Browsing by Author "Kaya, Mahir"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Evaluation of acute partial unilateral ureteral obstruction based on the renal venous impedance index in Rabbit: An experimental study(Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2022) Kaya, Mahir; Other; OtherTo investigate the feasibility of the venous impedance index (VII) in the diagnosis of acute partial unilateral ureteral obstruction (APUUO), in this study we aimed to measure and compare changes in intrarenal venous flow and arterial flow. In New Zealand rabbits (n=10) the left ureter was narrowed by ligation. Doppler ultrasonographic (US) examination of the interlobar arteries and veins in both kidneys was performed preoperatively and 3, 6, 12, 24, and 48 h after ureteral ligation. Resistive index (RI), RI difference (RIΔ) and the RI ratio (RIr), and the VII difference (VIIΔ) were calculated from RI and VII obtained from the obstructive and nonobstructive kidneys. The RI and VII were postoperatively compared between the left and right kidneys. Although the mean RI for obstructive kidneys was higher than those for nonobstructive kidneys, the difference was only statistically significant at 3 and 24 h (P=0.007, and P=0.049, respectively). In all postoperative measurement times, RIΔ was ≥0.08 and RIr was ≥1.169, and the mean VII values were significantly lower in the obstructive kidneys than the nonobstructive kidneys (P≤0.002), and the VIIΔ was equal to or greather than 0.159. The venous flow was more affected than arterial flow in the obstructive kidney. The renal RI alone was insufficient as a diagnostic criterion. The renal VIIΔ ≥0.16 can be enhanced the diagnostic accuracy of in APUUO if used as a combination of the RIΔ≥0.08 and RIr≥1.1.Item Radiographic and ultrasonographic evaluation of the upper urinary tract diseases in dogs: 22 cases(2006) Temizsoylu, M. Doğa; Bumin, Ali; Kaya, Mahir; Alkan, ZekiThe objectives of the present study were to describe the complementary use of radiography and ultrasonography in the diagnosis of upper urinary tract disorders in dogs, and to compare ultrasonographic findings with the survey and contrast radiographic findings in the evaluation of canine upper urinary tract diseases. The study materials were composed of 22 dogs of various breed, age, and sex with upper urinary tract diseases. Pyelonephritis (9 cases), acute renal failure (7 cases), policystic renal disease (2 cases), bilateral hydronephrosis (one case), radiopaque nephrolith (2 cases), unilateral ectopic ureter (one case) were diagnosed radiographically and ultrasonographically. The results of the present study indicate that ultrasonography was more sensitive than radiography in diagnosis of upper urinary diseases but was incapable in qualitative evaluation of renal functions and in examination of the ureters. Survey radiographs had little value in the diagnosis of pyelonephritis, disorders of renal pelvis, ureters except for the identification of radiopaque nephrolith. It was determined that EU was valuable for determination of the ectopic ureter, hydronephrosis, and evaluation of renal function. Bu çalışmada köpeklerde üst üriner sistem hastalıklarının tanısında radyografi ve ultrasonografi kullanımını tartışmak ve ultrasonografik bulgular ile direkt ve indirekt radyografik bulguları karşılaştırmak amaçlandı. Çalışma materyalini üst üriner sistem hastalığı olan değişik ırk, cinsiyet ve yaşta 22 köpek oluşturdu. Radyografik ve ultrasonografik muayene sonucunda pyelonefritis (9 olguda), akut renal yetmezlik (7 olguda), polikistik renal hastalık (2 olguda), hidronefrozis (1 olguda), radyoopak nefrolit (2 olguda) ve unilateral ektopik üreter (1 olguda) tanısı konuldu. Bu çalışmanın sonunda köpeklerin üst üriner sistem hastalıklarının tanısında ultrasonografinin radyografiden daha hassas bir teknik olduğu ancak böbreklerin fonksiyonel olarak değerlendirilmesi ve üreterlerin incelenmesinde ise ultrasonografinin yetersiz kaldığı görüldü. Direkt radyografiler, radyoopak böbrek taşlarının belirlenmesi dışında pyelonefritis, pelvis renalis bozuklukları ve üreterlerin değerlendirilmesinde çok az bilgiye sahipti. Ektopik üreter, hidronefrozis ve böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde EU’nin değerli bir teknik olduğu belirlendi.Item Tavşanlarda kronik unilateral parsiyel üreteral obstruksiyonda diüretik kullanılarak renkli doppler ultrasonografi bulgularının değerlendirilmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2006) Kaya, Mahir; Bumin, Aliavşanlarda Kronik Unilateral Parsiyel Üreteral Obstruksiyonda Diüretik Kullanılarak Renkli Doppler Ultrasonografi Bulgularının Değerlendirilmesi Bu çalışmanın amacı, unilateral parsiyel ureteral obstruksiyonun Doppler ultrasonografik tanısında iki farklı diüretik kullanımının Doppler parametreleri üzerine etkisinin karşılaştırılması ve karşılaştırılan diüretiklerin Doppler ultrasonografik tanıda kullanılabilirliğinin incelenmesidir. Çalışmanın hayvan materyalini 20 tavşan oluşturdu. Tavşanlar Furosemid ve Mannitol gurubu olmak üzere 10'arlı iki guruba ayrıldı. Preoperatif Doppler değerleri alındıktan sonra tavşanlara laparatomi yapılarak sol üreterde parsiyel obstruksiyon oluşturuldu. Postoperetif 3., 6., 12., 24. saatlerde, 3. günde, 1., 2., 3., 4. haftalarda direkt ölçümle, FTS uygulaması (15 ml/kg, İ.V.) sonrası ve 1. gruba Furosemid (1mg/kg, İ.V.) uygulaması, 2. gruba ise Mannitol % 20 uygulaması (15 ml/kg, İ.V.) sonrasında yapılan ölçümlerle Doppler değerleri elde edildi. Preoperatif ölçümlerde sağ ve sol böbrekten elde edilen Rezistif indeks(Rİ) ve Pulzatif indeks (Pİ) değerleri arasında istatistiksel olarak önemli fark izlenmedi (p>0,05). Diüretik uygulamaları sonrası sol böbrek Rİ değeri ile sağ böbrek Rİ değeri arasında istatistiksel açıdan önemli fark belirlendi (p<0,05). Her iki grupta da bütün uygulamalarda ve ölçüm zamanlarında sol böbrek ortalama Rİ değeri, 0,70 eşik değerinin üzerine çıkmadı. Diüretik uygulamaları sağ böbrek Rİ değerlerinin düşmesine neden oldu. Akut ve kronik dönemde, Furosemid uygulaması Mannitol uygulamasına göre Rİ farkı ve oranını daha fazla arttırdı. Sonuç olarak, diüretik uygulamasının Rİ farkı ve oranını arttırmasından yararlanılarak, unilateral parsiyel obstruksiyonun Doppler ultrasonografik tanısında kullanılabileceği kanısına varıldı.AbstractEvaluation of Color Doppler Ultrasonography Findings Using Diuretics in Chronical Unilateral Partial Ureteral Obstruction in Rabbits. The aim of this study was to compare the effect of two differents diuretics on Doppler parameters in the diagnosis of unilateral partial obstruction with Doppler ultrasonography and to examine the usage of the two compered diuretics in Doppler ultrasonographic diagnosis. The animal material in the study consisted of 20 rabbits. Rabbits were divided in to 2 groups of 10 as furosemide and mannitol groups. After the preoperative Doppler values were taken, laparatomy was performed to create partial obstruction on left urether. On the postoperative 3., 6., 12., 24. hours, 3. day, 1., 2., 3. and 4. weeks, Doppler values obtained with direct measurament, after saline (15 ml/kg, IV) administration and furosemide (1ml/kg, IV) administration in the 1 st group and 20 % mannitol administration (15 ml/kg, IV) in the 2 nd group. Resistive Index (RI) and Pulsative Index (PI) values from right and left kidneys preoperatively did not show any significant statistical difference (p> 0,05). After diuretics administration, a statistically significant difference was observed between RI values of left kidney and right kidney. Lift kidney awerage RI value did not go above 0,70 treshold value in both groups during all procedure and measurement times. Diuretic administrations caused a RI valve drop in right kidney. In acute and chronic phases, furosemide administration increased RI difference and rate compared to mannitol administration. As a result, taking advantage of diuretics administration increasing RI difference and rate, it was concluded that unilateral partial obstruction can be used in Doppler ultrasonographic diagnosis.