, Teskin, Nesim Dehlavi, Shah Nasir, Zahir Matufi and Anvar. Finally, the period of Ghalib and Zauq is studied in details. Both Ghalib’s and Zauq’s works, renewship, simplicity, depth of the struggle, cleverness of Urdu poetry has been emphasized. Moreover hard English political regime in Indian sub-continent and its negative impact on the language; Ghalib’s standpoint and his letters are also examined.Item URDU EDEBİYATINDA ÖYKÜ(ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ) SADE, Senem (Yazar); SOYDAN, Celal (Tez Danışmanı)19. yüzyıl, Hint Alt Kıtası’nın tarihinde siyasi, sosyal ve kültürel pek çok köklü değişimin yaşandığı önemli bir yüzyıldı. Bu çalışmada, temel konumuz olan Urdu Edebiyatındaki öykü yazarlığı bağlamında, bu türün gelişmesini ve edebiyat çevrelerinde tutulmasına sebep olan tarihi gelişmelere de değinmeye çalıştık. Mesela; İngilizlerin bölgeye sömürge amaçlı gelişleri, kısa sürede bölgede hakimiyet kurup emperyalist bir tutum sergilemeleri, bölgenin siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını etkilemeleri gibi konuları ele aldık. Zira bölgede İngiliz yayılmacılığı sonucu yaşanan bu gelişmeler öykücülükte sıkça işlenen konuların başında gelmektedir. Hint toplumu, ülke içindeki bu batı yayılmacılığına kah tepki göstermiştir, kah ona uyum sağlamaya çalışmıştır. Zira Batı kültürünün gelişmek için gerekli olduğu kanısı, toplumun bazı kesimlerinde sıkça vurgulanmaktaydı. Böylece Batı kültürünün etkisiyle toplumun siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamında büyük değişimler meydana gelmiş, Urdu edebiyatında da çeşitli yenilikler ortaya çıkmıştır. Özellikle 1857 sonrası siyasi gelişmeler neticesinde yaşamın her alanında yenilenmenin gerekliliği ortaya çıkarmıştır. Bölgede esen değişim rüzgarı doğal olarak edebiyatı da etkilemiştir. Öncelikle roman ve ardından da öykü türü bu etki neticesinde ortaya çıkmış ve süratle gelişmiştir. Öncelikle bölgenin içinde bulunduğu ortama, yaşanan önemli olaylara ve öyküden önce gelişim göstermiş olan edebi türlere kısaca değindik. Daha sonra tezimizin esas konusunu oluşturan ‘Urdu Edebiyatında Öykü’ konusuna giriş yaptık. Önsöz kısmında da belirttiğimiz gibi konumuzu dört dönem altında inceledik. Zira her dönem kendine has özellikler taşımaktaydı. Öykücülüğün ilk döneminde Batı yayılmacılığına karşı Rus devriminden alınan ilhamla bir karşı çıkışın yanı sıra toplumu ıslah etme özelliği ağır basmaktaydı. Öte yandan yaklaşık yarım yüzyıldır süre gelen Aligarh Hareketinin toplum merkezli edebiyat ürünlerine karşı birey merkezli edebiyat ürünleri ortaya çıkarılmaya başlandı. Böylece romantizm akımı ilk ürünlerini vermeye başladı. Öykücülüğün konu bakımından daha geniş bir yelpazeye sahip olduğu bu ilk döneminde etkin olan yazarları ve özelliklerini ele aldık. Öykücülüğün ikinci döneminde ise İngiliz yayılmacılığına karşı olan hareketler şiddetlenmiş ve artık Hindistan ülkesinin bağımsızlığı için çalışmalar ağırlık kazanmıştı. Dolayısıyla öykülerde ağırlıkla bu konular işlenmiştir. Üçüncü dönemde ise bölünen Hindistan\'da yaşanan siyasi ve sosyal çalkantılar, göç olayları ve bunun ortaya çıkardığı kargaşa öykücülüğün ve öykü yazarlarının temel konuları olarak ortaya çıktı. Bu dönemde edebiyatçılarda siyasi bilincin daha keskin olduğu gözlenmektedir. Dördüncü dönem ise tamamen Pakistan\'ın siyasi, sosyal ve ekonomik ortamından kaynaklanan konuların ağırlıkta olduğu konuları kapsamaktadır. Henüz kurulan Pakistan\'da siyasi yönetim yer edememişti ve sık sık askeri darbeler ülke yönetimine el koymaktaydı. Bunun sonucu olarak edebiyatçılar askeri yönetimlerin baskılarından kendilerini koruyabilmek için sık sık sembollere başvurmak zorunda kalmışlar ve böylece öykücülük yeni bir yön kazanmış oldu.Item Urdu edebiyatında ilerici edebiyat akımı(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Urdu Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı) SOYDAN, Celal (Tez Danışmanı); KİŞMİR, Aykut (Yazar)ÖZET 20. yüzyılın başlangıcında Urdu edebiyatında yeni bir edebi akım doğmuştu. 1917‟de gerçekleşen Rus Devrimi‟nden tüm dünya ülkeleri etkilenmişti. Bu ülkeler arasında Hindistan da bulunuyordu. O zamanlar Hindistan‟da yaşayan duyarlı gençler sosyalizmden etkilenmiş ve sosyalist düşüncelerin etkisinde kalmışlardı. ġair ve edebiyatçılar Tolstoy, Lenin ve Karl Marks‟ın etkisinde kalmışlardı. Bu devirde insanlığın en büyük problemi kötü geçim şartlarıydı. Yoksul, işçi, işsiz, köylü ve mazlum kesimin rüyalarından ümitsizliğin atılması için birilerinin bir şeyler yapması gerekiyordu. Böylece Lenin ve Karl Marks‟ın düşünceleri Urdu edebiyatında ilerici edebiyatın başlamasına sebep oldu. ilerici akım için Secad Zahir‟in ismi çok önemlidir. Secad Zahir dostlarıyla birlikte ilerici Yazarlar Derneği‟nin temelini attı. Londra‟da yapılan bu derneğin ilk konferansında bir manifesto yayımlandı. Ġlerici akımın amacı sanat ve edebiyatı halka yaklaştırmaktı. Edebiyatta halkın çektiği acılar, yoksulluk ve siyasi kölelikten bahsediyorlardı. Ġlk zamanlar Urdu hikâyeciliği destansı bir ortamdaydı. Ancak ilerici akım içinde Pirem Çand Urdu hikâyeciliğini destansı özelliklerden arındırarak hikâyeciliğin gündelik hayat üzerinde oluşturulmasına sebep olmuştu. Hikayelerinde insanlara insanın yüceliğini ve çalışkanlığın önemini aşılamaya çalıştı. 101 İlerici hikâyecilikte Kirişen Çandar, Saadet Hasan Mantu, İsmet Çağatay, Racender Sing Beydi, Ahmet Ali, Ahtar Hüseyin Raepuri, Houca Ahmet Abbas, Ahmet Nedim Kasimi‟nin isimleri önemlidir. İlerici akımın eleĢtiriciliğinde fanatik eğilimler fazlaca görülmekteydi. Eleştiride sınıfsal kargaĢa, maddi durum ve devrim gibi konulara çok fazla yer verilmişti. ilerici eleĢtiride Dr. Ahtar Hüseyin Raepuri, Secad Zahir, Dr. Abdul Halim, Mecnun Gork Puri, Seyyid ĠhtiĢam Hüseyin, Mümtaz Hüseyin, Zahir KeĢmiri, Dr. ibadet Berilvi ve Seyyid Vakar Azim‟in isimleri çok önemlidir. ilerici şiirde Feyz Ahmet Feyz, Ali Serdar Caferi, Esrar-ul Hak Mecaz ve Zahir Keşmiri‟nin isimlerini verebiliriz.