Browsing by Author "AKBULUT, Hakan (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 3 of 3
Results Per Page
Sort Options
Item Kolorektal kanserlerde vitamin D reseptör ekspresyonunun kolorektal kanserlerde evre ile ilişkisi ve prognoz üzerine etkisi(Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı) TÖRÜNER, Murat (Tez Danışmanı); PEPELER, Mehmet Sezgin (Yazar); AKBULUT, Hakan (Tez Danışmanı)Kolorektal kanser (KRK) gastrointestinal sistemin en sık görülen kanseri olup tümdünyada kansere bağlı ölümler arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yeralmaktadır. Epidemiyolojik çalısmalarda KRK insidansı ile düsük serum 25-hidroksivitaminD3 düzeyi arasında ters bir iliski olduğu gösterilmistir. ?nsan normalve malign kolorektal epitel hücresi, Vitamin D reseptör (VDR) ve 1,25(OH)2D3sentez ve yıkımında görevli enzimleri eksprese etmektedirler. 1,25(OH)2 D3 insankolon kanser hücrelerinin proliferasyonunu inhibe etmekte, differansiyasyon veapopitozisini indüklemektedir.Bu çalısma, VDR ekspresyonunun KRK prognozu ve evresi ile olan iliskisiniincelemek amacıyla yapıldı.KRK tanısı olan 115 olgunun patolojik preperatı değerlendirildi. Perinükleervitamin D reseptörü immün histokimyasal olarak ( 9A7 IgG2b monoklonal antikoruile) değerlendirildi.VDR pozitifliği ile seroza infiltrasyonu, metastatik lenf nodu tutulumu, nüksetme süresi ve evreler arasında istatiksel olarak anlamlı bir iliski saptanmadı. Vit Dreseptörü pozitif olan hastalarda istatistiksel olarak anlamlı olmasa da sağkalımreseptör negatif olanlara göre daha iyi bulundu. VDR pozitif olanlarda medyansağkalıma ulasılamamakla birlikte 5 yıllık sağkalım %69,4 oranında saptandı. VDRnegatif olanlarda medyan sağkalım 60 ay saptanmıs olup 5 yıllık sağkalım %32oranında bulundu. ?statistiksel olarak anlamlı olmasa da VDR pozitif olan hastalarınmedyan sağ kalımı negatif olanlara göre daha iyi bulundu (p=0.053). Hastalıksızsağkalım için VDR'e göre anlamlı fark saptanmadı. VDR negatif olanlardahastalıksız sağkalım %56.8 bulunurken VDR pozitif olanlarda %43.3 bulundu.Sonuç olarak; VDR ekspresyonunun KRK prognozu üzerine olan etkisinintek basına anlamlı olmadığı ve reseptör ekspresyonu dısında reseptörpolimorfizminin ve reseptörün etkilediği yolaklarda rol oynayan mutasyonların vbdiğer faktörlerin arastırılmasının yararlı olabileceği kanısına varıldı. AbstractColorectal carcinoma (CRC) is the most common cancer of thegastrointestinal system and is the second reason of cancer related deaths after lungcarcinoma, worldwide. It is shown in the epidemiologic studies CRC incidence isreversely related with 25-hydroxyvitaminD3 levels in serum. Malign and normalcolorectal epithelium express the necessary enzymes of Vitamin D receptor (VDR)and 1,25(OH)2D3 synthesis and degradion. 1,25(OH)2D3 makes an inhibitory effecton proliferation of human colon cancer cells and induces their differantiation andapoptosis.This study aims the effects of VDR expression with the prognosis and thestage of CRC.Pathologic specimens of 115 patients diagnosed with CRC were analysed.Perinuclear vitamin D receptors are analysed immunhistochemically (with 9A7 IgG2b monoclonal antibody).VDR positiveness and serosa infiltration, methastatic lymph nodeinvolvement, relapse period and stage relationship was not significant statistically.Survival was found better in Vitamin D receptor positive patients against receptornegative patients, however result was not significant statistically. VDR positivepatients could not reach median survival but 5 year survival was found %69,4.Median survival was found 60 months and 5 year survival was %32 in VDRnegative patients. Median survival of VDR positive patients was found better thanVDR negative patients but this was not significant statistically (p=0.053). Survivalwithout disease was not significant according to VDR. 5 year survival withoutdisease was %56,8 in patients with VDR negative patients and %43,3 in patients withVDR positive patients.In conclusion CRC prognosis was not affected only with VDR expression.Besides receptor expression, receptor polimorphism and mutations at the routes ofreceptor affection and investigation of other factors would be beneficious.Item Kolorektal kanserli hastalarda karaciğer metastazlarını saptamada serum golgi protein 73'ün yeri(Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı) ÖZAL, Fatma Güze (Yazar); AKBULUT, Hakan (Tez Danışmanı)Bu çalışmada metastatik kolorektal kanserli hastalarda karaciğer metastazlarını erken saptamada serum gp73 düzeylerinin tümör belirleyici olarak rolünü araştırılması amaçlanmıştır.Materyal ve Metod: Çalışmaya hastalara benzer yaş ve cinsiyet özelliklerinde karaciğer hastalığı olmayan sağlıklı gönüllüler, meme kanseri ve kolorektal kanser için küratif tedavisini tamamlamış ve en az 3 yıldır tam remisyonda olan ve kan örneği alındıktan sonra en az 6 ay nüks saptanmamış olan ve herhangi bir karaciğer hastalığı olmayan hastalar (remisyonda kolon kanseri, remisyonda meme kanseri), yeni tanı almış kolorektal kanserli hastalar, kolorektal kanser tanısı ile izlenen ve yeni karaciğer metastazı saptanan hastalar, ve en az 6 aydır sadece karaciğer metastazı olan hastalar, meme ve kolorektal kanser tanısı ile izlenen ve karaciğer dışı metastazı olan toplam 151 hasta dahil edilmiştir. Bu hastalarda serum gp73 düzeyi ELİSA yöntemi kullanılarak saptandı ve rutin olarak ölçülen CEA, CA 19.9 ve CA 15.3 değerleri ile karşılaştırmalı olarak değerlendirildi.Bulgular: Serum gp73 düzeyleri tüm hasta ve sağlıklı kontrollerde ölçülebilir düzeylerde bulunmuştur. Sağlıklı kontrollerde ortanca serum gp73 düzeyi 33.4±15.9 ng/ml olarak saptanmıştır. Sadece karaciğer metastazı olan kolon kanserli hastalarda her 3 tümör belirleyicisinin diagnostik performansları karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı düzeyde serum gp73'ün diagnostik performansı CEA ve CA 19 9'a göre daha iyi saptanmıştır. Karaciğer dışı metastazı olan kolon kanserlerinde her 3 tümör belirleyicisinin diagnostik performansı karşılaştırıldığında, CEA'nın performansının hem gp73 hem de CA 19 9'dan daha iyi olduğu görülmüştür. Karaciğer dışı metastazı olan meme kanserli hastalarda CEA'nın diagnostik performansının anlamlı olmadığı, buna karşılık CA 15.3 ve gp73'ün anlamlı olduğu bulunmuştur. Gp 73 için metastatik kolon kanserli hastalarda cut-off değeri 14 ng/ml olarak alındığında, sensitivitesi %80 ve spesifitesi %100 olarak bulunmuştur.Sonuç: Elde ettiğimiz sonuçlar kolon kanserli hastalarda karaciğer metastazları açısından serum gp73 düzeylerinin diagnostik performansının hem CEA'dan ve hem de CA 19.9 dan daha iyi olduğunu göstermiştir. Karaciğer dışı metastazı olan meme kanserli hastalarda da gp 73, anlamlı bir diagnostik performansa sahiptir. Bu sonuçların yeni çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.abstractOur purpose was to evaluate value of the serum golgi protein 73 as a tumor markers to determine early liver metastases in patients with colorectal cancer.Materials and Methods: Totally, 151 patients were included in this study. The patient characteristics of the study was categorized as the healthy subjects, with no any liver diseases, which was similar age and gender characteristics of with study patients, patients with colon and breast cancer in remission, with no any liver diseases, which complated their curative therapy, in remission for at least 3 years and not relapsed within at least for 6 months after obtaining a blood samples, newly diagnosed colorectal cancer patients, the patients who monitored with colorectal cancer and have liver metastases for at least 6 months, the patients who monitored with colorectal and breast cancer and have non-liver metastases. The serum gp73 level was determined by ELISA test and was evaluated with CEA, CA 19.9, CA 15.3, which measured routinely, comparativelyResults: Gp73 was detected in the serum of all patients and healthy subjects. The median serum gp73 levels were 33.4±15.9 ng/ml in healthy groups. As a compared to diagnostic performance of every 3 tumor markers in colon cancer patients with liver metastases only, as a statistically significant, the diagnostic performance of gp73 was better than CEA and CA 19.9. As a compared to diagnostic performance of every 3 tumor markers in colon cancer patients with non-liver metastases, the diagnostic performance of CEA was better than gp73 and CA 19.9. The diagnostic performence of CEA was not statistically significant but of CA 15.3 and gp73 were statistically significant in breast cancer patients with non-liver metastases. When the cutoff value of gp73 was 14 ng/ml in patients with metastatic colon cancer, the sensitivity was 80% and the specificity was 100%.Conclusions: The serum gp73 was better than CEA and CA 19.9 to determine liver metastases in patients with colon cancer. Futhermore the diagnostic performance of gp73 was also significant in breast cancer patients with non-liver metastases. Further studies are required to support these results.Item Mide kanserinde kemoterapi yanıtı ve direncinde osteopontinin rolü(Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı) AKBULUT, Hakan (Tez Danışmanı); YAZICI, Ozan (Yazar)Osteopontin (OPN), mide kanseri dahil birçok kanserde aşırı eksprese olan fosforillenmiş bir sialoproetindir. Hücre sağkalımında, migrasyonunda ve adezyonunda gerekli bir protein olan OPN'in tümör oluşması, progresyonu ve metastazı ile de ilişkili olduğu gösterilmiştri. Bu çalışmada OPN' nin ileri evre mide kanserinde kemoterapiye direncin gelişmesinde ve hastalık prognozundaki rolünü belirlemeyi amaçladık.Metodlar: Toplam 42 kemoterapi almamış ileri evre mide kanserli hasta ( ECOG performans durumu < 3) ve 29 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalara modifiye DCF (dosetaksel 60 mg/ m2 1.gün, sisplatin 60 mg/ m2 1.gün ve 5-florourasil 600 mg/ m2 1-4 gün ) kemoterapi rejimi uygulandı. Hastalardan ilk üç kemoterapi kürü öncesinde ve sağlıklı kontrollerden ise bir kez kan örneği alındı. Plazma OPN düzeyi ELISA yöntemiyle ölçüldü.Bulgular: Toplam cevap ve hastalık stabilizasyon oranı sırasıyla %25 ve %72 `di. Medyan 12 aylık takipde; medyan sağkalım 7.0 ± 1.4 (%95 GA: 4.2?9.8) ay ve 1-yıllık sağkalım oranı %34.8 bulundu. Tedavi öncesi OPN düzeyi kemoterapiye yanıt veren grupta (276.7±73.4 ug/dL), yanıt vermeyen gruptakine (529.7±61.0 ug/dL) göre istatiksel olarak daha düşük bulundu (p=0.002). Serum OPN düzeyinin sağkalım için önemli bir prediktör olduğu bulundu (OPNdüşük (?310 ug/dL): 48.1% vs OPNyüksek (>310ug/dL): 5.1%, p=0.039). Multivariate analizde performans durumu ve serum OPN düzeyi toplam sağ kalımı etkileyen bağımsız faktörler olarak tespit edildi ( sırasıyla p=0,004 ve 0,016 ).Sonuçlar: Serum OPN ileri evre mide kanserinde prognostik faktör gibi gözükmektedir. İleri evre mide kanserinde kemoterapi direncinde OPN rolü olması muhtemeldir, fakat altta yatan patofizyolojik mekanizmalar konusunda ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Abstract Osteopontin (OPN), a phosphorylated sialoprotein, is overexpressed in a variety of cancers including gastric cancer. OPN has been needed in tumorigenesis, cell migration and adhesion and related with tumor progression and metastasis. In this study, we aimed to study the predictive role of OPN in the development of chemotherapy resistance and the prognosis of patients with advanced gastric cancer.Methods: A total of 42 consecutive chemonaive patients with advanced gastric cancer (ECOG performance status < 3) and 29 healthy controls were included in the study. All the patients were treated with a modified DCF (docetaxel 60 mg/m2 d1, cisplatin 60 mg/m2 d1 and 5-florouracil 600 mg/m2 d1-4 CI, q3w) chemotherapy regimen. The blood samples were obtained before each chemotherapy cycle from the patients and once from the healthy controls. The plasma OPN was measured by ELISA.Results: The overall response and disease stabilization rates were 25 % and 72 %, respectively. The median follow-up time was 12 months. The median overall survival time was 7.0 ± 1.1 (95% CI: 4.9?9.2) months and 1 year overall survival rate was %34.8 . The OPN level before chemotherapy (529.7±61.0 ug/dL) was significantly higher in patients who were unresponsive the chemotherapy regimen than the chemotherapy responsive patients (276.7±73.4 ug/dL) (p:0.002). The serum OPN level was a significant predictor of survival (OPNlow (?310 ug/dL): 48.1% vs OPNhigh (>310ug/dL): 5.1%, p=0.039). The performance status and serum OPN levels were found to be significant factors for overall survival in the multivariate analysis (p=0.004 and 0.016, respectively).Conclusions: The serum OPN seems to be a prognostic factor in patients with advanced gastric cancer. The role of OPN as predictor of prognosis and in the development of cheotherapy resistance in advanced gastric cancer patients on DCF chemotherapy regimen needs to be supported with further clinical trials.