Browsing by Author "Akalan, Cengiz"
Now showing 1 - 9 of 9
Results Per Page
Sort Options
Item Elit dağ bisikletçilerin fiziksel, fizyolojik özelliklerinin ve izokinetik kuvvet düzeylerinin performans parametrelerine etkisinin incelenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Özen, Gökmen; Akalan, Cengiz; OtherBu çalışmanın amacı elit olimpik cross country dağ bisikletçilerin fiziksel, fizyolojik özelliklerinin ve izokinetik kuvvet düzeylerinin saha performans parametrelerine etkisinin incelenmesidir. Araştırmaya cross coutry dağ bisikletinde elit kategoride yarışlara katılan 21,92±2,6 yıl yaş, 173,65±4,9 cm boy uzunluğu ve 68,55±6,9 kg vücut ağırlığı ortalamalarına sahip 13 erkek gönüllü olarak katıldı. Araştırma kapsamında katılımcıların antropometrik uzunluk, genişlik, çevre ve deri kıvrım kalınlığı ölçümleri, vücut kompozisyonu ve somatotip hesaplamaları, anaerobik, aerobik, izokinetik kuvvet ve saha performans testleri yapıldı. Bu ölçüm, hesaplama ve testler sonucunda elde edilen verilerin istatistiksel analizleri yapıldı. İstatistiksel analizlerde uygulanan korelasyon ve doğrusal regresyon analizlerinde anlamlılık düzeyi p < ,05 olarak olarak kabul edildi. Araştırmanın bulguları incelendiğinde fiziksel özelliklerden ön kol ve üst bacak uzunluğu, biakromial genişlik, omuz, biceps, ön kol ve baldır çeveresi, biceps, triceps, subskapula, göğüs, abdominal ve calf deri kıvrım kalınlıkları, vücut ağırlığı, BKİ, vücut yağ kütlesi, vücut yağ oranı, endomorfi ve ektomorfi değerleri ile saha performans parametreleri arasında anlamlı ilişkiler olduğu tespit edildi. Fizyolojik özelliklerden anaerobik güç değerinin sprint performansı, anaerobik kapasitenin ise tırmanış performasıyla ilişkili olduğu, aerobik performans parametrelerinden VO2max, Wmax, KAHdin, KAHmax ve anaerobik eşikte VO2max ve KAHmax yüzde değerleri ile saha performans parametreleri arasında anlamlı ilişkiler olduğu saptandı. Araştırmada yavaş (30 ve 600/sn), orta (120 ve 1500/sn) ve yüksek (210 ve 2400/sn ) açısal hızlarda bilateral kalça ve diz eklemlerinde ekstansiyon/fleksiyon ve ayak bileğinde plantar ve dorsi fleksiyon izokinetik kuvvet testlerinden elde edilen parametrelerle saha performans parametreleri arasında anlamlı ilişkiler tespit edildi. Regresyon analizleri sonucunda endomorfi, BKİ, biceps, göğüs, subskapula deri kıvrım kalınlınlığı, omuz çevresi, maksimum anaerobik kapasite, 300/sn dominant kalça ekstansiyon, 120 ve 2400/sn dominant kalça fleksiyon, 2100/sn dominant ayak dorsi fleksiyon, 150 ve 2100/sn nondominant kalça ekstansiyon, 2100/sn nondominant ayak plantar fleksiyon izokinetik kuvvet parametrelerinin saha performans parametrelerini yordayabileceği belirlendi. Sonuç olarak araştırmada elde edilen bulgular ışığında elit dağ bisikletçilerin saha performansında fiziksel özelliklerin etkili olduğu özellikle vücut yağ yapısıyla ilgili endomorfi ve deri kıvrım kalınlığı değerlerinin belirleyici etkisi olduğu, anaerobik kapasitenin sprint ve tırmanış performansında, aerobik kapasitenin orta ve uzun mesafeli sürüşlerde performasla ilişkili olduğu, alt ekstremitede orta ve yüksek açısal hızlardaki izokinetik kuvvet artışının saha performansını artıracağı söylenebilir.Item Futbolcularda yeni zirve güç tahmin denklemi geliştirme(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Mehmet, Gülü; Akalan, Cengiz; OtherAnaerobik kas gücü birçok spor dalında atletik performansın önemli bir bileşenidir. Bu çalışmanın amacı, geniş bir örneklem kullanarak (n=188) 12-14 yaş futbol oynayan çocukların dikey sıçrama yüksekliğinden zirve-gücü tahmin etmek için yaşa ve futbol branşına özgü regresyon denklemi geliştirmektir. Araştırmada yaşı 12,6 ± 0,55, boy uzunluğu 153,31±8,38, vücut ağırlığı 43,65±7,58 olan futbol oynayan 188 erkek katılımcı yer almıştır. Kuvvet platformu kullanılarak dikey sıçramadan elde edilen gerçek ZG değerleri kaydedilmiştir. Katılımcıların vücut ağırlıkları Tanita cihazıyla ölçülmüştür. Vücut ağırlığı ve dikey sıçrama değerleri kullanılarak regresyon modeli geliştirilmiştir. Tüm veriler IBM SPSS (versiyon 21) istatistiksel analiz programına analiz edilmiştir. Zirve Gücün gücünün en iyi tahminini oluşturmak için çoklu doğrusal regresyon modeli kullanılmıştır. Bu çalışmadan elde edilen regresyon modelimiz Güç = -1714,116 + [(47,788 * vücut ağırlığı (kg)] + [(58,976 * Countermovement sıçrama yüksekliği (cm)] önerilen denklemimizde, 12-14 yaş futbolcularda gerçek ZG yüksek oranda tahmin edilebilmektedir. Yeni modele paralel olarak Tufano formülünden elde edilen tahmini ZG değerleri bu çalışmada elde edilmiş olan gerçek ZG değerlerine yakın sonuçlar vermiştir. Bunun nedeni, her iki denklemin modeli için kullanılan daha büyük örneklem boyutları ve aynı branş üzerinde yapılmış olması olabilir.Item Genç futbolcularda farklı yaş gruplarında oynanan 4X4 dar alan oyunlarına verilen fizyolojik, kinematik ve teknik performans cevaplarının karşılaştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Karakoç, Barış; Akalan, Cengiz; Beden Eğitimi ve Spor ÖğretmenliğiItem Hidrolik egzersizlerin ev hanımı ve çalışan kadınlarda vücut kompozisyonu değerlerine etkilerinin incelenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2017) Adıgüzel, Songül; Akalan, Cengiz; Sağlık BilimleriBu araştırmanın amacı; haftada en az üç gün 30 dakika süren hidrolik egzersizin vücut çap/çevre ölçümlerine etkilerini araştırmaktır. Ankara ilinde yapılan bu araştırmaya 18-65 yaş arası kadınlar katılmıştır. Çalışmada daha önce hiç spor yapmamış 70 gönüllü kadın yer almıştır. Ölçümler spor yapılmaya başlanıldığı aydan itibaren her ay periyodik olarak alınmıştır. Toplam üç ay ölçüm alınmıştır ve her ay vücudun 12 farklı bölgesinden ölçüm alınmıştır. Ayrıca Vücut Kitle İndeksi (VKİ), kilo ve yağ oranı üç ay boyunca kaydedilmiştir. Ölçümlere ek olarak, gönüllülere FADA (fiziksel aktivite değerlendirme anketi) uygulanmıştır. Bu anket toplumumuz için geliştirilmiştir ve geçerlilik ve güvenirliği kabul edilmiştir. Çalışmamızda, bu anket ev hanımı ve çalışan kadınlara uygulanmış ve bu kadınların fiziksel aktivite düzeyleri incelenmiştir. Araştırmamızda başka bağımlı değişkenler ele alınmamıştır. Araştırmaya katılan 70 kadının 12 bölgesinden alınan ön test ve son test sonuçları karşılaştırıldığında; her bölgede istatistiksel olarak (p˂0,05) anlamlı ilişki bulunmuştur. Yapılan çalışmada en çok ölçüm farkı olan bölge karın bölgesidir. Basen ve kalça; en çok fark gözlemlenen diğer iki bölgedir. En az fark ise; sağ baldır ve onu takiben sol baldırda görülmektedir. Araştırmaya katılan kadınlar, ev hanımı ve çalışan olarak sınıflandırılmış ve haftalık harcadıkları toplam kalori ve MET harcamasının anlamlı olduğu (p˂0,05) saptanmıştır. Haftalık sportif kalori ve MET harcaması karşılaştırıldığında, anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Araştırmaya katılan kadınlardan alınan ön test ve son testler, vücut yağ oranı ve vücut ağırlığı açısından karşılaştırılmış olup; her iki parametrede de anlamlı bir farklılık saptanmıştır (p˂ 0,05).Item Hipoksik ortamda akut ve kronik tekrarlı sprint uygulamalarının bazı fizyolojik parametreler ve performans üzerine etkileri(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2018) Akalan, Cengiz; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiSon yıllarda tekrarlı sprint yeteneği (repeated sprint ability, RSA) antrenmanı takım sporlarında normal antrenman programına ilaveten uygulanan bir antrenman yöntemi olarak sık kullanılır hale gelmiştir. Ayrıca bu antrenman yöntemi hipoksik koşulda da uygulanmaktadır ve hipokside tekrarlı sprint antrenmanı (repeated sprint training in hypoxia, RSH) olarak isimlendirilmektedir. Literatürde RSH antrenmanının normobarik koşuldaki RSA performansına etkisi olmadığını bildiren bazı çalışmalar olmasına rağmen, ilgili literatürde bu antrenman yönteminin fizyolojik, moleküler ve performans bileşenlerinde önemli gelişmeler sağladığı da iddia edilmektedir. Çalışmalarda elde edilen sonuçlar çelişkili görünmektedir ve çalışmalarda uygulanan kronik/akut hipoksiye maruz kalma derecesi (solunan oksijen fraksiyonu: % 10,9-16,4) ve test protokolleri (yüklenme/dinlenme oranı, setler arası dinlenme süresi ve sprint mesafesi) farklılık göstermektedir. Bu nedenle, bu antrenman yönteminin etkileri hala tartışılmaktadır. Uygulayıcıların bir antrenmanın etkilerini anlamaları çok önemlidir. Bu nedenle, bu derleme akut ve kronik hipoksik ortamın RSA performansı üzerindeki etkilerini özetlemek amacıyla yapılmıştır.Item İskemik önkoşullamanın basketbolcuların aerobik ve anaerobik performansları üzerine etkilerinin incelenmesi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Gürses, Veli Volkan; Akalan, Cengiz; OtherThe aim of the study is to determine the effect of ischemic preconditioning on aerobic and anaerobic performance in basketball players. Fourteen male basketball players (age: 22,13 ± 4,83 yr; height 192,53 ± 6,05 cm; weight 89,00 ± 7,86 kg; VO2max: 47,23 ± 5,13 ml/kg/min) participated voluntarily. Participants were randomly divided in two groups İsÖ (n=7) ve Sham (n=7). The anaerobik performance was tested with Running Anaerobic Based Sprint Test (RAST) protocol, aerobic performance was tested with Yo-Yo Intermittent Recovery Test Level 2 (Yo-Yo IRT 2). To determine effects of İsÖ on anaerobic performance participants has joined pretest and post test RAST ve Yo-Yo IRT 2 tests. In the analysis of data obtained three variables over Friedman for repetitive measurements are repetitive have used analysis of variance method of measurement, the pre-test and post the difference between the test values for determining from where the difference in the values are detected differences Wilcoxon paired sign test were determined. All statistical procedures processed by using significance level at p <0.05. According to the results Anaerobic performance has no significant difference was detected in anaerobic output (p > 0.05). These differences were detected in 6.8% when expressed as a percentage. The application of IsÖ doesn't change any parametres of Aerobic performance. These results are in line with basketball reveal that aerobic and anaerobic performance not increase.Only anaerobic power is changed. The effect of ischemic preconditioning further studies should be focused on anaerobic power.Item Sekiz haftalık spor kaya tırmanışı antrenmanının kalp ve seçilmiş fiziksel ve fizyolojik parametreler üzerine etkisi(Sağlık Bilimleri Enstitüsü) Aras, Dicle; Akalan, CengizBu çalışmanın amacı, sekiz haftalık spor kaya tırmanışı antrenmanının kalp ile bazı fiziksel ve fizyolojik parametrelere etkisinin incelenmesidir. Böylece spor kaya tırmanışının, sağlığı ve fiziksel uygunluğu koruyup geliştirmede ne derece etkili bir fiziksel aktivite olduğu araştırılmıştır. Çalışmaya, 19 (10 kişi kontrol ve 9 kişi deney grubu) sağlıklı sedanter gönüllü olarak katılmıştır. Deney grubu bir haftalık temel tırmanış eğitiminden sonra vücut kompozisyonu, EKO, EKG, aerobik ve anaerobik güç, izokinetik kuvvet, enerji metabolizmaları, bazı fizyolojik uyum parametreleri ile günlük fiziksel aktivite ve enerji harcaması ölçümlerine katılmıştır. Antrenman yoğunluğu KAHrezerv yöntemine göre % 70 olarak belirlenmiş ve şiddet her antrenmanda KAH monitörleriyle kontrol edilmiştir. Bu şiddette haftada üç gün ve günde bir saat tırmanış yapmış, başka bir fiziksel aktivite programına katılmamışlardır. Sonrasında da aynı ölçümler son test olarak tekrarlanmıştır. Kontrol grubu ise ön ve son testler arasındaki sekiz hafta boyunca hiçbir düzenli fiziksel aktiviteye dâhil olmamıştır. Bulgular incelendiğinde; kontrol grubunda anlamlı fark bulunamazken, deney grubuna ait vücut kompozisyonu (vücut yağ ağırlığı, vücut yağ yüzdesi ve vücut kütle indeksi), aerobik güç (VO2maks ve test süresi), izokinetik kuvvet (dirsek ve diz eklemlerinde) ve bazı sıçrama değerlerinde (yükseklik ve havada kalma sürelerinde) istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler (p< 0,05) görülmüştür. Bununla birlikte anaerobik güç değerlerinde (mutlak ve rölatif alaktasit ve laktasit güçte), günlük fiziksel aktivite ve enerji harcaması düzeylerinde (TEH, AEH, TOS, OMET, FAS, OFAS, ZFAS, YS, US), enerji metabolizmalarında, bazı aerobik güç değerlerinde (iş yükü, KAHmaks) ve EKG ölçümüyle alınan KHD parametrelerinde (KAHort, SDSD, SDNN, SDNN5, EPNN50, RMSSD, TP, LF/HF, HF, LF, HFnu, LFnu) istatistiksel olarak anlamlı olmayan iyileşmeler kaydedilmiştir. EKO, reaksiyon zamanı, uyku kalitesi ve aktiviteye fizyolojik uyum parametrelerinde (Sİ, Y, AR, MSS, GDKPS, D, HS) ise olumlu değişiklikler bulunamamıştır. Korelasyon analizlerine göre bazı EKO ve EKG parametreleriyle Vücut Kompozisyonu, Aerobik Güç, Anaerobik Güç, Metabolik Holter ve İzokinetik Kuvvet ölçüm sonuçlarından bazıları arasında ilişki bulunmuştur. Spor kaya tırmanışı sağlıkla ilgili birçok fiziksel uygunluk parametresini olumlu etkilemektedir. Ancak spor tırmanışın kalp üzerinde yapısal ve morfolojik değişikliklere neden olabilmesi için sekiz haftadan daha uzun süreler yapılması gerekmektedir.AbstractThe purpose of this study was to examine the effect of eight weeks sport rock climbing training on heart and selected physical and physiological parameters. Thus, it was investigated to determine how efficient sport rock climbing to protect and improve health and physical fitness. A total of 19 (10 control and 9 experimental) healthy sedentary person voluntarily participated in this study. After one week of a basic sport climbing practice, body composition, echocardiography, electrocardiography, aerobic power, anaerobic power, isokinetic strength, energy metabolisms, some physiological adaptation and daily physical activity and energy consumption parameters were conducted for experimental group. Afterwards they climbed three times per week in 60 minute sessions during eight weeks and did not participate in any other exercise program. Their climbing intensity calculated as 70 % according to the HRreserve method and controlled on each training by using HR monitors. At the end of the eight weeks all measurements were repeated. Control group did not participated in any exercise program during eight weeks between pre and post tests. Findings indicated that there were no significant differences for control group. Results showed that after eight weeks of training in experimental group improvement in body composition (mass of body fat, percent body fat, body mass index), aerobic power (VO2max, test duration), some isokinetic strength (on elbow and knee joint) and some jump parameters (jump height, flight time) were statistically significant (p< 0,05). Even if some parameters that, anaerobic power (absolute and relative lactasit and alactasit power), daily physical activity and energy consumption states (TEE, AEE, NOS, MMET, PAD, MPAD, VPAD, LD, SD), aerobic power (work load, HRmax), energy metabolisms and HRV parameters (HRresting, SDSD, SDNN, SDNN5, EPNN50, RMSSD, TP, LF/HF, HF, LF, HFnu, LFnu) did not show any statistically differences between ore and post-test there were still some improvement were observed. On the other hand, ECHO, reaction time, sleep efficiency and physiological adaptation to physical activity parameters (S, F, AR, CNS, GECPS, D, H) did not either improved or changed. According the correlation analysis there were significant relationship between some parameters including ECG, ECHO, Body Composition, Aerobic-Anaerobic Power, Metabolic Holter and Isokinetic Strength. Sport rock climbing has positive effects on many physical fitness parameters. Hence, to obtain functional and morphological changes on heart statistically it should be longer than eight weeks.Item Sporda beyin sarsıntısının (concussıon) etkileri: sistematik derleme(Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, 2020) Akalan, Cengiz; Antrenörlük Eğitimi; Spor Bilimleri FakültesiAmerikan futbolu, ragbi, boks, kick boks (K1) ve bu sporlara benzer temas sporlarında, beyin sarsıntısı riski darbeler ve çarpışmalardan dolayı çok fazla görülmektedir. Oluşan beyin sarsıntıları, taşıdığı riskler ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilgiler sınırlıdır. Araştırmanın amacı, beyin sarsıntısının nedenleri-sonuçları, bazı sporlardaki etkileri ve sakatlanma oranlarını inceleyip, yapılan araştırmalarla ilgili derleme sunabilmektir. Çalışmada, PubMed, Google Scholar, Ankara ve Kırıkkale Üniversitesi veri tabanları, Ebscohost veri tabanı kullanılarak; ‘’concussion’’ ya da ‘’concussion syndrome’’, ‘’American football’’ ya da ‘’American football and concussion’’, ‘’Ragbi’’ ya da ‘’Ragbi and concussion’’, ‘’ kick boks’’ ya da ‘’kick boks and concussion’’, ya da ‘’boks’’ ya da ‘’boks and concussion’’ birincil arama terimleri ile tarama yapılmıştır. Tanımlanan literatürün referans listeleri de incelenmiş; çalışmalar, dahil etme kriterlerini doğrulamak için eleştirel analiz ve ön yargı değerlendirilmesinden sonra ayrıntılı olarak gözden geçirilmiştir. Çalışmalar, saha performansı ve oyuna dönüş, fiziksel fonksiyon, bilişsel bozukluk, hafıza bozukluğu, reaksiyon zamanı, testler ve tedaviler başlıkları altında değerlendirilmiştir. Saha performansı ve oyuna dönüş çalışmalarında, sarsıntı geçiren oyuncuların çoğunun sarsıntıdan kurtulduğu ve farklı sürelerde de olsa oyuna geri dönüş yaptığı; fiziksel fonksiyon ile ilgili çalışmalarda sarsıntı ile fiziksel işlevsellik arasında anlamlı ilişkiler olduğu; bilişsel bozukluk çalışmalarında sarsıntı geçiren kişilerde bilişsel bozukluk ve depresyon olduğu görülmüştür. Hafıza bozukluğu ve reaksiyon zamanı ile sarsıntı arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Yapılan testler ve tedaviler sonrasında ise vestibuler sistemde düzelme, beyin kan akışı ve hacminde düzelme, bilişsel puanlar ve motor becerilerde artış ve semptomlarda azalma görülmüştür. Beyin sarsıntısı riskinin yer aldığı tüm spor branşlarında, sporcu ve antrenörlerin sarsıntıya bağlı riskleri göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.Item Zihinsel antrenman ve yüksek performans(2008) Altıntaş, Atahan; Akalan, CengizSporcunun performansını arttırmak amacıyla kullanılan yöntemlerden birisi olan zihinsel antrenmana olan ilgi giderek artmaktadır. Bu çerçevede, zihinsel antrenman, sporcunun performansına olumlu katkıda bulunması ve fiziksel antrenmanlarla birlikte uygulamaya dâhil edilmesi açısından son zamanlarda en çok araştırılan psikolojik kavramlar arasında yer almaktadır. Bu derlemenin amacı; sporcunun performansını yükseltmek amacıyla kullanılan zihinsel antrenman metodunun tarihsel gelişimi hakkında bilgi vermek, sporcunun performansına olan olumlu etkilerini yazılı kaynaklarda yer alan çalışmalar çerçevesinde özetlemek ve daha çok yurt dışında kullanılan bu yöntemin ülkemiz sporunda da daha kapsamlı bir şekilde ele alınması için önerilerde bulunmaktır. There is an increasing interest in mental training that is one of the methods used to improve the performance of athlete. Within this context, mental training has taken part in recently investigated psychological concepts in terms of positive contribution to performance of athlete and using with physical training. The purpose of this compiling informs about history of mental training method which is used to improve performance of athlete, to summarize existing literature on the positive effect on performance of athlete and lastly to provide some suggestions about mental training method that usually utilize in other countries.