Repository logo
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    New user? Click here to register. Have you forgotten your password?
Repository logo
  • Communities & Collections
  • All of DSpace
  • English
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Español
  • Français
  • Gàidhlig
  • Italiano
  • Latviešu
  • Magyar
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Suomi
  • Svenska
  • Türkçe
  • Tiếng Việt
  • Қазақ
  • বাংলা
  • हिंदी
  • Ελληνικά
  • Српски
  • Yкраї́нська
  • Log In
    New user? Click here to register. Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Kaya, Ekin"

Now showing 1 - 1 of 1
Results Per Page
Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Hegel ve Adorno'da sanatın tinselliği
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kaya, Ekin; Cengiz, Erdal; Felsefe
    Bu çalışma, Hegel ve Adorno estetiğinde 'tin' kavramını incelemektedir. Hegel ve Adorno'da sanat, tin'in taşıyıcısı olan alandır. Tin, iki filozof için de hakikatin kendisi olarak görülmektedir. Hakikat estetiği olan iki estetik de tinin taşıyıcı olmak bakımından özgürlük kavramıyla bağlantılıdır. Bu tez, Hegel'in idealist estetiğinin ve Adorno'nun diyalektik estetiğinin karşıt konumlanmasına dayanır. Sanatta tin kavramı ve dolayısıyla hakikat kavramı, özgürlük kavramıyla bağlantılıdır. Fakat tin, hakikat ve özgürlük kavramları iki filozofta karşıt düzlemde yer almaktadır. Hegel'nin sanat anlayışında sanatın tini, yani hakikati, mutlak tin, mutlak hakikattir. Sanat, Hegel'de, Mutlağın, İdea'nın, Tinin duyusal görünüşü olarak vardır. Hegel'de sanat, Kavram'ın kendisi olan İdea'nın, Tinin duyusal olanla özdeşliğidir. Estetik deneyim, Hegel'de tam da tin ve duyusallığın, öznellik ve nesnelliğin özdeşliği olarak hakikatin, deneyimini sunar. Fakat Adorno'da tam tersine tin, kavrama karşıt, belirlenemez, bilinemez ve doğaya ait bir model olarak sadece sanat yapıtında açığa çıkan öğedir. Bu anlamda, Adorno için sanat yapıtında estetik deneyimin uğrağı olarak tin, kavramın baskısından, tahakkümününden kurtuluş olmak bakımından özgürlük deneyimidir. Adorno'da sanat, Aydınlanma'nın diyalektiğinin tekrarlandığı alandır. Sanat, Hegel'de de olduğu gibi, doğal güzellikten uzaklaştırılmış, tinselleştirilmiştir. Oysa sanat etkinliği kendi içinde tinselleşmeye sürecine tabi ama aynı zamanda tam da doğal bir dürtüye dayanmasından dolayı, tinselleşme sürecine karşı durur. Dolayısıyla kendi içinde hem rasyonalitenin hem de mimesisin diyalektiği olmaktadır. Fakat Adorno'da diyalektik hareket Hegel'deki gibi, özdeşlikle, sentezle sonuçlanan diyalektik değildir. Ona göre, tam da kavramın ve doğal, duyusal olanın özdeşsizliği olarak sanat, özgürleştiricidir. Oysa Hegel'de öznellik ve nesnelliğin özdeşliği olarak hakikatin duyumsal deneyimini vermek bakımından özgürleştiricidir.

DSpace software copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Cookie settings
  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback