Browsing by Author "Billur, Deniz"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Metabolik sendromlu sıçan kortikal nöronlarında endoplazmik retikulum stresiyle ilgili faktörlerin araştırılması(Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi, 2018) Can, Belgin; Kızıl, Şule; Göktürk, Hilal; Bayram, Pınar; Billur, Deniz; Turan, Belma; Olgar, Yusuf; Toy Durak, Ayşegül; Tıp FakültesiMetabolik sendromlu sıçan kortikal nöronlarında endoplazmik retikulum stresiyle ilgili faktörlerin araştırılması Metabolik sendrom (MetS), insülin direnci temelinde ortaya çıkan ve klinik tablosunda glukoz intoleransı veya tip 2 diyabet, abdominal obezite, hipertansiyon, hiperlipidemi ile karakterize; proinflamatuvar ve protrombotik öğeleri bulunduran ve prematüre aterosklerozun yer aldığı artmış kardiyovasküler hastalık riski oluşturan bir patolojidir. MetS’in en önemli parametrelerinden birisi insulin direncidir. Endoplazmik retikulumun (ER) normal fonksiyonunun bozulması sonucu ER stresi ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar insülin sinyal yolağının düzenlenmesinde ER stresinin önemli bir rol oynadığını göstermektedir. ER stresinin metabolik hastalıklar, nörodejeneratif hastalıklar ve kardiyovasküler hastalıklar gibi çeşitli patolojik koşulları tetiklediği bilinmektedir. Bu nedenle çalışmamızda, MetS modeli oluşturulmuş sıçanların kortikal nöronlarında ER stresinin varlığını ve egzojen insülinin ER stresi üzerine etkilerini göstermek üzere ER stresiyle ilişkili belirteçlerin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmamızda 3 grup içinde toplam 30 adet 2 aylık Wistar albino erkek sıçan kullanılmıştır. Kontrol grubunda yer alan sıçanlar (n=10) standart sıçan yemi ve çeşme suyu ile beslenirken, MetS (n=10) ve MetS+İnsülin (n=10) grupları standart sıçan yemine ek olarak %32 sükroz içeren çeşme suyu ile 20 hafta boyunca beslenmiştir. 20 haftalık süre sonucunda MetS ve MetS+İnsülin gruplarında MetS deney modelinin oluşumu bozulmuş glukoz toleransı, insülin direnci, arteriyel kan basıncında artış ve serum insülin seviyesinde artış sonucunda doğrulanmıştır. MetS deney modelinin oluşumu doğrulandıktan sonra MetS+İnsülin grubundaki deney hayvanlarına 15 gün boyunca 3 IU/gün dozunda subkutan insülin uygulanmıştır. Bu sürenin sonunda deney hayvanları sakrifiye edilerek beyinleri çıkarılmıştır. Çıkarılan beyinlerde sol hemisfere ait prefrontal korteks bölgesi Western blotlama deneylerinde kullanılırken sağ hemisfere ait prefrontal korteks bölgesi ışık mikroskobik incelemeler ve ince yapı incelemeleri için kullanılmıştır. Deney hayvanlarından elde edilen beyin dokularında ER stres belirteçlerinden IRE1α, pIRE1, PERK, p-PERK, ATF6, GRP78, GSK3α/β ve pro-Caspase 12 ile apopitoz belirteçlerinden Caspase 3 ve TUNEL için incelemeler gerçekleştirilmiştir. İncelemeler sonucunda elde edilen veriler IBM SPSS 22 programı kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Hematoksilin-Eozin ve Krezil Viyole boyamaları ile gerçekleştirilen genel doku incelemelerinde gruplar arasında belirgin farklılıklar görülmemiştir. İmmünohistokimyasal işaretlemeler ve Western blotlama deneylerinden elde edilen bulgularda kontrol grubu ile karşılaştırıldığında MetS ve MetS+İnsülin gruplarında ATF6 ekspresyonundaki azalma ile EDEM, p-IRE1, GRP78 ve Caspase 3 protein ekspresyonlarındaki artış istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. İnce yapı düzeyinde kontrol grubu ve MetS+İns grubu ile karşılaştırıldığında MetS grubunda nükleusun daha heterokromatik olduğu ve ER lümeninin genişlemiş olduğu görülmüştür. Bu çalışmanın sonuçları, kortikal nöronlarda ER stresi ve MetS arasındaki ilişkinin ortaya konulması açısından önemli bilgiler sunmaktadırItem Metabolik sendromlu sıçanlarda hipokampusun nörogenezine etkili faktörlerin incelenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Bayram, Pınar; Billur, Deniz; Histoloji-EmbriyolojiMetabolik sendrom (MetS); değişen beslenme alışkanlıkları, sedatif yaşam tarzı gibi nedenlerle gittikçe artan sıklıkta görülen, insulin direnci, karın bölgesinde yağlanma, glukoz intoleransı veya Tip2 Diabetes Mellitus (T2DM), dislipidemi, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı gibi sistemik bozuklukların birbirine eklendiği bir hastalık tablosudur. Metabolik sendromun ilerleyen aşamalarında T2DM gelişimi ile Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişim sıklığı arasında ilişki gösterilmiştir. Yetişkin nörogenezinin devam ettiği yerlerden biri olan hipokampus, hafıza ve bellek olayları ile ilgilidir. T2DM hipokampal bölgede insülin direnci nedeniyle insülin reseptör ve insülin reseptör substratlarının azalmasına yol açar. Bu durum hipokampal bağımlı hafızayı ve yetişkin hipokampal nörogenezini azaltır. Bu bilgiler ışığında T2DM oluşum riskini arttıran MetS deney modeli oluşturduğumuz sıçanlar üzerinde yaptığımız çalışmada, nörogenez oranı, öğrenme ve anksiyete değerlendirmesi ve insülin sinyal yolağında yer alan bazı proteinlerin düzeylerini inceleyerek, aralarındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçladık. Çalışmamızda üç grup için toplam 30 adet, başlangıç ağırlıkları 185-200 gr olan iki aylık Wistar Albino türü erkek sıçanlar kullanıldı. MetS deney modeli oluşturulan MetS (n=10) ve MetS+İns (n=10) grupları, % 32 sükroz içeren içme suyuyla beslenirken, kontrol grubu (n=10) normal içme suyuyla beslendi. MetS deney modeli oluşumunun doğrulandığı 16. haftadan sonra MetS+İns grubuna 15 gün süreyle, deri altı, üç ünite insülin enjeksiyonu uygulandı. Bütün gruplarda açık alan testi, yükseltilmiş artı labirent testi, Vanderwolf yüzme testi, aydınlık karanlık kutusu testi ve Harder bezi değerlendirmeleri yapıldıktan sonra sakrifiye edilerek beyin dokuları çıkarıldı. Sol hemisfere ait hipokampusun bir kısmı western blotlama (WB) için donduruldu. Bir kısmı ise gluteraldehit fiksasyonu sonrası araldite gömüldü, toluidin mavisi-azur II ile boyanan yarı ince kesitler ışık mikroskobu ile, uranil asetat/kurşun sitrat ile boyanan ince kesitler ise geçirimli elektron mikroskobu (TEM) ile incelendi. Sağ hemisfer tamponlu formaline alınarak rutin histolojik takip işlemlerine tabi tutuldu. Genel değerlendirme krezil viyole boyalı parafin kesitlerde ışık mikroskobu ile gerçekleştirildi. WB ve immünohistokimya (IHC) analizleri için; DCX, Neuro D1, NeuN, insülin, insülin reseptör, insülin reseptör substratı (IRS)2, GLUT3, GLUT4, Cleaved caspase 3, protein oranları değerlendirildi. Ayrıca IHC analizlerinde Ki67, TUNEL boyanma düzeyleri, WB analizlerinde ise IRS1 ve IGF1Rα protein düzeyleri incelendi. Analiz sonuçları GraphPad Prism 5.0 ve IBM SPSS 22 istatistik programı kullanılarak değerlendirildi. p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çalışmamızda MetS oluşturulmuş sıçanlara yapılan davranış testleri sonucunda hafıza ve bellekte bozulmalarla anksiyetede artış görüldü. Nörogenez belirteç ekspresyonları azalırken, bu azalmayla uygun biçimde apopitozun arttığı belirlendi. Azalan nörogenez oranıyla beraber nöronlarda insülin sekresyonu ve insülin reseptör düzeyi azaldı. İnsülin sinyal yolağının yeterince aktifleşememesinden dolayı, nöronların enerji ihtiyacını karşılamak için GLUT 3 ve GLUT 4 oranları arttı. İnsulinin nöronlar üzerinde nörotrofik, nöromodülatör, nöroprotektif etkilerinden yararlanabilmek için MetS oluşturulmuş sıçanlara insülin enjekte edildi. İnsülin enjeksiyonundan sonra hafıza ve belleğin geliştiği, anksiyetenin azaldığı, nörogenez belirteci olan protein oranlarının arttığı ve insülin sinyal yolağı protein düzeylerinin kontrol seviyelerine yakın duruma geldiği görüldü. Çalışmamızda MetS'de azalan nörogenez ve artan anksiyetenin, insülin reseptör ekspresyonunda azalmayla bağlantılı olabileceği sonucuna varıldı. Ayrıca literatürde ilk defa MetS'de nörogenezin azaldığı WB ve IHC ile gösterildi. MetS oluşturulan hayvanlara insülin enjeksiyonundan sonra davranış testlerinde pozitif yönde değişim görülürken, WB ve IHC analizleriyle de nörogenezin arttığı belirlendi.