Browsing by Author "Bozkurt, Tolga"
Now showing 1 - 5 of 5
Results Per Page
Sort Options
Item Ankara istasyon ve çevresinin tarihi ve fiziksel gelişimi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Başbolat, Özlem; Bozkurt, Tolga; Sanat TarihiAnkara İstasyonu, Ankara'nın Altındağ ilçesinde konumlanmıştır. Ankara Gar sahası, stratejik ve merkezi konumu nedeniyle önem teşkil etmektedir. Bu tez; tarihsel gelişimin yanı sıra Ankara Gar sahasında bulunan demiryolu yapılarının mimarlık ve sanat tarihi açısından incelendiği bir değerlendirme çalışmasıdır. Literatürde bu konu ile ilgili tarihsel süreci de inceleyen bütüncül bir çalışma olmaması nedeniyle, bu tez çalışmasının, tarihi ve kültürel verileriyle sanat ve mimarlık tarihi alanlarına katkı sağlaması beklenmektedir. İstasyon ve çevresinin tarihi ve fiziki gelişiminin incelendiği bu çalışmada; söz konusu alanda günümüzde mevcut olmayan Ankara Eski Gar Binası; alanda bulunan yapılardan Ankara Garı, Gar Gazinosu, Atatürk Konutu (Demiryolları Müzesi), Cer Atölyeleri, Genel Müdürlük Binası, TCDD Demiryolları Müzesi ve Sanat Galerisi, Lojmanlar, Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı mimari ve sanatsal özellikleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Bu tezde Ankara gar sahasında bulunan yapıların mimarlık ve sanat tarihi niteliklerinin, simgesel anlamları ile beraber disiplinler arası ilişkiler kurularak irdelenmesi amaçlanmıştır. İstasyon alanı nekropol alanı iken, Milli mücadelenin karargâhı olarak yer almış ve tarihsel bir odak noktası olmuş; Cumhuriyetin simge yapılarının bu sahada yer alması ve planlardaki konumu nedeniyle Ankara kentinin giriş kapısına dönüşmüştür. Günümüzde demiryolu taşımacılığı açısından kentin giriş kapısı olmaya ve önemini korumaya devam ettiği gözlenmiş ve tartışmaya açılmıştır.Item Fotoğraflara göre Ankara'da günümüze ulaşamayan Türk devri yapıları(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi : Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı, 2020) Ayna, Yekta; Bozkurt, Tolga; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma, Ankara'nın arşiv fotoğrafları üzerinden günümüze kadar varlığını sürdüremeyen yapıların tespiti, kentin hangi yönde gelişim ve dönüşüm geçirdiğini belgelemek üzere kapsamlı bir gözlemlemeyi ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, Ankara'da yaşanan sosyo-ekonomik değişimlerin ve siyasal etkenlerin kent görüntüsüne nasıl yansıdığına odaklanmaktadır. Sadece arşiv fotoğraflarında tespit edilen yapıların ele alınması, araştırmanın tarihsel sürecini de sınırlamaktadır. Tespit edilen eserler incelenirken farklı dönemlere ait mimari örnekler, dini yapılar, askeri yapılar, sivil yapılar ve kamu yapıları olarak gruplandırılmaktadır. Bu yapıların incelenmesinde; mimarları, sicil kayıtları, seyyahların notları, devlet yetkililerinin kararları ve yazarların verileri değerlendirilmektedir. Fotoğraflar üzerinden binaların mekânsal analizi ve yapıların günümüzdeki durumu ile karşılaştırmalı incelemeler yapılmıştır. Bu sayede elde edilen bulgular, binaların işlevleri ve mimari özelliklerini tespit etme açısından önemli bilgiler sunmuştur. Çalışma, fotoğraflar üzerinden günümüze ulaşamadığı tespit edilen yapıların yanı sıra, mimari miras koruma yönetmeliğinin eksiklikleri ve koruma kültürü tanımını tartışmaya açmaktadır. The aim of this study is to determine the structures that have not survived to the present day through the archive photographs of Ankara, and to observe and evaluate in a comprehensive way to document the development and transformation of the city. The study focuses on how the socio-economic changes and political factors experienced in Ankara are reflected in city's image. Addressing only the structures that are identified in the archive photographs limits the historical process of the research. The architectural works of different periods are categorised as religious, military, civil and public buildings. In the examination of these structures; architects, their registers, travelers' notes, decisions of state authorities and data of authors are utilised. Spatial analysis of the buildings and comparative studies with the current situation of the buildings were made through photographs. The results thus provided important information in terms of identifying the functions and architectural features of the buildings. In addition to the buildings that have not been found to be present through photographs, the study opens up the deficiencies of the architectural heritage preservation regulation and the definition of conservation culture.Item Haydarpaşa istasyonu: Mimari bir değerlendirme(Ankara : Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Sanat Tarihi Anabilim Dalı, 2019) Manap, Hanife Nur; Bozkurt, Tolga; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışmada tarihi Haydarpaşa İstasyonu'nun mimarlık, sanat ve toplumsal bellek özelinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Haydarpaşa İstasyonu, İstanbul Anadolu Yakası'nda Kadıköy'de konumlanmıştır. Anadolu ve Avrupa'nın demiryolu ile birbirine bağlandığı nokta olan Haydarpaşa İstasyonu stratejik konumu ile önem teşkil etmektedir. Yapı, düzenlenen yarışma sonucunda Otto Ritter ve Helmuth Cuno isimli iki Alman mimarın planları uygulanarak Alman belediye saraylarına benzer nitelikte inşa edilmiş ve 1908 yılında işletmeye açılmıştır. Yıllar içerisinde dönemin ihtiyaçları ve şartları doğrultusunda Haydarpaşa İstasyonu, stratejik öneminin yanı sıra simgesel anlamlar da kazanmıştır. Özellikle 1950'li yıllardan sonra Anadolu'dan İstanbul'a yoğun bir göç hareketi başlamıştır. Bu göçlerde hasretin başladığı yer olan Haydarpaşa İstasyonu; heybetli duvarları ile büyük şehrin korkutuculuğunun bir ön gösterimi olarak algılanmıştır. Bu çalışmada; edebiyatta, sinemada ve resim sanatında gara ilişkin toplumda yer alan duygusal etkilerin izleri sürülmüş, gazete-süreli yayın ve eski fotoğraflarla bu duygusal geçiş süreci belgelenmiştir. Bu kapsamda 1940-2018 yılları arası çekilen ve Haydarpaşa İstasyonu'nda sahnesi bulunan 60 adet dizi-film tespit edilmiş ve incelenmiştir. Aynı şekilde şiir, roman, hikaye ve anı türlerinde icra edilmiş olan toplam 27 adet eserde gar binasının yer aldığı bölümlerin analizleri yapılmaya çalışılmıştır. Beyaz perdede istasyonun çoğunlukla gurbet ve hasreti; edebiyatta ise yalnızlık, hüzün, ayrılık gibi duyguları temsil ettiği görülmüştür. Bununla birlikte, incelenen 11 tablo ile garın resim sanatındaki yansımalarında, bütün bu duygu birikiminin nostaljik bir etkiyle sağlandığı görülmüştür. Bu tezde Haydarpaşa Garı'nın mimarlık ve sanat tarihi niteliklerinin, simgesel anlamları ile beraber disiplinler arası ilişkiler kurularak irdelenmesi amaçlanmıştır. Bünyesinde Avrupa mimarlık ve bezeme unsurlarını barındıran tarihi Haydarpaşa İstasyonu'nun, milli bir unsur halini alışı aşamalar halinde gözlenmiş ve tartışmaya açılmıştır In this study, it is aimed to evaluate the historical Haydarpaşa Station in terms of architecture, art and social memory. Haydarpaşa Station is located in Kadıköy on the Anatolian side of İstanbul. Haydarpaşa Station, which is the point where Anatolia and Europe are connected by rail, is important with its strategic location. As a result of the competition, the building was built by the plans of two German architects, Otto Ritter and Helmuth Cuno, in a similar way to the German Municipality Palaces after and commissioned in 1908. Throughout the years, Haydarpaşa Station has gained symbolic meanings in line with the needs and requirements of the day as well as its strategic importance. Especially after the 1950's, an intensive migration movement started from Anatolia to İstanbul. Haydarpaşa Station where longing was started in these migration movements was perceived as a preliminary presentation of the frightening of the big city with its imposing walls. In this study, the emotional effects in the community related to Station were traced in literature, cinema and painting arts and the emotional transition process is documented with newspapers, periodicals and old photographs. Within this scope, 60 series and movies, which were shot between 1940-2018 and has a scene in Haydarpaşa Station, were identified and studied. Similarly, in 27 works of poetry, novels, stories and memoirs, the sections of the Station Building were analyzed. It was observed that the Station represented mostly homesickness and longing in the cinema and feelings like loneliness, sadness and separation in literature. In addition, in the reflections of the Station in the art of painting, it was seen that all the emotion was provided with a nostalgic effect in the 11 drawings examined. In this thesis it is aimed to examine the architectural and art historical qualities of the Haydarpaşa Station with symbolic meanings and interdisciplinary relations. The historical Haydarpaşa Station, which hosts European architecture and decoration elements, was observed as a national element and it was opened to discussion.Item Konya Sultan Meydanı'na dair kayıp bir kitabenin değeri(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 2019) Bozkurt, Tolga; Sanat Tarihi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiAnadolu Selçuklu Çağı kentini tüm donatılarıyla tanımlayabileceğimiz bir arkeolojik mirastan söz etmek pek mümkün değildir. Konut, çarşı, alt yapı ve kent meydanı hakkındaki bilgilerimiz henüz oldukça yetersizdir. Kökeni antik Yunan şehirciliğine dayanan merkezi meydan olgusundan farklı olarak İslam kültüründe kendine has bir boyut kazanan meydanın ortaçağ Anadolu Türk kentindeki karşılığı için arkeolojik verilerle birlikte sınırlı da olsa dönemin yazılı kaynaklarından bazı ipuçları elde edilebiliyor. Buna göre Selçuklu kentinde meydan, şehristana dıştan eklemlenen ve herhangi bir fiziki sınırı bulunmayan açık alan düzeninde olup, daha çok işlevsel niteliğiyle kimlik kazanmaktadır. Selçuklu payitahtı Konya'daki Sultan Meydanı da kent suru dışında ve üzerinde Osmanlı çağından kalan bir musallanın/namazgâhın bulunduğu sosyal alandır. Musalla Mezarlığı'nın kuzey ucunda, Sultan Meydanı'na ait olduğunu savladığımız bu kentsel arkeolojik alan, doğu kenarına bitişik Şehitlik ile birlikte bugün tarihi mezarlıkla tamamen bütünleşmiştir. Mevcut namazgahın 1541 yılında Konya Valisi Hüseyin Paşa tarafından “idgâh” yani “bayram yeri” için yaptırıldığını belgeleyen kitabesi ise günümüzde ne yazık ki kaybedilmiştir. Bu çalışmada, Konya Sultan Meydanı'na dair önemli bir kayıt niteliği taşıyan Hüseyin Paşa Namazgâhı'nın kitabesi tahlilî bir yöntemle değerlendirilerek, Ortaçağ Anadolu Türk kentinde “meydan” ve “idgâh” kavramları üzerine bazı çıkarımlar yapılmaktadır.Item Toplumsal bellek ve mekân: Zonguldak halkevi binası(Ankara Üniversitesi : Sosyal Bilimler Enstitüsü : Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi : Türk ve İslam Sanatları Anabilim Dalı, 2017) Tekin, Duygu; Bozkurt, Tolga; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma, Zonguldak Halkevi binasının mekânsal niteliklerine “mekânın üretimi” ve “toplumsal bellek” kavramlarını kullanarak kapsamlı bir değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır. Yapı, Zeki Sayar ile Abidin Mortaş tarafından hazırlanan yarışma projesi doğrultusunda 1933 yılında inşa edilmiştir. Zonguldak kent merkezinde, Cumhuriyet Meydanı’nı tanımlayan yapılardan biri olarak Gazipaşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Çalışma, günümüzde de varlığını sürdürmekte olan binanın halkevi olarak kullanıldığı 1933-1951 yılları arasındaki durumuna odaklanmaktadır. Yapının dönemin siyasal, sosyal, kültürel ortamında doğru şekilde konumlandırılması amacıyla; Tek Parti dönemi siyasal ortamı, Türkiye’de uluslaşma süreci ve Halkevleri, erken cumhuriyet dönemi mimarlık akımları ve Yeni Mimari’nin resmî söylem ile ilişkisi, Zonguldak kent merkezinin gelişimi ve dönemdeki kentsel yaşam incelenerek bir tarihsel çerçeve oluşturulmaktadır. Binanın incelenmesinde; devlet yetkilileri, mimarlar, dönem yazarları ve kullanıcılarının yapı ile ilgili kurguları yanında, yapının kullanımına dair veriler de değerlendirilmektedir. Zonguldak Halkevi çalışmaları, Sayar ve Mortaş’ın mimari anlayışları ve üretimleri, yapının yarışma ve inşa süreçleri, yapının güncel mimari özellikleri incelenmektedir. Böylelikle, Zonguldak Halkevi binasının ulusal bellek inşası ile örtüşen üretim süreci tartışmaya açılmaktadır.