Browsing by Author "ADEM, Mahmut (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item İlk ve ortaöğretime dal öğretmeni yetiştirilmesinin planlanması(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Planlaması Anabilim Dalı) ADEM, Mahmut (Tez Danışmanı); TUZCU, Gökhan (Yazar)Günümüzde toplumlar, kendi felsefe ve hedefleri doğrultusunda, sorumluluğunun bilincinde olan ve düşünme gücüne sahip kuşaklar yetiştirme görevini eğitime vermiştir. Eğitimin niteliği de, gelişen teknolojik olanaklara rağmen en öncelikli olarak öğretmene, öğretmenin nitelikli yetiştirilmesine bağlıdır. Bu araştırmada, Türkiye'de ilk ve ortaöğretimdeki 17 dalda genel kültür derslerine öğretmen yetiştirme ve istihdamının planlanması incelenmeye çalışılmıştır. İlk olarak; dal öğretmeni yetiştiren yükseköğretim programlarının öğrenci kaynağını tespit edebilmek amacıyla bu programlara yerleşen öğrencilerin mezun oldukları ortaöğretim okul türleri belirlenmiştir. Bu aşamada, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarına öğrenci yetiştirmek amacıyla kurulmuş olan "Öğretmen Liseleri (Anadolu Öğretmen Liseleri)" mezunlarının yerleştikleri yükseköğretim programları ve özellikle öğretmenliğe geçiş oranları belirlenmiştir. İkinci olarak; mevcut dal öğretmenlerinin mezun oldukları yükseköğretim programları belirlenmiş, böylelikle tarihsel gelişim içinde hangi okulların hangi oranda sisteme öğretmen yetiştirdiği ortaya konulmuştur. Üçüncü olarak; 1994, 1995 ve 1996 yıllarında atanan ve göreve başlayan dal öğretmenlerinin mezun oldukları yükseköğretim programları belirlenmiş, böylelikle günümüzde dal öğretmenlerinin hangi yükseköğretim programlarında yetiştirildiği tespit edilmiştir. İkinci ve üçüncü aşamadaki diğer amaç, öğretmenlerin mezun oldukları dal ile istihdam edildikleri dal arasında farklılık olup olmadığının tespit edilmesidir. Dördüncü olarak; dal öğretmenlerinin iller itibariyle dağılımı belirlenmiş, böylelikle yöreler arasında dengesizlik olup olmadığı, hangi dallarda öğretmen gereksinimi - hangi dallarda öğretmen fazlalığının olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Beşinci olarak; dal öğretmeni yetiştiren yükseköğretim kurumlarında öğrenci/öğretim üyesi oranları ve öğrenci başına yıllık ortalama cari maliyet tespit edilmeye, böylelikle yükseköğretim kurumları arasındaki farklılıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Kısaca; dal öğretmenliği için öğrenci alımı (seçimi), yetiştirilmesi (eğitimi) ve değerlendirilmesi (istihdamı) sorunu araştırılmıştır. Tarama modeli ile yapılan araştırmada, gereksinim duyulan veriler Millî Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi ve Devlet istatistik Enstitüsü kaynaklarının taranmasıyla elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda, Türkiye'de; - Dal öğretmeni yetiştiren yükseköğretim programlarına ilk sırada lise, ikinci sırada imam-hatip lisesi ve üçüncü sırada öğretmen lisesi mezunlarının yerleştiği, - Mevcut dal öğretmenlerinin 39, son üç yılda atanarak göreve başlayan dal öğretmenlerinin ise 22 farklı yükseköğretim kurumundan mezun olduğu, - İngilizce, müzik, beden eğitimi-spor ve Türkçe/Türk dili ve edebiyatı dallarında yüksek düzeyde öğretmen gereksiniminin bulunduğu, - Dal öğretmenlerinin istihdamında yüksek düzeyde dengesizliğin olduğu ve bu dengesizliğin bölgeler arasından çok yöreler arasında gözlendiği tespit edilmiştir.Item Türkiye'de nüfus ve eğitimde fırsat eşitsizliği(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Planlaması Anabilim Dalı) ADEM, Mahmut (Tez Danışmanı); BÜYÜKÖZTÜRK, Şener (Yazar)Türkiye'de "eğitimde fırsat ve olanak eşitsizliği" konusunda birçok araştırma yapılmış t ir. Ancak bu araştırmaların tümünde de gerek okul çağı nüfusunun, gerek öğrenime devam edenlerin yaş yapısı çözümlemesinin yapılmadığı görülmektedir. Oysa eğitimde okul çağı nüfusunun okullaşma oranının sağlıklı ve en az hata ile saptanabilmesi öncelikle nüfusun yaş yapısı çözümlemesini gerektirmektedir. Dolayısıyla bu araştırmanın problemini, okul çağı nüfusu ile okullaşan nü fusun yaş yapısının çözümlenmesi ve değerlendirilmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda araştırmanın genel amacı; Türkiye'de temel eğitim ve ortaöğretimde nüfusun eğitim hizmetinden yararlanmasında fırsat ve olanak eşitsizliğinin derecesini, bölgeler, iller, yerleşim birimi ( kent-köy), cinsiyet ve yaşa göre değerlendirmektir. Eğitimin sayısal gelişiminin değerlendirilmesinde nü fusun okur-yazarlık oranı ile okullaşma oranı önemli birer ölçüt olarak kabul edilmiştir. Araştırma, 1985/1986 öğretim yılı ve bu yılda mevcut 67 il ile sınırlıdır. Araştırma tarama modelindedir. Mevcut durum olduğu gibi betimlenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın amacını ger çekleştirmek için gereksinim duyulan; nüfusun okur-yazarlık durumuna ve okul çağı nüfusuna ilişkin veriler Devlet İstatistik Enstitüsü, okul çağı nüfusunda olup da öğrenimine devam edenlere ilişkin veriler Milli Eğitim Bakanlığı kaynakların dan ve ilgili literatürden tarama yapılarak derlenmiştir. Derlenen veriler bölgelere-yörelere, illere, yerleşim birimine ve cinsiyete göre ayrı ayrı gruplandırılarak çizelgeleri ha-97 zırlanmış ve öğretim haritaları düzenlenmiştir. Ayrıca okul çağı nüfusu ile bunlardan öğrenimine devam edenleri gösteren yaş piramitleri geliştirilmiştir. Bulgular, yasalar ve kalkınma planları dikkate alınarak değerlen dirilmiştir. Araştırmanın bulguları aşağıda kısaca verilmiş tir: 1985 yılı nüfus sayımına göre 6 ve daha yukarı yaşlardaki tüm Türkiye nüfusunun okur-yazarlık oranı $ 77.3' tür. I985/I986 öğretim yılında ilkokul çağındaki 7-11 yaş kümesi nüfusun okullaşma oranı $ 79.2, ortaokul çağındaki 12-14 yaş kümesi nüfusun okullaşma oranı f<> 32.6, ortaöğretim çağındaki 15-17 yaş kümesi nüfusun toplam o- kullaşma oranı f° 19.4' tür(genel lise için % 11.9, mesleki -teknik lise için $> 7.5). Oysa Türkiye'nin aday üye olduğu Avrupa Topluluğu- (AT) ülkelerinde okur-yazarlık sorunu olmadığı gibi, en az dokuz yıllık temel eğitim çağ nüfusunun tümü, ortaöğretim çağ nüfusunun yaklaşık $ 80' i okullaştırılmıştır.Öte yandan, birçok toplumsal ekonomik göstergeye göre ülkemizden daha geri olan Bulgaristan, İran, Irak ve Suriye' nin eğitim düzeyleri ülkemizden oldukça yüksektir. Türkiye'de zorunlu öğrenim süresi uygulamada beş yıldır. Oysa AT ülkelerinde bu süre en az dokuz yıldır.Türkiye'nin komşusu olan ülkeler içinde bu sürenin beş yıl ile sınırlı olduğu tek ülke İran' dır. Temel eğitim süresi Suriye ve Irak'ta 6, Bulgaristan'da 8, SSCB' de 10 yıldır. Hemen hemen tüm AT ülkelerinde zorunlu öğrenim çağ nüfusunun tümüne yakını okullaştırılırken, Türkiye'de 6-14 yaş kümesi toplam nüfusun ortalama okullaşma oranı $ 70'- tir.98 Eğitim düzeyinin ulusal re uluslararası boyutta oldukça düşük görülmesinin yanı 3 ıra, bölgesel-yöresel, iller, kentsel-kırsal, kız-erkek nüfusun eğitim düzeyleri arasında önemli farkların olduğu görülmektedir. Bu eşitsizlikler 1985/1986 öğretim yılına göre incelendiğin de; Bölgesel-Yöres4l__ Nüfusun eğitim düzeyinin bölgeden bölgeye çok farklılık gösterdiğine daha önce değinilmişti. Hem 6 ve daha yukarı yaşlardaki nüfusun okur-yazarlık oranının, hem temel eğitim ve ortaöğretim çağ nüfusunun okullaşma oranının en yüksek olduğu bölge Marmara, en düşük olduğu bölge Güneydoğu Anadolu. dur.Marmara bölgesinde nüfusun okur-ya zarlık oranı # 85.8, ilköğretimde okullaşma oranı $> 83»4, ortaokulda okullaşma oranı # 43*8» ortaöğretim düzeyinde okullaşma oranı ; genel lise için # 15«5, mesleki-teknik lise için İ» 10.4' tür. Aynı oranlar Güneydoğu Anadolu bölge sinde nüfusun okur-yazar oranı $> 55.8 ve ilköğretim, ortaokul, genel lise ve mesleki-teknik lise okullaşma oranı sırasıyla İ» 72.1, 1* 20.1, # 7.3» İ> 2. 9' dur.Marmara bölge si ile Güneydoğu Anadolu bölgesi arasındaki en büyük far kın nüfusun okur-yazarlık oranında olduğu açık seçik olarak görülmektedir: # 85.8» e karşılık $> 5 5. 8. Hem okur-ya zarlık oranı, hem de çeşitli öğretim düzeylerindeki okullaşma oranı yönünden en geri ikinci sırada bulunan Doğu Anadolu bölgesi, Türkiye ortalamasının çok altında bulunmaktadır. Aynı biçimde kalkınmada öncelikli yörelerde ki tüm iller de yine Türkiye ortalamasının oldukça geri sinde bulunmaktadır.Kalkınmada birinci derecede öncelikli yöreler, bu alanda en geri olan bölgemizin (Güneydoğu Ana dolu) de geri sindedirler.99 iller Eğitim alanında, bölgelerarası eşitsizlikler, iller arasında daha önemli bir boyut kazanmaktadır.6 ve da ha yukarı yaş nüfusun okur-yazarlık oranının en yüksek olduğu il, İstanbul $ 88.2 ), en düşük olduğu il, Hakkari 'dir($ 4-5.8).Bunun yanısıra okur-yazarlık oranının en yük sek olduğu on il(İstanbul, Eskişehir, Ankara, Kırklareli, Kocaeli, İzmir, Tekirdağ, Isparta, Bilecik, Burdur) Ülkenin batısında, bu oranın en düşük olduğu on i 1( Bingöl, Muş, Ağrı, Bitlis, Diyarbakır, Van, Siirt, Mardin, Şanlıurfa, Hakkari) ülkemizin doğusunda bulunmaktadır. İlkokul çağ nüfusunun (7-11) okullaşma oranının en yüksek olduğu il Gaziantep(# 87»2), bu oranın en düşük olduğu il Hakkari 'dir(# 56. 2). Buna göre Hakkari ili nüfusun da ilkokul öğrenimi görme şansına sahip olan her on çocuğa karşılık, Gaziantep ilinde 16 çocuk bu fırsattan yararlanabilmektedir.İlköğrenim düzeyinde okullaşma oranı en yüksek on ilden altısı(Çorum, İstanbul, Yozgat, Niğde, Kay seri, Zonguldak) batıda, kalan dördü (Gaziantep, Kars, Adı yaman, Sivas) doğudadır. Bu oranın en düşük olduğu on ilin tümü( Erzurum, Ağrı, Muş, Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Sürt, Van, Bitlis, Hakkari) doğudadır. Ortaokul çağ nüfusunun (12-14) okullaşma oranının en yüksek olduğu il Eskişehir( $> 51.2), en düşük olduğu il Ağrı,dır(^ 10. 6). Ağrı ilinde ortaokul öğrenimi görme olanağına sahip olan her on çocuğa karşılık Eskişehir'de 48 çocuk bu fırsattan yararlanabilmektedir. Bu düzey öğrenimde okullaşma oranının en yüksek olduğu on ilden dokuzu- (Eskişehir, Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Kırklareli, Balıkesir, Bursa, Tekirdağ) batıda, yalnızca biri(Artvin) doğudadır. Bu oranın en düşük olduğu on ilin tümü(Gümüşha-100 ne, Siirt, Şanlıurfa, Martin, Bingöl, Maş, Hakkari, Bitlis, Van, Ağrı) doğudadır. Ortaöğretim çağ nüfusunun( 15-17) genel lise oku 11 aşama oranının en yüksek olduğu il Ankara(# 26*3), en düşük olduğu il Muş*tur(# 3.5) «Buna göre Muş ilinde genel lisede öğrenim görme şansına sahip olan her on gence karşılık Ankara ilinde 58 genç bu olanağa sahip bulunmaktadır, Genel lise için en yüksek okullaşma oranına sahip on ilden sekizi (Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Balıkesir, Kırklareli, Amasya, İçel) batıda, ikisi (Elazığ, Malatya) doğudadır. Bu oranın en düşük olduğu on ilden dokuzu ( Gümüşhane, Bitlis, Adıyaman, Bingöl, Şanlıurfa, Van, Hakkari, Ağrı, Muş) doğuda, biri (Kastamonu ) batıdadır. Çağ nüfusunun (15-17) mesleki-teknik ortaöğretim de okullaşma oranının en yüksek olduğu il Eskişehir($ - 16), en düşük olduğu il Hakkari' dir($ 1.4). Buna göre, Hakkari ilinde mesleki-teknik lise öğrenimi görebilen her on gence karşılık, Eskişehir ilinde 114 genç bu olanağa sahip bulunmaktadır.Öte yandan, mesleki- teknik lise okullaşma oranının en yüksek olduğu on il(Eskişehir, Kocaeli, Isparta, Edirne, Kütahya, Balıkesir, Ankara, İstanbul, uşak, Kayseri) ülkenin batısında, bu oranın en düşük olduğu on il( Tunceli, Van, Diyarbakır, Şanlıurfa, Muş, Bingöl, Ağrı, Bitlis, Mardin, Hakkari) doğuşun dadır. Kentsel-Kırsal__ Eğitimdeki eşitsizliğin bir başka boyutu da kentli nüfus ile köylü nüfus arasındadır. 6 ve daha yukarı yaşlardaki toplam nüfusun okur-yazarlık oranı $> 77.3'- tür, bu oran kentlerde # 83.8, köylerde İ> 69.7' dir. Öğretim düzeylerine göre incelendiğinde; ilkokul çağ nü-101 füsunun okullaşma oranı kentlerde $> 81.6, köylerde $> 76.7*- dir.Aynı oranlar sırasıyle ortaokul için İ> 53.9 ve # 10. 5*- tir.Buna göre 6 ve daha yukarı yaşlardaki her on köylü nüfusa karşılık 12 kentli nüfus okuma-yazma bilmektedir. Bu fark öğretim düzeylerinde artmaktadır. Her on köylüye karşılık 11 kentli ilkokul, her on köylüye karşılık 51 kentli ortaokul öğrenimi görme şansına sahip bulunmakta dır. Eğitim konusunda gözlenen kentsel-kırsal nüfus arasındaki bu eşitsizlik, bölgeler arasında daha da derinleşmektedir. Gerek kentsel nüfusta, gerek kırsal nüfusta en düşük okur-yazarlık ve okullaşma oranları Güneydoğu Anadolu*da, en yüksek okur-yazarlık oranı Marmara bölgesin- dedir.Ortaokul okullaşma oranının en yüksek olduğu bölgemiz yine Marmara* dır. Kentsel-kırsal yerleşim birimine göre bölgelerarası eşitsizlik, il bazında da görülmektedir. Kentsel nüfus ta okur-yazarlık oranının en yüksek olduğu il Eskişehir' dir^ 89. 7). Kırsal nüfusta okur-yazarlık oranının en düşük olduğu il, Şanlıurfa* dır(# 34.1).Bu konuda Eskişehir ili, Şanlıurfa ilinden 2.6 kat üstündür.Çeşitli öğretim düzeylerinde okullaşma oranına kent-köy açısından bakıldığında ilkokulda kentli nüfusun okullaşma oranının en yüksek olduğu il Sakarya* dır (# 92), anılan oranın en düşük olduğu il Hakkari'dir(# 47. 7). Kentli nüfusun ortaokul da okullaşma oranının en yüksek olduğu il Artvin(# 94.1), en düşük olduğu il yine Hakkari ' dir. Q. 3). Buna göre, kentsel-kırsal nüfus arasında 6 ve daha yukarı yaşlarda ki nüfusun, okur-yazarlık ve temel eğitim çağ nüfusunun okullaşmasında(İlkokul> Ortaokul), genelde, bölgeler ve iller bazında önemli eşitsizlik bulunmaktadır.102 Kadın-Erkek Eğitimde, bölge s el -yöre sel, iller ve kentsel-kır- sal nüfus arasında görülen eşitsizlik kadın-erkek nüfus arasında da vardır.Bu durum, kadın ve erkeklerin okur-ya- zarlık oranından ve öğrenim çağı nüfusu ile öğrenimine devam edenlerin oransal dağılımlarından kolayca görülmektedir.6 ve daha yukarı toplam nüfusun okur-yazarlık oranı $> 77»3f aynı oran erkek nüfus için $> 86,4, kadın nüfusta i» 68'dir.Yani, her on kadın nüfusa karşılık 13 er kek okur-yazardır.Bu eşitsizlik, kentsel nüfusta azalırken, kırsal nüfusta artmaktadır »Okur-yazarlık oranı kentlerde erkekler için #91, kadınlar için # 76' dır. Aynı oran köylerde sırasıyla # 80.5 ve # 59.4* dür. Bu eşitsizlik öğretim düzeylerinde de görülmektedir. İlkokul çağındaki erkek nüfusun toplam içindeki oranı $ 51, 5, öğrenimine devam edenler içindeki oranı $> 52.8'dir.Aynı oranlar kızlar için sırasıyla $> 48.5 ve $ 47. 2' dir. Erkeklerle kızların okullaşma oranı arasındaki fark erkeklerle hine 1.3* tür. Bu fark, ortaokulda 13«7> ortaöğretimde genel lise için 6.5, mesleki -teknik lise için 24.3* dür. Park, toplamda olduğu gibi kentsel nüfusta azalmakta, kırsal nüfusta artmaktadır. Öğrenci Yas_ Piramitleri Öğrenci yaş piramidi, toplam nüfusun ve okul nüfusunun yaş yapısını belirlemek ve gelişimini değerlendirmek amacıyla kullanılmıştır. Öğrenci yaş piramidi, tek yaşlar itibariyle kentsel-kırsal nüfusa göre geliştirilmiştir. 6-20 yaş arası toplam Türkiye nüfusu için geliştirilen öğrenci yaş piramidi incelendiğinde; 6-19 yaşlar arasında kentsel ve,kırsal nüfusun birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Farklılaşma 20 yaşında olup, bu yaş-103 taki kentsel nüfus kırsal nüfusun yaklaşık 1.5 katıdır. Buna karşılık aynı yaşlar arasında okullaşan nüfusun kentler lehine önemli ölçüde farklı olduğu görülmektedir. Bu fark, 6 yaşında başlamakta ve fark 10 yaşma kadar çok fazla değişiklik göstermeden sürmekte, ancak 10 yaşından sonra aniden önemli ölçüde artmaktadır. 10 yaşın dan sonra farkın büyük oranda artması, öğrenci yaş piramidinin bu yaştan sonra aniden içe basık bir şekil vermesinden anlaşılmaktadır. Öte yandan, kentsel-kırsal yerleşim birimine göre tek yaşların okullaşma oranları incelendiğinde; kentlerde en yüksek okullaşma oranları 6 ve 8 yaşında(sırasıyla İ» 107.4 ve $> 99.4), köylerde 9 ve 8 yaşındadır - ( $ 92.4 ve İ» 82.5) »Bu durum, ilköğretime başlama yaşının kentsel nüfusta 6, kırsal nüfusta ise en az bir yıl daha ileri olduğunu göstermektedir. Tek yaşların okullaşmasında kentsel-kırsal nüfus arasında görülen eşitsizlik, bölgelerarasında da görülmektedir. Okullaşmada ortaya çıkan fark, geri kalmış Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde diğer bölgele re göre daha fazladır. Bunun yanısıra toplam nüfusta tek yaşların en yüksek okullaşma oranı Marmara ve İç Anadolu, en düşük okullaşma oranı Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülmektedir. Bu, bölgelerarası eşitsizliğin, tek yaşlara göre de olduğunu göstermektedir. Sonuç Avrupa Topluluğu üyeliğine ve 2000' li yıllara ha zırlanan Türkiye'nin eğitim düzeyi oldukça düşüktür. Bu, gelişen Türkiyelin öncelikli ve en önemli sorunlarından biridir. Ulusal kalkınma ile toplumsal barışın sağlanması